| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | KESK ESM Sendikası Genel Başkanı Cemalettin Sağtekin'in ve ESM Sendikası Madencilik Komisyonu Başkanı Mehmet Torun'un yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 01 .02.2023 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, sunum için teşekkür ediyoruz. Detayları ve teknik yönü de oldukça önemliydi. Ben özellikle bu sunumdaki teknik açıklamalara bazı ilaveler yapmak istiyorum, belgeleriyle birlikte bugüne kadar açıkta kalan, patlamanın nasıl gerçekleştiğiyle ilgili açıkta kalan soru işaretlerini de ortadan kaldırmak istiyorum.
Şimdi, size okuyorum bu süreçle ilgili olarak durum nedir? Patlamaya yol açan metan birikiminin arındaki ateşlemeden sonra ortaya çıkan çok miktardaki gazın ve ince toz kömürün tali havalandırmayla geriye doğru sürüklendiği raporlarda belirtilmektedir yani patlayıcı ortam oluşmuştur. "Gaz İzleme Sistemi erken uyarı görevini yapmamıştır; gaz izleme sensörlerinin yerlerinin zaman zaman değiştirildiği ve sensörlerin yerleştirme konumlarında hatalar bulunmaktadır. Metan gazındaki yükselme konusunda oldukça yeterli süre olmasına rağmen iş yerlerine gerekli ikazlar zamanında ulaşmamıştır. Patlamanın ateşleyici unsuru büyük olasılıkla yükleyici makinenin elektrik donanımının alev sızdırmazlık özelliğini yitirmiş donanım ve çalışmaya devam eden devre kesicilerle ilgili olduğu da görülmektedir. Ferdî maske kullanımında eksiklikler vardır. Gaz izlemede zaman zaman tehlikeli metan oranına ulaşılmasına rağmen çalışmaların durdurulmadığı görülmüştür. Merkezi Gaz İzleme Sistemi'nde olay anında tek kişinin bulunduğu tespit edilmiştir. Tali havalandırma pervanelerinin yetersiz ve yanlış yerleştirildiği tespit edilmiştir. Kontrol sondajlarında yetersizlik vardır." Evet, bu grizu patlaması olan yer neresi biliyor musunuz? 17 Mayıs 2010, Karadon grizu patlamasının bilirkişi raporu bu. Amasra'daki grizu patlamasıyla birebir aynı, olay aynı. Şimdi, o yüzden, bu olayı böyle çarpıtmaya çalışanlar, belirli bir bilgi kirliliği yaratmaya çalışanlar var. Şimdi onlarla ilgili hemen birkaç tane ana temel noktaya dayanalım.
Şimdi değerli uzmanlar, bakın, bu elimde gördüğünüz geçen toplantıda da ifade ettiğim hangi sensörlerin hangi ana istasyonlara bağlı olduğunu ve onların da hangi devre kesicilere bağlı olduğunu gösteren TTK'nin resmi belgesi. Bu belgeye göre 27 numaralı sensör, yani 320 kotundaki patlamanın yaşandığı kottaki, galerideki arına en yakın olan sensörün bağlı olduğu devre keseciyi adresliyor. Ne diyor? Eksi 300, 2'nci rekuptaymış. Neresi orası? Ben size tablodan, bakın, şöyle göstereyim. Bakın, evet, burada, 320 galerisinde 27 numaralı sensör var; sensörün bağlı olduğu, ana istasyona bağlı olan diğer sensörler eksi 300'ün ikinci rekubunda. Bakın, patlamanın gerçekleştiği yer burası, sensör burada ama bağlı olduğu sensörler burası, eksi 300 ikinci rekup.
