KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Değerli Başkanı, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Sayıştay Başkanı, Kamu Başdenetçisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, değerli bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Türk milletinin başardığı en önemli tarihi olayların başında gelen ve ilelebet payidar kalacağına inandığımız Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yıl dönümünü kutlamanın verdiği gururu yaşıyoruz. Cumhuriyet, ezelden ebede akıp giden tarihimizde çok önemli bir dönüm noktasıdır. Cumhuriyet, milletimizin tarih sahnesinde yeniden dirilişinin adıdır. Milletimiz cumhuriyet rejimiyle kazandığı değerleri toplum hayatımızın vazgeçilmez unsuru olarak benimsemiş, karşılaştığı sorunları cumhuriyete olan bağlılığı sayesinde birlik ve beraberliğinden ödün vermeden aşmayı bilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, milletimizin namus ve haysiyetine emanettir. Cumhuriyet, millî iradenin varlığıyla anlamlı ve baki kalacaktır. Bu düşüncelerle cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yıl dönümünü kutluyor; devletimizin kurucusu, ilk Meclis Başkanımız, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere kurucu kahramanları, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyorum.

Sayın Başkan, hiç kuşku yok ki Türkiye Büyük Millet Meclisi hem bir asır önce hem de 15 Temmuzda işgalcilere direnen, istila emirleri karşısında devleşen gazi bir Meclistir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin irade ve egemenliğinin temsil kurumudur; millî hassasiyetlerin, millî gayelerin, millî birlik ve kardeşliğin ana karargâhı burasıdır; egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.

Bilindiği üzere 16 Nisan 2007 tarihinde aziz milletimizin iradesiyle bir anayasa değişikliği yapılmış ve hükûmet sisteminde köklü bir reforma gidilmiştir. Milletimiz 2018 seçimlerinde, 2019 seçimlerinde ve 2023 seçimlerinde bu kararını tekrar tekrar onaylamıştır. Zira bu seçimlerde muhalefetin temel politikası Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine yönelik eleştiriler ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş önerisi olmuştur ancak milletimiz bunu dikkate almamıştır. Ülkemiz yönetimde istikrarın, temsilde adaletin temin edildiği bir yönetim sistemine kavuşturulmuştur. Seçmen iradesinin Meclise yansıma oranı yaklaşık olarak 2018 seçimlerinde yüzde 98, 2023 seçimlerinde yüzde 93 olmuştur.

Milleti esas alan bir sistem daha demokratiktir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin merkezinde millet vardır; yürütmeyi de yasamayı da doğrudan millet seçmektedir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle kuvvetler ayrımı net olarak sağlanmıştır ancak kuvvetler ayrılığı olmadığı yönünde eleştiriler getirilmekte hatta parlamenter sisteme geri dönüş önerilmektedir. Aslında parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı sağlıklı bir şekilde işlememektedir. Parlamenter sistem yumuşak kuvvetler ayrılığına dayanmakta olup yürütme organı ikili bir yapı arz etmekte, yürütme yasama organı tarafından seçilmekte ve yasama organına karşı sorumlu olmaktadır. Hükûmet yasama organı içinden çıktığı için yürütme yasama üzerinde tahakküm oluşturmakta dolayısıyla kuvvetler birliği hasıl olmaktadır. Parlamento çoğunluğunu elde eden hükûmet, içinden çıktığı çoğunluk partisinin ya da partilerinin desteğine de sahip olduğu için sağlıklı bir Parlamento denetiminden de söz edilememektedir. Yani parlamenter sistemde yürütmeyi elinde bulunduran siyasi güç Parlamentoya da mutlak anlamda hâkim olmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ise katı kuvvetler ayrılığına dayanmaktadır. Dünyada başkanlık sistemlerinde uygulandığı üzere Türk tipi başkanlık sisteminde de tek başlı yürütme bulunmaktadır. Tek başlı yürütme başkanlık sisteminin ayırt edici özelliğidir. Yürütmeyi doğrudan halk tarafından seçilen başkan ile kabinesi teşkil etmektedir; yasamayı ise Parlamento oluşturmaktadır. Başkanlık sisteminin avantajları doğrudan demokrasiye dayanmasının yanında temel olarak meşruluğunu doğrudan halktan alan güçlü yönetim, hükûmet krizlerinin olmaması neticesinde siyasi istikrar, hesap sorulabilirliği yüksek olmasından dolayı daha demokratik bir yönetim olarak belirtilmektedir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi asıl fonksiyon ve vasfına kavuşturulmuştur. Şu an bulunduğumuz Plan ve Bütçe Komisyonunun üye dağılımı demokratik hâle getirilmiştir. Bilindiği üzere Komisyon 25'i iktidar ağırlıklı 40 üyeden oluşmaktayken yeni sistemle birlikte Komisyon üyeleri diğer komisyonlar gibi partilerin milletvekili sayılarına göre belirlenmekte olup böylelikle denetim fonksiyonunu daha fazla etkin kullanabilme kabiliyetine sahip olmuştur.

