KOMİSYON KONUŞMASI

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli arkadaşlarım; hepinize iyi akşamlar diliyorum öncelikle.

Sayın Bakanımıza özellikle... Biliyorsunuz Sayın Bakanım, asgari ücreti 1.300 lira yaptınız. Tabii, bu yapılan zam işçi kesimine, çalışan kesimine oldukça iyi bir memnuniyet getirdi ama bununla birlikte işveren kesimini gerçekten memnun edecek bir uygulama başlatmadınız çünkü 1.300 liralık asgari ücreti vadederken, bunun üzerindeki yükleri devletin karşılayacağını ve işverene, sanayiciye bunun yük olmayacağını söylemiştiniz. Bütün seçim propagandalarında bunlar söylendi ama geldiğimiz noktada işverene yük getirilen bir noktada uygulamayı başlatıyorsunuz. Bu, bana göre, hem sözünüzün aksine bir uygulamadır, ikicisi de üretimin üzerine getirilen yeni bir yüktür.

Bugün sanayicimiz, iş dünyası, işletmecilerimiz gerçekten çok büyük sıkıntı içindedir. Yaptıkları yatırımların bile karşılığını bulamadıkları, üretimi gerçek anlamda ucuza mal edemedikleri, maliyetlerini aşağıya çekemedikleri gerek akaryakıt yönüyle gerek sigorta gerek vergiler gerekse diğer yükler sebebiyle, üretimin üzerindeki bu yükler nedeniyle üretimin gerçekten önünün giderek tıkanmaya başladığı ve bu nedenle de rekabet ortamının ortadan kalktığını görüyoruz. Eğer siz işvereni, özel sektörü bu şekildeki sözlerinizle -devletin az bir fedakârlıkla- yükünü hafifletmeniz gerekirken, siz hâlâ onun üzerine yüklemeye çalışırsanız, bu özel sektör bir gün stop eder, fabrikayı kapatır, ya iflasın eşeğine gelir kapatmak zorunda kalır ya da işini kapatmak ve bitirmek durumunda kalır.

Ben şunu söylüyorum bir sanayici olarak, iş dünyasından gelen bir arkadaşınız olarak: Bugün bir ülkede gerçek anlamda bir kalkınmayı gerçekleştirmek için yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı destekleyici ve üzerindeki yükleri hafifletecek uygulamaları getirmediğimiz sürece artık ülkemizde, devletin yatırım yapmadığı bir ülkede, yatırımları ve fabrikaları sattığı bir ülkede yeni bir yatırımın yapılması, yeni iş alanlarının açılması kesinlikle mümkün görünmüyor. Bu kararınızı tekrar gözden geçirmenizi, özellikle işverene yük getirmeden üretimin üzerindeki bu yükün ortadan kaldırılmasını özellikle istirham ediyorum.

Bir de esnaf BAĞ-KUR priminin 430 liradan 570 liraya çıkarıldığını görüyoruz. Şimdi, enflasyonun yüzde 8,8 olduğu bir ülkede siz bu yüzde 33'lük farkı nereden, ne şekilde, hangi ölçüye göre yapıyorsunuz ve esnafın üzerine de, işletmelerin üzerine de ayrı bir yük getiriyorsunuz? Bu artışın da gözden geçirilmesinde fayda var çünkü esnafımızın bugün gerçekten siftah edemeden dükkânını kapattığı, işlerinin iyice azaldığı, vergisini ödeyemediği, kiralarını ödeyemediği bir dönemde, siz esnafın yükünü hafifletmek yerine giderek ağırlaştıran kararlar alıyorsunuz ve sadece devlete gelir amaçlı, kaynak yaratıcı konuları ölçüsüz bir şekilde, işte zorunlu sigortada da göründüğü gibi, sigorta prim artışlarında da görüldüğü gibi burada da çok yüksek artışların yapıldığını üzülerek görüyoruz. Bunu da gözden geçirmenizde fayda var diye söylemek istiyorum.