Diğer taraftan, yine tablomuza bakıyoruz; tabloda bir de 37 numaralı sensör var. 37 numaralı sensör de yine patlamanın yaşandığı galerinin arından uzak olan kısmında, burada 37 numara; onun bağlı olduğu devre kesiciyse eksi 350 kotundaki sensörlerle aynı devre kesici. Yani durum şu: Bu 2 sensörden biri kesinlikle yanlış bağlanmış yani ikisi ayrı yere bağlanmış. Dolayısıyla buradan çıkan sonuç da şudur. İfadelerle birlikte destekleniyor ki bakın, burada iddianame var. İddianame diyor ki: "Tanık Kamil Çelikok saat 18.07 sıralarında -yani patlama 18.09'da gerçekleşiyor ve Enerji Bakanı da Mecliste yaptığı açıklamada elektriklerin bu galeride 18.05'te kesildiğini söyledi- bakın, patlama öncesi anons geçtiğini ve eksi 300 kotunda ikinci rekupta elektrik kesintisi olduğunun söylendiğini diyor." Yani elektrik nerede kesilmiş? Eksi 300 ikinci rekupta; bambaşka bir yerin elektriği kesilmiş. Şimdi daha anlaşılır olması için şöyle ifade edeyim: Burada kesinlikle bağlantı hatası var, bir kere o kesin, belgeli bir şekilde bu ortada. Aynı galerideki 2 sensör 2 ayrı devre kesiciye bağlı olmaz, dolayısıyla burada hatalı bağlantı kesin olarak var ve 27 numaralı sensörün gösterdiği, yaptığı uyarıda metan gazının havadaki oranı yüzde 1,5'u geçtiğine göre, dolayısıyla tam o dakikada da eksi 300 ikinci rekupta elektrikler kesildiğine göre -tanık ifadesiyle- 27 numaralı sensör yanlış devre kesiciye bağlanmış durumda. Yani bu demektir ki metan gazı oranı yükseldi, patlama gerçekleştiği anda bile eksi 320 kotunda elektrikler kesilmemiş durumda. Daha anlaşılır şekilde söyleyeyim. Evinizde doğal gaz var. Bir doğal gaz kaçağı, gaz kaçağı olabilir diye bir doğal gaz sensörü takıyorsunuz ve gerçekten de bir gaz kaçağı oluyor ve sensör de bunu algılıyor; hemen sigorta kutusuna bilgi verip sizin evin elektriğini kesmesi gerekiyor, evet ancak gaz kaçağını algılayan sensör üst kat komşunun sigorta kutusuna bağlı ve oradaki elektriği kesiyor, dolayısıyla Amasra'da yaşanan durum budur.
Şimdi, buradan bakarsak Enerji Bakanlığı yetkililerinin bir şekilde "Ya, burada metan gazı birikti ama bunu ne patlattı; bunun ateşleyicisi nedir?" diyerek yaptığı garip açıklamaları da bu durumda ortadan kaldırmış oluyoruz. Bakın, TTK yaptığı açıklamada diyor ki: "14/10/2022, patlamanın olduğu gün saat, işte, on, on bir buçuk civarlarında 27 numaralı karbonmonoksit dedektörünün, sensörünün olduğu yerde, bakın, karbonmonoksit değeri yükseliyor, sonra aşağı düşüyor, sonra tekrar yükseliyor." Ve TTK bunu da şöyle iddia ediyor, diyor ki: "Burada 2 tane patlatma yapılmış; birinci patlatmada karbonmonoksit dedektörü gazı algılamış, yükselmiş, sonra birinci patlatma sonrası barutçu beklemiş, ikinci bir patlatma yapmış ve burada karbonmonoksit yine yükselmiş." Onun söylediği bu.
Şimdi, bizim bu karbonmonoksit dedektörü nerede? Ona bir hemen şöyle plandan, şuradan bakalım. Bakın, karbonmonoksit dedektörü, 27 numaralı sensör 300 birinci rekubun hemen girişine yakın olan yerde. Burada karbonmonoksit yükselmiş birinci patlamayla birlikte, iddiaya göre, daha sonra aşağı inmiş, bir bekleme, sonra tekrar yükselmiş. Peki, 37 numaralı metan gazı sensörü nerede? 27 numaralı karbonmonoksit sensörünün yanında. Peki, ondaki veriler nedir? Bakın, ondaki veriler de burada. Onun verileri hiç de karbonmonoksit dedektörünün, sensörünün verileri gibi değil. Buradaki metan gazı sürekli yükseliyor. Yani şöyle göstereyim, bakın, bu karbonmonoksit; TTK 2 atım yapıldı iddiasında. Yani patlamadan bir önceki vardiya burada. Bakın, bu da 37 numaralı metan gazı sensörü; bakın, yükseliyor, aynı, "Birinci patlatma yapıldı." denilen dakikadan itibaren -zaten yan yana sensör- yükseliyor, yükseliyor, yükselmeye devam ediyor, hiç düşmüyor, yükselmeye devam ediyor ve pik noktaya ulaşıyor. Dolayısıyla bu da TTK'nin ortaya koyduğu "Burada ikinci bir patlatma yapıldı." iddiasını çürütüyor. Kaldı ki şöyle, zaten bu vardiyada ikinci bir patlatma yapıldığını ispat edebilecek bir şahit yok -herkes hayatını kaybetmiş- bir veri yok, bir bilgi yok, belge yok; tamamen varsayımdan hareketle ortaya konan bir süreç.
