KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, kamu kuruluşlarımızın, basınımızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın değerli temsilcileri; öncelikle hepinizi hürmetle selamlıyorum. Bu dönemki ilk kanun teklifimizi görüşüyoruz, inşallah hayırlı sonuçlara vesile oluruz.

Evet, kanun teklifi bir anlamda geçmişten beri "torba" diye nitelendirilen şekilde. Tabii ki Milliyetçi Hareket Partisi olarak öteden beri torba düzenlemelere hep karşı çıkmışızdır. Çok arızi durumlarda olması gereken bir düzenlemedir, hatta geçmişte "Torbadaki Hukuk" diye bunun kitabını dahi yazan bir partiyiz. Ben inanıyorum, Sayın Başkanımızın da bu konudaki duruşuyla önümüzdeki süreçte torba kanunlar ancak zaruri hâllerde, arızi durumlarda gelir diye umut ediyorum.

Evet, değerli arkadaşlarım, zor bir dönemden geçtiğimiz hepimizin malumu. 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin şiddeti ve etkisi açısından bakıldığında dünyanın en büyük doğal afetlerinden biri olduğunu biliyoruz. Bu kapsamda depremzede vatandaşlarımızın temel insani ihtiyaçlarının karşılanmasında da olağanüstü bir gayret gösteriliyor, verilen sözler yerine getiriliyor. 319 bin kalıcı konutun bir yıl içinde tamamlanması sözü vardı, bunun da hızla yerine getirilmek üzere çalışmaları yürütülüyor. Tabii ki bu asrın felaketi depremler nedeniyle yapılan ve yapılacak harcamalar bütçeye önemli bir yük getirmektedir. Depremlerin etkilerinin azaltılmasına yönelik alınan tedbirler nedeniyle ortaya çıkan finansman ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlamak üzere bu kanun teklifinde bazı vergi düzenlemeleri yer almakta; benden önceki konuşmacı arkadaşlarım da belirttiler, kısa kısa ben de değineyim.

Ek motorlu taşıtlar vergisi geliyor ağustos ve kasım ayında 2 taksit hâlinde ödenmek üzere. Kurumlar vergisi oranı genelde 20'den 25'e, mali kuruluşlarda 30'a, ihracat gelirlerinde ise yüzde 20 uygulanması öngörülüyor. İşte bazı istisnalar, özellikle bu taşınmaz satışlarıyla ilgili KDV ve kurumlar vergisi istisnaları kaldırılıyor. Akaryakıt ürünleriyle ilgili ÖTV'de güncelleme yapılması amacıyla Cumhurbaşkanımıza yetki veriliyor. Bir başka konu kanun teklifinde yer alan, biliyorsunuz asgari ücret 11.402 liraya yükseltildi, işveren desteği 400 liraydı, bu teklifle 500 liraya yükseltiliyor. Yine kamu çalışanlarına yönelik bir düzenleme yer alıyor. En düşük ya da en alt düzeydeki memur maaşının 22 bin liraya çıkarılmasıyla ilgili 8.077 lira sağlayacak olan ilave ödemeye ilişkin düzenleme yapılıyor. Bunların dışında bir de borçlanma limitinin 3 katı artırılmasıyla ilgili, bir de bazı harcamalarla ilgili ödenek ekleme yetkisiyle ilgili düzenleme var; kısaca bunlardan bahsetmek istiyorum. Malum, ocak ayında gerek kamu çalışanları gerekse emeklilere yönelik yüzde 30 maaş artışı yapıldı; normalde kanuna göre yapılması gerekenin üzerinde, yaklaşık 15 puanlık bir refah payını öngören ilave düzenleme yapıldı. Yine asgari emekli aylığı ocak ayında 3.500 liradan 5.500 liraya, daha sonra da 7.500 liraya yükseltildi. Bayram ikramiyesi 1.100 liradan 2 bin liraya yükseltildi. Ve emeklilikte yaşa takılanlar, bu yıl için 2 milyon 250 bin çalışanımızı kapsayan, toplamda 5 milyon çalışanımızı kapsayan bir düzenlemeydi; biliyorsunuz, yaş şartına takılmaksızın emekli olabilmelerinin önü açıldı. Tabii ki bu harcamalarla ilgili ödenek ihtiyacı doğdu ve bu ödenek ihtiyacını karşılamak üzere de -biraz önce etki analizine baktım- 791 milyar liralık bir ödenek ekleme yetkisi bu kanunla veriliyor. Borçlanma limiti konusunda şunu söyleyeceğim: Benim gördüğüm kadarıyla -ki ilgili arkadaşlarımız mutlaka bilgi verirler- bu sadece bu yıla ilişkin değil, önümüzdeki yılın ilk aylarındaki ihtiyaçları da kapsayan bir yetki alınıyor benim anladığım kadarıyla; nakit stokunu yeterli düzeyde tutmak üzere bu yetki veriliyor. Tabii ki bu yetki ile bütçe harcaması arasında doğrudan bir ilişki kurmak da doğru değil bize göre; nakit dengesi ayrıdır, bütçe dengesi ayrıdır. Nakit stokunu tabii ki ödemelerine göre planlamanız gerekiyor, bu anlamda da yapılan düzenlemeyle bu ihtiyacın karşılanması öngörülüyor.

Genel anlamda şunu ifade etmek istiyorum: Ekonomiyle ilgili saygı duyduğumuz değerlendirmeler yapılıyor, bazı konuları da görmek lazım diyorum. Nedir bu konular? Şimdi, dünyaya baktığımız zaman son yıllarda bu Covid-19 salgınının etkileri, Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği enerji ve gıda krizi gibi bir dizi şokla karşı karşıya kalmış, dünyada ekonomik faaliyetler yavaşlamış, bazı ülkeler resesyona girmiştir.

