Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (1/275) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 11 .07.2023 |
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Sayın Başkanım, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, değerli milletvekilleri, saygıdeğer kamu kurum temsilcileri, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.
6 Şubat günü yaşadığımız deprem felaketi yüreklerimizi kavurdu. Gaziantep'te depremi bizzat kendim de yaşadım ve Gaziantep'ten başka bir milletvekili yok, şu anda ben varım sadece. Devletimizin orada neler yaptığını ve neler yapamadığını direkt görmüş birisiyim. Yaptıkları hizmetler için teşekkür ediyorum, devletimiz, milletimiz var olsun. Ancak, tabii ki bu depremde can kayıplarına sebep olan ihmalkârlığın, tedbirsizliğin bilançosu maalesef resmî rakamlarla 50 bin kişi civarındadır; bana göre bu rakam 150 bin, 200 bin civarındadır bizim orada insanlarla yaptığımız görüşmelere istinaden. Tabii ki devletimiz depremden etkilenen birçok vatandaşımızın yanında oldu, olmak zorunda.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gürban, tabii, çeşitli tahminler yapılabiliyor ama vefat olduğu için burada devletin resmî rakamları ve savcılık...
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Şu anda bile enkazlardan cenazeler çıkmakta.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gürban, şöyle: Biliyorsunuz ben de Adıyaman'daydım, çok hassas bir konu. Savcılık en son bunu tespit eder ve ondan sonra nüfusa bildirilir, dolayısıyla oradaki resmî rakamlar şu an bizim için geçerlidir. Bulunamayanlar, gaiplik kararı alınacak olanlar, kayıp olanlar belki olabilir ama böyle çok farklı, afaki rakamlar verirsek... Nihayetinde devletin, Meclisin kayıtlarına giriyor bunlar. Burada bir düzeltme ihtiyacı hissettim.
Lütfen buyurun.
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Tamam.
Aynı zamanda 11 ilimizde çok ciddi maddi hasarlar meydana geldi. Tabii ki devletimiz depremden etkilenen her bir vatandaşımızın yanında olmak zorundadır, oluyor da şu anda da hâlâ çalışmalarını devam ettirmekte. Fakat ben ne yazık ki üzülerek ifade ediyorum, torba kanun düzenlemesine manevi duyguları istismar edecek bir şekilde "millî dayanışma paketi" adı verilmiştir. Aslında bu paket incelendiğinde en az yarısı kadarı depremle alakalı olmayan harcamalardır. Pakette zaten rakamlar geçerli, burada belirtilmiş.
Depremden sonra, ben ilk kez milletvekili oldum, zaten depremde gördüğüm problemleri temsil etmek üzere Meclise girmeye karar verdim. İktidar partisi olarak sürekli bu maliyetlerin halka yüklenmesinden, çözümünde sürekli vatandaşın alın teriyle kazandığı paraya göz dikilmesinden halk artık bıkmış durumda.
Deprem sonrasında yapılan "Türkiye Tek Yürek" kampanyasında işçiler, emekçiler, köylüler, memurlar, hatta bazı çocuklar -kumbaralarını da bozdurarak- yardım yapmıştı. Bu paraların nereye harcandığını Mecliste sormuştum, bununla ilgili şeffaf ve düzenli bir açıklama gelmedi. Ayrıca, orada bazı şahıslar kendi reklamlarını yaptı, hatta bazı kamu kurumları bile vereceğini vadettiği paraları ödemedi. Bugün motorlu taşıtlar vergisi adı altında almaya çalıştığımız verginin farkı 30 milyar TL; bu zaten "Türkiye Tek Yürek" kampanyasında alamadığımız paraya denk gelmekte.
Bir de bu konuda şöyle bir tereddüt var: 1999 Gölcük depreminde "ÖTV tek seferde alınacak." denildi, sonra kalıcı oldu, deprem vergisi olarak kalıcı oldu ama daha sonra sorulduğunda, Van depreminden sonra sorulduğunda Sayın Mehmet Şimşek "Biz bunlarla hastane yaptık, yol yaptık, devletin diğer harcamalarına kullandık." demişti. Buradaki motorlu taşıtlar vergisi de yine kalıcı olacak mı, deprem harici harcamalarda kullanılacak mı? Bunu sormak istiyorum.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bir kereye mahsus demiştik ya, tek.