Peki, bu galeride metan gazı nasıl birikti? Şimdi, tekrar şuradan ona bakın, aslında şuradan göstereyim daha uygun olacak. Bakın, burası aynı TTK'nin verdiği plana uygun olarak bizim oluşturduğumuz plan; birazdan kendi planı üzerinden de göstereceğim. Burası eksi 320 kotu, patlamanın gerçekleştiği galeri. Bakın, burada hemen bir nefeslikle şöyle aşağı doğru indiğinizde eksi 350 hazırlık galerisi var, burada galeri var, bak şurada. Bu, Burak Sümertaş'ın hayatta kaldığı, yanındakilerin hayatını kaybettiği kısım. Burada da normalde 1 barutçu var yani patlamanın olduğu vardiyada 4 barutçu var. Biri yukarıda, eksi 300 ikinci rekup tarafında, o patlatmasını yapmış zaten, ayrılmak üzere oradan. Biri Öner Yıldız, patlamanın yaşandığı galeride; o da bir patlatma yapmış. Biri eksi 350 hazırlık galerisinde, şurada; o yapamamış patlatmayı. Yani Burak Sümertaş'ın söylediğine göre kapsülleri, barutları yerleştirme yapmışlar ama patlatamamışlar. Bir de Ercan Saraç var, o da burada -o da hayatını kaybetti- o da patlatmalarını yapmış. Şimdi, bu eksi 350 hazırlık galerisinde patlatma yapılıyor, buradan çıkan kirli hava yukarıya doğru çıkıyor, bu yolu takip ediyor ve 320 galerisine geliyor yani kirli havanın izlediği yol doğrudan patlamanın olduğu galeri. Yani, şöyle göstereyim, bakın, şu gördüğünüz kısım, şurası hava planından zumladığımız kısım. Bakın, 350'de şu maviyle gördüğünüz ok kirli hava; burada patlatmalar yapılıyor yani 320 galerisinde barutçu nasıl patlatma yapıp ortaya ne kadar metan çıkıyorsa bu 350 hazırlık galerisinde de aynı şekilde metan çıkıyor, bu yolu takip ediyor ve 320 galerisinin içine giriyor. Barutçunun yaptığı arındaki, 320'deki patlatmanın patlamanın muhtemel noktasına mesafesi yaklaşık 150 metre gibi, eksi 350 kotundaki patlatma yapılan nefeslikle bağlanan kısımdaki mesafe 100 metre, hatta etkisi neredeyse daha fazla diyebiliriz. Kaldı ki bu nefesliğin hemen altında da uzayan diğer hatta da bir kör galeri var ve kör galeri bir metan deposu ve bu metan deposunun bir kapısı da yok. Buradaki kapı, şurada gösterilen kapı, bir fens yani buradaki kapı hava geçişini, gaz geçişini engelleyen değil ancak madencinin geçişini engelleyen bir kapı. Dolayısıyla eksi 350 hazırlık galerisinde biriken metan, aynı zamanda, bu "kör galeri" dediğimiz kısımda biriken metan birlikte bir araya geliyor ve burada "battıçıktı" denilen, ifadelerde de geçen ve her ifadede de bununla ilgili olarak "Burada zaten bir gaz birikmesi vardı." denilen "tehlikeli" olarak tanımlanan kısımda bir araya geliyor. Dolayısıyla yani şunu net bir şekilde ortaya koymak gerekiyor ki burada birçok metan gazı üreten, ortaya çıkaran çalışma alanının eksi 320'deki nefeslikle birlikte patlama noktasında biriktiğini görüyoruz. Dolayısıyla TTK'nin şu noktada ifade ettiği, bu planlarda ifade ettiği -bakın, şöyle göstereyim- bakın bu, bu planlar. 27 numaralı karbonmonoksit sensörünün tespit ettiği gaz sadece 320 kotunda yapılan patlamadan gelen gaz değil, bu eksi 350 hazırlık galerisinde yapılan patlamayla ortaya çıkan karbonmonoksit de aynı kirli hava yolunu izleyerek yine bu 27 numaralı karbonmonoksit dedektörü tarafından ölçülüyor. Dolasıyla da burada "On beş dakikada, yirmi dakikada bir 2 tane patlatma yapıldı." denilen kısım aslında 2 patlatma değil; bir patlatması 320 kotunun arınından gelen karbonmonoksit, diğer patlatması da 350 hazırlık galerisinde yapılan patlatmadan gelen