KOMİSYON KONUŞMASI

KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, kıymetli milletvekili arkadaşlarım, saygıdeğer bürokratlar, basınımızın kıymetli mensupları; Anadolu'da "'Tokum' diyenden kork." diye bir söz var. İktidar partisinin demokrasiye vurgu yapıp buradaki eleştirilere verdiği cevapları dinleyince bu sözü hatırlıyoruz. Yapılan yanlış ya da yapılması gerekenle ilgili bir fikir beyan edildiğinde verilen cevap genellikle seçimde alınan oy oluyor. Ben bunu şuna benzetiyorum: Futbol oynuyoruz ve oyun devam ediyor. Tabelada biz yeniğiz, "3-1" yazıyor, diyelim karşı takım galip ama top oyun sahasından dışarı çıkıyor, biz taçla oyunun başlaması gerektiğini hatırlattığımızda "Tabelaya bakın, biz böyle oynuyoruz ve '3-1' yazıyor orada." deniyor ya da oyuncu eliyle oynadığında "Bu, futboldur, bir ayak oyunudur, ayakla oynanması gerekir." dediğimizde yine "Biz böyle oynadık ve orada golü attık, siz şey yapıyorsunuz." deniliyor. Bunlar diğer şeylerde de gözüküyor.

Bakın, dış politikada hiç sağa sola bakmadan, değer esaslı deyip dış politikanın, millî imkânlarla millî hedefleri ahenkleştirme sanatı olduğunu unuttuk ve hiç kimsenin ne tavır aldığına bakmadan devam ettik, şimdi bir baktık ki ofsayttayız, bütün takım çekilmiş, yola beraber gittiklerimiz, biz rakip kaleye en yakın -işte ofsaydın bir tarifi var- o vaziyetteyiz.

Benzer durum İçişleri Bakanlığımızın ana sorumluluk alanı olan iç güvenlikte de aynı şekilde. Burada da tarihin, birlikte yaşamanın, sosyolojinin, demokrasinin bütün gereklerini, bilimi, bilgi birikimini bir tarafa atıp gözümüzü kapatarak koştuk ve şu anda ofsaytta olduğumuz ortaya çıktı.

Hani bir fıkra vardır, yurt dışında anlatırlar, otobanda ters istikametten gidiyordur birisi, radyodan da bir aracın ters istikametten gittiği anonsunu, ikazını duyunca "Ne biri, hepsi ters istikametten gidiyor." der. Bugün de Hükûmet böyledir, kendisinden başka yapanı, yapılanı savunan kalmamıştır.

Sayın Bostancı, Mecliste de benzer konuşmaları yapıyor, yetki söz konusu olduğunda yüzde 49,5'u hatırlatıyor ama sorumluluk derken, bugün tutanaklarda da görülür, "Bu sorumluluk hepimizin, burada hepimizin sorumluluğu var." diyor.

Evet, bugün "İçişleri Bakanlığı" deyince, "iç güvenlik" deyince çözüm süreci ve onun sonuçları ön plana çıkmış vaziyette. Burada arkadaşlar, birlikte yaşamaya, bu toplumun birikimine, bu toplumun kardeşliğine aykırı, buradaki birikimi inkâr eden bir yola girilmiştir. En kısa zamanda bu yoldan geri dönülmesi gerekir. Bu sorular, bu kavramlar, bu sorunlarla meseleye yaklaşıldığı müddetçe bu mesele büyüyecek ve çözümü gittikçe daha da zorlaşacaktır.

Hatırlayalım, 90'lı yıllarda bugünkü -tırnak içinde- "kazanım" diye söylediğimiz şeylerin belki beşte 1'ine bu işin çözüleceği iddia ediliyor idi ama bugün gelinen noktada artık Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nı da tevil ederek, yanlış anlayarak bir bölünme, bir muhtariyet, bir otonom bölge ve onun arkasından da Türkiye'den bir toprak koparmaya doğru gitmektedir. Bölücü örgütün kuruluş beyannamesinde bu vardır ve bundan vazgeçtiğini hiç bu zamana kadar hiçbir yerde beyan etmemiştir. "Kardeşlik, barış" diyenler de bölücü örgüte dönüp bunu bir kere olsun sormamışlardır. Bugün "çözüm süreci" dediğimiz hadise, bu açıdan, hakikaten, bu zamana kadar ki tarihin inkârı anlamındadır.

