KOMİSYON KONUŞMASI

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, biraz önce Cumhurbaşkanının maaşıyla ilgili söylediğim sözün doğru olmadığını söyledi Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Normalde "Cumhurbaşkanlığı ödeneği" yazması lazım ama burada "özlük giderleri" olarak yazıyor, herhâlde bir utangaçlıktan mı kaynaklanıyor, bilemiyorum. Şimdi, burada diyor ki: "Özlük giderleri 236 bin TL." Altı aylık olduğuna göre bu da yaklaşık 40 bin lira yapıyor. Eski şeye bakınca 100 bin lira.

CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ - Kesintiler yapılıyor ama orada.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ama bunun açıklanması lazım. Bakalım, milletvekilinin maaşı yüksekse biz Cumhurbaşkanıyla eşitleyelim maaşı.

CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ - Arada gelin, birlikte tek tek bakalım.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Milletvekili maaşı Cumhurbaşkanının maaşından yüksekse hakikaten eşitleyelim biz. Bu doğru değil, buna siz inanıyor musunuz?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ortalama gelirin de altında Cumhurbaşkanının maaşı.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Cumhurbaşkanı milletvekilinden az maaş alır mı? Buna inanıyor musunuz?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bir saniye...

Şimdi, bakın, Sayın Ağbaba, nihayetinde...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Benim sorduğum sorunun cevabını verir misiniz?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben şimdi şöyle bir şey yapacağım size: Cumhurbaşkanı Yardımcısı ortaya bir rakam koydu ve bu kayıtlara girdi.

CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ - Burada resmî rakamlarımız var.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Tamam, bakalım.

CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ - Sayın Ağbaba, böyle bir şey olabilir mi ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, bir saniye...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, Cumhurbaşkanının maaşı milletvekili maaşından düşük öyle mi?

CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ - Düşük evet ve bu artıştan sonra da düşük kalmaya devam edecek.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Peki, bakacağız o zaman.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Siz de bir araştırın.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Tamam araştıralım, memnuniyetle araştıralım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Devletin resmî rakamları burada.

Teşekkür ediyorum, devam edin.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Aslında yapılan zam oranlarına bakınca bunu gündeme getirdik biz çünkü yüzde 25 emekliye zam, yüzde 17,55 memura zam vesaire. Bundan sonra gündeme getirdik ki tabii, günlük giderlere baktığımız zaman da Cumhurbaşkanının maaşı devede kulak kalıyor yani sarayın harcamalarına, uçaklara, saraydaki günlük elektrik masraflarına falan bakınca da zaten bunun devede kulak kaldığını söylemek istiyorum.

Bir başka şey daha söylemek istiyorum: "Barış destekleme giderleri 500 milyon." diye bir rakam var. Bunun da ne anlama geldiğini Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına sormak istiyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar "Bu depremle ilgili." denildi ama deprem dışında her şey var. Üniversiteler var, Göç İdaresi var, Jandarma Genel Komutanlığı var, Emniyet var, var da var. Şimdi, depremle ilgili ben birkaç şeyi de kendi ilimden başlayarak sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, depremin ilk yaşandığı günden beri Malatya'dayım ben. Maalesef, Malatya'daki bizim siyasetçiler, AKP'li siyasetçiler "Malatya'da bir şey yok, her şey yolunda." dediler ve Malatya'daki yıkım Türkiye'nin gündemine yeterince gelmedi. Malatya şehir merkezi ve ilçeleri aslında yerle bir olmuş durumda. En çok yıkımın yaşandığı 4 ilden biriyiz.