karbonmonoksit. Kimi tabloda, grafikte 320'deki ilk önce ulaşıyor, diğeri on, on beş dakika, yirmi dakika sonra, patlatma yapılınca ulaşıyor; kiminde de önce 350 hazırlık galerisinde patlatma yapılıyor, sonra 320'de. Dolayısıyla bu verileri, TTK'nin verdiği verileri de böylelikle ortadan kaldırmış olalım. Aksi takdirde şunu soruyorum: Eksi 350 hazırlık galerisinde yapılan patlatmalardaki karbonmonoksit nereye gidiyor? Yani buhar olup yok olmuyor ya. Nefeslikten yukarı çıkıp 320 yani patlamanın yaşandığı galerinin içine giriyor ve nitekim veriler de tamamen bunu destekliyor.
Şimdi, diğer taraftan, bu metan gazı birikimiyle ilgili de yine onu destekleyecek, tam o nefeslikle birleştiği noktada, bakın, yine bir iddianameden...
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Sayın Yavuzyılmaz, bak, şunu söyleyeyim: Sivil toplum kuruluşlarımız burada. Sivil toplum kuruluşlarımıza soru mu soracaksınız yoksa bize özel sunum mu yapacaksınız? Sunum yapacaksanız, sivil toplum kuruluşlarımıza sorularımızı soralım, ondan sonra da siz konuşmanıza devam edin yine sınırsız.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani kesmeseniz de olur yani. Niye kesiyorsunuz?
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Ama kesmeseniz değil... Sivil toplum kuruluşlarımız burada; bu sunumları biz dinledik, aynı şeyleri tekrarlıyoruz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Başkanım, bir şey söyleyeceğim.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Bak, aynı şeyleri tekrarlıyoruz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bakın.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Ama böyle olmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz dinleseniz benim yaptığım konuşmayı...
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Usul açısından böyle olmaz. Diğer arkadaşlarımız da bekliyor, böyle olmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz dinleseniz, bunun ne kadar önemli bir açıklama...
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Böyle olmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sorayım size.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Ben bunları en az 8'inci kez dinliyorum.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Öyle mi?
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Evet, bunları 8'inci kez dinliyorum.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz, eksi 350 hazırlık galerisindeki kirli havanın nereden döndüğünü biliyor musunuz?
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Ama böyle olmaz arkadaşlar. Bak, Sayın Yavuzyılmaz, lütfen, bak, böyle olmaz. Burada Sayın Başkanlar sunum yaptı, soruları sorun. Diğer milletvekili arkadaşlarım da...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben size söyleyeyim, sizin gerçeği ortaya çıkarmak gibi bir derdiniz olsa şu konuşmayı kesmezsiniz.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Lütfen böyle art niyetle beraber bu tür konuşmaları yapmayın.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hangi art niyet?
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Ne kadar samimi olduğumuzu bütün arkadaşlar biliyor. Tartışmayla da gitmeye gerek yok.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Niye ön yargıyla yaklaşıyorsun ya?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Dinlemiyorsunuz, dinlemiyorsunuz.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Ama lütfen!
