KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan Yardımcım, kıymetli bürokratlar, değerli basın mensupları; ben de sizleri saygıyla selamlıyorum.

Evet, yine bir -af demeyelim, peki- yapılandırma üzerine konuşuyoruz. Son üç yılda 2'nci yapılandırma, hatta 3'üncü yapılandırma diye biliyorum. Bu yasama döneminde de bir hayli yapılandırmalar yaptık. İşin esasından aslında kopuyoruz, bu yapılandırmalarla biraz detaya giriyoruz; işin esası tabii ki kötü ekonomi ve yüksek enflasyon. Bu yapılandırmalar da bu kötü ekonomi ve yüksek enflasyondan bunalan vatandaşımızın borcunu ödeyememesinden dolayı son çare olarak bizim artık başvurmak zorunda kaldığımız bu tip -ne diyelim- çareler, son çare olarak başvurduğumuz adımlar.

Bir rakam verdi Sayın Elitaş, yüzde 93 oranında vergi topladığımıza dair. Ben buna inanmıyorum veya şöyle bir hesap yapıldı muhtemelen: Dolaylı vergilerle beraber bu rakam verildi çünkü dolaylı vergileri çıkardığınız zaman bu yüzde 93'ün çok daha altında bir tahsilat oranı olduğunu biliyoruz. Zaten AK PARTİ yönetimlerinin amacını, artık, dolaylı vergiler üzerinden devleti finanse etmek olarak görüyoruz, ki tabii, devletimiz korkunç bir israf içindeyken... Özellikle, bu itibar için yapılan masraflar artık haddi aşmış durumda. Sayın Uğur Aydemir dediler ki: "Seçimler için yapmıyoruz bunu." Hayır, seçimler için de yapılabilir, bu demokrasinin çok tabii bir gereği.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - 2021'de de yapmışız.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Hayır, tabii, yani hepimiz seçilmek için çalışıyoruz ama bunun seçime üç gün kala olmaması lazım. Tabii ki seçimler için hepimiz çalışıyoruz, hepimiz kendimizi milletimize göstermeye gayret ediyoruz. İşte, bu, son dakikaya gelindiğinde, vatandaşın artık nefes alamayacak duruma gelmesinden sonra yapılmasa keşke, vatandaşı nefes alacak hâlde bıraksak ve vergi otoritesini bu kadar zayıflatmasak.

Devletin 2 temeli var; birisi vergi, devletin fonlanması için tabii, bir de ordusu. Bu 2 temele biz zarar verdiğimiz zaman devletimizi de layığıyla yürütemeyiz ve devletin bu ciddi yüzünü, otoriter yüzünü hatta... Her zaman şefkatli bir devletimizin olması lazım tabii ama bir yerde de bu vergi ödemelerinde de insanımızın kendi içinde yaşadığı bu çatının onarılması için, harcamaları için vergi vermesi gerektiğinin de bilincinde olması lazım. Ama bu vergilerin de insani boyutlarda da olması lazım tabii, çok yüksek bazı vergi kalemlerini de görüyoruz. Ayrıca da son derece adaletsiz bir vergi toplama sistemimiz var, özellikle bu dolaylı vergilerle zengin de fakir de aynı oranlarda vergiler ödüyorlar. Artık yüzde 70'lere varan -bildiğim kadarıyla- dolaylı vergilerle devletimizin fonlanması yakışık alır bir durum değil.

"Ekonomi" dedik, ekonomide işte daha yeni bütçeyi yaptık, 650 milyar lira bütçe açığı, 566 milyar lira bir faiz ödemesini daha yeni geçirdik. Ve doğrular da söylenmiyor. İhracata dayalı büyümeden bahsediyoruz. Hangi ihracata dayalı? Tamam, ihracatımız var ama ithalatı kimse görmüyor. Son, daha doğrusu, AK PARTİ döneminde diyeyim, 2022 döneminde bizim dış ticaret açığımız 1 trilyon 300 milyon dolar. Bu büyüme ihracatta nasıl olabilir ki? 1 trilyon 300 milyon dolarlık bir dış ticaret açığının olduğu bir ülkede büyümenin ihracatta olduğunu söylemek akla zarar, birbirimizi kandırıyor oluyoruz, bundan da uzaklaşmamız gerektiğini düşünüyorum.

Çok uzatmak istemiyorum sözlerimi. Bu yapılandırmanın karşısında değiliz fakat prensip olarak yapılandırmalara ihtiyaç duyulmayacak bir ekonomi yönetimine ülkemizin ihtiyacı var. İnsanımızın vergisini ödeyememenin, primini ödeyememenin mahcubiyetini yaşamaması gerekiyor.

Ayrıca, benim merak ettiğim bir şey daha var. Bu kadar yapılandırma sonrası, bu son yapılandırmaya girecek olan şirketlerden, kişilerden bundan önceki yapılandırmalardan da faydalanıp borcunu ödemeyenler muhakkak ki vardır, bununla ilgili bir çalışma var mı? Kaç kişi, kaç şirket bundan önceki yapılandırmalara girdi ve borcunu ödemedi ve bu bir alışkanlık hâline muhtemelen geldi ve tekrar bu yapılandırmadan faydalanacak? Ve maalesef öyle bir sistem oluştu ki Sayın Başkanımız oturumu açarken, hakikaten, çok doğru bir tespit yaptı "Standartlaşan bir kanun teklifine çalışacağız." dedi, hakikaten standartlaşan, bu da demek oluyor ki sıradanlaşan aslında. Burada bu hassasiyete dikkat çekmek isterim, bundan önce de faydalanan kişilerin ve kurumların rakamını ve hatta sayısını ve bundan faydalanan verginin oranını, sigorta priminin büyüklüğünü de bilebilirsek galiba bu...

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Burada var.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Onu demiyorum ben, ondan bahsetmiyorum. Şu anda faydalanacak olan kişi ve kurumların bundan önceki yapılandırmalardan...

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Onun hesabını yapamayız.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Yapılır, neden, neden yapılamasın? Bütün rakamlar, devlet, elinizin altında.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Kimin faydalanacağını nereden bileceğiz?

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Şu anda ödeyemeyenlerden görüyorsunuzdur.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Bakacağız, hepsi talep edecek mi bakalım?

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Peki, yani lütfen, bu ciddi bir yönetim anlayışını yansıtmıyor, kusura bakmayın ama bunların hesaplanmış olması lazımdı.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Kimlerin yararlanacağını nasıl bileceğiz şu saatte?

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Maksimumun hesaplanmış olması lazımdı Beyefendi, yani maksimumunu en azından hesaplamış olmanız lazımdı. Hepsi faydalanacak diye düşünerek bunların yapılması lazım. Yani niye faydalanmasın ki?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamladınız mı?

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.