Değerli arkadaşlar, Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki "Malatya'mızda afetlere dayanıklı ve yatay mimariye uygun 103.019 konut yapacağız. Şu anda sahada 14.338 yuvamızın inşaatı sürüyor." dedi. Yani 100 depremzededen 14'ü evlerine kavuşacak. Peki, diğerleri ne yapacak? Bir kışı geçirdiler, şimdi yazın çadırlarda kalıyorlar. Konteyner sahibi olmak büyük bir başarı Malatya'da. Ev sahipleri konteynerlere yerleşirken kiracılar için bu mümkün değil. Kiracılar ciddi problem yaşıyor, bunu tekrar gündeme getirmek istiyorum. Maalesef, kiracılar dışarı atılmış durumda, kiracılara AFAD konteyner vermiyor, bunu da söylemek istiyorum. Konteynerde yazın sıcağında kışın sonunda yaşamak ciddi sorun. Bakanın verdiği rakamlara bakılınca depremzedelerin en az yüzde 85'i bu kışı bulabilirlerse konteynerde geçecek gibi gözüküyor.

Malatya'da, maalesef, enkaz kaldırma çalışmaları bekleyen hızla gitmiyor; kağnı hızında enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Şehrin merkezi, ana caddelerdeki enkaz kaldırma çalışmalarının yavaşlığı yaşamı olumsuz etkiliyor. Bu durum hayatın normale dönmesine, esnafların iş yapmasına engel olunuyor. Yıkım işlemlerinden sonra enkaz kaldırma çalışmalarının günlerce devam etmesi, vatandaşları çileden çıkarıyor. Enkaz kaldırma çalışmalarının yerinde dönüşüm yapılarak gerçekleştirilmesi, demirin enkaz başında ayrıştırılması asbest tehlikesini de beraberinde getiriyor. Enkaz demirlerinin yerinde ayrıştırılmasına son verilmelidir, bu işlem döküm sahalarında yapılmalıdır. Böylece hem Malatyalı hemşehrilerimizin sağlığı tehlikeye atılmamış olur hem de enkaz kaldırma çalışmaları hızlı gider.

Bir başka şey, Malatya Valiliği geçtiğimiz gün, cuma günü bir genelge yayınlayarak engelli, kronik rahatsızlığı olan kamu personelleriyle ilgili, hamile ve 3 yaş altı çocuğu olan kadın kamu personelinin idari iznini kaldırarak pazartesi günü göreve başlamasını istedi. Maalesef, deprem sonrasında şehir dışına taşınan engelli, hasta personel ile küçük çocuğu olan ve kreş ve anaokuluna yazdıramayan personelin de apar topar, iki gün içerisinde göreve çağrılması büyük mağduriyet yaşatıyor. Şehirde kalanların barınma sorunu en üst seviyeye gelmişken bu sorunu artırmanın anlamı nedir? Malatya Valiliğinin bu alınan kararı bir kez daha gözden geçirmesi gerekiyor.

Şimdi, Malatya'nın da içinde yer aldığı 11 ilde Hazine ve Maliye Bakanlığınca 6/2/2023 ile 31/7/2023 tarihleri arasında mücbir sebep hâli ilan edilmişti. Malatya gibi depremin büyük yıkıcı etkisi olan kentlerde özellikle küçük esnaf çok ciddi sıkıntılar yaşamakta, depremin yıkıcı etkisi vakit geçtikçe daha çok derinden kendisini göstermektedir. Depremin üzerinden beş ay geçmesine rağmen ticari hayatın normale dönmesini sağlamak için atılan adımlar yetersiz kalmakta, olağanüstü hâllerin yaşandığı dönemlerde işletmelerin vergisel yönden desteklenmesi önemli katkılar sunmaktadır. Bu nedenle, ekonomiden sosyal yaşama kadar her alanda yeniden yapılanmaya gidilmesi için mücbir sebep hâlinde Bakanlıkça belirlenen altı aylık süre yetersiz kalmıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ilan edilen 31/7/2023 tarihinde sona erecek olan mücbir sebep hâli en az bir yıl daha uzatılmalıdır.