Kanun yapımında Meclis iradesi ön plana çıkarılmış, Meclis münhasıran milletvekilleri tarafından verilen kanun teklifleri üzerinde yasama yapmaya başlamıştır. Yürütme Meclise sadece bütçe ve kesin hesap kanun teklifleri sunabilmekte, bütçe kanun teklifini aynen ya da değiştirerek onaylama yetkisi ise yine Türkiye Büyük Millet Meclisine ait bulunmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe yetkisinin devredildiği iddiaları boş ve asılsızdır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi döneminin 6'ncı bütçesini görüşüyoruz, uygulamadan da açık ve net görüleceği üzere Cumhurbaşkanı tarafından sunulan bütçe kanunu teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından görüşülüp karara bağlanmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe yetkisinin devri asla söz konusu değildir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte yetki kanununa dayalı kanun hükmünde kararname çıkarma uygulaması kaldırılmıştır. Böylelikle, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama yetkisinin elinden alınması anlamına gelen bu uygulamaya son verilmiş, yasamanın ve yürütmenin aslî fonksiyonlarına döndürülmesi sağlanmış, kuvvetler ayrılığı tahkim edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisine ilk kez Hâkimler ve Savcılar Kurulunun çoğunluğunu oluşturan 7 üyenin nitelikli çoğunlukla seçilmesi yetkisi verilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Meclisin yazılı soru, genel görüşme, Meclis araştırması ve Meclis soruşturması yoluyla denetim fonksiyonları aynen devam etmektedir. Yazılı soru önergelerine on beş gün içinde cevap verilmesi Anayasa'da öngörülmüştür. Yazılı sorulara cevap verilmesinde parlamenter sistem döneminde de sorunlar yaşanmıştır. Bu dönemde soru önergelerinin on beş gün içinde cevaplandırılması kuralına tümüyle uyum sağlanamadığı görülmektedir. Bununla birlikte yazılı soru önergelerinin cevaplandırılma oranının yükseldiği verilen bilgilerden anlaşılmaktadır bu son dönemde.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yürütme yetkisini doğrudan milletin vermesi sağlandığından, yürütme Meclis içinden çıkmadığı ve güvenoyunu bizzat milletten aldığı için güvenoyu ve gensoru mekanizması kaldırılmıştır, zira vekil değil asıl olan millet Cumhurbaşkanını seçmek suretiyle güvenoyu vermiş olmaktadır.