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Niye ön yargıyla yaklaşıyorsun?
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Lütfen ama lütfen ya! Soruları sorun Sayın Başkana.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Döne döne anlatıyorsun aynı şeyleri.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hangi aynı şeyleri?
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Ya, Sayın Başkana sorular sorun.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - İnsanın da bir sabrı var.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, ne sabrı? Ya, işiniz varsa gidin ya, gidin işiniz varsa.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Böyle konuşmak bir milletvekilimize yakışmıyor.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Sen Komisyonu kaynatmaya çalışıyorsun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Kaynatmak mı?
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Kaynatmaya çalışıyorsun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bunlar kaynatmak mı?
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Kesinlikle! Kesinlikle!
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Lütfen!
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz Komisyonla, konuyla ne kadar ilgisiz, alakasız olduğunuzu resmen itiraf ediyorsunuz.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Bir saniye. Sayın Yavuzyılmaz, şurada anlaşalım; biz iyi niyetle, beraber burada gidiyoruz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - "Kaynatıyor." diyor ya, el insaf ya! El insaf ya! Kafanızı cep telefonundan bir kaldırın.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Sayın Yavuzyılmaz, Başkanlarımıza sorularınızı sorun, ondan sonra sizin söyleyeceklerinizi yine dinleyelim, Başkanlarımıza sorular sorun.
AYDIN ÖZER (Antalya) - Başkanım, açıklamasını bitirsin ondan sonra soralım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - İlla keseceksiniz yani.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Evet, toparlayalım lütfen, toparlayalım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şu şey bittikten sonra, size özel olarak şurada ne anlatıldı, ne ifade edildi sormak istiyorum.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Ben ne anlatıldığını biliyorum.
Buyurun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Nereden biliyorsunuz?
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Biliyorum.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Biliyorsanız açıklasaydınız. Saklıyor musunuz?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Siz devam edin bence.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Biliyorum. Lütfen, bak, üslubunuza dikkat edin. Bak, lütfen, sunumunuzu yapın.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yanlış yerde kesiyorsunuz, bir gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyorum.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Ben Başkanım, istediğim zaman keserim ben sözünüzü.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani şu Araştırma Komisyonunun amacına ulaşmasıdır önemli olan.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Evet, burada istediğim zaman keserim. Usul açısından burayı yönetiyoruz, o zaman gelin, oturun, siz yönetin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tamam, ayrılın, ben geçeyim, oturayım oraya. Müsaade etmiyorsunuz ki Meclis çoğunluğuyla.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Nasıl müsaade edip etmediğimizi görüyoruz biz. Burada tutanaklara bakarsanız...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tamam, o zaman ayrılın.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Haksızlık yapmayın.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ayrılın şu anda, biz geçelim.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Haksızlık yapmayın lütfen.
O hakkı bize millet verdi, sen değil; otur.
Buyur, tamam, konuşmaya devam et.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Eh işte, bak, kesmeseniz beş dakika, on dakika kaybolmayacak.
Şimdi gelelim... Eğer dinlerseniz, anlamaya çalışırsanız faydalı olur yoksa anlattığım her şeyi size soracağım anlatın diye.
