KOMİSYON KONUŞMASI

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli milletvekilli arkadaşlarım, Millî Eğitim Bakanlığının değerli bürokratları; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Basının emekçi arkadaşlarımızı da unutmayalım, onlara da ve diğer bürokrat arkadaşlara da merhaba diyorum.

Sayın Bakan, değerli bürokratlar; çok zor bir Bakanlık olduğunun bilincindeyiz çünkü bizler bu eğitim süreçlerinden geçtik ve kolay bir iş değil, çok büyük bir Bakanlık ve adında "millî" bulunan nadir bakanlıklardan bir tanesi ve çok büyük bir personel yapısı ve ülkenin her tarafında binlerce aileyi, yani ülkede yaşayan herkesi ilgilendiren bir Bakanlık, her anne babayı ilgilendiren bir Bakanlık. Doğal olarak, herkesi çok mutlu etmek ve herkese ulaşmak olası değil fakat adında "millî" olduğu gibi, millî eğitim politikalarını herkes söylüyor, binlerce eleştiri, binlerce televizyon programı, binlerce gazete haberi artık sizde belki de duyarsızlığa yol açıyor. Bunda da belki haklısınız, belki de çok fazla şey söylenip bir türlü sonuç alınamıyor. Fakat bu eğitim konusu bugün, belki sizler de biliyorsunuz, eğer siyasal bakarsak, taraflı bakarsak gelecekte, yirmi beş, otuz yıl sonra çocukların dünyadan çok geride kalmasına yol açacak. Birçoğunuz yurt dışına gidiyorsunuz, başka ülkeleri görüyorsunuz ve oradaki çocukların nasıl yol aldığını ve nasıl çeşitli yeteneklere ve bilgilere sahip olduğunu görüyoruz. Bizim çocuklarımızın da gelecekte onlardan geri kalmaması için bugün bu eğitim politikalarının, artık siyasetin çok fazla bulaşmadan, evrensel ölçekte yapılmasında büyük faydalar var. Eminim -daha önceki bakanlıklarda da söyledim- sizleri kendi başınıza bıraksalar çok daha evrensel, çok daha doğru kararlar vereceksiniz bürokratlar olarak ama siyaset çok müdahale ettiği için yeterli ve gerekli kararları belki de veremiyorsunuz.

Birçok arkadaşımız birçok eleştiri getirdi ve bu konuda çok daha deneyimli, bilgili olan arkadaşlarımız var, sizler de muhtemelen birçoğunu not aldınız. Ben, son yıllardaki bütün bu olan, toplam eleştirilere sadece tespitler yönünde birkaç başlık söyleyip konuşmamı bitirmek istiyorum.

Arkadaşlar, 4+4+4 uygulamasını okullardaki okullaşma oranını yükseltmek amacıyla yani bunu gerekçe göstererek yapmıştınız. Oysa veriler, 4+4+4 uygulamasından sonra okullaşma oranının düştüğünü gösteriyor. Bunu mutlaka cevaplandırmalısınız. 3-6 yaş grubunun da eğitim aldığı okul öncesi eğitimde bile yönetmelikte ikili eğitime geçilmiş durumda. 644 bin öğrenci sürekli devamsız. Bunu açıklamak zorundasınız ve bununla ilgili bir çözüm üretmek zorundasınız. Zorunlu olmasına rağmen çağ nüfusunun yüzde 21'i ortaöğretim kurumlarında olması gerekirken hiçbir okula gitmiyor. Bu konuda bir şeyler söylemeli Millî Eğitim ve bir şeyler yapmalı. Ve 2002 yılından bu yana eğitimin niteliğinde iyileştirme sağlanamamış, akademik başarı giderek düşmeye başlamış. TEOG, YGS gibi sınavlardaki ortalamalar, biraz önce arkadaşlar söyledi, çok düşük ve 2015 yılı TEOG test ortalama not karşılığı 5 üzerinden 2. Bununla ilgili mutlaka kendinizi sorgulamalısınız. Ülkemizde lise öğrencilerinin bir yılda okuduğu kitap ortalaması 2,7. Bu konuda da neler yapılabileceğini konuşmalıyız. 7.955 okul aynı binada, AKP tarafından, farklı yaş gruplarının aynı binada eğitim görmesini 4+4+4 olarak bilinen 6287 sayılı Kanun'u gerekçe olarak göstermiştiniz ama 4+4+4 modeli dört yıldır uygulanırken ülke genelinde ilk ve ortaokulların yüzde 24'ünün aynı binada eğitim yapıyor olması 4+4+4 uygulamasının AKP için en önemli gerekçesini çürütmüş oluyor bu rakamlar. Yine, bir başka ilginç bulgu var. Bu birleştirilmiş sınıflarda... Yani ülkenin genelinde yüzde 30, 31'i birleştirilmiş sınıflarda eğitim yapıyor. Birçok kişi, burada olan ve basındaki arkadaşlarımız da muhtemelen bunun Güneydoğu ve Doğu'da olduğunu düşünüyordur, oysa yanılıyorlar. Örneğin Ankara'da 64, İstanbul'da 25, İzmir'de 115, Balıkesir'de 123, Samsun'da 262 ve Şanlıurfa'da 558, Mardin'de 270, Van'da 297, Yozgat'ta 103, Ağrı'da 306 ve Adıyaman'da 276 okulda birleştirilmiş sınıf eğitimi yapılıyor. 507 bin civarında öğrenci çağ nüfusunun...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Bitti mi efendim?

