KOMİSYON KONUŞMASI

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Gündeme getirmek istediğim üç konu var ama Sayın Sendikacımıza yönelik değil, Türkiye Taşkömürü Kurumunun yetkilileri burada, onlardan da mümkünse cevap rica edeceğim.

Şimdi, tabii, birincisi, bu ocaktaki yangınla ilgili bir değerlendirme yapmak istiyorum çünkü bu ocaktaki yangın bitmeden ocağa inip gerçekçi bir değerlendirme yapılamıyor, bilirkişiler bunu yapamıyorlar. Nitekim, savcılık tarafından tespit edilen, belirlenen bilirkişiler heyetince ön raporda "Kazanın İncelenmesi" başlığı altında "Kazanın nedenleri, nasıl meydana geldiği, etkisi gibi konuların daha sağlıklı ortaya konulabilmesi için uygun bir zamanda ocak içinde çok kapsamlı çalışmaların yapılması gerekmektedir." diyor. Çünkü ön rapor, adı üzerinde; o ön rapor, asıl rapora dönüşmemiş durumda. Nitekim, az önce Sayın Mehmet Torun da "Ocağa girip görmeden sağlıklı bir değerlendirme yapılamaz." dedi. Dolayısıyla ocağa girip gerçekçi bir değerlendirme yapmanın savcılık tarafından, yargı tarafından belirlenen bilirkişilerce olduğu kadar bu Komisyonca da önemli olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü yapıyoruz değerlendirmeleri "Şöyle oldu." diyoruz, "Böyle oldu." diyoruz; farklı görüşler var, farklı tezler var ama bizimki de kâğıt üzerinde bir değerlendirme oluyor, biraz askıda kalıyor yaptığımız değerlendirmeler. Gerçekçi bir değerlendirme için ocağa inilmesinde yarar görüyorum. Bununla ilgili de ocağa ne zaman inileceğinin Komisyon tarafından tespit edilmesi lazım ve Komisyonumuzca da ocağa inilirken bu konuda uzman olan teknik arkadaşlarımızdan en az 2 kişinin de mutlaka o heyetin içerisinde olmasında yarar görüyorum. Yani Komisyon Başkanlığı bu konuda aslında hassaslıkla davranırsa komisyon raporunun da doğru bir şekilde hazırlanması açısından daha iyi bir sonuç alacağımızı düşünüyorum. Tabii, bugün ayın 1'i yani Komisyonumuzun süresi 25 Şubatta dolacak galiba Sayın Başkanım. Yani biz ne zaman bu ocakta görgüye dayalı bir bilirkişi heyetinin görüşlerine sahip olacağız?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bizim de inmemiz gerek veya aramızdan seçmemiz gerek.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Yani o açıdan, şu anda, bakın, Türkiye Taşkömürü Kurumu... Bakın, az önce Mehmet Bey'e de sordum, yangın tahkimat yangını mı, yoksa kömür yangını mı, bu konuda açıklığa kavuşmuş bir şey yok.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Sizden sonra TTK'ye söz vereceğiz.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Geçen sefer görüştüğümüzde sanırım "Değerler azaldı." demişti kurum yetkilisi ve ocağa girilebilecek bir duruma geldiği ifade edilmişti. Bu açıdan hem yargı sürecinin sağlıklı ilerlemesi hem de komisyon sürecinin sağlıklı ilerlemesi açısından ön şart olduğunu düşünüyorum. Artık yani teknik anlamda herkes elindeki verilerle bütün kurumlar, bütün kişiler görüşlerini ifade ettiler ama -dediğim gibi- ocaktaki gerçekçi değerlendirme için görgüye dayalı bir keşif bilirkişi incelemesinin mutlaka yapılması gerekir. Sanırım, Komisyon Başkanlığımızda komisyonda teknik kimler varsa ocağa inildiği anda bu komisyondan da mutlaka 2 teknik kişinin olmasında yarar görüyorum Sayın Başkan, dikkatinize sunuyorum efendim.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Tabii, tabii.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Benim 2 konum daha var efendim, sonra da söz istemeyeceğim yani kısa ve öz tutmaya çalışıyorum.

