ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, öncelikle şunu arz etmek isterim: Burada birçok hatip gruplar adına konuştu, bizim hiçbir grubun konuşmacısına müdahalemiz olmadı. Sayın Ağbaba'nın kendine has bir tarzı var, o tarzda kısmi mukabelede bulunmaya çalıştık ancak HDP Grubu adına konuşan konuşmacının konuşmasında bir tepki verdik çünkü "Ben delilleriyle konuşuyorum." Dedi; delil sorduk, delil de söyleyemedi. Bizi bu toplumda sevdiğimiz, kendisine hizmet etmek için uğraştığımız ve hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın diliyle, diniyle, mezhebiyle bir bütün gördüğümüz bu toplumun kıymetli unsurlarından bir tanesine; bu toplumun bu güzelliğini, bu mozaiğini oluşturan kıymetli unsurlarından bir tanesine karşı düşmanlık yapmakla, düşmanca politikalar ortaya koymakla suçladığı için biz buna karşı bir tavır koyduk. Bizi suçlamadan konuşun, eleştirinizi yapın ki birçok şeyinize de sessiz kalıyoruz ama bu olursa biz de tepki veririz; öncelikle ona bir ifadede bulunmak isterim, bir.

İki, Sayın Ağbaba, bana atıfla üzüldüğünü kastederek birtakım isimler zikretti. Şimdi, kastettiği isimlerden bazılarını tahmin ediyorum ama ortaya konuşmak doğru bir şey değil, neyse kastınız, kimse kastınız, sosyal medyanız var, resmî görevli birisiniz, milletvekilisiniz; çıkar açıklamanızı yaparsınız, şahsı kastedersiniz, kamuoyuna açıklarsınız, suç duyurusunda bulunursunuz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Suç değil ki.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şahıs da sizin yaptığınız açıklamayla ilgili cevabını verir, sizi ya mahkemeye verir ya biraz daha para ödersiniz diğerleri gibi ya da kazanırsınız.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Yegin, suç değil, suç değil. Almışsın, yönetim kurulu üyesi yapmışsınız.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Dolayısıyla ben onları burada savunacak değilim, ben burada savunacak değilim, bir.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Siz yapmıyor musunuz yönetim kurulu üyesi?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Yok.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İş Bankasına kim atıyor?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Cevap vereceğim.

ORHAN YEGİN (Ankara) - İkincisi, şuna bakarız, farklı zamanlarda farklı görevlere farklı kişiler gelir; biz gelen kişilerin liyakatine, ehliyetine bakarız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bitiriyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Başkanım, ben cevap vereceğim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir sataşma yok.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ben İş Bankasına daha önce atanmış...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sataşma yok.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Geçmişte iktidarın bayrağını sallayan insanlar...

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, değerli milletvekilleri...

Sayın Yegin, tamamlayın lütfen.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bana üzüldüğünü söyledi, ben de mesela Sayın Ağbaba size üzülüyorum. Kendi alanında aslında çok kıymetli isimler varken, mesela Bülent Kuşoğlu gibi bir adam varken, mesela Sayın Aşkın Türeli gibi birisi varken ve bunlar canıgönülden partinizin teşkilatlarına, yöneticilerine bir şeyler anlatıp ufuk çizebilecek kapasitede insanlarken, yüzlerce, binlerce parti yöneticinizi İstanbul'da toplayıp buraya gelmeye dahi tenezzül etmeyen Jeremy Rifkin'e ta Amerika'dan uzaktan bağlantıyla bir şeyler anlatmaya çalışıp ideolojiyi kasan bir ortamda sizi zorla tutarak küçümsenmenizden dolayı çok üzüldüm, tamam mı?

VELİ AĞBABA (Malatya) - O da senin hakkın.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ömer Fethi Gürer'den rica etseydiniz, o gelir size çok daha millî, çok daha yerli ve çok daha kapsamlı sunumları ücretsiz yapardı; bu kadar küçümsenmenize ben de çok üzüldüm.

Teşekkür ediyorum.