KOMİSYON KONUŞMASI

AYHAN BARUT (Adana) - Evet, Başkanım, dünden beri bu konuları konuşuyoruz aslında işte; planlama, izin alma, kiralama, ÇKS gibi. Aslında bu değişikliklerin, bu kanunların -seçim var 14 Mayısta- seçimden sonra bu şekilde gelmesini beklerdik. Belki o zamana kadar biraz da görüşlere açılıp daha fazla...

BAŞKAN YUNUS KILIÇ - O zaman biz olmayacağız ya!

AYHAN BARUT (Adana) - Yok, siz olmayacaksınız, işte, ben de onun için diyorum yani bu biraz alelacele getirilmiş; görmediğimiz şeyleri görüyoruz, duymadığımız işleri duyuyoruz yani bunun bu şekilde gelmesi gerekmiyordu. Gelen bu kanun teklifinin mülkiyet hakkını yakından ilgilendiren, miras hukukunu yakından ilgilendiren bir içerikte olduğunu düşünüyoruz. Bu düzenlemenin tüm boyutlarıyla kamuoyuna açıklanması, anlatılması gerekiyordu. Yani şimdi burada şunu sorgulamak gerekir: Bu yasa teklifinin gerekçelerinde, ülkemizde yaklaşık 656 bin hektar tarım arazisinin hisseli, parçalı, mülkiyet ihtilaflı olduğu, göç gibi nedenlerle atıl olduğu belirtiliyor. Tamam, doğru olabilir ama bu tarım arazilerinin ekilmeme durumunu sorgulamak lazım. Mesela, şöyle olabilir mi -ki bize göre öyle- uygulanan yanlış tarım politikalarıyla birlikte... AK PARTİ iktidara geldiğinde 26 milyon 579 bin hektar alan ekime elverişli alan vardı. Bu süreç içerisinde 3 milyon 113 bin hektar alan üretimden çıktı yani bir başka deyişle 2 Trakya büyüklüğündeki ekim alanı ekimden çıktı. Niye çıktı? Çiftçi kazanamıyor, desteklenmiyor. Niye çıktı? Kullandıkları girdileri çok yüksek fiyatlarla temin ediyor ve buradan gelen, elde edilen gelir çok düşük olduğu için çiftçi ekemiyor yani tamam, belli bir kısmı küçük hisseli, şu bu olabilir ama bunun da dışında esas, ana etkenler çiftçinin, üreticinin kazanamaması. Yani tarımsal üretimdeki kârlılığı arttırırsak aslında bu alanlar boş kalmaz, niye boş kalsın? Siz ektirmeyi sağlayın, çiftçi ekecek zaten yani çiftçi kazancından vazgeçer mi? Korkarım ki bu değişiklikte bu şirketlere böyle bir avantaj sağlama yönünde bir şey var yani bu şirketler -bu tohum şirketleri olsun, ne bileyim, başka şirketler olsun, tarımla iştigal olan şirketler- buradan ileriye yönelik önce işte, kiralamalarla, sonradan da satın almalarla buraları elden çıkaracak çiftçi, herhâlde ele geçirecekler diye düşünüyorum. Bu doğru değil yani bunun yanlış olduğunu söylüyoruz. Dünkü o planlamada da eksikliklerin olduğunu, izin almada da eksikliklerin olduğunu söylüyoruz. Yani burada bu düzenleme, Anayasa'yla korunan temel insan haklarından tarımın ve çiftçinin temel görev ve sorumluluklarına dek bir dizi çelişkiye yol açan bir yasa teklifi. Ben bu yasa teklifinin doğru olmadığını düşünüyorum. Şüphesiz, tarımsal üretimin bazı arazilerde kârsız olmasının yanında bunu gerçekleştirecek bir yol ne olabilirdi? Yani toprak reformu olabilir, sayılan sorunların çözümlenip çiftçiye daha fazla destekleme verilmesiyle olabilir, girdilerin düşürülmesiyle olabilir; o çiftçiyi köyde tutacak sosyal donatıları, destekleri ve imkânları sağlamakla olur. "Ben kiraya vereceğim." Sen niye veriyorsun kiraya yani hangi hakla veriyorsun? İşte, kişisel mülkiyete aykırı bir şey, 3 milyon küsur hektar alanlık bir boşluk var, hepsini mi vereceksin? Ekemiyor, senin yüzünden ekemiyor, desteklemediğin için ekemiyor. "Sen ekmiyorsun, ben bunu kiraya vereceğim." Niye veriyorsun kiraya sen? Bu, ileriye doğru birçok tehlikeye işaret ediyor. Bence bu maddenin bu tekliften çıkarılması lazım Sayın Başkanım.