Türkiye ekonomisi ise 2021 yılında yüzde 11,4; 2022 yılında yüzde 5,6 büyüme kaydetmiştir. Yaşanan asrın felaketi depreme rağmen 2023 yılı birinci çeyreğinde gayrisafi yurt içi hasıla yüzde 4 artmıştır. Yine, ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI haziranda üst üste üçüncü ay 51,5 düzeyinde gerçekleşerek imalat sektöründe ılımlı iyileşmenin sürdüğüne işaret etmiştir. Makine, teçhizat yatırımlarımız 2019 son çeyreğinden bu yana kesintisiz olarak artmaktadır.

Türkiye, OECD ülkeleri arasında en fazla istihdam sağlayan ülkelerin başında gelmektedir. İstihdam 2021 yılında 1 milyon 981 bin kişi, 2022 yılında 1 milyon 618 bin kişi artmıştır. 2023 Ocakta işsizlik oranı 9,7 gerçekleşmiştir. İstihdam edilenlerin sayısı en son verilere göre 2023 yılı Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 521 bin kişi artarak 31 milyon 610 bin kişi, istihdam oranı ise 0,8 puan artarak yüzde 48,4 olmuştur, işsizlik oranı ise yüzde 10,2 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yani bu süreçte 11 ili etkileyen bu büyük depreme rağmen alınan sonuçlar böyle.

Yine, ülkemizin küresel mal ihracatından aldığı pay 2021 yılından itibaren yüzde 1'in üzerine çıkmıştır. İthalattaki artışta ve cari açığın büyümesinde küresel emtia, özellikle de enerji fiyatlarındaki anormal yükselişler -özellikle geçen yıl- etkili olmuştur.

Ülkemizde millî teknoloji odaklı sanayi hamlesiyle başta savunma sanayisi, otomotiv, makine, enerji, kâğıt, petrokimya gibi birçok alanda yerli ve millî tesisler ve fabrikalar kurulmaktadır. 29 Ekim 2022 tarihinde seri üretime başlanan yerli ve millî otomobilimiz teknoloji harikası Togg 177 binin üzerinde ön sipariş almıştır.

Türk savunma sanayisi Türkiye'nin küresel güç vizyonu doğrultusunda inşa edilmektedir. İnsanlı ve insansız uçak, helikopter, gemi, denizaltı ve zırhlı araçları ile füze ve silah sistemleri milletimizin gururu olmuştur. Türk mühendisleri, firmaları ülkemizi savunma sanayisinde lider ülke hâline getirmiştir.

Türkiye millî enerji politikasıyla kurulu enerji gücünde 103 bin megavatı aşmış, yenilenebilir enerji üretiminde Avrupa'da 5'inci, dünyada 12'nci sıraya çıkmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hemen...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Süre sınırı yok yeni Başkanda.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sözcülere...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Süre sınırı yok, Sayın Bakan...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sözcülere yapmıyoruz onu.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Birazdan görüşürüz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun Sayın Kalaycı.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Akkuyu'daki nükleer güç santralimize 27 Nisanda yakıt yüklenerek resmen nükleer tesis statüsü kazandırılmıştır.

Fatih, Yavuz, Kanuni, Abdülhamid Han sondaj gemileriyle Türkiye güçlü bir filoya sahip hâle gelmiştir. Bu çerçevede Karadeniz'de keşfettiğimiz doğal gaz rezervimiz 710 milyar metreküpe ulaşmıştır. Karadeniz gazı Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisine getirilmiştir. Ayrıca Cudi'de, Tendürek'te, Gabar'da petrol rezervleri bulunmuş ve çok büyük rezervler umudu taşımaktayız.

Enerjide Türkiye merkez ülke olma hedefine doğru hızla ilerlemektedir. Türkiye uluslararası enerji piyasasının belirleyici aktörlerinden biri de inşallah olacaktır. Tüm bu gelişmeler enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacak, cari işlemler dengemize olumlu katkı sunacaktır.

Son olarak, enflasyonla ilgili birkaç hususu ifade edeyim. Ülkemizde de uluslararası fiyat artışlarına bağlı girdi maliyetlerindeki yüksek artışlar ve Türk lirasındaki değer kaybının etkileri fiyatların yüksek seyretmesinde belirleyici olmuştur. Yüksek enflasyon ekonomiler için ciddi bir sorundur ve ekonomik dengelere zarar vermektedir. Yüksek enflasyon toplumun tamamını ilgilendirmekte olup gelir dağılımını da bozmaktadır. Hayat pahalılığı, geçim zorlukları, ekonomik sıkıntılar elbette her insanımızı olumsuz etkilemektedir. 2022 Ekim ayı itibarıyla yüzde 85,51'e yükselen yıllık enflasyon oranı, geçen ay itibarıyla yüzde 38,21 düzeyinde gerçekleşmiştir. Fiyat artışlarının kontrolü mutlaka sağlanmalı, denetimler sıkı ve etkin biçimde sürdürülmelidir. Haksız kazanç sağlayan, insanımızın sofrasına göz diken fırsatçıların yakasından tutulmalı, kirli bir oyunun parçası olarak fiyat etiketlerini kabartanlar deşifre edilmeli, cümle âleme rezil edilmelidir. Alınan etkili önlemlerle fiyat istikrarı mutlaka sağlanacaktır. Enflasyonla mücadeleye, fiyat istikrarını, finansal istikrarı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınmaya devam edileceğine ve vatandaşlarımızın gelirlerinde artış sağlayacak, mali yüklerini azaltacak, satın alma güçlerini artıracak yeni kararlar alınmaya devam edileceğine yürekten inanıyoruz. Yapılan düzenlemeleri Milliyetçi Hareket Partisi olarak destekliyoruz.

Teşekkür ediyorum.