İkincisi, yargı sürecine yönelik bir değerlendirmede bulunmak istiyorum. Tabii ki yasamanın yargıya müdahale etmesi mümkün değil, kuvvetler ayrılığı söz konusu, yargıya hiç kimse müdahale edemez diyoruz ama bazı konulardaki görüşlerimizi de burada komisyonun öznesini oluşturan konu olması nedeniyle ifade etmek istiyorum. Şimdi, biz tabii daha önce Enerji Bakanlığına soru sormuştuk. Sayın Bakan "Savcılık tarafından soruşturma izni talep edilmemişti." şeklinde cevap vermişti bize. 6 savcı görevlendirilmişti bu davanın yürütümü için ve savcıların elinde de sadece ön rapor var. Ön rapora göre bir değerlendirme yapmışlar ve netice itibariyle Türkiye Taş Kömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürü ve altındaki kadrolarla ilgili olası kasttan dava açıldı Bartın Cumhuriyet Başsavcılığınca ancak kurumun Genel Müdürü, Yardımcısı ve diğer daire başkanları hakkında da dosyayı ayırmış ve görevi kötüye kullanmaktan ayrı bir soruşturma başlatmış. Tabii, ben o kadar yıldır bu tür davaları yürütüyorum, yürüttüm yani uzmanlık alanım diyebilirim yargı süreçleri bu konuda. Yani bunu hayretle karşıladım, nasıl yani ön raporda açık ve net bir şekilde Genel Müdür ve Yardımcısı 3 maddeden kusurlu kabul ediliyorken ve yine 1 maddeden kusurlu olan müessesede çalışan bir mühendis bile şu anda tutukluyken ve olası kasttan yargılanacak iken 3 maddeden ve 2 maddeden sorumlu tutulan -ön raporda yine- 2 Genel Müdür ve Yardımcısının dosyaları ayrılıyor ve ne yapılıyor? Görevi kötüye kullanma gibi basit bir suçtan yargılanmaları talep ediliyor. Yani hukuk açısından hani takdir tabii ki sayın savcıların ama bu çok hukuka uygun gelmedi bana. Üstelik, sayın savcılar da 6 kişilik savcılık heyeti de onların belirlediği 7 kişilik bilirkişi heyeti de henüz daha madene inip keşif ve bilirkişi incelemesi yapamadılar. Yani bu ön rapora dayanarak bile olsa aslında şu anda iddianamenin hazırlanamaması gerekirdi. Ceza yargılaması yapıyoruz ve insanlar tutuklanıyor. Belki ocağa inildiğinde bu tutuklu olan kişilerin de belki tutuklanmaması gerekeceği ortaya çıkacak; bunu bilemiyoruz yani ön rapor böyle diyor ama belki başka kişilerin de sorumluluğu ortaya çıkacak. Burada daha süreç tamamlanmadan yani asıl rapor bile, savcılığın belirlemiş olduğu bilirkişi heyeti asıl raporunu bile tamamlayamadan, ocağa girilmeden, görgüye dayalı bir keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan bir yargı süreci sanki yani yangından mal kaçırır gibi hızlanmış bir şekilde devam ediyor; bunu son derece yanlış görüyorum ben. Yani bir ceza yargılamasının bu şekilde devam etmesi, hele hele 42 işçimizin yaşamını yitirmiş olduğu bir davada böyle bir hukuk skandalının olmasını kabul etmem mümkün değil. Bu açıdan, Türkiye Taşkömürü Kurumunu şu anda yöneten kişi de burada sanık olması gereken kişi ve görevi kötüye kullanmaktan, bakın, en azından bu basit suçtan bile olsa Sayın Genel Müdür ve Yardımcısının dosyaları ayrılmıştı ve soruşturma devam ediyor. Şimdi, ocağa ne zaman girilip girilmeyeceğine bu 2 kişi karar verecek ve bekliyoruz, hem Komisyonumuz bekliyor hem de yargı süreci bekliyor; daha doğrusu yargı beklememiş, hızla karar vermiş ama korkarım ki ocağa girilmeden, gerçekçi bir değerlendirme yapılmadan bu Genel Müdür ve Yardımcısının yönettiği kurumun verdiği bilgilerle Komisyonumuz görevini tamamlayacak. Bu da bence yanlış ve eksik yani çok fahiş bir hata var burada. Bize bu açıdan -kurum yetkilileri şu anda buradalar- net bir şekilde şunu demeleri lazım: Bu rapor tamamlanmadan biz ocağa girecek miyiz yani -bizden kastettiğim bilirkişi heyeti- bilirkişi heyeti ve bu Komisyonun görevlendirmiş olduğu veya görevlendireceği kişiler ocağa girip gerçekçi ve sağlıklı bir değerlendirme yapılabilecek mi, edilemeyecek mi; bunun açığa çıkması gerektiğini düşünüyorum. Kurum yetkilileri burada, bize net şunu demeleri lazım: Ya, şöyle eksildi, böyle eksildi falan değil, tahkimat yangını mı bu yani ahşap malzeme ve ocağın içerisindeki diğer yanıcı maddelerle ilgili bir yangın mı yoksa bir kömür oksidasyonu mu; bunu net bir şekilde şu anda bize cevap vermeleri lazım. Eğer tahkimat yangını ise niye söndürülemedi? İşte, "Barajlar yanlış yere kuruldu." deniyor, "Oksijen aldı." deniyor, ya, bu da bir görevi kötüye kullanmadır. Yani eğer barajlar yanlış yere kurulduysa, hâlâ ve hâlâ kazanın üzerinden dört aya yakın bir süreç geçtiyse ve hâlâ bu yangın söndürülemiyorsa yine bir görevi kötüye kullanma vardır, yine bir gerçekleri gizleme çabası vardır diye düşünüyorum. Burada, kurumun Genel Müdürü -zaten başından beri onu söylemiştik- ivedilikle açığa alınmalı demiştik. Bu soruşturma dosyasında ismi geçen üst düzey yöneticilerin açığa alınması gerektiğini demiştik ama maalesef şu anda bu söndürme çalışmalarını bu Genel Müdür ve Yardımcısının talimatıyla götürüyor kurum ve buradaki çalışmalar da yani Komisyonumuza vermiş olduğu bilgiler de yine Genel Müdürün ve Yardımcısının talimatlarıyla veriliyor dolayısıyla burada bir eksiklik ve noksanlık görüyorum. Komisyonumuzun çalışmalarının yanlış bir zeminde ilerlediğini üzülerek ifade etmek istiyorum. Bunun bir an evvel düzeltilmesinde yarar görüyorum.

