| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı hakkında (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Orman ve Su İşleri Bakanlığı b) Orman Genel Müdürlüğü c) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç) Meteoroloji Genel Müdürlüğü d) Türkiye Su Enstitüsü e) Ekonomi Bakanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 12 .02.2016 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokrat arkadaşlar ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakana hayırlı olsun diyorum ama Sayın Paylan'ın kaldığı yerden söyleyeyim, o yeni olduğu için, Sayın Bakan çok bekledi, onun için ekonomi mi olur, o mu olur, bu mu olur, fark etmiyor, içeriğinde ne varsa, yani ahir ömründe bu kadar süre sonra, üçüncü dönemden sonra bakan oldu, tebrik ediyoruz. Yani eski arkadaş olarak bizi anmadı ama herhâlde çok uğraştırdık diye ondan anmadı, bayağı eskidik biz de onunla beraber.
Tabii, "Zor dönemde geldiniz." demelerinde bir maksat var, tam bu bölgesel krizlerin ortasında, dış ticarette, başta Rusya'yla sıkıntı yaşadığımız bir süreçteyiz, yeni pazar arayışına girdiğimiz bir ortamdayız ve bir tıkanıklık var. Sadece dış ticaret kısmında değil, üretimle ilgili de bir sanayi stratejisine geçmemiz gerektiğini, konuttan, tüketimden biraz üretime, yüksek teknolojili, yüksek katma değerli alanlara geçmemiz gerektiğini sizler de yazıyorsunuz, birazdan bakacağız, ama bir tane şey vardı, Sayın Kuşoğlu söyledi, ben ondan önce bir yarım saattir falan arayıp duruyorum, Sayıştay raporuna cevabınızda, "Kesin hesapta var." demişsiniz; kıvrandım, aradım taradım, dipnotlara baktım, evet, var, DFİF'le ilgili var ama DFİF'le ilgili notların bu 75 milyonla alakası yok, yani yeni sisteme göre DFİF'ten yapılan harcamalar var. Onlara dikkat etmemiz lazım, yarın başımız ağrır, çünkü belgesiz harcama, orası söylendiği için söylüyorum, dipnot bulamadım, varsa, arkadaşlar bana gösterirse sevinirim, ama onu ararken başka şeyler gördüm. Şimdi yeni bakan olarak sizi de uyaracağız -Erhan Bey biraz daha ayrıntı söylüyor her bakana ama- ben, burada bakınca, tamam, hadi, raporun içine koyuyorsunuz, konuşmanın içine koyuyorsunuz da kesin hesabın içinde de böyle denir mi? Açıklama bu, kesin hesabın içindeki açıklamayı okuyorum arkadaşlar, Ekonomi Bakanlığının. Diyor ki: "Koordinasyon kurulu kararları, ihracatın artırılmasını sağlamak için 2002 yılında 252 bin lira kaynak kullanılmışken, 2014 yılında..." Böyle gidiyor. Bari kesin hesaba yazmayın ya, bu bir açıklama notu.
Arkadaşlar, değerli bürokratlar, siz mi bakanları yönlendiriyorsunuz? 2013'te kaçtı, 2012'de kaçtı? Yok. Yani kesin hesapta bari yapmayın, zaten onu Sayın Bakan sunumunda yapıyor, siyasi kısmını yazıyor, şimdi buraya 2002'yi yazmanın ne anlamı var kesin hesaba, anlamadım. Nereden buldun diyeceksiniz, DFİF'in içine bakarken, açıklama notlarınıza bakarken buldum, güldüm. Yani size de bunu söylemiş olalım. Onu dışarıda siz yine yapın, analizinizi sunarken yapın, ama bize verirken, geçen sene ne olmuş, ondan önceki sene ne olmuş, 2015'te ne gerçekleştirmişiz, 2016'da hedefimiz ne, en fazla OVP çerçevesinde iki üç yıllık... Vermeyin, sıkıntı oluyor. 2011'de verdiğiniz 200 küsur milyardı, 148 gerçekleşme tahminiydi 2015 için, 144 mü oldu? Siz onu FOB filan şey yapmayıp 150'ye çıkarıyorsunuz da onu biz biliyoruz, yani Merkez Bankasından, net olanı, içinden navlunu çıkardığımız zaman 143 küsurdu galiba... Şimdi, böyle uzun hesap verdiğiniz zaman ne oluyor?