Şimdi, Suriye'den gelen bir sürü mülteciler var. Bu mültecilerin gelmesi sebebiyle çalışma hayatında gerçekten çok büyük bir karmaşa ortaya çıktı. Şimdi, bu insanlar gelip, gerçekten burada, Türkiye'de çalışma izni alarak çalışabilecek mi, yoksa kendi hâllerine çaldıkları her kapıda kaçak olarak çalıştırılan bir işçi konumunda mı olacak? Bununla ilgili hangi önlemleri aldınız, ne tür tedbirler aldınız? Bunların çalışmaları nasıl yürüyecek? Yani, birçok da suç işleyen Suriyeliler var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Arslan, ek süre veriyorum, lütfen toparlayın.

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Bunlarla ilgili yakalananların sınır dışı edilmesiyle ilgili bir kararınız var mı? Bunu da sizden öğrenmek istiyorum.

Biraz önce bir sözünüzü işittim, tabii o sözünüze karşılık da bir şeyi size sormak istiyorum. Sayın Bakan -biliyorsunuz- "Kimseyi ötekileştirmiyoruz." diyorsunuz ama sizin iktidarınız döneminde, inanın, aydın kesimleri, ulusunu seven, ülkesini seven, size muhalefet olan her kesimi ötekileştirmeye çalışıyorsunuz. Ergenekon davalarını unutmadık, Balyoz davasını unutmadık, Oda TV davasını unutmadık, casusluk davalarını unutmadık. Orada o insanları nasıl hapse tıktığınızı, nasıl sabah erkenden yataklarından pijamalarıyla birlikte cezaevine götürüldüklerini, nasıl sorgulandıklarını... Menderes'in misalini veriyorsunuz. Bu olağanüstü mahkemelerle, o özel mahkemelerle o insanların hayatlarının nasıl karardığını, birçoklarının da ölümlerine sebebiyet verdiğinizi lütfen unutmayın. Yine, bu davranışlarınız eğer devam edecekse Türkiye'de gerçekten sıkıntıların çok fazlasıyla artacağını düşünüyorum. Basın özgürlüğü maalesef yok. Size, Hükûmete muhalefet yapan her bir basıncıyı konuşturmuyorsunuz, yazdırmıyorsunuz. Can Dündar gibi, Erdem Gül gibi, gerçekten sadece haber yapmanın ötesinde bir hareketi olmayan bir insanı terör örgütüyle ilişkilendirip cezaevine tıkıyorsunuz, tutukluyorsunuz. Lütfen, bu ötekileştirmeleri, bu cezalandırmaları, hatta suçu sabit olmadan bu insanların içeride tutuklu kalmalarını gözden geçirmenizi ve 32 kişi tutuklu bugün gazetecilerden, onların da bir an önce tahliye edilmeleri noktasında bir karar vermenizi istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen, sözlerinizi bitirir misiniz.

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Efendim, bir ricada bulunacağım bir dakikalık.

BAŞKAN - Bir dakika daha veriyorum, ondan sonra keseceğim.

Buyurun.

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Şimdi, güneydoğuda terörle mücadele ediliyor. Bu mücadelede Hükûmetin arkasındayız ama bu noktaya getirilmesinde gerçekten sizin iktidarınızın çok büyük bir suçu var. Çözüm süreciyle birlikte başlattığınız bu süreçten hendeklerin kazılmasına, PKK'nin dağdan şehre inmesine, orada silah depolamasına kadar, askerimizin kışlaya hapsedilip, polisimizin karakola hapsedilip, valilerimizin emirlerini kısıtlayıp hiçbir hareketin yapılmadığı ve bunlara göz yumulduğu bir ortamdan dolayı bu noktaya gelinen ve bugünkü çekilen zararlardan dolayı gerçekten Türkiye'den, Türk halkından özür dileyecek misiniz? Onu da sormak istiyorum.

Teşekkür ederim.