| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/5017) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 27 .03.2023 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Kitabın o sayfasını değiştiriyorum.
Peki, değerli arkadaşlar, saygıyla selamlıyorum hepinizi.
Çok açık, net ki bu, seçim için yapılan yani Cora'nın anlattığı gibi Allah rızası için yapılan bir iş değil; bu, çok açık; seçime kırk beş gün kalmış... Uçakta aklına geliyor Sayın Cumhurbaşkanının, ondan sonra Sayın Elitaş'ı arıyor "Hadi bakalım, 1.100 lirayı 2.000 liraya çıkardık."
Değerli arkadaşlarım, sadece bu örnek bile sizin Cumhurbaşkanlığı, başkanlık sistemi diye Türkiye'yi nereye götürdüğünüzün çok açık, net örneği.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz her anımızı değerlendiriyoruz. Uçakta, havada, karada her anımızı değerlendiriyoruz rahat olun. Her anımızı ülkemize adıyoruz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne demek değerli arkadaşlarım? Böyle bir şey olur mu? Bir devlette, anayasal devlette böyle bir şey olur mu değerli arkadaşlarım? Ama az kaldı, Allah'ın izniyle hem Cumhurbaşkanlığını hem de Meclis çoğunluğunu alarak, anayasal çoğunluğu alarak bu sistemi değiştireceğiz ve siz de koşa koşa geleceksiniz -o zaman Elitaş olmayacak falan ama- olanlar gelip destekleyecek bizi.
Şimdi, bu yasanın tabii, arkadaşlarımız ifade ettiler...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Siz var mısınız, yok musunuz?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Siz gelmiyorum." dediniz ya, yok... Ama Bakan olacaktınız, olamayacaksınız kazanamayacağınız için.
Neyse şimdi, tabii, arkadaşlarımız ifade ettiler, bu yasa teklifinin birçok maddesi doğrudur bizce, daha evvel yapılması gerekirdi, eksiklikler var burada; destekleyeceğiz yani bu anlamda destekleyeceğiz, eksiklikleri de söyleyerek destekleyeceğiz maddeler geldiğinde.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Maliye Bakanı yapacaklar herhâlde sizi?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İnşallah.
Şimdi, madde 1 ile madde 7 gazilerle ilgili; eşitleniyor, bu doğru bir şey, çok geç kalınmış bir şey. Seçimden önce... Ayıp yani niye bunu bu zamana kadar yapmadınız, dünya kadar değişiklik yaptınız? Yani bu, şu anlama geliyor değerli arkadaşlarım -gazilerimiz ya, mübarek insanlar ya, bu memleket için neler yapmışlar, arkadaşları ölmüş- şimdi bunlara: "Seçimde sana şu üç kuruşu koklatacağız ve sen bizim yanımıza geleceksin." Böyle bir mesaj veriyor, bu doğru değil yani bu yakışmıyor bize; onu söylemeye çalışıyorum.
Şimdi, yüksek yargıyla ilgili Sayın Elitaş, bu yüksek yargı yani Danıştay, Sayıştay, Yargıtay üyeleri şu anda ne alıyorlar? Anayasa Mahkemesi üyeleri ne alıyor? Bu düzenlemelerle onların maaşı nereye çıkacak yani? Yani yargıdaki diğer insanlar ne kadar alıyor? Bu konuyla ilgili de bilgi sahibi olmak isteriz, ne alıyor bunu öğrenmek isteriz, öğrenirsek iyi olur.
Şimdi, diğer şeyler, Türk vatandaşlarına Devlet Üstün Fedakârlık Madalyası, yabancı ülke vatandaşlarına da Üstün Fedakârlık Nişanesi... Öyle yani birine "nişane", birine "madalya" diyoruz. Şimdi bunlar tabii iyi yani teşvik edici, bir şey demiyorum falan ama... Yani depremle ilgili gerçekten çok kötü ama çok kötü sınav veriyorken bunu yapmak yani insan ya... Bu ne perhiz ne lahana turşusu! Yani buraya gelen kadar neler var değerli arkadaşlarım. Buraya döneceğim, vaktimin büyük kısmını buna harcayacağım.
Şimdi, bu Taşkömürünü geçiyorum onları, teknik kabul ediyorum.
İşsizlik Fonu'ndan yanlışlıkla para alanların affedilmesi, bunlar da normal.