BAŞKAN - Bitti ama ilave süre vereceğim.

Buyurun.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Peki, o zaman çok uzatmadan, bu detayları geçerek sadece birkaç konuda da... Örneğin Bakanlık geçen haftalarda, sağ olsun, çok nazik bir davette bulunmuştu ve bürokratlarla görüşmüştük. Orada bu mahkemede, Danıştaya rağmen niye dönmediklerini sormuştuk. Demişlerdi ki: "Biz idareye başvurduk fakat ısrarla binlerce 'tweet' geliyor, sizin Danıştayın kararlarını uygulamadığınızı..." 2 kez Danıştay kararı ve bu konuda çok ısrarlılar. Bu konunun açıklanmasını istiyoruz.

Bir de bu siyasallaşmaya lütfen hiç olmazsa biraz daha ölçülü davranılsın. Örneğin sadece yöneticilerin, okul müdürü ve müdür yardımcılarının neredeyse yüzde 90'ının EĞİTİM-BİR-SEN'den yani yandaş iddia edilen bir sendikadan atanmış olması, bu da Millî Eğitimin üzerinde maalesef, çeşitli dedikodulara ve güvensizliklere yol açıyor.

Diğer projelere hiç girmiyorum, FATİH Projesine falan, Sayın Bakan zannediyorum o konuda bir açıklama yapacaktır.

Onun dışında, son bir şey söyleyeceğim basındaki arkadaşlarımın dikkatini çekmek için: Arkadaşlar, öğretmenlerin yüzde 33'ünün 1 bankaya, yüzde 22'sinin 2 bankaya, yüzde 10'unun 3 bankaya kredi borcu var. Ve ankete katılan öğretmenlerin yüzde 79'u yani yüzde 80'i; 5 öğretmenden 4'ü son beş yılda bankadan kredi çekmiş. Yani bu gerçeklerin ışığında Bakanlığımızın hiç olmazsa, öğretmenlere de daha iyi bir olanak sağlamasını diliyorum. Aslında, sizin Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünüzün müdürlerle yaptığı bir toplantının raporları da elimde, orada da çok ilginç sonuçlar var ama onlara şu anda zaman yok, dile getiremiyorum. Ama orada kendi müdürleriniz de yöneticileriniz de itiraf etmişler ki, yani bu okul, çocukların taşınması dâhil, nasıl o ihalelerin illegal kişilerin eline geçtiğinden tutunuz da bu ücretli öğretmenlik sisteminin Millî Eğitime nasıl zarar verdiğine kadar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen toparlayınız.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - ...kendi okul müdürleriniz ve yöneticileriniz de hepsini söylemişler.

Başkanım, çok teşekkür ederim.

Benim söyleyeceklerim bu kadar.

Bütçenin de hayırlı olmasını diliyorum.