KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Hoş geldiniz Sayın Genel Müdür, Yönetim Kurulu üyeleri.

Ben Türkiye Halk Bankasının öncelikle bir mudisiyim yani milletvekili maaşımı, emekli maaşımı Halk Bankasından alıyorum. Halk Bankasından da kredi kullanıyorum ama şu anda kredilerim bitti, şu anda bağımsızım yani o anlamda, yeni kredi almaya da niyetim yok çünkü kredilerde oranlar eskiye göre daha yüksek olduğu için. Halk Bankasından zamanında düşük faizli kredi kullanmıştım konut alırken. Şu anda düşük biraz ama almıyorum, kullanmıyorum.

Türkiye Halk Bankasının daha iyiye ve daha güzele gitmesini temenni ediyorum yani bizim isteğimiz o doğrultuda; diğer bankalarımız gibi, Ziraat Bankasının da Vakıfbankın da yani kamuya ilişkin olan bankaların ne kadar güçlü olursa esnafa kredide o kadar güçlü olacağını, özellikle Ziraat Bankasının çiftçinin dostu olması gerektiğini, Halk Bankasının esnafın dostu olması gerektiğini hep vurgulayageldik.

Şu anda tabii, 200 krediye baktık biz, bu kredileri kullanan firmaların mevzuat gereği periyodik olarak denetlenmesi gerekirken bu denetlemelerin ihmal edildiği vurgulandı. Bu raporda yer alması gereken 2020 yılı için bankanın en büyük 200 nakdî kredi müşterisinden toplam alacağının nakdî krediler portföyü içinde payının yüzde 27,98 olduğunu söylediler.

Bunun üzerine 200 gayri nakdî kredi müşterisinden olan alacağın gayri nakdî krediler içindeki payının yüzde 50,35 gibi yani yarıyı geçen bir rakam olduğunu vurguladılar. O nedenle yüksek kredilerin olası bir temerrüt hâlinde ağır finansal kayıplar yaratacağından hareketle bu kredilerin iç denetim süreçlerinin ihmal edilmesi, periyodik denetimlerinin yapılmaması da -yukarıda değindiğimiz gibi- bizde Hükûmete yakın bazı büyük müşterilerin kayrıldığı görüşünü oluşturdu. Aslında Halk Bankasının daha çok küçük esnafa ve zorda olana, darda olana elini uzatması gerekirken bu noktada yüzde 50,35 kredi kullandırması noktasında eleştiride bulunduk. Siz verdiniz yanıtını "200 firmanın gerekirse tutara bakılmaksızın krediler İç Kontrol Daire Başkanlığı Teftiş Kurulu tarafından düzenli olarak kontrol ediliyor, ilave denetim olarak yapıyoruz." dediniz, herhâlde oradan bir açık verilmeyeceği noktasında bankanın yönetimi emin.

İkincisi, "Sayıştay 2020 yılı itibarıyla banka Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcıları, Hukuk Başkanları, Daire Başkanları olmak üzere üst yönetim kademelerinin performanslarına yönelik temel göstergeler talep etmekle beraber, bankanın en üst yönetim organı olan Yönetim Kurulu için bir performans değerlendirmesi sürecinin oluşturulmadığı ve işletilmediği anlaşılmaktadır." denildi. Bu 9 kişinin içerisinde bankanın Yönetim Kurulunda bulunan isimlerin bankacılık deneyimleri olmaması noktasında getirilen eleştiriler oldu. Bu noktada, mesela bizim RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in onca işinin arasında bu Kurulda ne işinin olduğunu da ben şahsen sormuştum. Yani, bankanın üst yapı kurulu oluşturulurken bir siyasi partiye yakınlık olarak bakılmadan liyakate bakılması gerektiği noktasındaki eleştirimizi sürdürüyoruz.

