KOMİSYON KONUŞMASI

ULAŞ KARASU (Sivas) - Teşekkür ediyorum Başkan.

Başta İsmet Ağabey olmak üzere tüm vatandaşlarımızın kaybettikleri yakınları için Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımız var, onlara da acil şifalar diliyorum.

Deprem Komisyonunda beraberdik arkadaşlarla, Deprem Komisyonu Raporumuz burada. Bakın, Deprem Komisyonuna o günkü AFAD Başkanı gelmiş. Kasım 2020'de Deprem Komisyonuna geliyor bilgi veriyor, diyor ki... "İl Afet Risk Azaltma Planı" çalışması hakkında bilgi vermiş bize. 81 il için ayrı ayrı raporlar hazırlandığını, ilk pilot ilin de Kahramanmaraş olduğunu söylemiş bize. O raporda bir simülasyon yardımıyla Maraş'ta 7,5 büyüklüğünde bir deprem senaryosu üzerinde çalışılmış ve sonuç raporunda da kentin büyük oranda yıkılacağı ifade edilmiş yani bunu AFAD Başkanı bizim Komisyona geldi, ifade etti. Şimdi, defalarca komisyonlar kurulmuş, şimdi yine kurulacak. Komisyonların yazdığı ilk cümle "İmar afları yapılmasın." olmuş ama komisyonun vermiş olduğu sonuç bildirgelerine hiç uyulmamış, komisyon raporları hiç dikkate alınmamış, ne yazık ki bizim Meclisimiz tarafından alınmamış yani komisyon raporuna imza atanlar aynı zamanda gelmişler, komisyon raporunda karşı tezdeki oylamalara oy vermişler.

Şimdi, bir fon kuracağız, evet. Türkiye'nin şu anda 11 ili âdeta enkaza dönmüş durumda. Ben bunu Meclis kürsüsünde defalarca ifade ettim, komisyonda ifade ettim; 2018 yılından itibaren ne yazık ki Türkiye'de müteahhitlik sistemi de enkaz altında. Yani burada müteahhit arkadaşlarımız var. İki yıl önce, üç yıl önce 100 bin liraya, 150 bin liraya ihalesi yapılan konutların şu anda 2 milyona, 2,5 milyona ihaleleri yapılıyor. Dünyada böyle bir artışın eşi benzeri yok. Bununla ilgili bir önlem alınabildi mi? Çevre ve Şehircilik Bakanına defalarca soru sormama rağmen, bütçe görüşmelerinde anlatmama rağmen bununla ilgili hiçbir önlem alınamadı. Bakın, şu anda deprem bölgesinde yapılan bir köyevinin 2 milyon 300 bin liraya ihalesini yapıyoruz. Burada yüzde 20 kurumun fiyat artışı hakkı var, gelecek fiyat artışları var, bakanlığın artışı var ve büyük ihtimalle bir köyevini 3 milyondan aşağıya yapamayacağız, oluşturamayacağız. Bunun yüzde 40'ını vatandaş ödeyecek, yüzde 60'ını devlet karşılayacak. Şimdi, 3 milyona ihale ettiğimiz bir köyevi varsa Türkiye'de barınma sorununu nasıl çözeceğiz? Yani özel sektör devreye girmeden, özel sektör devrede olmadan Türkiye'de konut krizini çözme şansımız gözükmüyor, bu bölgeleri ayağa kaldırma şansımız da gözükmüyor. Türkiye'nin her yıl yaklaşık 1 milyon konuta ihtiyacı var. Kira fiyatlarını görüyorsunuz, ev fiyatlarını görüyorsunuz. İnsanların barınma sorununu nasıl çözeceğiz? Bu fonları kurarken, bu fonları oluştururken Türkiye'de ev alamayacak, kiralık ev bulamayacak insanlara ne gibi bir katkımız, faydamız olacak? Ne yazık ki planlamasız, öngörüsüz bir süreç işledi arkadaşlar.

