Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1264) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 07 .07.2023 |
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, aslında biraz önce de belirttim ama en temel meselelerden biri bütçe hakkı; aslında "hukuk devleti" dediğimiz meseleyi var eden anlayışlar bunlar. Dolayısıyla, burada herhangi bir yasa teklifini konuşurken, onu yasalaştırmaya çalışırken bizim öncelikle dönüp bakacağımız şey şu: Gerçekten bir hukuk devleti anlayışıyla mı bunu yapıyoruz? Oysa, burada bu vergiye baktığımızda, bunun hem hukuk devleti anlayışıyla çeliştiğini hem de Anayasa'nın 73'üncü maddesiyle çeliştiğini çok net görüyoruz. Şimdi, bu çelişik duruma rağmen bu yasa teklifinin Komisyondan geçmesini sağlamamız aslında bizim Anayasa'ya rağmen... Ki artık bu, maalesef bir gelenek hâline geldi; Anayasa'nın amir hükümlerinin yok sayılması, Anayasa'yı ihlal etmenin artık olağanlaşması gibi bir duygu hâline sürüklenmiş bir Meclis var ve uzun süredir bu devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Anayasa'nın o denli önemli hükümlerini yok sayıyoruz ki genelde "Anayasa" deyince ilk 4 maddeye sıkışıp sanki Anayasa'nın başka maddeleri yokmuş gibi bir anlayışla Anayasa'ya bakıyoruz; Anayasa'nın özgürlükler konusundaki, haklar konusundaki, adalet konusundaki maddeleri yokmuş gibi, çok rahat davranarak bu ihlalleri gerçekleştirebiliyoruz. Bunu yapmamak gerekiyor; en azından, bizlerin, halkın vekillerinin, milletin vekillerinin böyle bir sorumluluğu var çünkü bu Anayasa beğensek de beğenmesek de sonuçta toplumun iradesiyle oluşmuş bir şey, bunu değiştireceksek de buna uygun hareket edeceğiz yoksa buraya getirdiğimiz yasa teklifleriyle Anayasa'yı yok sayarak böyle bir anlayışla yol almak çok da mümkün değil. Kaldı ki "maliye politikası" "para politikası" dediğimiz meseleler tabii ki konjonktürel meselelerden etkilenir, bununla ilgili zaman zaman farklı yönelimler olabilir ama buradaki mesele maliye ve para politikasının gereklerini yapmak değil ki. Maliye ve para politikaları bilimsel bir yaklaşımla ele alındığında... Zaten bugünkü Hazine ve Maliye Bakanının da itirazları bu konuda yoğunlaşıyor ve tartıştığımız meselelerde de bu gözüküyor. Biz burada bir maliye politikasının gerekliliğini ortaya koymuyoruz, koyuyor olsaydık zaten maliye politikasının özellikle vergilere yaklaşırken onun sosyal niteliğinin ne kadar önemli olduğunun farkında olurduk. Dolayısıyla tam da bilimsel olan bizim yapmış olduğumuz itirazlardır, tam da hukuki olan bizim yaptığımız itirazdır ama bundan da belki önemlisi, vicdani olan esas belki de hepimiz için önemlidir, itirazımızın en önemli boyutlarından biri de, dayandığı temellerinden biri de vicdani olmasıdır.
Deprem meselesi tabii ki hiçbirimizin itiraz edemeyeceği bir konu ama burada görüyoruz ki bu tamamen araçsallaştırılıyor. Belediye meselelerinde de ele alındığında bunu görüyoruz. Hani depremzedelerin o mağduriyetlerini ortadan kaldıracağımız işlerin büyük bir kısmı belediyelerce yapılan işler. Bırakın onu, Belediyeler Birliği, bırakın onu, belediyelerin kendi içindeki dayanışmayla onların halletme olanaklarını sağlayın yoksa onları bir hak gasbına uğratarak, "Yok, siz bundan pay alamazsınız." diyerek yaklaşmak zaten genel anlamıyla aslında bir yerde bu teklifin niyetini de bize gösteriyor.
Teşekkür ederim.