| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün (TCDD) daha önce ibra edilen 2019 ve 2020 yıllarını kapsayan 2 hesap yılı ve işlemlerine yapılan itirazlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 28 .03.2023 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Genel Müdür, hoş geldiniz. Yönetim Kurulu üyelerine de hoş geldiniz diyorum.
Şimdi, bizim itiraz maddelerimizin içerisinde Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı, kamu-özel işbirliğiyle inşa edilen ve 29 Ekim 2016 yılında hizmete açılan, on dört yıllık süre için yolcu garantisi verilen proje... Burada yolcu başına 1,5 dolar artı KDV, yolcu garantisi üstündeki rakamlar için yarım dolar artı KDV ödeme yapılıyor.
Burada asıl önemli olan şu: Ankara yüksek hızlı tren çıkışlı 30 Ekim 2016 ile 29 Ekim 2017 tarihleri arasında 2.207.230 yolcu üzerinden 3.662.265 dolar, 3.103.615 dolar artı KDV ödeme yapılmış. Yine, 30 Ekim 2017 ile 2018 arasında 2.497.861 yolcu üzerinden 3.833.737 dolar artı KDV mayısta ödeme yapılmış. 5 milyon yolcu garantisine karşılık 7,5 milyon dolar Mayıs 2021'de ödeme yapılmış. Yani yolcu sayısının 8 milyon olmasına karşılık gerçekleşen yolcu sayısı 1.093.790, Hazine garantisi karşılıyor aradaki farkı, yolcu garantisindeki farkı. Hedeflenen yolcu sayısındaki sapma yüzde 86,32 yani Zafer Havalimanı'nda biz bunu gördük, yüzde 99 sapma vardı ama Devlet Demiryolları bunu hesaplarken ve bu sözleşmeye imza atarken -belki diyeceksiniz ki pandemi, işte insanlar seyahat etmekten vazgeçti, şudur budur falan ama- yüzde 86,32 sapma var. Yapılan sözleşmeye göre, her koşulda 2021 yılında görevli şirkete garanti edilen ödeme tutarı 14 milyon 600 bin dolar, 2036 yılına kadar sürecek bu; 185 mağazalı bir AVM, 140 odalı bir otel, 2.500 araçlık bir otoparkın işletmesi de verilmiş. Yani burada Hazinenin gerçekten döviz stokundaki sıkışıklığı da göz önünde tutulmalı ve Ankara Yüksek Hızlı Tren Garının yap-işlet-devret modelindeki aksaklıkların giderilerek bir an önce bence devlete ve Devlet Demiryollarına geri dönmesi için çalışma yürütülmeli çünkü zarar giderek büyüyecek gibi geliyor.
Ayrıca, sizin görevde yükselme sınavına tabi olan kadrolara sınavsız olarak atama yaptığınızı Sayıştay tespit etmiş. Bunu nasıl yapıyorsunuz bilmiyorum. Kadrolara sınavsız olarak müdür ataması yapılmasını bu atamaların yükselme yönetmeliğine uygun düşmediğini ve personel arasındaki çalışma barışını da olumsuz etkilediğini rapor etmesine rağmen nasıl yapıyorsunuz bilmiyorum ama verdiğiniz yanıtta diyorsun ki: "Mevzuata uygun olarak yapılmıştır, o tarihteki yürürlükte bulunan mevzuata uygun yapılmıştır." Elbette ki sizin de bir gerekçeniz vardır ama asıl olan nedir? Devlet dairelerinde, kamu kuruluşlarında sınavsız yükselme olmaz, şeflik sınavı olur, müdürlük sınavı olur, müdür yardımcılığı sınavı olur, bunları baypas ederek siz kendi istediklerinizi yükseltiyorsunuz ve bu, Sayıştayın raporunda yer alıyor. Bu nasıl devam ediyor bilmiyorum, bu konuda gerekli işlemler hangi aşamada onu da bilmiyorum, bu yanlıştan dönecek misiniz onu da bilmiyorum, yoksa savunacak mısınız onu da bilmiyorum ama bildiğim bir şey daha var: İzmir'de Devlet Demiryollarının önünde "hak" dedikleri için "hukuk" dedikleri için "adalet" dedikleri için sürülen insanlar var, evleri barkları İzmir'de, başka illere sürgün edilen memurlar var, başka illere sürgün edilen çok sayıda insan var, Ankara'dan da başka illere sürgün edilen Devlet Demiryolları çalışanları var. Bir yandan, hukuksuz yere bazılarını taltif ederken hakkını arayanları ise Devlet Demiryolları içerisinde "istemezük" anlayışı içerisinde olabilirsiniz, taltif edip yükseltmeyebilirsiniz ama onları üstüne üstlük bir de sürgün ediyorsunuz, ailelerinden koparıyorsunuz, cezalandırıyorsunuz, bunun da uygun olmadığını belirtmek istiyorum.
