| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün (ESK) daha önce ibra edilen 2019 ve 2020 yıllarını kapsayan 2 hesap yılı ve işlemlerine yapılan itirazlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 28 .03.2023 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Hoş geldiniz.
Mustafa Tuncer arkadaşım çok detaylı bir biçimde değindi, ben çok kısa konuşmak istiyorum.
Zararların neden giderek arttığını sordu zaten, ben 2020 yılı sonunda 881 milyon TL zarar olmasının nedenini açıklarken siz; ESK'nin, besicilerin mağduriyetini önlemek ve hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamak amacıyla alım fiyatlarını yükselttiğini ve yoğun bir kesim ve depolama faaliyetine girdiğini ve depolarda 62 bin ton et biriktiğini ve bunun depolandığını söylemişsiniz. Stok yapılması nedeniyle finansman giderlerinden oluştuğunu söylüyorsunuz. Doğrudur ancak şunu söylemek istiyorum: Hayvancılığın geliştirilmesi noktasında, desteklenmesi noktasında canlı hayvan alıp kesmenin yalnızca palyatif bir tedbir olduğunu, hayvancılığı geliştirmediğini, koruyamadığını sizler de en az benim kadar, bizim kadar biliyorsunuz.
Ayrıca -Mustafa Tuncer arkadaşımın yine söylediği gibi- sizin en büyük alıcınız Türk Silahlı Kuvvetleri. O da şuradan çıkıyor: Biz size "2019 yılında 2018'e göre niye satış hasılatınız düştü?" diye sormuşuz, siz bize, askerlik süresinin on iki aydan altı aya indirilmesi nedeniyle toplam protokol miktarının tamamının askerî birliklere verilmemesi olarak gösterdiniz. Yani Millî Savunma Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığıyla imzalanan protokoller kapsamında gerçekleştiğini söylediniz. Yani sizin en büyük satış noktanız Türk Silahlı Kuvvetleri. Bundan dolayı işte, hem satış hasılatında düşme hem de zararda artma var.
Benim dikkatimi çeken şu Sayın Genel Müdür: Erzurum hayvancılığın başkenti olarak bilinir yani Kars, Erzurum gerçekten çok uzun yıllardır hayvan üretiminde söz ve karar sahibi olan illerimizin içerisinde sayılır. Geçtiğimiz günlerde, 3 Şubat 2023 günü Sözcü TV'de bir haber izledim, Erzurum'un yerel muhabiri Orhan kardeşimizin yaptığı bir haber. Sabah saat beş, Et ve Süt Kurumunun önünde belki 2-3 kilometreyi bulan bir kuyruk; dondurucu bir soğukta, eksi 5 derecede. İnsanlar et almak için sizin Kurumunuzun önünde o dondurucu soğukta kuyruğa giriyorlar ve orta sıralardaki bir vatandaşla yapılan sohbette şu deniliyor Orhan arkadaşımıza, muhabire: "Arkadakilerin hiç şansı yok çünkü bize bile belki et düşmeyebilir çünkü et bitecek Et ve Süt Kurumunda." Yani orta sıralarda, 2-3 kilometrelik kuyruğun orta sıralarında olan bir kişi. Bu nasıl bir organizasyondur, bunu anlamak mümkün değil. Nasıl oluyor da yani Kurumda insanlara sattığınız eti yeteri kadar getirip vermiyorsunuz, satamıyorsunuz? Eski Genel Müdürün, görevden alınan Genel Müdürün -ki haklı olarak da alındı- beyanatı hâlâ kulaklarımda. "Et ve Süt Kurumu ucuz et sattığı için çok kuyruk oluyordu, kuyrukları bitirmek için et fiyatlarını yükselttik." diye bir açıklaması olmuştu; hakikaten bir genel müdürün son yıllarda yaptığı sansasyonel açıklamalardan biriydi.
Şimdi, askeriyenin yarısına düşmesiyle elinizde o kadar stok et varken niye sizin Kurumlarınızın önünde bu kadar uzun kuyruklar oluşuyor; bunu bana anlatabilir misiniz? Yani bunun gerçekten bire bir sorulması gereken bir soru olarak düşünüyorum.
Ben Mustafa Tuncer'in söylediklerine katılıyorum. Et ve Süt Kurumu gerçekten tarımın gelişmesi ve kalkınması için çok önemli bir kurum, bir cumhuriyet kurumu, hayvancılığın geliştirilmesi için çok önemli bir kurum, desteklenmesi gereken bir kurum, Maliyenin de desteklemesi gereken bir kurum, devletin de siyasilerin de desteklemesi gereken bir kurum ama o kurum siyaseten iyi yönetilmiyorsa bürokrasinin yapacağı pek bir iş kalmıyor. Aslında bakış açısının değiştirilip hayvancılığın teşvik ve üretimin teşvik edileceği bir noktada, sizin yönlendirici olmanız noktasında yetkileriniz ve katkılarınız artırılsa Türkiye'de hayvancılıkla anılan eski güzel günlere döneceğimiz inancını taşıyorum.
Çalışmalarınız için teşekkür ediyorum, emekleriniz için teşekkür ediyorum ama şunu da söylemek istiyorum: Türkiye'yi seven ve Türkiye'nin geleceğini düşünen insanlar olarak siyasilerden alınan emirler gereği değil, bilgi ve birikiminiz gereği Et ve Süt Kurumunu düzgün bir biçimde yönetmek için gayret sarf edin; görevinize son verebilirler, başka yere atabilirler, hiç önemli değil ama siz vicdanen müsterih olursunuz.
Teşekkür ederim.