Peki, emeklilere Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı'nda Sayın Cumhurbaşkanının uçakta aklına gelen 1.100 liranın 2.000 liraya çıkarılması... Ya arkadaşlar yani siz gerçekten sayı saymayı bilmiyorsunuz ya da kimse kulağınızı çekmemiş. Ya nedir 900 lira değerli arkadaşlarım? Ya bayramda, bir bayram alışverişine bir emeklinin çıktığını düşününün, ya, biraz insaflı olun ya! Yani madem ikramiye bu, ikramiyenin bir ölçüsü olur; bir maaş kadar, yarım maaş kadar, asgari ücret kadar, bir anlamı olur ya. Bu nedir arkadaşlar yani? Bu hâle düşmüş, buna sevinecekler ve size oy verecekler insanlar; bu hâle düşürdünüz maalesef insanlarımızı değerli arkadaşlarım.
7.500 lira yani en düşük emekli maaşının 7.500 lira... Bu da hiçbir şey yani Türkiye'deki geçim şartlarına baktığınız zaman hiçbir şey. "Efendim, bizden önce şöyleydi, asgari ücretin şu kadarıydı, bu kadarıydı." Değil, bugünü söyleyeceksiniz. 7.500 lirayla bir empati yapın, bir aile, emekli bir aile 7.500 lirayla nasıl geçinir ya; bu soruya bir cevap verin. İki sene evvel "3 bin lirayla nasıl geçinir?" diyorduk, 2.500'den 3.000 yapılıyordu "Nasıl geçinir?" diyorduk. Şimdi 7.500 lirayla -eğer vicdanınız gerçekten biraz yerinde duruyorsa- bir aile nasıl geçinir; bu soruya cevap verin.
Geçici işçilere kadro... Ya arkadaşlar işçileri tam kadro verilmemesi nasla tespit edilmiş miydi? Niye kadro vermiyorsunuz işçilere? Ya, niye Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını; bu memleket gelişsin, kalkınsın, büyüsün diye canını ortaya koyan, maden ocaklarında kalan bu insanları, bunları niçin haklardan mahrum ediyorsunuz, niye kaçırıyorsunuz bunların hakkını değerli arkadaşlarım? Niye bunları... "Efendim, on bir ay yirmi dokuz gün..." Ya sorarlar, niye on iki ay değil? "Efendim, geçirmiyoruz, ileride işte boşaldıkça geçireceğiz?" Niye niye? Yani bu soruların cevabı nedir? Niye kıdem tazminatı almasın bunlar? Ya, böyle bir şey olur mu ya? Ya devlet, devlet, vatandaşına kazık atar mı? Bilinçli söylüyorum; vatandaşına kazık atar mı ya, vatandaşına bunu yapar mı ya? Nasıl yerli, millî falansınız siz ben anlamıyorum arkadaşlar ya! "Yerli" "millî" kavramlarına da yerle bir ettiniz yani maalesef.
Tabiplerle ilgili yapılan düzenleme; evet, bir haksızlık yapıldı, düzeltiyorsunuz bu haksızlığı; bunlar doğru.
Şimdi, Bülent Bey, bir şey söyledi, bütün bunları yapıyorsunuz. İşte, 120 milyar TL bu şey için bir ödeme çıkıyor, yük çıkıyor bütçeye. Peki, bütçeniz ne durumda arkadaşlar? Bu konuyla ilgili baktınız, ettiniz mi; ocak ayındaki, şubat ayındaki bütçe açığından haberiniz var mı değerli arkadaşlarım? 171 milyar TL ocak, şubat ayında toplam iki ayın açığı 203 milyar. Bakın, 660 milyar öngördünüz, iki ayda 203 milyar yani yüzde 35'i gitti. Böyle bir bütçeyle seçime gidiyorsunuz. Ha "Biz gidiyoruz nasıl olsa, ondan sonra ne olursa olsun yani bakalım kim iyi yapabiliyor, yapamıyor, onlara bakarız." diyorsunuz, bunlar doğru değil. Arkadaşlar, siz bu millete bir söz verdiniz, koca Cumhurbaşkanı çıktı "Ben ekonomistim, ekonomist. Biz yeni bir ekonomik model getirdik, teori kurduk ve bundan sonra cari açığı düşürecek bir ekonomik program uyguluyoruz." dedi -işte, başka şeylerde var da uzatmak istemiyorum- öyle mi arkadaşlar? Ne kadar cari açık biliyor musunuz? Zirve, ocak ayında 9,8 milyar, böyle bir şey görülmemiş; 9,8 milyar dolar, dolar, lira değil. Böyle bir cari açık ortaya çıktı sizin teori icat eden Sayın Cumhurbaşkanınız ve reisinizin döneminde.
