| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | İzmir Milletvekili Atila Sertel'in, Sayıştaya ilişkin görüşleriyle ilgili açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 27 .03.2023 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkanım, öncelikle yaptığınız açıklamalar için teşekkür ederim.
Elbette yapılan itirazlara ilişkin görüşlerimizi sunacağız. Ben yaklaşık yedi buçuk yıldır KİT Komisyonundayım ve ilk kez Sayıştayın yaptığımız eleştiriler ve muhalefet şerhlerine ilişkin bir yanıt verdiğini gördüm. Verdikleri yanıt için teşekkür ediyorum ancak öncelikle Sayıştaya ilişkin görüşlerimi açıklayarak bu toplantının başlamasının yarar sağladığını düşünüyorum çünkü burada denetim kurulu raporu yazıyoruz, Rapor Değerlendirme Kurulu diye bir kurul var, müfettişlerin bulgularını alıp RDK'de elemine edip "Gereği yapılmıştır." diyerek yani daha işte sonuca ulaşmadan ya da KİT Komisyonuna indirgemeden "Gereği yapılmıştır." diyerek rapordan çıkaran bir Sayıştay var. Buna yetkilerinin olmadığını söylemek isterim çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi adına sizin Başkanlığını yaptığınız ve AK PARTİ, Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, HDP Gruplarından oluşan KİT Komisyonunun saygın üyeleri burada bir denetim çalışması yürütüyor. Bu denetim çalışmasını Türkiye Büyük Millet Meclisinin KİT Komisyonu Türkiye Büyük Millet Meclisi adına kurulu olduğu için Meclis adına yapıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisine de seçilen arkadaşlarımız milletvekili olarak Türk milleti adına bu denetimleri yapıyor. Bu denetimleri yaparken Komisyona eksik olarak "Bulgular bizim tarafımızdan değerlendirilmiş ve RDK tarafından denetlenmiş; alın bunlarla bizi denetleyin, bu kurumu denetleyin." demenin direkt millete, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve KİT Komisyonuna yanlış yapıldığının somut göstergesi olarak kayıtlara geçmesini istiyorum. Biz Komisyon olarak görevimizi ne yazık ki tam olarak yapamıyoruz.
Sayıştay müfettişlerinin bulgularını eğer RDK denetimden geçirmeyip KİT Komisyonuna indirse, indirgese belki biz orada pek çok bulguyu bir suç unsuru olarak görüp KİT Komisyonu Başkanı olarak sizin Başkanlığınızda savcılığa başvurarak suç duyurusunda bulunabiliriz. Ama bu konuda 78'inci maddede Sayıştayın şöyle bir yetkisi olmasına rağmen... "Denetim ve incelemeler sırasında suç teşkil eden bir fiile rastlandığı takdirde, ilgili denetçi tarafından derhal deliller tespit edilerek durum Sayıştay Başkanlığına bildirilir. Sayıştay Başkanının görevlendireceği dairece onbeş gün içinde yapılacak inceleme sonucunda toplanan ilk delillerin kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte görülmesi halinde, gereği yerine getirilmek üzere dosya sorumluların bağlı olduğu kamu idaresine veya suçun niteliğine göre doğrudan soruşturma yapılmak üzere Cumhuriyet savcılığına gönderilmesi için Sayıştay Başsavcılığına verilir." deniliyor yani burada Sayıştay Başsavcılığının yolsuzluk bulduğu takdirde o bulgu temelinde savcılığa başvurma yetkisi var iken bu yetkisini KİT Komisyonuna atıyor. Dikkatli okuyun, verdiği aynı yazıda bize "KİT'ler genel yönetim kapsamında belirtilmediğinden söz konusu kurum zararına ilişkin bir tespit yapıldığında denetim raporlarıyla KİT Komisyonuna iletilmektedir. Bundan sonraki süreç Türkiye Büyük Millet Meclisi KİT Komisyonunun yetkisindedir." diyor.
Şimdi, siz bize eksik bulguları getireceksiniz, siz RDK'den elimine edilmiş bulguları getireceksiniz; sonra, suç duyurusunda bulunmak için yetkiyi Türkiye Büyük Millet Meclisinin KİT Komisyonuna yükleyeceksiniz. Bunun yanlış olduğunu Sayıştay yetkililerine bir kez daha belirtmek istiyorum çünkü bize geçtiğimiz gün 2011 raporları geldi; Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçim dönemi başladığı için biz 2011 raporlarını ne yazık ki görüşemiyoruz, bundan sonraki süreçte...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - 2011 mi?
ATİLA SERTEL (İzmir) - 2021.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Yeni gelmişti zaten 2021.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Yeni gelmişti, görüşemiyoruz çünkü ne zamanımız var ne de öyle bir durum söz konusu.
Dolayısıyla, 2021 yılında Sayıştayın bulduğu bulguların aradan üç yıl geçtikten sonra 2023'ün sonuna doğru görüşülmeye başladığını varsayarsak üç yıllık süreç içerisinde o bulguların ne hâle geldiğini hepimiz görüyoruz. Biz geriden geliyoruz; o nedenle, Sayıştayın bu konuda eksik yaptığını burada çok açık ve net belirtmek istiyorum.
Ayrıca, Sayın Başkan, siz de biliyorsunuz ki bizim denetim yaparken bankalarla ilgili sorduğumuz sorulara Bankacılık Kanunu gerekçe gösterilerek yanıt verilmiyor yani Türkiye Büyük Millet Meclisi KİT Komisyonu olarak biz parasal durumu denetleyemiyoruz; verilen kredilerin kime verildiğini, nasıl verildiğini, niçin verildiğini, hangi şartlarla verildiğini biz denetleyemiyoruz çünkü "ticari sır" gerekçesiyle bu engelleniyor. Ayrıca, biraz sonra söyleyeceğim, TRT de dizi filmlere dünyanın parasını harcıyor "Ne kadar harcama yapıyorsunuz?" diye sorduğumuz zaman... Ben kendi adıma, şahsen sormuyorum, Atila Sertel olarak sormuyorum, merakımdan sormuyorum; yüce Türk milleti adına, bize verilen görevle, bir KİT Komisyonu sözcüsü olarak soruyorum, diyorum ki ne kadar harcıyorsunuz bu dizi filmlere? "Ticari sır." deniliyor. Dolayısıyla KİT Komisyonunun bu konuda görevinde bir aksaklık, bir engelleme, bir görevi tam olarak, tam anlamıyla yapamama durumu var. Bu noktada Sayıştaya verdiği yanıtlar için bir kez daha teşekkür ediyorum ama bu yanıtları bir kez daha kendilerinin okuyarak Sayıştayın asli görevine dönmesi... Eğer Sayıştay yolsuzluk ve usulsüzlükle ilgili bulguları bulduğu takdirde Sayıştay Savcılığı aracılığıyla savcılığa suç duyurusunda bulunmuyorsa -ki ben yedi buçuk yıldır KİT Komisyonundayım, bugüne kadar hiç duymadım- burada Sayıştay tam anlamıyla görevini yapamıyor demektir.
Bu konuda bana söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Teşekkür ederim Sayın Sertel.