Ama benim asıl üzerinde durduğum nokta -biraz önce Ziraat Bankası Genel Müdürüne de sordum- şimdi bir kamu bankası ve bu kamu bankası reklamlar veriyor, ilanlar veriyor, bu ilanlara baktığınız zaman "Toplam harcama bakiyesi üç aylık dönemler itibarıyla bağımsız denetim raporlarında açıklanıyor." deniliyor fakat ben büyük meblağlı kredilerde iktidar tarafından kayılan şirketleri kayıran Halk Bankasının gazete ve televizyonları da ilan ve reklam verirken kayırdığını görüyorum. Bunu çok açık ve net görüyorum çünkü ben gazeteciyim ve izlediğim televizyonlarda Halk Bankasının reklamına rastlayamıyorum. Televizyon olarak baktığımızda, işte, FOX TV, KRT, Halk TV, Tele1, Sözcü TV, Flash Haber TV, Habertürk, TGRT, TV5 gibi televizyonlarda Halk Bankasının reklamını görmüyorum; Cumhuriyet'te zaten olmaz, Sözcü'de olmaz, BirGün'de olmaz, Evrensel'de olmaz, Karar'da olmaz, Yeniçağ'da olmaz yani siz muhalefet olarak gördüğünüz televizyonlara ve gazetelere tirajları ne kadar yüksek olursa olsun reklam vermiyorsunuz, izlenme oranı ne kadar yüksek olursa olsun, ratingi ne kadar yüksek olursa olsun reklam vermiyorsunuz ama şimdi Halk Bankası halka mal olması gereken bir banka. "Sosyal demokrat veya sol düşüncede olan insanlarının izlediği kanallara, okuduğu gazetelere ben reklam vermiyorum." derseniz benim gibi sosyal demokrat bir insan mudi olma noktasında değerlendirmeye tabi tutmak durumunda kalıyor şimdi. Şimdi, milletvekilliği sırasından Halk Bankasından yararlandığımı söyledim başta ama şimdi ben bir vatandaş olarak düşünüyorum, ben niye bu bankanın müşterisiyim diyorum çünkü bu banka benim düşüncelerime saygı duymuyor, banka benim düşüncelerime saygı duyan yayınlara da saygı duymuyor, televizyonlara da saygı duymuyor, gazetelere de saygı duymuyor. Dolayısıyla taraf olmuş banka. E, banka taraf olunca benim de bu bankanın içinde ne işim var diyesim geliyor. Ya, sonuçta ben de değerlendirmeye tabi tutuyorum. Eğer bu tutum devam ederse herhâlde Halk Bankasından hesabımı, maaşımı çekip başka bir bankaya taşınacağım gibi geliyor. İnşallah, bizim iktidarımızda ratinglere bakılarak ilanlar, reklamlar verilir, kayırmacılık açısından verilmez diye düşünüyorum. Ayrıca, bu, bankacılık sırrı değil Sayın Genel Müdür yani kime ne kadar reklam verdiğiniz, kime ne kadar ilan verdiğiniz sır olamaz çünkü biz görüyoruz yani orada o televizyonların kayrıldığını. Ne kadar miktar verildiğini, onu da öğrenmek istiyoruz.

Benim sizden dileğim ve ricam şudur: Halk Bankasını gerçekten halkın bankası yapmak ve bizim gibi sol düşüncede olan, sosyal demokrat düşüncede olan insanları banka müşterisi olmaktan kaçırmamanız lazım; çok açık söylüyorum. Bu konuda da görüşlerimi çok açık ve net yüzünüze karşı söyledim. İnşallah, dediklerimin sonuçlarını ileriki günlerde, birkaç ay içerisinde, iki ay içerisinde sizden görürüm, görmezsem de üzülürüm, iki ay daha beklerim, Halk Bankası emin ellere geçer ve tarafsız bir bankacılık yapar, kayırıcı bir bankacılık yapmaktan çıkar, belki o zaman tekrar Halk Bankası müşterisi olarak devam ederim.

Teşekkür ederim.

TAMER DAĞLI (Adana) - Gayet emin ellerde; Atila ağabey, gayet emin ellerde.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Söylediğim açıdan emin ellerde değil.