| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | ENERJİ BİR-SEN, ESM Sendikası ve TÜRK ENERJİ-SEN temsilcilerinin yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 01 .02.2023 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, öncelikle, ENERJİ BİR-SEN yetkilileri hâlâ salonda değil, hâlâ Komisyon toplantısında yoklar. Burada, bakın, iki tane sendikanın yetkilisi oturuyor, toplantıyı takip ediyor; olur da onları ilgilendiren bir konu varsa diye burada bulunuyorlar.
Değerli Başkanım, gidiyorsunuz ama ENERJİ BİR-SEN yetkilileri yok hâlâ.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Ben çağırttırdım Deniz Bey.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ama siz şimdi...
BAŞKAN TANER YILDIZ - Ne yapayım, polis mi göndereyim? Çağırttırdım ben.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yahu, olur mu? Rica ederim. Milletin iradesi... Hayır, yanında da var yetkili, tek kişi değil ki 3 kişilerdi.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Tamam, çağırın tekrar Fatih Bey'i, çağırın.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani yanındakiler gelsin.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Tamam gelsin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hayır, yani Meclise saygısızlık bu.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Çağırın.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani hem Meclise hem size hem hepimize.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Ben arkadaşları mı savunuyorum ya? "Çağırın." dedim ben.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - E, yok ama gelmiyor yani böyle olur mu?
BAŞKAN TANER YILDIZ - Ne yapayım, polis mi göndereyim?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bir yetkilisini görevlendirecek, gelecek.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Doğru, hemen çağırın.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bunların genel merkezi Ankara'da değil mi?
BAŞKAN TANER YILDIZ - Çağırın hemen.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani binecek taksiye gelecek, on beş dakikalık mesafe. Yani böyle ortamda biz de gerçeği arıyoruz. Canı isteyen, konuşuyor, gidiyor; ne güzel! Böyle olur mu?
Şimdi ben şunu soruyorum, bunların yanıtını bir alalım, böyle kendi kendimize konuşuyor gibi olmayalım, o da şu: Bu 350 hazırlık galerisinde neden metan gazı sensörü yok? Bunun yanıtını şu anda almak istiyorum. Neden karbonmonoksit sensörü yok? Bunu soru olarak soruyorum, şimdi yanıtını istiyorum. Niye yok? Evet, yanıt istiyorum, soruyorum: Niye yok?
OTURUM BAŞKANI POLAT TÜRKMEN - Başka soracak mısınız Deniz Bey?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Soracağım.
OTURUM BAŞKANI POLAT TÜRKMEN - Yahu, sor hepsini bir toparlasın da cevap versin sana.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bir diğeri, bu eksi 350 hazırlık galerisindeki kirli hava nereden gidiyor, oradan uzaklaştırılıyor? Eksi 350 hazırlık galerisindeki kirli hava, patlatmadan sonra açığa çıkan karbonmonoksit gazı, oradaki metan gazı maden ocağında nereden atılıyor? Bunu soruyorum ve eksi 350 hazırlık galerisinde açığa çıkan karbonmonoksit gazını ölçen sensör hangi sensör ve nerede? Kodu ne? Bunu soruyorum.
Diğer taraftan, yani bütün şu toplantılar boyunca, 11 toplantı boyunca deseniz ki: "Hangi konunun üzerinde durulmuyor, hangi konu es geçiliyor veya geçilmek isteniyor? Aman o konuya girilmese iyi olur." gibi aslında "Konunun paydaşlarının bir eğilimi var." deseniz ben hemen adını koyayım size, dört harfli: ATEX. ATEX konusu toplantının hiçbir yerinde, iddianamelerde, fezlekelerde yani hiçbir yerde neredeyse üzerinde aslında durulmayan bir konu ama şu an itibarıyla yani biz, bu sensörlerin, patlamanın olduğu kottaki 2 metan gazı sensörünün farklı 2 devreye bağlandığını gösteren bu resmî belgeyi ortaya koyduğumuzdan itibaren bu galerideki elektriğin kesilmediği, patlama anında bile kesilmediği ortaya çıkmış oldu. Bakın, bu TTK'nin resmî evrakı. Dolayısıyla bu net bir konu. Dolayısıyla da burada bulunan konveyörlerin motorlarının zaten metan gazının havadaki oranı yüzde 1,5'un altında çalışabilir özellikte oldukları için, elektrik kesilmediği sürece doğrudan bir patlama kaynağı yani ATEX'miş değilmiş kısmı da değil, dolayısıyla burada bu durum, bu problem hâlâ böyle tam ortada duruyor.