Değerli arkadaşlarım, şunu Sayın Cumhurbaşkanı ilan etti... Belki de depremi de bir şey olarak gördüler. Yani "Biz ekonomiyi konuşsak, adaleti konuşsak muhalefete cevap verecek hâlimiz yok, ekonomi çok kötü durumda, deprem üzerinden konuşacağız. Ne yapacağız? Biz diyeceğiz ki "Efendim, biz geçmişte şunları şunları yaptık, gene yaparız." diyeceksiniz. Yapmadınız geçmişte arkadaşlar. "805 bin konutu bir senede yaparım." diyorsanız doğru söylemiyorsunuz; yapamazsınız, yapmazsınız. Kaç tane deprem konutu yaptınız şimdiye kadar Elitaş bana söyleyebilir misiniz? Şu kadar deprem ve...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - 320 bin konut yapacağız.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kaç?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - 800 bin değil, 320 bin konut yapacağız.
CAVİT ARI (Antalya) - Yapacaksınız. Dün bir temel atıldı, ona benzer yaptıklarınız.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, konuttan söz ediyor. Neyse bağımsız... Kaç tane yaptınız şimdiye kadar?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Aşağı yukarı 40 bine yakın yaptık, sadece Van'da 25 bin yaptık.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şimdiye kadar kaç tane yaptınız değerli arkadaşlarım?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Antalya'da yaptık, sel alanında yaptık, İzmir'de 5 bin konut yaptık.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yani daha evvelki depremler, seller, Kastamonu, Giresun falan hepsini topladığınız zaman 50 bin bile etmiyor değerli arkadaşlarım. Hâlâ teslim etmediğiniz afet konutları var. Şimdi, bunlar ortada dururken "Biz şu kadar yapacağız." filan; yapın tabii değerli arkadaşlarım. Şimdi, dün önceki gün Defne Devlet Hastanesinin temelini filan gördük değerli arkadaşlarım. Ya, buna gerek yok ki. Madem bu kadar beton ustasısınız siz, ya, milletin gözünün önünde iki tane tenekenin üzerine şu kadar beton dökerek temel niye atıyorsunuz? Bakın, arkadaşlar, elbette yapılacak, devletin görevidir. Hatta biz diyoruz ki Anayasa'nın 125'inci maddesine göre devlet bunları yapacak ve ücretsiz verecek. Niye? Çünkü bu Cumhurbaşkanı, Sayın Cumhurbaşkanı milletin karşısına çıktı, Maraş'ta dedi ki "Ben sizin 80 bin konutunuzu normalleştirdim." yani imar affından söz ediyor; Hatay'da "140 bin." dedi, Malatya'da "100 bin." Bunları söyledi yani dedi ki: "Ben konutlarınızın sağlam olduğunu garanti ettim." O hâlde senin hatandan bu problem ortaya çıktığından dolayı bunları, bu paraları devletin ödemesi gerekiyor ama gerçekçi olacağız değerli arkadaşlarım. Şimdi, bütün uzmanlar, bilim adamları diyor ki: "Şu anda sallanma devam ederken temel atılmaz." "Ama seçim geliyor, ne yapalım, atmak zorundayız, ondan sonra da zaten bakacağız." diyorsunuz. Ya, bu millet sizi geçti geçti, bilin ha; çok geçti, çok!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bekaroğlu, süreniz doldu, son bir cümle alayım.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yani bu millet sizin ne yaptığınızı ne yapmadığınızı biliyor, bütün bunları biliyor değerli arkadaşlar.
Bitiriyorum, bir şey daha söyleyeyim. Arkadaşlar, bakın, Millet İttifakı iktidara gelecek ve bundan sonra göreceksiniz kurtarma çalışmaları nasıl yapılır -zamanım kalmadı- göreceksiniz yani.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun, maddeler üzerinde devam edersiniz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Devlet, yerel yönetimler ve sivil toplum, gönüllüler nasıl koordine edilir? Ya, siz gönüllüleri kovaladınız, belediyeleri kovaladınız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bekaroğlu, teşekkür ediyoruz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Orada insanlar enkaz altında donarak ölürken oraya çalışmaya gelen insanları kovaladınız.
(Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkürler, sağ olun.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siz busunuz ha, millet de bunu biliyor, gördü, hafızalarına yazdı. Sadece filmlerde, videolarda değil, gönüllerde de kafalara yazıldı. Bunun şamarını seçimde yiyeceksiniz.