Arkadaşlar, arka sayfaya geçtim, bu Sayıştayın o belgelerini koymamış olmanız size biraz pahalıya mal oldu. Bir de "Dipnot düştük." diye yazmışsınız ya, oraya baktım, orada, içinde hâlâ "2023 hedefi 500 milyar." yazmışsınız. Bunları oralardan silin, unutuyor musunuz, ne oluyor, artık oranın gerçekleşmeyeceği belli oldu, biz sürekli söylüyoruz... Yazıyor: "2023 hedefi 500 milyara ulaşmamız için şunları şunları yapacağız."
Şu anda 145'e düşmüşüz, bakın, ben üstüne zam yaptım 1 milyar daha... Şimdi nasıl çıkaracağız o zaman? Bir yerde revize etmemiz lazım. Tamam, siz diyorsunuz ki en düşük cari açık oldu. Olur, petrol 100 küsur dolardan 26-27 dolara düştü. Allah'tan ki var, yoksa işimiz daha vahimdi Sayın Bakanım. Yani bir taraftan kötü dönemde geldiniz ama, bir taraftan da ithalat faturası azaldı. Yani hakikaten bu konjonktür olarak lehimize bir durum, bunu, bu aşamada değerlendirmemiz lazım.
Onu söylerken de hemen, Rusya kriziyle ilgili, en fazla etkilenen il olarak Antalya'nın, özellikle tarımsal ihracatta bizim çok büyük sıkıntımız var. Organize sanayiden başka ihracatımız var ama asıl olan, ambargodan dolayı en büyük darbeyi yiyen kısım mevsimlik ürünler olduğu için ciddi sıkıntı oldu. Bunu bir fırsata çevirelim. Önceki gün diğer ilgili bakanlarımızla da konuştuk, yarından sonra Kalkınma Bakanımıza da söyleyeceğiz, krizi bir fırsata çevirelim. Neden?
Hep sizin de en başta gelen bir önceki dönüşüm programlarının da ikinci sırasında yer alan -25 tane açıklandı, sürekli eylem planı açıklıyorsunuz- ithalata bağımlılığın azaltılmasında en önemli şeylerden birisi bu. Yani "girdi tedarik sistemi" dedi Sayın Çağlayan, onun bakanlığı bitti, biz hâlâ... Bakıyorum, arkadaşlar size aylık rapor verdiklerini söylüyorlar, onu bir de yıllık olarak bize verseler de ne gerçekleşmiş, ne olmuş, dışarıdan alınanların yüzde kaçı şimdi içeride üretilmeye başlanmış, bunu çok önemsiyoruz, yerli ara malı ve ham maddeye dönüş açısından, özellikle burada üretilebilenlerle ilgili ayrı bir teşvik sistemi olması gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla, bu kapsamda, bakıyorum şimdi...