Diğer taraftan, barajlamayla ilgili konuda tabii ki somut veriye ihtiyaç var yani burada sözlü bir şekilde belgenin adına, niteliğine, ilgili kanun maddesine, yönetmelikteki ilgili maddeye doğrudan atıf yapılmadan beyan edilen görüşlerin mutlaka incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Neden? Çünkü bunu siz yaptınız yani bunun sebebi sizsiniz. Nedeni şu: Burada grizu patlamasının, barutçunun yaptığı iki patlamadan olduğunu düşünerek o doğrultuda hazırladığınız karbonmonoksit verileri yani bize aktardığınız veriler, sadece buna dayanan ama aynı karbonmonoksit oranını ölçen sensörün hemen yanındaki metan gazı sensörünün verilerini paylaşmamanız yani karşılaştırılabilir parametreleri bize sunmamanız, sadece sizin teorinizi aslında destekler nitelikte olan kısmını sunuyor olmanız, dolayısıyla bu konuda yaptığınız açıklamaları daha fazla sorgulamamıza neden oluyor. Bu bakımdan, evet, burada uzmanlarla buradaki barajlamanın ne şekilde yapıldığı konusunu tabii değerlendireceğiz. Bu, çalışılacak, değerlendirilecek. Siz kendi görüşünüzü aktarmış oldunuz bu noktada.
Diğer taraftan bu ATEX konusuyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin kestiği ceza var yani suç varsa ceza vardır öyle değil mi? Yani işin temel prensibi zaten budur, durduk yere ceza kesmiş olamaz, mevzuata bir aykırılık olması lazım. Dolayısıyla bu veri elimizde. 5 ve 11 Ekim 2022 tarihleri arasında yapılan denetimde bu maden ocağındaki, bu patlamanın gerçekleştiği galerideki konveyörlerin motorlarının ATEX sertifikalı olmadığı yönünde ve bazı ekipmanlarının olmadığı yönünde bir rapor var, bu doğrultuda da kesilen cezalar var. Şimdi, biri bu.
Diğer taraftan, Enerji Bakanlığı tarafı, TTK tarafıysa sanki bunun gelip geçici bir kusur olduğunu düşünerek bu eksikliğe rağmen burada çalışmanın devam ettirilmesi yönünde bir kanaati var. Şimdi, ikisi de aynı anda doğruyu düşünüyor olamaz; ya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında bir problem var ya Enerji Bakanlığında bir problem var ama ortada da enerjinin kesilmemesiyle birlikte gerçekleşen acı bir facia var. O nedenle Komisyona Enerji Bakanının ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının mutlaka gelmesi gerekiyor, hatta mümkünse aynı anda gelmeleri gerekiyor. Bu doğrultuda, bu soru işaretlerini ortadan kaldıramayacaklar ama kim ne diyor, görüşü nedir; bu açığa çıkmalı ki bundan sonra ortaya çıkacak sorunlar oluşmadan engellenebilsin.
Maden ocağında patlamanın olduğu yere inmek gerekir, kesinlikle gerekir, tabii ki gerekir. Buradaki delillerin karartılmaması gerekir, evet, karartılmaması gerekir ancak sadece maden ocağına inmekle sonuç alınacak olsaydı biz ne yapıyoruz burada, o zaman bize ne gerek var? Yani "Hangi sensör hangi devre kesiciye bağlı?"yla ilgili yüz tane soru sorduk, onlardan birine gelen yanıt bu. İşte, onun tek hat şemaları, sorduğumuz soruya gelen yanıt. Bizim yine sorduğumuz soruyla ortaya çıktı ki...