Bakın, diğer taraftan, bu TTK'nin bize verdiği yanıtlarda bu galeride, patlamanın yaşandığı galeride konveyörler de var. Konveyör nedir? Kömürü üzerinde taşıyan; tankların paleti gibi, kendi içinde dönerek birbirine aktarıyor. Kaç tane var? Bakın, şurada, 1, 2, 3, 4, 5 tane konveyörü sıralamış, belki en başta 1 konveyör daha var ama 5 konveyörü sıralamış. Bu konveyörler dolayısıyla burada elektrik kesilmediğine göre, bu konveyörlerin motorlarının mevzuata uygun olup olmadığı "atex" özelliğinin bulunup bulunmadığı; incelenmesi gereken konu ortaya çıkıyor. Bakın, "atex" özelliğinin bulunup bulunmaması veya buradaki motorların çalışıp çalışmamasıyla ilgili kesin bir kural var. Kural şudur: Buradaki motorlar M2 kategorisine giriyor. Çok basit, özet olarak söylüyorum. M2 kategorisi de nedir biliyor musunuz? Metanın oranı yüzde 1,5 olduğunda enerjisi kesilmesi gereken ekipman demek, kesilmezse risk var demek. Bu işin en özet tanımı bu. Şimdi, enerji kesilmiş mi? Kesilmediğini biz belgesiyle ispat ettik burada, yanlış yerde kesildiğini de tanık ifadesiyle ayrıca destekledik, dolayısıyla buradaki ekipman M2 kategorisine girdiği hâlde, konveyörlerin motoru yüzde 1,5 metan oranını aştığı hâlde kesmemiş; devre kesilmediği için alev, ark ateşleyici çıkarma kaynağıdır. Dolayısıyla "Nerede ateşleyici, biriken metan gazı nasıl patladı?" sorusunun yanıtı işte burada; bu kadar net ve kendini gösteriyor.
Bakın, ben size özet olarak şimdi söyleyip sonra konuşmamı sonlandıracağım. Bakın, bu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu madde 30. Madde 30, bu yer altı kömür ocakları ocaklarıyla ilgili patlama durumunda kullanılabilecek olan ekipmanlarla ilgili konuyu içeriyor. O atıf yapıyor, Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği var, ona atıf yapıyor ve yaptığı atıfta da 13/(2)-(a) maddesinde "Yeraltı ve yerüstü maden işleri ile sondajla maden çıkarma işlerinin yapıldığı işyerlerinde ek-1 uygulanır." diyor. Sonra geliyoruz ek-1'e, bakın, ek-1 diyor ki: "Sondajla Maden Çıkarılan İşlerin Yapıldığı İşyerleri ile Yeraltı ve Yerüstü Maden İşlerinin Yapıldığı İşyerlerinde Uygulanacak Asgari Genel Hükümler" O da atıf yapıyor 2.1.6.'ya. Orada da "Yeraltı kömür ocaklarında kullanılacak ekipman ve tesisatlar ile bu tip madenlerin grizu gazı ve/veya yanıcı tozlar tarafından muhtemel tehlike oluşturabilecek yerüstü tesislerinde kullanılan parçalar... Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik'te belirtilen I. Grup Teçhizatın uygun kategorisinde olmalıdır." diyor ve arkasından devam ediyoruz, geliyoruz I. Grup'a. Bakın, I. Grup, burada. Şimdi bunu hemen size şöyle ifade edeyim, I. Grup teçhizat, bakın, "Madenlerin yer altı bölümlerinde kullanılacak teçhizatlar için geçerli olanları ve bu tip madenlerin grizu gazı ve/veya yanıcı tozlar tarafından muhtemel tehlike oluşturabilecek yer üstü tesislerinde kullanılan Ek-1'de düzenlenen M1 ve M2 teçhizat kategorilerini içeren parçaları" diyor ve devam ediyor. Bakın, "I. Grup ve II. Grup teçhizat, M2 ve 2 kategorideki teçhizat için" diyor. Hemen M2'yi de şöyle okuyup oraya geçeyim. M2, diyor ki: "Üretici tarafından belirlenen işletme parametrelerine uygun çalışabilecek ve yüksek seviyede koruma sağlayabilecek şekilde tasarlanmış teçhizatı kapsar. Bu kategorideki teçhizat madenlerin yer altı bölümlerinde ve bu madenlerin grizu ve/veya yanıcı toz tehlikesine maruz kalabilecek yer üstü bölümlerinde kullanılması için tasarlanmıştır. Bu teçhizat, bir patlayıcı ortam oluşması hâlinde enerjisi kesilecek şekilde tasarlanmıştır." Buradaki teçhizatlar M2 kategorisi, motorlar, konveyör motorları ve bunlar bir patlayıcı ortam oluşması hâlinde enerjisi kesilecek şekilde tasarlanmış ama enerji kesilmiyor ve diyor ki -devam ediyor, bakın- "M2 ve 2 kategorisindeki teçhizat için: Bu grup ve kategorilerdeki içten yanmalı motorlar ve elektrikli teçhizatlar durumunda, aşağıdakilerden birisiyle birlikte Ek-3'te belirtilen AB tip incelemesi gerçekleştirilir." Ve devam ediyor: "Aynı zamanda Ek-3 ile birlikte Ek-6'da belirtilen denetimli ürün deneyleriyle birlikte imalat kontrolündeki tipe uygunluk belgesi olmalı, Ek-7'de belirtilen Ürün Kalite Güvencesini esas alan tipe uygunluk olması gerekli." diyor. Yani Ek-3 belgesi olacak buradaki teçhizatın, Ek-6 olacak veya Ek-7 olacak. Ama her şeyden önce metan gazı tehlikesi yükselip 1,5 olunca elektriğin kesilmesi gerekiyor. Bir kere kesilmediği için baştan aşağı zaten bir patlama kaynağı; bunu ortaya koyduk.