Yine, iş dünyasının bir talebi var. Mücbir sebep süresinin sona erdiğinde o döneme ait biriken vergi ödemelerinin sıfır faizle yirmi dört ay taksitlendirilmesini talep ediyorlar. KOSGEB tarafından verilmeye başlanan deprem kredisinden de sadece imalat yapan firmalar faydalanabiliyor. Şartsız, koşulsuz tüm depremzede şirketlerinin bu krediden faydalanmasını talep ediyorlar. Giden personelin geri gelmesini sağlamak için, deprem illerini cazip hâle getirmek için asgari ücretliden SGK işçi ve işveren payının alınmaması, bu tutarın işveren tarafından direkt olarak işçiye verilmesi sağlanmalıdır. 400 TL olan asgari ücret desteği 500 TL'ye çıkarıldı. Takdir edersiniz ki bu rakam yeterli değil. İş dünyasının büyük kayıplar yaşadığı, Malatya'nın da aralarında bulunduğu deprem bölgelerinde bu desteğin en az 1.000 TL'ye çıkarılması talep edilmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısının da mutlaka bilgisi vardır, bizim bölgemiz gibi deprem bölgelerinde yaşanan en önemli sıkıntılardan biri kalifiye eleman bulma zorluğudur. Ustalardan organize sanayi fabrikalarına kadar maalesef işçi problemi yaşanıyor, kalifiye eleman sıkıntısı yaşanıyor. Barınma olanağı çok kısıtlı olduğu için, insanlar barınamadığı için başka illere, ilçelere gitmek zorunda. Bu konunun da mutlaka ciddiyetle ele alınması gerekiyor. Malatya Organize Sanayi Bölgesi -ki diğer organize sanayi bölgeleri de aynıdır- maalesef bu problemi çok yaşıyor, hem barınma sorununda hem kalifiye eleman bulmakta çok zorlanıyor insanlar. Burada iş yapan insanlara destek olmak lazım. Deprem bölgesinde yaşamın tekrar var olabilmesi için, şehirlerin tekrar ayağa kalkabilmesi için mutlaka bu desteğin verilmesi lazım.

Bir başka şey, esnaf meselesi. Biraz önce söylediğim gibi -siz de çok yakından biliyorsunuz Malatya'yı- Malatya'da o İnönü heykelinin bulunduğu, Kapalıçarşı'nın olduğu alandan başlayarak ta şehrin girişine kadar olan bölge tamamen yerle bir olmuş durumda; Niyazi Mısri'si, Akpınar'ı, Turgut Temelli'si, Tevfik Temelli'si, Fuzuli'si, bizim bildiğimiz bütün o Bakırcı Pazarı'nın olduğu yer, Şire Pazarı'nın olduğu yer yani kent merkezinin göbeği dediğimiz, Ankara'nın Kızılay'ı ya da İstanbul'un Taksim'i dediğimiz yer, yerle bir olmuş durumda. Burada da esnaflar maalesef hâlâ iş yapma bakımından çok büyük sıkıntılar yaşamakta. Hayatın tekrar normalleşebilmesi, insanların tekrar ayağa kalkabilmesi için mutlaka esnafa da ciddi desteklerin verilmesi gerekiyor. Bu, bu altı aylık uzatmayla falan olacak gibi gözükmüyor, bizim gibi iller bu sorunu çok daha uzun süre yaşayacak gibi gözüküyor. Bunun da gündeme alınmasını ve bu konuda sizin de desteklerinizi beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Büyük bir yıkımla karşı karşıyayız.

Ayrıca, yine burada gündeme getirmek istiyorum, Malatya sadece 6 Şubat depremini yaşamadı, o doğal afetlerin de birçoğunu yaşamış olduk; don afeti, dolu afeti, yağmur afetiyle beraber bizim kayısımızda ve diğer tarım ürünlerinde önemli zararlarımız var. Bu konuda da defalarca söylememize rağmen maalesef TARSİM dışında -TARSİM'in de verdiği destek çok sınırlı, bir destek alabilmiş değiliz- Malatya'nın o dünyanın en ünlü kayısısının tekrar var olabilmesi için bu konuda da Hükûmetin, sizlerin destek olması gerektiğini ifade ediyor, teşekkür ediyorum.