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - İnince gözünle görürsün doğru mu, yanlış mı?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani o mutlaka bir katkı sağlar ama "Sadece yer altına inerek, olay yerine girerek de bu olay sonuçlandırılır." değil yani onu demek istiyorum.
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Şüphen varsa indiğin zaman doğru mu, yanlış mı gözünle görme imkânına sahip olursun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - İşte şöyle: Nereye bakacağımızı bilmek için daha önce bu çalışmaları yapmak gerekiyor. Dolayısıyla biz de tüm boyutlarıyla bunu inceleme gayretindeyiz. Dediğim gibi Enerji Bakanı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının görüşlerini aktarmaları için, bilgilerine başvurulması için, sorumluluklarıyla ilgili süreçlerin netleşmesi için mutlaka Komisyona gelmeleri gerekiyor. Gelmedikleri sürece Komisyondan kaçmış olacaklar. Aynı zamanda da hem de gelmeyerek soruşturma izni verip vermeme kararını da vererek doğrudan soruşturmaya müdahale etmiş olacaklar. O nedenle milletimizin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlendirdiği bu Komisyona mutlaka gelmeleri gerekiyor. Zaten bu konuyla ilgili, Enerji Bakanının gelmesi için Komisyona bir dilekçe vermiştik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının gelmesi için de dilekçe burada, onun da ivedilikle gelmesini istiyoruz.
Aynı zamanda, yer altına inildiği zaman da... Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi herhâlde araya seçimler girse bile sonrasında devam edecek yani yeni bir dönem yeni bir görevlendirmeyle birlikte bunun usulünü Meclisin, Komisyonun araştırması ve bu doğrultuda çeşitli milletvekillerinin madene inen heyette yer almasının da bazı soru işaretlerinin oluşmaması için zorunlu olduğunu tekrar ifade etmek istiyorum.
Ve altını çizmek istediğim son şey de şu: Bugün yaptığım konuşmanın en başında size raporlara göre maden ocağındaki patlamanın hangi sebeplerle gerçekleştiğini okudum, daha sonra okuduğum sebeplerin Karadon'daki grizu patlamasını oluşturan sebepler olduğunu ifade ettim, her şey birbirine çok benzer. Çok ince bir hat üstünde yürüyoruz hep birlikte. Bu, aynı zamanda yanlış, eksik bir çalışmayla, eksik sorgulamayla, eksik araştırmayla buradaki herkesin üzerine vebal düşürebilecek bir hattır. O nedenle, burada biz ne kadar soru sorarsak tekrara girilse bile, o tekrarın içindeki küçücük bir detayla bile belki de tekrar bir patlamanın yaşanmasına engel olacağız ama benim burada gördüğüm şey şu: TTK yetkililerinin üzerinde ben bir sendikanın da vesayetini görüyorum. "Neden ENERJİ BİR-SEN'in, üzerinde bir tahakküm kurduğunu bu kadar net ifade ediyorsunuz?" derseniz bugün itibarıyla değil TTK yönetimi... Türkiye Büyük Millet Meclisinin Araştırma Komisyonundan çekip giden bir sendika var. Çekip giderken arkasında burada açıklama yapacak, takibini yapacak herhangi bir yetkili bırakmadan çekip gidilmesi söz konusu. Dolayısıyla da buradaki temel sorunlardan birini çözmek için mutlaka torpil ve siyasi müdahale dediğimiz sürecin devlet kurumlarının üzerinden çekilmesi gerekiyor, çektirmek için de hepimizin mücadele etmesi gerekiyor.
Ben sorduğum soruların TTK tarafından şimdi yanıtlanmasını istiyorum.
Teşekkür ederim.