Ama şöyle yaparsak olmuyor Sayın Bakanım, ben onu defalarca Genel Kurulda da söyledim, arkadaşlara çıktığında da söyledim, 2013 yılında çıkardığımız beş yıllık kalkınma planındaki hedefi hâlâ hedef diye söylersek, üçüncü yıl bitiyor. Kaldı ki bunun 1'inci maddesi, "Yeni tedarik sistemiyle ilgili eylem planı hazırlanacak, toparlanacak." diyor. Hâlen daha "2013'te çıkardık, 2015 sonunda çıkaracağız." diyorlardı, o da olmadı, şimdi, siz de diyorsunuz ki "İzleyeceğiz." Mesela dahilde işleme rejimi diğer önemli bir şey, onunla ilgili de burada var, şimdi eylem planına baktım, arkadaşlar getirmiş, yazmışsınız, efendim, bir tane tespit var, önemli bir enstrüman, "Yurt içine zarar vermemek hususu esas alınarak konuyla ilgili tüm paydaşların görüş ve önerileri dikkate alınarak gözden geçirilecek ve gerekli düzenleme yapılacak." diyor. Daha yapacağız. Çoktandır konuşuyoruz, en az 5-6 bütçedir dahilde işleme rejiminin tıkanıklığını konuşuyoruz, aradan dört yıl geçti, Sayın Emin Haluk Ayhan burada Komisyon üyesiydi, ta o zamandan söylüyorduk, şimdi siz bakan oldunuz, o genel başkan yardımcısı oldu, gitti, biz buradayız, hâlâ konuşuyoruz. Yani lafta kalmasın, yapalım. Buradaki eleştirimiz, işin aciliyetinden dolayı söylüyoruz, yapılması gerekiyor, doğru ama eylem planlarında kalıyor, eyleme geçmemiz lazım. Baktım, sizin bu projeler, faaliyetlerle ilgili kitapçığın içerisinde 4'üncü maddede "dahilde işleme rejimi uygulamaları" demişsiniz. Orada da mesela bu sene verilen şey 7.055 adet dahilde işleme izin belgesi, 56,5 milyar dolar karşılığında 31. Mevcut, yıllar itibarıyla var mı dahilde işleme rejim belgesi? Onu da şunun için söylüyorum: "Şu anda 2015 yılı Ocak-Kasım döneminde gerçekleşenin yüzde 40'ı." diyor. Bana bu eksik gibi geldi, bilemiyorum, İbrahim, ne diyorsun, bir açıklama var mı kardeşim? Yani biraz eksik gibi geldi, ya hesaplamada bir şey var, deminki FOB, CIF falan olayına dönmesin. Yani normalde bizim Merkez Bankası farklı vermeye başladı "ödemeler dengesi manueli" bilmem ne diyorlar da ben onları yutmuyorum çünkü o müdürlükte Durmuş Yılmaz müdürken çalışmıştım. Yani bir netini görelim, bunlar acil şeyler, GİTES'i, bu dahilde işleme rejimini, bütün söylediğiniz öncelikli dönüşüm programlarının ikinci sırasında yer alan... Şimdi de yine eylem planında "üç ayda" dememişsiniz ama bir yıllık şeyin içerisinde yine bunlarla ilgili çalışmalar var. Artı, onun yanı sıra önceki gün görüştüğümüz Enerji Bakanlığında yerli enerji kaynaklarına dönüşle ilgili bir önceliğimiz var, onları da yaptığımız zaman... Demin "Konjonktürü değerlendirelim." derken onu söylüyorum, hazır bu süreçte biraz daha yerli enerji kaynaklarına dönelim. Birazcık petrol fiyatı düştü diye doğal gazın fiyatı da düşer diye bekliyoruz ama diğer yerli enerji kaynaklarına dönüş yaparsak orta, uzun vadede yavaş yavaş dışa bağımlılığımızı azaltmanın yolunu buluruz diye düşünüyorum. Açıkçası, bu fiktif düşüş bizi çok uzun süre götürmeyebilir. O nedenle biraz daha ayrıntıya geçmemiz lazım. Hepimiz söylüyoruz, burada var "yüksek teknolojili, yüksek katma değerli" diye. Peki, nasıl olacak? Buna göre bir teşvik sisteminin olması lazım. Sözde var ama teşvik uygulaması, yabancı sermaye, hepsini söylüyoruz. Yatırım ortamının iyileştirilmesi yirmi senedir Türkiye'de söyleniyor yani yeni değil, herkes söylüyor, her gelen iktidar bir şey söylüyor "Yapacağız edeceğiz..." Ama netice itibarıyla ne kadar adım atsak da bir türlü o istediğimiz fiziki yabancı sermayeyi çekemiyoruz. Arkadaşlar burada, ben eğer yanılıyorsam hatırlatsınlar, yani 2000 yılındaki bir otomotiv fabrikasının İzmir'deki en büyük yatırımdan bu yana -Hyundai'yi kaçırtmıştık hatırlarsanız- 1 milyarlık bir yabancı yatırım varsa bana söylesinler, ben hatırlamıyorum. Belki arada kaçırmış olabilirim ama. Biz onu deyince ne yapıyoruz? 