KOMİSYON KONUŞMASI

SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Merkez Bankamızın çok Kıymetli Başkanı, yöneticileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Benim için Plan ve Bütçe Komisyonunda ilk gün ve böyle bir sunumu dinlemiş olmaktan da büyük mutluluk duyuyorum.

Sizlere, ekibinize ülkemiz için, milletimiz için başarılar diliyorum.

Tabii, uzun dönem sonra ülke risk primimizin 400'ün altına düşmüş olması, Merkez Bankası rezervlerindeki 25 milyar dolarlık artış rasyonaliteye dönüşün aslında belki ilk işaretleri. Bundan dolayı da bu ülkenin bir ferdi olarak mutluyum. Burada, özellikle Merkez Bankası rezervlerindeki artışla ilgili olarak, swaplar da dâhil, daha detaylı bir açıklama yaparsanız bu bilgileri bizler de not etmiş oluruz.

Buradan hareketle, tabii, fiyat istikrarını sağlamak Merkez Bankasının en önemli görevi. Merkez Bankamızın kanununda ifade edildiği üzere Merkez Bankasının para politikası araçlarını doğrudan belirleme hususunda bir özgürlüğü var. Bu "parasal sıkılaştırma" derken... Aslında Anadolu'yu gezen insanlar olarak, özellikle kredi kartlarındaki harcamaların neden arttığını esnafta, sokakta gören insanlar olarak bu parasal sıkılaştırma meselesinin giderek milletimizin de canını sıktığını size ifade etmek isterim. Onun için, belki iktidar, muhalefet demeden bu ülkenin en büyük problemi, belki şu anda beka problemi üretim, yatırım, istihdam ve büyüme dörtlüsünde neler yapmamız gerektiğini konuşmaktır. Bunun için de daha güçlü bir demokrasi, daha güçlü bir hukuk devleti konusunda biz parlamenterlere çok büyük vazifeler düşmektedir.

Sevgili Başkan, tabii, sizi sunumda dinlerken faizi, enflasyonu engellemek için en önemli para politikası aracı olarak anlattınız. Ve pandemiyle birlikte gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerde en önemli meselenin enflasyon olduğunu ve geçen on altı ay içerisinde başta gelişmiş ülkelerde olmak üzere 8-9'lara çıkan enflasyonun artık 2,5-3'lerle ifade edildiğini biliyoruz. Dolayısıyla, faizi bir politika aracı olarak kullanarak geçen on altı ay içerisinde bunu kontrol altına almayı birçoğu başardı. Sizce Türkiye'de enflasyonu kontrol etmekle sorumlu Merkez Bankası ne yapmalıydı da yapamadı? Tabii, siz, diğer sunumlarınızın da bir kısmını izledim, buralara girmiyorsunuz ama rasyonaliteye dönüşün eğer bu şekilde sonuçları oluyorsa birikmiş sorunlar... Maalesef, üzülerek ifade ediyorum, sizler ve ekibiniz maça 3-0 yenik başladınız; duamız ve beklentimiz Türkiye'nin maçı 4-3 kazanmasıdır. Bunun için de buradan hareketle şu soruyu da sizlere yöneltmek isterim: Enflasyonun tabii en önemli nedenlerinden bir tanesi, döviz kurlarındaki artış. Bir milletvekili olarak yani 17, 18, 19 lirayken biz seçim döneminde sokaklarda dövizin yüksek olduğunu konuştuk ve neredeyse 10 liralık bir artış oldu seçim sonrası. Konuyu diğer arkadaşlarımız da sözcüler de ifade ettiler. Yani 128 milyar dolar sonrası bunlar kime satıldı, hangi kurdan satıldı? Yani Merkez Bankamızın güvenilirliği açısından, yeniden bu güveni hem içeride hem dışarıda tesis etmesi açısından elbette bunların açıklanması kıymetli ama son dönemde, özellikle arka kapı operasyonlarıyla seçim öncesi ne oldu bu ülkede, döviz nasıl baskılandı ki seçim sonrası dolar kurunda bir anda 10 liralık bir artış meydana geldi? Dolayısıyla, bu konunun toplum tarafından şu anda en çok merak edilen konu olduğunu söylemek isterim çünkü insanlar, Türkiye'nin neresine gidersek gidelim "Biz bir aylık ücretle yani ev kirası ödediğimiz parayla artık bir depo benzin dolduramıyoruz, bu ülkede ne oldu?" sorusunu tabii bizlere soruyorlar. Fiyat istikrarını sağlamakla, enflasyonu engellemekle sorumlu olan kuruma bizim de bu soruları yöneltmemiz gerekir.

Soruldu fakat ben kur korumalı mevduatla ilgili olarak -sunumda göremedim- yani para basılması, parasal genişleme ve bunun enflasyon üzerindeki etkisiyle, olağan etkisiyle ilgili bir çalışma var mı, doğrusu bunu da merak ediyorum.

Çalışmalarınızda tekrar başarılar diliyorum. İnşallah ülkemiz ve milletimiz adına enflasyonu, hayat pahalılığını bu ülkede hep birlikte sonlandırırız.