Şimdi, gelelim ikincisine. Bakın, bu da buradaki motorların yani konveyör motorlarının ilgili belgesi. Belge ne diyor? "Bu belge Ek-3'tür." diyor. Bu belgenin Ek-6'sı veya Ek-7'si yok, CE belgesi yok; onlar da eksik yani ATEX bile değil, ATEX bile değil. Şimdi, bunu nereden biliyoruz? Biz sormuştuk, Komisyon Başkanlığı da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından yaptığı denetimleri dosya olarak istedi, inceledik, binlerce sayfa, eksikleri var; burada, hemen AZ katta. Ve bakın, son yapılan 5-11 Ekim 2022 tarihinde yapılan teftiş, teftişin önemli sayfalarını getirdim, burada. Bakın, teftişte ne diyor: Sonuç olarak, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 30'uncu maddesine göre, 13/2-a maddesi Ek-1, madde 2/1-(6)'ya göre burada birçok ürünün ATEX olmadığını belirtiyor. Bakın, diyor ki: "Yer altında kullanılan bazı elektrikli ekipmanlar ATEX belgeli değildir." ATEX belgeli değil. Kim diyor? Çalışma Bakanlığı müfettişleri söylüyor. Aynı zamanda bu konuyla ilgili de Müessese Müdürü Cihat Özdemir teftişle ilgili beyanında diyor ki: "Müessesemizde kullanılan 2004 yılı öncesi yer altı ekipmanları 'ex-proof' özellikte ancak ATEX sertifikası olmayan ekipmanlardır. 2004 yılından sonra alınan tüm ekipmanların ise E-ATEX sertifikalı olarak alınmıştır. Maden makinaları fabrika işletme müdürlüğümüzde ATEX dönüşümü çalışmaları devam etmektedir." Ve Çalışma Bakanlığı da bu konuyla ilgili ceza kesiyor. Bakın, ceza kesiyor. Ne kadar ceza kesiyor? Şurada o da var. 109.263 lira ceza kesmiş. Ne zaman? 5-11 Ekim 2022 tarihinde yaptığı denetimde. Yani Çalışma Bakanlığı diyor ki: "Siz burada ATEX sertifikalı olmayan ürün kullanıyorsunuz." "Ek-3 belgesinin olması bir ürünü ATEX sertifikalı yapmıyor. Ek-6 veya Ek-7'nin, CE belgesinin olması gerekli." diyor. Yani Ek-3 belgesini... "Siz bir prototip üretirsiniz, götürürsünüz, alev sızdırmaz özellikte olabilir ama seri üretime geçecekseniz bunun ayrı bir deney prosedürünün olması gerekli her birinin ve burada akredite olmuş bir kuruluşla bu süreci yönetmeniz gerekli." diyor. Bunların yönetilmediği açık. Bakın, burada da -yine Çalışma Bakanlığının gönderdiği- Amasra Müessesesindeki yer altı ekipmanlarının bu dayanıklılık durumunu gösteren belge var, bu belgenin içinde birçok bu konveyör motorunun yine ALSz ifade edilerek bu özellikte bir alev sızdırmaz özelliğinin olduğu... Bir kısmına "ATEX" ifadesi konulmuş ama Ek-3 belgesinin yanında Ek-6 veya Ek-7 olmadığı için Çalışma Bakanlığı bunu zaten ATEX kabul etmiyor, dolayısıyla böyle bir durum var.