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Önceki ÖTV de bir seferlikti ama sonra kalıcı oldu.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama bu MTV, motorlu taşıtlar vergisi, tek yani depreme mahsus bir kerelik.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hükûmet temsilcisi Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız burada, notlarını alıyor.
Buyurun, devam edin.
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Vergi sistemimizin tabana yayılması gerekiyor çünkü çoğunlukla vergiler dolaylı vergilerden yani mal ve hizmet alımlarından alınan vergiler. Bu da sürekli dar ve orta gelirli vatandaşlarımızın üzerine vergi yükü bindiriyor. Bu durumda adalette eşitlik ilkesi vergi toplamada bozuluyor, devlet adil vergi dağılımını yapamıyor, vergi yükü ağırlaştıkça hayat pahalılığı giderek içinden çıkılmaz bir hâl alıyor. Hükûmet tabii ki bu yaşadığımız sorunlardan dolayı vergi gelirini artırmak istiyor olabilir ama büyüme hızını özellikle kamu harcamalarıyla yaptığı için vergilerle de aslında biz kamu harcamalarını finanse etmiş oluyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarında bütçe açığı genişledikçe vatandaşın bileğinin hakkıyla kazandığı paraya göz dikmiş oluyoruz aslında.
Biraz önce Cevdet Bey'in sunumunda bazı notlar aldım. Mesela, asgari ücrete yüzde 107 oranında zam yapıldığından bahsedildi. Bu hesaplandığında net zam aslında yüzde 0 çünkü Türkiye'de asgari ücret ortalama olarak 400 dolar civarında yani dolar 7 lirayken 2.800 liraya denk gelen rakam, bugün 25-26 liradan 11 bin lira civarına denk geliyor yani aslında burada net sıfır bir zam var.
Döviz hesaplarına olan talebin azaldığından bahsedildi ama bugün kur korumalı mevduat hesabında biriken para zaten dövize olan talep. Bu kur korumalı mevduat hesabı, Türkiye'nin bence şu anda en büyük iç ve dış problemine denk bir sorundur. Çünkü burada hesaptaki para sahibi insanlar paralarını çekmek istediklerinde Türkiye'nin bunu karşılayacak doları yoktur, Merkez Bankasında da yoktur. Yani ben bugün gidip "Kur korumalı hesabımı kapatıyorum, benim paramı, hesabımı görün." dediğimde ve "Bunu bana dolar olarak ödeyin." dediğimde bunu bana dolar olarak ödeyecek kimse yok. Bu da halk içerisinde bir paniğe ve bir karışıklığa sebep olacaktır, ekonomide ciddi hasarlar açacaktır bence. Bunun bir an önce, kur korumalı mevduat hesabının bir şekilde borsaya ya da faizler artırılarak faize veyahut da gayrimenkul sektörüne teşvikler verilerek uzun vadeli yatırıma dönüştürülmesi lazım. Böylece hem dolar talebi kesilecektir hem de uzun vadeli bir yatırıma geçecektir, insanlar aldığında hem yatırım yapacaklar hem ülkede istihdam sağlanacaktır inşaatın hareketlenmesiyle. Yani biz buna, insanlara Ponzi sistemi gibi "Bana para getir, sana kâr verelim." işinden çıkıp insanların yatırımı desteklediği, istihdamı artırdığı şekle dönüştürmemiz lazım.
Diğer konular da, zaten herkes bahsetti, işte bu torba yasada aslında Sayın Mehmet Şimşek'in bahsettiği reformist politikalar, rasyonel politikalar yok. Burada sadece şu söyleniyor: "Bana akıl verme, öneri yapma, bana sadece yetki ve para ver." deniliyor. Mehmet Bey bunu nasıl kabul etti, ben bunu anlamadım çünkü Mehmet Bey'in söylemleri "Rasyonel politikalar yani tasarruf yapacağız, şeffaf olacağız, işte piyasa bizi istediği an denetleyebilecek." şeklindeydi. Ama burada birçok parti yetkilisi bu paraların nereye harcanacağını sorduğunda net cevaplar alamıyor, geçmiş harcamaların nereye yapıldığını sorduğunda yine cevap yok. Yani sürekli bizden yetki ve halktan para isteniyor ama bu paralar ve yetkilerle ne yapılacağı çok net açıklanmıyor.
Teşekkür ederim.