Bakın, Başkanım burada, TOKİ Türkiye'de yirmi yılda 1 milyon 100 bin konut yaptı; doğru, yaptı. Ben TOKİ'nin çeşitli kademelerinde de çalıştım. Depremde üçüncü bölge olan Ankara'ya 97 bin kentsel dönüşüm yaptı, Konya'ya 30 bin kentsel dönüşüm yaptı ama Hatay'a 900, Maraş'a 2.900 tane yaptı. Önceliğimiz ne olmalı, planlamamız ne olmalı bizim? Önceliğimiz, riskin en yüksek olduğu iller olmalı; doğru mu? Yani depremde en az etkilenecek illerden birisi olan Ankara'da 97 bin tane kentsel dönüşüm yaparken Hatay'da 900 tane yaptı arkadaşlar TOKİ kentsel dönüşümü. E, şimdi "Erzincan'da deprem olacak." diyoruz, TOKİ gidiyor, 1 milyar para harcayıp Erzincan'a stat yapıyor, Hatay'a stat yapıyor. Son beş yılda TOKİ'nin yaptığı bütün inşaatlar millet bahçeleri yani kaynaklarınızı, bu milletin alın terini, bu milletin vergisini ilk kullanmanız gereken yere kullanmadınız arkadaşlar. İnsanların, bizim eleştirilerimiz, kızgınlıklarımız bu noktada.

Bakın, rakamlar da birbirini tutmuyor yani Gökan ağabey az önce rakamlar verdi; Çevre Şehircilik Bakanı dün açıklama yapıyor, "309 bin konut yapacağız." diyor. 651 bin konut orta, ağır ve yıkık durumda. Orta hasarlı, yıkık ve ağır durumda 651 bin konut var yenilenmesi gereken. Sayın Cumhurbaşkanı açıklama yaptı "Orta hasarlıların da tamamını yenileyeceğiz." diye. Onun dışında, az hasar verilen binalar nelerden oluşuyor? Taşıyıcı sisteminde, kolon ve kirişinde hasar olmayan binalar az hasarlı binalar olarak gözüküyor ama bu binaların da ince işlerinde ciddi sıkıntılar var; duvarları yıkılmış, merdivenler patlamış, çatılar gitmiş yani az hasarlı binalara da vatandaşın 300-400 bin lira para harcaması gerekiyor. Evet, bir yılda 200 bin konut yapabilirsiniz ama bu konutu yapmanız için -az önce söyledim- müteahhitlik sistemini beş yılda enkaza dönüştürmemeniz gerekiyordu.

Bakın, Türkiye'nin dünya çapındaki hangi müteahhitlik firması sizin 21/b'yle yapmış olduğunuz ihalelere davet ediliyor, ihalelere giriyor; hangisi? Tekfen mi geliyor, ENKA mı geliyor, Mesa mı geliyor? Türkiye'de tünel kalıbı başlatan firma Mesa mı gelip ihalelere giriyor? Hiçbirisi yok bu süreçlerin içinde. Niçin? Çünkü onlar zaten yirmi yıldır Türkiye'de iş yapamaz oldular, Türkiye piyasasında silindi gittiler; hepsi yurt dışına gitti.