2 tane AVM aldı, 3 banka aldı, şunu aldı... O değil. Gerçek anlamda fiziki sermaye yatırımı -biz hoca olarak çocuklara makroiktisat dersinde onu anlatırız- yapılmıyor. Ya AVM ekonomisi var ya inşaat var, tüketim ekonomisi var. Tamam bununla bir yere kadar gideriz de tıkandık artık Sayın Bakanım, bunu bir vesile edelim, bu krizleri de vesile edelim, hep birlikte bu yapısal önlemleri alalım. Serbest bölgelerle ilgili söylemişsiniz. Bir taraftan tamam, teşvik edelim, artıralım ama öbür taraftan Sayıştay raporuna bakıyoruz, kirasını şeyini ödeyemeyen yerler var. Bunların tam tutulmadığını söylüyor. Ha, orada da bir sıkıntı var demek ki, etkin işlemiyor. Ben sadece bir iki yerdekini biliyorum, tamamını bilmiyorum ama arkadaşlar, daha analitik -bu konuda daha önce konuştuk- bir şey varsa oralarda da köklü bir çalışma yapılması gerekiyor gerçekten. Yani demin söylediğiniz örnek, gümrük birliğiyle ilgili söylemişsiniz işte, etki analizi bilmem ne, defalardır... Bunu konuşuruz Sayın Bakanım. Yani etkisi var mı yok mu, nedir, ne değildir? Tamam, başlarken baktık, otomotiv sektörü, şu sektörü, bu sektörü, rekabet şeyini artırdık, düzeyimizi artırdık, "know how" aldık da şimdi ne oluyor? Bunu ciddi anlamda bir gözden geçirmemiz lazım. AB Bakanımız gelince yine söyleyeceğim. Arkadaşlara sormuştum, o zaman da Egemen Bey Bakandı. "Senin İngilizcen de iyi Sayın Bakanım. Ben buna 'never ending but no wedding love' diyorum." dedim. Yani altmış senedir hiç evlilik olmayan nişanlılık olur mu, hiç böyle bir şey dünyada var mı yani? Öbür taraftaki çocuklar babaanne yerine geçti, bunlar hâlâ bekâr duruyor. Dolayısıyla, gözden geçirelim ama gözden geçirelim derken etki analizini yapalım, tercihli ticaret anlaşmalarına etkisi, üçüncü ülkelerle ticaretimize etkisi, bunu yapalım. Buradan da şuraya geleceğim: Özellikle Türk cumhuriyetleriyle bu tercihli anlaşmaların bir an önce Meclise gelmesi gerekeni varsa, bu konuda arkadaşlar da bir çalışırsa sevinirim. Ekonomik İşbirliği Teşkilatını önceki gün ilgili bakanımıza da söyledim. Artı yine bu konuda Kalkınma Bakanlığının da -orada temsilcimiz olduğu için, direktörümüz olduğu için biliyorum- onların da ilgilenmesi lazım. Dışişleri Bakanımıza da ilettik. Çünkü orada bütün Türk devletleri var. İran'ın etkisi var ama diğer devletlerin tamamı orada. O bünye içerisinde yeniden gümrükle ilgili şeyleri gözden geçirip kendimize yeni alanlar arıyoruz, bir tarafta yeni pazarlar arıyoruz ama elimizdeki dostluğumuz, kardeşliğimiz bulunan tarihî birtakım bağlantılarımız var, ortada bir de kuruluş var. Yani İSEDAK bünyesinde çok...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili İbrahim Mustafa Turhan geçti)
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hakikaten bu konu bir Türk gümrük birliğinin altyapısı açısından da Türk ekonomik topluluğu açısından da önemli. Arkadaşlar o konuda karşılıklı bir şeyler... Ben daha öncesini bildiğim için söylüyorum, bu konuda bir altyapı var ama onları bir an önce neticelendirmemiz ve o ikili anlaşmaları ki gümrük birliği çerçevesinde bunların da etki analizi yaparken oralara etkisini de arkadaşlarımızın bir gözden geçirmesi lazım, bu konuyu hassaten önemsiyoruz. Tarımsal ihracatla beraber turizm de bizim burada etkilendi. Doğrudan siz şey yapabilirsiniz ama hem görünmeyen kalemler açısından hem de yan etkiler açısından, turist sayısı değil sadece, turizm gelirleri açısından da ciddi kaybımız olacak. Zaten önceki yıllardan gelen kayıplar vardı, dış ticaretle ilgili de turizmle ilgili de; Rusya'da yaşanan Ukrayna krizi, ruble krizinden dolayı. Şimdi bu uçak krizi biraz daha işi kronik hâle getirdi Sayın Bakanım.
