Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 26 .10.2023 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben aslında söz istememiştim ama tabii, laf atıp sonra oraya gelince... Şöyle: Şimdi, sabah da dinledim, şimdi de dinledim; iktidar kanadındaki hatipleri dinleyince hakikaten diyorum yani başka ülkelerde mi yaşıyoruz acaba ya da hani etrafınıza böyle bir duvar örüp hiç dışarıya çıkmıyor musunuz? Çünkü biraz önce, işte, Orhan Bey söyledi: Bulgaristan kötüye gidiyormuş, batıdaki, doğudaki bütün ülkeler geriye gidiyormuş, biz yirmi yıldır çok ilerleme kaydetmişiz her aşamada. Ya, ben Edirne'deki bir esnaf ziyaretinde esnafın bire bir cümlesini söyleyeyim size, dedi ki bana: "Bulgaristan'dan her gün insanlar buraya geliyor, diyor ki bana: 'Şuradan en iyisinden 3 kilo, 4 kilo yufkayı sar, paketle.' Ama benim vatandaşım, köylü kadın geliyor: 'Yarım kilo bana kırık yufka verir misin.' diyor, içim acıyor." Esnaf kazansa bile mutlu değil, mutsuz; içi parçalanıyor çünkü kendi vatandaşı... Ya, bırakın Edirne'yi; şurada çıkın, Ankara'nın göbeğinde bir tane AVM'ye gidin ya! Bir mağazaya girin, göreceksiniz yani gelen mülteciler veya işte Arap ülkelerinden gelen turistlerin böyle torbalarla, yığınlarla kasalarda beklediğini ama Türk çocuklarının "Anne şu oyuncağı alır mısın?" derken annenin nasıl saklandığını. Ben kendim görüyorum ya gittiğimde, görürsünüz; bir gidin, bir görün Allah aşkına bunları.
Bırakın şimdi kırsaldaki insanları, şu Ankara'nın göbeğinde okula beslenme çantasına yiyecek koyamadığı için gönderilemeyen çocuklar var, burada öğretmenlik yapan insanlardan duyuyoruz biz bu hikâyeleri; geçtim kırsalı falan, Ankara'nın göbeğinden bahsediyorum. Yirmi yılda geldiğimiz nokta bu. Yirmi yılda geldiğimiz nokta: Kişi başına gelir düşmüş. Yirmi yılda geldiğimiz nokta: Suç oranı artmış, uyuşturucu kullanımı artmış. Ya, ben on beş yıl avukatlık yaptım. O süre boyunca hiçbir şekilde kapı tokmağı çalındığını görmedim, duymadım; pazar yerindeki mazgalların çalındığını görmedim, duymadım. Bursalı Vekilimiz de var; ben Bursa'nın ilçelerini dolaşıyorum, pazar yerlerine gidiyorum; hiçbirinin mazgalı yok biliyor musunuz, mazgallar çalınıyor. Bizim ilçe başkanlığının klimasının bakır telleri çalınıyor, geldiğimiz nokta bu. Niye acaba? Uçtuğumuz için mi, uzaya dört şeritli yol yaptığınız için mi suç oranı bu noktaya gelmiş? Gidin, mahalleleri dolaşın, her muhtara sorun, deyin ki: "Uyuşturucu kullanımı ne durumda?" Gidin bir sorun ya! Anneler diyorlar ki: "Kapıyı kilitliyoruz da yatıyoruz." Çünkü çocuklar, gençler uyuşturucu bağımlısı ve gece gidip annesine babasına bir şey yapacak diye korkuyor insanlar, uyuyamıyorlar; birçok mahallede durum bundan ibaret, bir gidin görün Allah aşkına!
Biz, yani... Yirmi yıldan önce hiçbir şey yoktu! Ya, hepimiz yaşamadık mı, bu ülkenin okullarında okumadık mı, fırsat eşitliğiyle okumadık mı? Okullarda süttür, fındıktır kuruyemiştir dağıtılmıyor muydu? Ama şimdi var mı böyle bir şey? Yok. Zenginin çocuğu en iyi okula gidiyor, hepinizin çocuğu yurt dışına gidiyor, garibanların çocukları -okullarda hizmetli yok, okullar pislik içerisinde- açlar, açlıktan bayılıyorlar; yirmi yılda geldiğimiz nokta budur arkadaşlar.
Yirmi yılda geldiğimiz nokta: Hukukun üstünlüğünde geriye gitmişiz, cinsiyet eşitliğinde geriye gitmişiz, Mutluluk Endeksi'nde geriye gitmişiz, basın özgürlüğünde geriye gitmişiz, ülke gri listeye girmiş, adalete güven yerlerde, kadın cinayetleri artmış, çocuk istismarları artmış, hâlâ algı yönetiyorsunuz. Gerçekten bu konuda tebrik ediyorum bak, algı yönetimi konusunda başarılısınız ama onun dışında hiçbir şeyde başarılı değilsiniz.
"Hızlı tren, hızlı tren." Her sene aynı şeyi söylüyorsunuz, ya insan utanır. 2016'da bitecekti Bursa'nın hızlı treni; yıl olmuş 2023, hâlâ "2025, 2026, 2027" deniyor. Ya bari yapamadığınız şeyleri söylemeyin, ha sanki yapıyorsunuz da biz eleştiriyoruz sizi. Yapın, takdir edelim ama öyle bir şey yok.
Bu bütçede de bir şey var mı yani emekliler için? İşte bütün arkadaşlarımız söyledi, söz verdiniz BAĞ-KUR'lulara, esnafa, öğretmenlere. Ya, bu ülkede kamu rejimini, kamu görevlileriyle ilgili rejimi değiştirdiniz; 4-5 çeşit statüde öğretmen var, üç kuruş para alıyorlar. Eve nasıl ekmek götüreceğini düşünen insan çocuklara iyi bir eğitim verebilir mi Allah aşkına ya?
Efendim "Gezi'de ekonomi..." 50 kuruş dolar artmış. Daha geçen sene bir gecede yaptığınız manipülasyonlarla doları indirip çıkarıp, 2 katına çıkarıp bir avuç zengin olmadı mı bu ülkede?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kayışoğlu, bir dakika ilave süre veriyorum ve sözlerinizi toparlayın.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Yirmi yılda geldiğimiz nokta: Artık emeklinin, işçinin çay, simit bile alamadığı; kiracının, ev sahibinin birbirini boğazladığı; insanların mutsuz olduğu, gençlerin ülkeyi terk ettiği, çocukların okulda aç kaldığı, emeklilerin ayın sonunu getirmek için kara kara düşündüğü, sosyal güvenlik sisteminin yerle bir olduğu, bir günle on yedi yıl gibi adaletsizliklerin yaşandığı bir noktaya geldik.
Ben bütçenin bu hususlar dikkate alınarak, gerekli düzenlemeler yapılarak, bizim tekliflerimiz de kabul edilerek ilerlemesini diliyorum.
Bu arada Cevdet Başkanı da yeni dönemde ilk defa görüyorum, yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Teşekkürler, iyi akşamlar.