Son olarak da yine geçen sefer, geçen toplantıda ifade etmiştim: Sigorta şirketi tarafından denetim yapılmıştı kazadan önce, 14 Ekim 2022 tarihinden önce. İşte burada deneyimli bir maden mühendisi, A sınıfı iş güvenliği uzmanı, sigorta eksperlerinden oluşan bir heyetin madene girdiği ve bu heyetin Amasra Müessesesinde yaptığı incelemede havalandırma ve tahkimatta sorunlar tespit ettiği ve asgari sigortalama şartlarının bulunmaması nedeniyle sigorta yapılamadığı, sorunların giderilmesi için müesseseye kırk beş günlük süre verildiği, madenin bu sürede kapatılması gerektiği ve yetkili kurumlara bildirildiği, kamuoyuna yansıdığı hâlde kırk beş günlük sürenin bitimine kısa bir gün kala siyasi baskıyla madenin tekrar açtırıldığı konusunda iddialar vardı. Şimdi, Sayın Muharrem Kiraz -geçen toplantıda ona da söylemiştim- bununla ilgili, bu raporla ilgili demişti ki: "Vekilim, notumuzu aldık -tutanaktan okuyorum- usul olarak doğrudan sunmamız mı gerekir, yazılı mı sunmamız gerekir, nasıl takdir edilirse..." Ben de hemen "Eğer yanınızdaysa sunun." demiştim ama yanınızda olmadığını ifade etmiştiniz ve süre istemiştiniz.

Şimdi, dosyada bir şey sunulmuş, bize geldi, Komisyon Başkanlığı tarafından iletildi: 6643 numaralı Komite Risk İnceleme Kontrol Raporu. Fakat bu rapor kazadan sonraki rapor yani bize gelen 1/11/2022 tarihli rapor. Benim sorduğum rapor kazadan önceki rapordu yani Komisyonumuza kazadan önceki rapor geldi mi henüz bilmiyorum -Komisyon Başkanlığının dikkatine sunuyorum- ama gelseydi bize iletilirdi herhâlde diye düşünüyorum. İletildi mi, iletilmedi mi; Sayın Muharrem Kiraz burada, o konuyu da bir açıklığa kavuşturursa memnun olurum çünkü önemli. Aldığımız duyumlara göre, kamuoyuna yansıyan bilgilere göre kazadan önce sigorta ekspertizleri bunu tespit etmişler "Bu madende eksikler var, noksanlar var; biz bundan dolayı ferdi kaza sigortası yapamayız." demişler. Bu konunun da açıklığa kavuşması gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.