Şimdi, 200 bin konutu yapabilmeniz için -burada müteahhit arkadaşlarımız var- 500 bin kişiye ihtiyaç var, o bölgede çalışacak iş gücüne ihtiyaç var. Bu iş gücünü nereden sağlayacaksınız? Piyasadaki durgunluktan dolayı kendi bölgem Sivas'tan beş yıldır en az 10 bin, 20 bin insan yurt dışına kaçak yollarla gittiler, Avrupa'ya kaçak yollarla gittiler. Kalıpçı bulamıyoruz, demirci bulamıyoruz çalıştırmaya. Ya, bu inşaatların bir an önce yapılması lazım. Evet, insanlar başını sokacak ev istiyorlar. Bunları nasıl gerçekleştireceğiz, planlaması nasıl olacak? Parayı bulursunuz, eleman bulamazsınız, malzeme bulamazsınız. Ne yazık ki bununla ilgili sanki şöyle bir süreç işletiliyor: Seçim geliyor zaten, hemen ihaleleri yapalım. 21/b'yle yine şeffaflığın olmadığı, müteahhitlerin direkt davet usulü davet edildiği, müteahhitlere de "Bin konut sana, 300 konut sana, 500 konut sana." şeklinde paylaştırıldığı bir süreç var, TOKİ'ye iş yapan müteahhit firmalara. Bu sürecin sonunda seçimlere kadar ihaleler yapılabilir, belki inşaatlara da başlanabilir ama bununla ilgili bu maliyetler, bu geleceğe dönük programlamalar nasıl yapılacak? 651 bin konut bu şekilde yapılacaksa yaklaşık 2 trilyon TL'lik bir bütçe gerekiyor, 100 milyar dolardan bahsediyoruz. Bunun içinde yollar yok, altyapı yok, doğal gaz yok, elektrik yok, Türk Telekom yok. Yani bununla ilgili nasıl bir planlama var, bu fon ne kadar para bulacak, nereden bulacak, hangi şartlarda bulacak, bunu nasıl sağlayacak? Bu bağışlarla yani Merkez Bankasının tutup da 30 milyar para bağışlamasıyla, Ziraat Bankasının tutup para bağışlamasıyla çözülecek süreçler değil. Bununla ilgili ortaya bir plan, program konulması gerekiyor. Fon kurulabilir ama fonun da toplayacağı paranın şeffaf bir şekilde bölgeye harcanması gerekiyor. Artık, Türkiye'nin boşa harcayacak parası kalmamıştır. Bir an önce hem 11 ili ayağa kaldırmak zorundayız hem de deprem beklenen İzmir'i, İstanbul'u yenilemek zorundayız.

Arkadaşlar az önce İzmir noktasına laf attılar. Bakın, arkadaşlar, evet, İzmir'de gecekondular var ama depremde yıkılan binalar, can kaybı oluşan binalar gecekondular değiller. Özellikle 1980 ile 2000 arasında yapılan 75 deprem yönetmeliğine göre yapılan çok katlı binalar, hepsi tabuta dönüşüyor. Yani biz yenilemeye ilk gecekondulardan mı başlayacağız yoksa lüks gözüken sitelerden, kooperatiflerden mi başlayacağız? Önce bizim o binaları yenilememiz gerekiyor ne yazık ki. Yani Maraş'ta bir site 20 bloktan oluşuyor, 16 tanesi yerle bir olmuş. Bunların hepsi yeni siteler yani 2000'den sonra değil, 2000'den önce yapılmış yani bunların hepsi gözüken, işte, modern siteler.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Ebrar sitesinin başında belediyedeki...

ULAŞ KARASU (Sivas) - Evet, yani o zaman bizim önceliğimiz olması gerekiyor; hedefin, gecekonduları yenilemek değil bu tabuta dönüşen yüksek katlı binaların olması gerekiyor.

İşte, Adana depreminden bahsettiler. Ben üniversiteyi Adana'da okudum. Özellikle Çukurova bölgesinde 1980 ile 2000 yılları arasında yapılan binaların tamamında sorun var, hepsi de 14-15 katlı. Bununla ilgili, az önce söyledim, bu fonun bir yol haritası çizmesi gerekiyor o zaman. Yani en azından insanlara "Ben bu kadar para toplayacağım, bu şekilde kullanacağım, bu şekilde bir planımız, programımız var ve denetleneceğim..." Artık, kimsenin bu ülkede denetlenmekten korkmaması gerekiyor, kaçmaması gerekiyor yani fon denetlenmekten kaçarsa müteahhit de denetlenmekten kaçıyor, belediyeler de denetlenmekten kaçıyor, yapı denetimleri de denetlenmekten kaçıyor. O yüzden bu süreci artık şeffaf bir şekilde götürmemiz gerekiyor çünkü 85 milyona hepimizin sorumluluğu var diyor, teşekkür ediyorum.