Hatırlayalım, 90'lı yıllarda bize İspanya'yı, başka yerleri örnek gösterenler vardı, nedense bugünlerde söylemiyorlar çünkü bunlar hadisenin o andaki safhasıyla ilgili bir durumdu. Bakın, İspanya'da hâlâ ayrılıkçılık talepleri devam ediyor, "Madrid'e para göndermeyeceğiz." diyorlar, şey yapıyorlar.

Yine "Çözüm süreci demokrasinin inkârıdır." dedim. Çözüm sürecinde kim, kimi, neye göre temsil ediyor? Böyle bir meşruiyet nerede var? Anayasa'da mı var, dünyada evrensel hukuk kurallarında mı var?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Koçdemir, ek süre veriyorum.

KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Ben burada birileriyle ilgili ne adına konuşabilirim? Bu yetkiyi nereden alırım? Demokraside, insanların doğarken birlikte getirdikleri ve değiştiremeyecekleri şeyin temsili diye bir şey var mıdır, meşru mudur, bunun tanındığı yerde Avrupa'nın ortasında Belçikası'ndan İngilteresi'ne kadar pek çok yerde birlikte yaşama nizasız, fasılasız devam ettirilebilmiş midir?

Bugün ölçüsünü, ölçeğini, süresini, şiddetini bölücü örgütün ayarladığı bir şiddet ortamıyla karşı karşıyayız. Bütün umutlar, sahibinin sesi köşe yazarlarının "antibiyotik tedavisi" dediği, birkaç ay sonra olayların daha da şiddetlenip bugün kış konumunda olan örgüt mensuplarının ellerindeki Kuzey Suriye'deki işi bitirdikten sonra tekrar devreye girmesi zamanında "antibiyotik" diye bölücübaşının devreye girmesine bakılmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Ve bütün bunlar olurken, bütün bu kararlar alınırken hiç kimse sorumluluk hissetmemektedir.

Demin bir arkadaşımızın kullandığı bir kelimeyle ilgili sözlük anlamı merak edildi. Lütfen, "sorumluluk" ve "siyasi sorumluluk"un ne anlama geldiğine dair de literatüre bir bakalım. Yani teflon tava gibi her zaman hiçbir şey yapışmadan, her zaman kelimelerle ders veren bir iktidar anlayışı belki bugünü kurtarabilir, belki aritmetik olarak devam ettirilebilir ama tarih karşısında bu sorumluluğun hesabı bir gün mutlaka verilir.

Ben bu vesileyle birkaç hususu Sayın Bakana arz etmek isterim. Öncelikle, bu zamana kadar genellikle "özgürlük, hürriyet" denildiğinde "Devletin güç kullanımından emin olma." anlaşılıyordu ama sadece Türkiye'de değil -Türkiye'de biraz daha fazla olmak üzere- artık devletin bu fonksiyonunu yapamamasından kaynaklanan özgürlük ve insan hakları, temel haklar kısıtlamaları söz konusudur. Buna ağırlık verilmesinde fayda vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Koçdemir, toparlamanız için üçüncü defa süre veriyorum.

Buyurun.

KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Bütünşehir uygulaması, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na, mahallî idarelerle ilgili birikime aykırıdır, halka yakınlık ilkesine aykırıdır, bunun bir an önce düzenlenmesi gerekir.

Özel hayatın gizliliği konusunda biraz tedbirsiz ve diğer ülkelerdeki uygulamaları dikkate almayan bir tavır var, bunun düzeltilmesi gerekir.

Yine, mülki idare amirleri, Türkiye'nin her yerinde herkese, her yere ve her derde yakın olan meslek mensuplarıdır. Bunların hizmet kapasite ve kabiliyetlerinin artırılması gerekmektedir. Son yasal düzenlemeler ciddi zafiyetlere yol açmıştır. Yine, bu meslek mensuplarının özlük haklarının da taşıdıkları sorumluluk ve yaptıkları emeklere uygun hâle getirilmesi gerekmektedir.

Emniyet Genel Müdürlüğünde yetersiz bulduğumuz iyileştirmelerle rütbe, mevki, hiyerarşinin özlük haklarındaki karşılığının bulunması bakımından eksiklikler bulunmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Koçdemir, son cümlenizi alalım lütfen.

KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Bitiriyorum efendim.

Bunun da kısa zamanda düzeltilmesini arzu ediyoruz.

Bütçenin hayırlı uğurlu olmasını, İçişleri Bakanlığı mensuplarının görevlerini, ağız tadıyla ve memleketimizin, devletimizin hedeflerinin yerine getirildiği bir ortamda yapmalarını sağlayacak bir yıl olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.