| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 106 Milletvekilinin; Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4987) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 09 .03.2023 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, Anayasa'mızın 57'inci maddesi konut hakkı, der ki: "Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler." Tabii, ondan bir önceki madde "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması." maddesi herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkına sahip olduğunu düzenler. Şimdi buradan şuraya geleceğim. Biz bir fon oluşturuyoruz, sanki bu fon olmasa deprem sonrası bu imarla ilgili hiçbir şey yapılmayacak ya da yapılamayacak çünkü böyle bir kaynağımız, böyle bir imkânımız yok. Hâlbuki Anayasa devletin görev, yetki, sorumluluklarını tanımlamış, bu zaten devletin asli görevi. Zaten bakanlıklar bütçesini oluştururken bununla ilgili önlemleri almak, bununla ilgili tedbirleri almakla mükellef. Bilinen şeyler. Meclisimizde Komisyon oluşturduk; 5 siyasi partinin, grubu olan partilerimizin ortak önergesiyle oluşturulan Komisyon. Böylesi afete yönelik yapılması gerekenleri -toplam 268 madde- tek tek önerileri ortayı koyduk. Bu önerilerin içerisinde burada konuşulanları, burada önlem almayı, oluşturulan fon üzerinden yapılmak istenen ne varsa bunların hepsini öngören bir düzenlemeydi, buna göre de bütçeni oluşturursun.
Şimdi, bu fondan anlaşılan yani fonun amacına baktığımızda 1'inci maddede: "Bu Kanunun amacı, doğal afetler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilen alanlarda; imar, altyapı ve üstyapı çalışmaları için gerekli kaynağın sağlanması, yönetilmesi..." gibi. Bakıyorsunuz kaynakları büyük oranda bağışlar, yardımlar, destekler ve de bulunursa dış kaynaklı finansmanlar. Yani bir fon oluşturulması ve böyle bir afet sonrasında böyle bir kanunla bir çaba aranmasının, ayrıca bütçe dışı bir kaynak oluşturma çabasının çok kabul edilebilir olmadığını düşünüyorum.
Şimdi deprem öncesi, deprem sonrası. Ya, mesela kentsel dönüşüm çalışması deprem öncesi bir çaba değil midir? Ya da bir kentin yenilenmesi, bir kentin düzenlenmesi, imarı, deprem öncesi bir çaba değil midir? Veya illa deprem olması mı gerekiyor bunu yapmak için? Hayır. Dolayısıyla, bu anlamda da depremin sonrası için getirilen bir fon demek de yanlış. Zaten bu fon kapsamında yapılacak olan iş ve işlemler, bu fon yardımıyla bu kentlerin yenilenmesi çalışmaları bir kentsel dönüşüm faaliyetidir, o da zaten kendi içinde depremin öncesine yönelik... Yani, bundan sonra bir daha deprem hiç olmayacak mı? Olabilir. Olabilirse o zaman bu fon üzerinden yapılan imar çalışması bundan sonraki olası bir deprem için de bir önlemdir aynı zamanda. Yani bunu "öncesi-sonrası" diye karıştırmanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. "Fon yoksa bir hazırlık yapma ihtiyacı da olmaz." demeyi de çok doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.
Şimdi, tabii, İzmir'den bahsedildi. Burada mı Yaşar Bey? Ayrılmış, keşke burada olsaydı. Şimdi, İzmir'de bir deprem yaşadık. Yaşadığımız deprem esnasında yıkılan binalar vardı. 7 ayrı proje alanında burada bir çalışma yapıldı. Proje alanlarında 8 kat imar hakkı olan bölgeye 5+1 katlı binalar yapıldı, vatandaşın 120-130 metrekare olan konutları 70-80 metrekareye düştü. Hani, Yaşar Bey "İşte, 5 bin konut yaptık." dedi ya, sanki konutlar bedava yapıldı da dağıtıldı. Hepsinin parası çatır çatır oradaki, proje alanındaki mülk sahiplerinden alındı. Hatta şöyle de bir sorun yaşandı: Kanunun emrettiği uygulama gereği bu vatandaşların mülkiyet hakkını devlet üzerine aldı, ki Anayasa'ya aykırı bir durum olduğunu ısrarla söylüyoruz biz bunun. O mülkiyet hakkı devrini bir dilekçeyle, bir form doldurarak -her neyse- aldıktan sonra yaptı ve dolayısıyla vatandaşın projesini görme hakkı bile yoktu. "Nedir bunun projesi, bir göreyim yani bana nasıl bir konut yapıyorsunuz? Benim bir söz söyleme hakkım olsun."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - "Benim mülkiyet hakkım gereği benim de böyle bir talebim var. Bana projesini gösterin, belki benim bir itirazım olacak; beğenmeyeceğim ya da isteklerim olacak." "Hayır, senin böyle bir hakkın yok." dendi, bu da ayrı bir ciddi sorun getirdi.
Bir şey daha söyleyeyim, burada, bakın...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Orada vatandaşın oluru alınmadı mı? Alındı.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bakan açıklıyor "Biz şunları..." diye.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - İzin verir misiniz ben konuşayım, sonra siz de bir şekilde...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sırayla değerli arkadaşlar, herkes sırası geldiğinde fikirlerini ifade etsin.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Size kulak kabartmıyorum çünkü.
Bir şey daha söyleyeyim: "Rezerv alanı" diye yani böylesi afet durumunda kullanılabilecek bir alan, rezerv alan, 8 bin küsur, 8.300-8.500 konutluk bir rezerv alanda 3 bin küsur konut yapıldı depremzedeler için, geri kalanı ise tamamen TOKİ tarafından ticari bir faaliyet olarak, ihtiyaç duyanlara orada güzel manzaralı konutlar satılsın diye yapıldı. Hani "TOKİ ve deprem meselesi" derken buna da dikkatinizi çekmek istedim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Depremzedenin yaşadığı en önemli sorunlardan biri düşük faizli... Çünkü ağır hasarlı, orta hasarlı binalar, yıkılması gerekiyor ya da belki güçlendirilerek yapılabilir -orta hasarlı- ama finansman sorunu var. O finansman sorununu karşılayacak ve aynı zamanda muhtaç yani ihtiyacı var, parası yok, ona yönelik bir çaba ortaya koymak gerekir diye düşünüyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ederim.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Son sözüm Sayın Başkan.
İzmir derken, bu depremler günü, bu 04.17'deki büyük felaket gecesi sabaha karşı saat beş buçuk civarında bir şekilde uyandım İzmir'de. Su içmek için giderken saatime -saatim akıllı saatlerden- yani telefona Twitter mesajı geldi saat beş buçuk, beşi çeyrek geçiyor, yirmi geçiyor. Allah Allah dedim, arkadan bir daha geldi. Gittim telefonumu aldım, gözlüğümü takıp baktım, Twitter'da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın geçmiş olsun mesajı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımızın geçmiş olsun mesajı. Allah Allah dedim; 7,8 büyüklüğünde bir deprem. Bu endişeyi taşırken hemen arkasından -İzmir'den bahsedildiği için söylüyorum- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımızdan bizzat gelen "Nöbette olan ve acil ekiplerimizin tamamı bölgeye sevk edildi." mesajı oldu.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kamil Bey, çok aştınız süreyi, rica ediyorum.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yani İzmir'i konuşurken, İzmir yaşadığı depremden ders almıştır, o dersten de yararlanmak, o tecrübeden de yararlanmak gerekiyor.
Teşekkür ediyorum.