Hızlı tren noktasında, İstanbul ile Ankara arasında çalışıp bize hizmet veren hızlı trenin seyahat açısından, konfor açısından inanılmaz bir rahatlık getirdiğini o trenle seyahat eden bir insan olarak burada söylerim, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Eskişehir'den Ankara'ya bir saat yirmi dakikada kitap okuyarak, müzik dinleyerek gelmek inanılmaz keyifli bir seyahat bütün aksaklıklarına, eksikliklerine rağmen yani geçmişte o kazalara rağmen rayına oturmuş bir hızlı tren var ama aynı hızlı tren Ankara-Sivas Demir Yolu Projesi'nde yok, olamıyor ve burada biz diyoruz ki bu Yerköy-Sivas hattının, 174 kilometre ile 461 kilometre arası güvenlik tünelleri inşaatı yapım işinde yüklenici firmaya ait yüklenici çalıştırabilmesi için yapım işleri genel şartnamesinde belirtilen şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin idarenin değerlendirme yapmadığı ve öyle bir ihale yaptığını söylüyoruz. Ben İzmir Milletvekiliyim, bize verilen tarihe göre benim şimdi İzmir'den Ankara'ya o hızlı trenle gelip gitmem lazımdı. Hep hayal etmiştim yani bak, ne kadar güzel ya, bineriz İzmir'den trene üç saatte, üç buçuk saatte...
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - O günler de gelecek inşallah.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Hem kitap okuruz hem gazete okuruz; Süleyman Bey okumasa da biz kitap okumayı severiz. Yani öyle yolda eğlene eğlene geliriz diye düşünmüştüm. Ama olmadı, olamaz çünkü yarısını bitiremediniz daha. Onu biz bitireceğiz, inşallah o günler gelecek tabii ki, biz bitireceğiz. Yani söylenilen rakam üç sene öncesi bitmiş olması lazımdı; İzmir-Ankara hızlı tren hattının üç sene önce bitmiş olması lazımdı ve bizim de o trende seyahat etmemiz gerekiyordu.
Atılan temellerin son dönemdeki komikliğini görünce insanın aklına şöyle bir şey geliyor: Yani bari tarih vermeyin ya, bir tarih veriyorsanız onu yapın. Şimdi tarih veriyorlar, mesela bizim o 11 ilimizde bir felaket yaşandı, o felaketteki insanlarımıza tarih veriyorlar, bir yıl içerisinde konutları yapıp inşa edip bitireceklerine dair. Ben İzmir Milletvekiliyim, İzmir'de deprem oldu, daha depremde 1.864 TOKİ konutu hâlâ orada duruyor, hâlâ teslim edemediler ya, iki buçuk sene oldu ya! İki buçuk sene oldu.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Bir sürü oturan var İzmir'de.
ATİLA SERTEL (İzmir) - 3.200 küsur TOKİ konutunun yarısını teslim edemediler. E, nasıl olacak bu? İzmir'de ayrı iki buçuk, üç yıl sürecek konutların yapımı da orada o kadar konutların yapımı bir yıl içinde bitirilecek.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - 1 milyon konut.
ATİLA SERTEL (İzmir) - 1 milyon konut, akıllara zarar.
Bir hastane temeli atılıyor, hastanenin temelini kamyona yükle, getirip Ankara'ya sergile yani Kızılay Meydanı'nda sergile, akıllara zarar. Hastane temeli diye uyduruk bir temel atıyorlar.
Siz de, hakikaten çok samimiyetimle söylüyorum, Nebati Bey gidiyor, Sayın Bakan Londra'ya: "Ben kredi buldum Devlet Demiryolları için; hemen Ankara-İzmir hattına bu kredi devreye girecek." diyor.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Kemal Kılıçdaroğlu diyor onu.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Nebati diyor, Nebati, iyi oku; okumayı bilmiyor işte, okumuyorsun, onun için söylüyorum.
Nebati Bey "Buldum." diyor, ben soruyorum KİT Komisyonunda Devlet Demiryollarının Genel Müdürüne, yetkililerine, diyorum ki: "Ya, öyle bir krediden sizin haberiniz var mı?" "Vallahi, bizim -ben geçen seferki Sayın Genel Müdüre söyledim- hiç haberimiz yok öyle bir krediden." dedi. Oldu mu o krediden haber, onu da merak ediyorum çünkü önemsiyorum. Çünkü verilen sözlerin tutulmasını istiyorum bir yurttaş olarak. Şaka bir yana, gırgır bir yana, milletvekilliği bir yana, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak siyasilerin verdikleri sözde durmasını istiyorum. Niçin bitmiyor? Neden bitmiyor? Yani oraya harcanan, oraya ayrılan pay, para nereye gidiyor? Bütün bunları soruyorum.
E, bunları sorunca arkadaşlar belki de kızıyorlar. Yani kızabilirler, olsun. Belki de onlar muhalefete düştüğünde biz de kızarız, o da olur, o günler de gelecek ama biz görevimizi layıkıyla yapacağız; söz verdiğimizde tutacağız, verdiğimiz sözün arkasında duracağız, yapamadığımızda vatandaşa çok açık söyleyeceğiz: "Biz bunu yapamıyoruz." diyeceğiz. Bu da çok açık, net. Ama söz verip de yıllar geçip, insanları hayal dünyasında yaşatıp hayal kırıklığına uğratmak ancak bunların işidir. Bunlar da inşallah onlar muhalefette, biz iktidarda olduğumuzda görecekler bizim ne kadar çalışkan ve üretken bir iktidar olduğumuzu.
Teşekkür ediyorum.