Şimdi bu "ALSz" ifadesi nedir? Onu da söyleyelim size. Bakın, bu "ALSz" ifadesinin yer aldığı Kozlu Müessesesinde, yine -Amasra'dan örnek verdim, size- Kozlu'dan hemen örneğini şuradan göstereyim. Bakın, ne diyor rapor, şuradan okuyayım. Şimdi bazıları çıkıp şey diyebilir çünkü "Amasra'daki bu konveyör motorlarında, bakın, ALSz özelliği var, bu da alev sızdırmaz zaten ATEX." falan diyebilir, onun için söylüyorum. Bakın, Kozlu maden ocağında yazıyor, "TTK Kozlu TİM ocakta kullanımda olan ALSz sertifikalı olup ATEX sertifikası olmayan ekipman listesi" diyor. Yani ALSz olması ATEX olduğu anlamına gelmiyor. Kaldı ki bu ekipman, konveyör motorları, metan gazı tehlikeli seviyeye gelince elektrik kesilmesine göre üretilen ürünler. Yani M2 kategorisinde zaten tehlike seviyesi yükseldiğinde bırakın ATEX olması olmaması durumlarını, zaten onların enerjisinin kesilmesi gerekiyor. Ancak burada da bu enerjinin kesilmediğini görüyoruz. Dolayısıyla Enerji Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında bu büyük bir sorundur, bu sorun da can alıyor şu an. Karadon'da da can aldı, Amasra'da da can aldı ve bu üzeri örtülecek bir konu değil.
O nedenle, bakın, biz Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak 8 Aralık 2022 tarihinde Enerji Bakanının bu Komisyona gelerek görüşlerini, bilgilerini bize aktarmasını istedik. Bugüne kadar Enerji Bakanı buraya gelmedi. Madem Enerji Bakanının bu konuyla hiçbir ilgisi yok -sanki TTK Enerji Bakanlığına bağlı bir kuruluş değil- o zaman niye savcılık, Enerji Bakanlığından TTK Genel Müdürü, genel müdür yardımcıları ve yetkilileriyle ilgili soruşturma izni talep ediyor? Madem soruşturma izni verip vermeme konusunda bu kadar yetkili ve bu kadar olayın içinde ve Mecliste yaptığı açıklamada "18.05'te bu patlamanın olduğu galerideki elektrik kesilmiştir." diyen kişi, o zaman buraya gelmesi gerekiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının -imzalarımızı attık, bugün itibarıyla Komisyon Başkanlığına sunacağız- Komisyona gelmesini istiyoruz. O da Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin ATEX konusunda kestiği cezaların arkasında mı, değil mi; burada ATEX olmayan ürün var mı, kategorisi bu olayın olmasına bir şekilde katkı sağlamış ve süreçte bir ateşleyiciye dönüşmüş ekipmanlarla ilgili bir analiz yapılıp yapılmadığını da kendisinin gelip burada bize açıklaması gerekiyor. Yani Enerji Bakanı ve Çalışma Bakanının buraya acil olarak gelmesi gerekiyor.
Benim söyleyeceğim, anlatacağım bir kısım daha konu var ama onları bilahare size anlatacağım. Dolayısıyla umarım aydınlatıcı bir konu olmuştur. Aynı zamanda, eğer mümkünse Komisyon Başkanlığı olarak... Ben buradan iddianameyi yazan ve bu konuyla ilgili yargılamayı yapacak olan sayın mahkeme heyetine de buradan bir çağrı yapmak istiyorum: Bu açıkladığımız bilgiler doğrultusunda belgeli bir şekilde bu patlamayla ilgili bilgi almak istediği takdirde biz de Komisyon üyeleri olarak -ayrı ayrı da olabilir bu- mahkeme heyetini bilgilendirebiliriz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Evet, teşekkür ediyoruz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani bu konularla ilgili, Sayın Mehmet Torun'un da bu açıklamalar üzerine söyleyebilecekleri varsa ona da soruyorum.