Biz şunu söylüyoruz sonuç olarak: Tamam, eylem planları güzel, yapalım güzel ama birtakım sanal kısır çekişmelerle vakit kaybetmeyelim diyorum. Bu konudan sorumlu arkadaşlarımıza, Sayın Şimşek'e de sayın bakanlara da Sayın Elvan'a da hepsine söylüyoruz. Bir an önce şu koyduğunuz eylem planındaki şeyleri Allah rızası için bir önceliklendirelim, gerekirse oturun bakanlar kendi aranızda, bizi de çağırın, Plan ve Bütçe Komisyonu mu olur, ayrı bir komisyon mu kurarız, bu Anayasa Uzlaşma Komisyonu gibi bir şey yapalım, yıllardır bu planlarda kalanları bir eyleme geçirelim diye düşünüyorum Sayın Bakanım. Bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda her zaman yapıcı, yol gösterici bir tutumumuz var, bir an önce de bunları çıkarmamız gerekiyor. Eksik varsa gelin burada tartışalım, öncelik sıralamasına bakalım, ama bunları çıkaralım, Bakanlar Kurulundan bir an önce geçsin, ilgili kurumlardan da geçsin. Gerekirse ondan sonra, sunmadan önce bizler de gelip burada bir şeyler veya Meclise sunulduktan sonra bir öncelik sıralaması, bir şey yapalım, bir an önce bunları geçirelim. Yoksa torbalarla, yamalarla bilmem neyle uğraşıp duruyoruz. Siz de aşağıda çok uğraştığınız için biliyorsunuz, zamanımız boşa geçiyor. Uzlaşmayla bunları yapabilirsek... Ülkenin ihtiyacı olanlar belli. Bir şekilde bunu, hep beraber oturduğumuz zaman birimiz birini, birimiz birini öncelikleriz ama bellidir yani. Öncelikli sektörler belli, almamız gereken önlemler belli. Siyasi çekişmeleri yine yaparız, o ayrı. Siyasi konular da olur ama bunlar yapısal önlemler, yani ekonomik, sosyal konular belli zaten. Bürokrasi de biliyor, siz de biliyorsunuz. Ben bir an önce bunları yapalım diyorum. Aksi takdirde boşuna zamanımız geçecek. İnşallah siz de yeni Bakan olmanın getirdiği şeyle bunları yaparsınız.
Sadece bir tek şey daha söyleyeceğim. Doğrudan sizinle ilgili değil ama burada serbest bölgeler, endüstri belgeleri şeyini görünce yatırım teşvikiyle de ilgili... Az önce de söyledim, bunları yaparken biraz doğaya hassasiyetleri... Arazi kısmı sizi ilgilendirdiği için, yabancıları teşvik ediyoruz, kolaylaştıralım diyoruz ama az önce sizden önceki sayın bakana söyledim, Karasu'da endüstri bölgesi yapmışız otomotiv için, doğrudan şahsa yönelik düzenleme ama içeride birçok doğal sit alanı var, bilmem ne var yani biraz sıkıntı oluyor o zaman. Yani onu seçerken de daha başka şekilde, hem çevreye zarar vermeyecek hem de tarımsal alanların biraz daha ötesine kurabilirsek daha iyi olur diyorum.
Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.
Size de tekrar hayırlı olsun Sayın Bakan.