KOMİSYON KONUŞMASI

ZAFER SIRAKAYA (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ben de öncelikle Sayın Bakanımıza hayırlı olsun temennilerimi iletiyorum ve heyeti de saygıyla selamlıyorum.

Tabii, uluslararası konuları konuşurken dinamik bir sürecin varlığından bahsediyoruz; sürekli düşmanlıklar olmadığı gibi sürekli dostlukların da olmadığı, daha çok ülkelerin çıkarlarının ön planda olduğu bir süreçten bahsediyoruz. Sayın büyükelçilerimiz de sayın vekillerimiz de konuşmalarında ikili ve çoklu diplomasiden bahsettiler, ikili diplomasi kanalıyla sorunların çözülmesinin çok daha isabetli olacağını ifade ettiler ancak çoklu diplomasiyle çözebileceğimiz bir sorunun varlığında da kendi ülkemizin çıkarlarını koruması konusunda ikili diplomasiyle başaramadığımız bir şeyi eğer çoklu diplomasiyle de başarma noktasındaysak birinin bir diğerine engel teşkil ettiği düşüncesi içerisinde değilim. AB Uyum Komisyonu üyesi kıymetli hocam da muhakkak gözlemlemiştir ve takip ediyordur, yıllarca Yunanistan'ın Avrupa Birliğini bu çoklu diplomasi kavramı içerisinde Türkiye'yle ilgili alınacak olan tüm kararlarda nasıl esir aldığını hep beraber görüyoruz ve maalesef, hiçbir Avrupa ülkesinin de Yunanistan'a bu konuda herhangi bir şekilde bir ihtarda bulunma veyahut da bir şekliyle bu süreci sabote etmemesi gerektiği ki kaldı ki Türkiye'nin Finlandiya sürecini de aynı şekilde ifade edeyim, bir sabote olarak değil, kendi millî çıkarlarının bir savunması olarak gördüğümü de ifade etmek istiyorum. Dolayısıyla bir diğer nokta da Türkiye'mizin yapmış olduğu bu dik duruşun herhangi bir şekilde önümüzdeki süreç içerisinde bize ödettirilecek bir süreçmiş gibi algılanmasını da açıkçası dik duran bir Türkiye veyahut da kazanımları olan bir Türkiye için bağdaştırma imkânımın olmadığını da ifade etmek istiyorum. Yani ben geleceği adına tedirgin olan, hakkımı savunduğum için gelecek noktasında "Acaba bize bedel ödettirirler mi?" noktasında hareket edecek bir Türkiye'nin olmadığı kanısını ifade etmek istiyorum.

Son olarak, Türkiye bu süreç içerisinde, NATO içerisinde bir noter masası değildir. Türkiye kendi kazanımlarını, kendi çıkarlarını koruyan ve bu konuda önümüzdeki süreç içerisinde de bu duruşunu sergilemeye devam edecek bir Türkiye olduğunu ifade etmek istiyorum.

Heyeti saygıyla selamlıyorum.