KOMİSYON KONUŞMASI

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Evet, Başkanım, özellikle iyi bir çalışma olmasını diliyorum. Tabii, önergelerle ilgili beyanlarımı ifade etmeden önce tutumumuzla ilgili birkaç eleştirim olacak. Biraz önce salonda seçilmiş bir milletvekili vardı. İç Tüzük'e göre, milletvekilleri komisyon toplantılarına katılabilirler, sadece oy kullanamazlar, görüşlerini ifade edebilirler. Dolayısıyla toplantıya yani Komisyonumuza gelen sayın vekile ilişkin tutumunuz bizce doğru olmamıştır, milletvekilimiz salonda kalabilirdi, görüşlerini de açıklayabilirdi. Ben bu konuda tutumunuzun doğru olmadığını düşünüyorum.

Komisyonlara gelince, bir de komisyonlara geçmeden önce, gerçekten bütün Türkiye'nin de gündemini işgal eden, Meclisimizin de gündemini işgal eden tutuklu bir milletvekilinin sorunu var. Bu İnsan Hakları Komisyonunun da gerçekten gündeminde olması gereken bir mesele çünkü Anayasa'mıza göre, seçilen milletvekilleri sadece seçildiği bölgeyi değil bütün milleti temsil ederler; Anayasa madde 80 açık bu konuda. Yine, yasama dokunulmazlığı hükmünü içeren 83'üncü maddenin ikinci fıkrasında da aslında seçilen milletvekilleriyle ilgili durum net, "Milletvekili Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz." diyor. Ya, burada amir bir hüküm var, bu hüküm...

Tabii, burada Meclis Başkanlığının yapacağı işler var, içerideki milletvekilinin savunma avukatlarının yapacağı işler var ama tabii İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu da bu işe duyarsız kalamaz. Yani milletvekilleri milletin, millî iradenin temsilcileridir, Meclisimiz millet iradesinin tecelligâhıdır. Dolayısıyla Meclisin bir mensubunun şu anda tutuklu olması, cezaevinde bulunması gerçekten bir insan hakkı ihlalidir. Bu konuyla ilgili kısa süre içerisinde Meclis Başkanlığının, gerekirse de Komisyonumuzun da bu konuyu gündemine alıp bu işi, en azından kamuoyundaki tartışmaları da ortadan kaldıracak bir şekilde netliğe kavuşturması gerekiyor. Gerçekten bu, Meclisin itibarını da zedeliyor. Şu anda Meclisin bir üyesinin içeride olması, tutuklu kalması Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarı, imajı için, hukuk devleti ilkemiz için... Çünkü Anayasa'mızın 2'nci maddesi açık, "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir." Eğer hukuk devletiyse, Anayasa'mız da yürürlükteyse ki yürürlüktedir, hukuk devletidir; o zaman hukuk devletinin gereği neyse onun da yapılması gerekiyor. Biz Can Atalay'ın, seçilmiş bir milletvekilinin tutuklu kalmasının doğru olmadığını, Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünüyoruz.

Bunun dışında, şu anda önergelerdeki özellikle Tutuklu ve Hükümlü Komisyonu, Çocuk Hakları Komisyonu ve Göç veUyum Komisyonları konusunda bu komisyonların kurulmasının doğru olacağını düşünüyoruz çünkü Türkiye'de gerçekten tutuklu ve hükümlü sayısına baktığımız zaman çok sayıda hükümlü ve tutuklu var, bunların yaşadığı hak ihlalleri var, zaman zaman cezaevi koşullarından kaynaklı, zaman zaman uygulayıcılardan kaynaklı birtakım şikâyetlerle ilgili de milletvekilleri olarak bize yazışmalar da oluyor. Çocuklarla ilgili daha geçen hafta, işte, Şanlıurfa'da yaşadığımız, 14 yaşındaki bir çocuğumuzun yaşadığı, maruz kaldığı bir durum vardı; çocuğumuzun cansız bedenine ulaşılmıştı. Türkiye'de de hem Türkiye'nin yoğun göç alması hem çocuklarla ilgili, çocuk haklarına ilişkin ciddi sorunlar yaşıyoruz; bu konuda bir alt komisyonun kurulması Komisyonumuzun da çalışmalarını rahatlatacaktır, doğru buluyoruz.

Göç, uyum zaten şu anda bizim millî meselemiz oldu bu göç ve göçmenler, Türkiye'deki Suriyeliler başta olmak üzere Afganların, diğer ülkelerden gelen sığınmacıların durumu büyük bir mesele. İnsan hakları açısından baktığımız zaman burada da bir Komisyonun kurulması doğrudur. Biz bu komisyonlara arkadaşlarımızı yani görev almak isteyen arkadaşlarımızı da önereceğiz. Sanırım 2'şer kişi mi önerebiliyoruz biz? Bu konuda bir açıklama yaparsanız çok memnun oluruz.

BAŞKAN DERYA YANIK - Açıklama yapacağım değerlendirdikten sonra ama hemen söyleyeyim.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Teşekkür ediyorum, şimdilik benim söyleyeceklerim bunlar.