CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; depremin üzerinden bir ayı geçen bir süre oldu, hâlâ deprem bölgesinde enkazlar toparlanamadı. Vatandaşlarımızın konteyner ve çadır ihtiyaçları her geçen gün artmakta. Özellikle de Antalya başta olmak üzere, Mersin, Antalya, Muğla, İstanbul, Ankara gibi illerimize deprem bölgelerinden gelen vatandaşlarımız var. Resmî kayıtlara göre Antalya'ya gelen 170 bin vatandaşımız oldu. Bu vatandaşlarımızın bir kısmı bulabildikleri evlerde kalmaya çalışıyorlar, çok az kısmı kendi imkânlarıyla yer temin edebilmiş durumda, önemli kısmı yurtlarda barınmakta. İlk geldikleri günden beri otellerin ya personel lojmanlarında ya da otellerin kendisinde barınmaya devam ediyorlar. Ancak vatandaşlarımızı bugünlerde ve önümüzdeki günlerde bekleyen ayrı bir sorunla karşı karşıyayız. Çünkü malum olduğu üzere, özellikle Antalya'nın turizm kenti olması nedeniyle, turizm sezonunun da başlıyor olması nedeniyle bu vatandaşlarımızın oteller tarafından çıkarılmasıyla karşı karşıya kalınan günlerdeyiz. Bugüne kadar otelcilerimiz gerçekten fedakârlık yaptı, barındırdı, bir çoğu iaşesine katkı koydu, ellerinden gelen katkıyı verdiler ancak ifade ettiğim gibi, zaman darlaştı, bir çoğu otelden ayrılmak zorunda kaldı ya da kalmak üzere. O nedenle, bu vatandaşlarımıza acilen yeni yer temin edilmek zorunda. Şimdi, sonuçta misafirhaneler de dolu; o nedenle, kendi şehirlerine geri dönüşü destekleyecek, onların kendi şehirlerinde barınabilmelerini sağlayacak yöntemlerin hızlandırılması gerekmekte. Gerçekten bugün konteyner ihtiyacı çok fazla, hâlâ birçok yerde çadır bulunamamış durumda. En çok gelen taleplerden biri de şu değerli arkadaşlar, bunu daha önce de anlatmaya çalıştım: Bakın, deprem bölgesinde çadır kentler ve konteyner kentler oluşturulmaya çalışılıyor. Öyle yerler var ki kırsal niteliği olan yerler yani vatandaşın evi kırsal bölgede veya sayfiye bölgesinde. Sonuçta evi var, evinin önünde bahçesi var; bir taraftan orada kalmak, yıkılmamışsa evine göz kulak olmak veya evine girip çıkıp en azından evinden yararlanmak bir taraftan da ortam daha uygun olduğu için de o ortamda kalmak istiyor. Bu vatandaşlarımıza çadır ve eğer sağlanabilirse de konteynerlerin sağlanması lazım; en büyük sıkıntı bu. Yani depremden etkilenen vatandaşlarımızın ikinci bir deprem vakasını yaşamalarının önüne geçmek zorundayız. Gerçekten büyük sayı, yaklaşan yaz süreci nedeniyle bu vatandaşlarımız zor duruma düşecekler.

Bir başka önerim de... Pansiyon veya küçük oteller var. Gerekirse buralarda devlet tarafından ücreti makul ölçüler içerisinde ödenmek kaydıyla bu vatandaşların makul bir süre içerisinde yine barınmalarını sağlamak lazım, yoksa büyük sıkıntıyla karşı karşıya kalacaklar.

Şimdi, değerli arkadaşlar, biraz önce deprem öncesinde yapılması gerekenleri ve deprem sırasında olması gerekenleri ilk konuşmamda anlatmaya çalışmıştım kendi gördüklerimden ve oradaki yaşadıklarımızdan edindiğim tecrübeye istinaden.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cavit Bey, tamamlarsak...

CAVİT ARI (Antalya) - Başkanım, bir daha konuşmayacağım, müsaade ederseniz...

Şimdi ise deprem sonrasında yeni süreçle ilgili yani yaraların sarılmasıyla ilgili bir fon oluşturulmaya çalışılıyor. Ben bu vesileyle şunu söylemek istiyorum değerli arkadaşlar: Bu fona, toplanan 115 milyar lira dâhil edilecek mi? Bakın, bir "Türkiye Tek Yürek" sloganıyla bağış kampanyası açıldı, 115 milyar lira para toplandı, bu paranın akıbeti ne olacak; birincisi bu.

İkincisi, bu vesileyle şunu da bir kez daha sormak istiyorum: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 30 milyar bağışta bulundu. Ya, bu bağışı yapma yetkisi var mı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının? Hangi yetkiye istinaden bu bağış yapıldı? Hangi karara istinaden bu bağış yapıldı? Ziraat Bankası 20 milyar, Vakıfbank 12 milyar, Halkbank 7 milyar bağışta bulundu. Ya, bunlar zaten devlet bankaları.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlarsanız, epeyce aştınız.

CAVİT ARI (Antalya) - Eğer bu bankalar kâr edecekse kârı zaten hazineye kalacak. Yani sonuçta bu, bir göz boyama işi değil mi? Bu, vatandaşla dalga geçme değil mi? Yani burada rakamları yükselterek...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Arı, teşekkür ediyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - Başkanım, her maddede konuşmayacağım, bir müsaade ederseniz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Konuşabilirsiniz ama çok aştınız, rica ediyorum yani.

CAVİT ARI (Antalya) - Peki, tamam.