Cumhurbaşkanının her türlü eylem ve işlemleri yasama ve yargı denetimine tabi hâle getirilmiştir. Cumhurbaşkanına cezai sorumluluk yüklenmiştir. Bu amaçla getirilen suçlandırma mekanizması yeni sistemin güçlü bir denetim aracı olarak Anayasa'da yerini almıştır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine yönelik bir eleştiri Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yoluyla Meclisin kanun çıkarma yetkisinin elinden alındığı yönündedir. Hatta buna gerekçe olarak da Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin madde sayısının fazlalığı örnek gösterilmektedir. Aslında böyle bir tespitin hiçbir hukuki, bilimsel yanı yoktur. Bugüne kadar çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin toplam madde sayısının fazla olmasının sebebi sistem değişikliğinin hemen sonrasında bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat mevzuatının Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yeniden düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple de örneğin, 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi 539, 4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ise 802 maddeden oluşmaktadır. Tek başına bu 2 kararnamenin madde sayısı 1.341'dir. Dolayısıyla yeni sisteme geçiş dönemi tamamlandıktan sonra çıkarılan kararnamelerin madde sayısı bu şekilde değildir. Cumhurbaşkanının yürütme alanıyla ilgili kararname çıkarması başkanlık sisteminin rutinlerindendir ve yaygın olarak başvurulan bir yetkidir. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi Cumhurbaşkanının asli düzenleme yetkisini kullanmak suretiyle Anayasa'da belirlenen sınırlar çerçevesinde olmak ve kanunlara aykırı olmamak kaydıyla yürütmeye ilişkin konularda yaptığı düzenlemelerdir. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri normlar hiyerarşisinde kanun hükümlerinden sonra gelmektedir. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Anayasa Mahkemesinin denetimine tabidir.

Sayın Başkan, bilindiği üzere Meclisin çalışma usul ve esasları İç Tüzük'le düzenlenmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün yepyeni bir anlayışla ele alınması gerektiği ve Meclis çalışmalarında hem kurumsal hem de işlevsel yeniliklere ihtiyaç olduğu açıktır. 1 Eylül 1970 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün aradan geçen elli yılı aşkın süre içinde çeşitli maddelerinde birçok değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikler ihtiyaca binaen yapılsa da İç Tüzük'ün sistematiğini bozmuştur. Mevcut bazı hükümler hiç uygulanmazken İç Tüzük'te dayanağı olmayan bazı uygulamalarda da çok güçlü teamüller oluşturulmuştur. Öteden beri yasama sürecinin istenilen kaliteye ulaşamaması, kanun yapım sürecinin yavaşlığı, komisyonların etkin çalışamaması, denetim sürecinin etkinsizliği, Meclis çalışmalarının planlı ve programlı olmayışı ve milletvekillerinin bireysel olarak yasama ve denetim süreçlerine yeterli düzeyde aktif katılım sağlayamadıkları konuları siyasi parti grupları ve milletvekillerince hep dile getirilmiştir. Bundan dolayı, Meclis İçtüzüğü'nün yenilenmesine yönelik oluşturulan iki uzlaşma komisyonu tarafından 2009 ve 2013'te taslak metinler ortaya çıkarılmış ancak siyasi parti gruplarınca önemli boyutta uzlaşma sağlanmakla birlikte hayata geçirilememiştir. Bu çerçevede, daha önce Mecliste oluşturulan uzlaşma komisyonlarınca ortaya konulan çalışmaların dikkate alınması, hatta bir uzlaşı ürünü olan 2009 tarihli metnin esas alınması hâlinde kısa sürede yeni bir iç tüzüğün çıkarılabilmesi mümkündür. Milliyetçi Hareket Partisi daha demokratik, hızlı, etkin, şeffaf, katılımcı ve kaliteli bir yasama sürecinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak yeni bir iç tüzüğün hazırlanması konusunda katkı ve destek vermeye hazırdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama faaliyetleri yanında idari teşkilat aracılığıyla Meclis faaliyetlerinin verimli ve etkin yürütülmesi için faaliyet göstermektedir. Bu sürecin etkili unsurları olan Meclis çalışanlarının mali ve sosyal haklarındaki farklılıklar ile çalışma şartlarına ilişkin düzenlemelerin yapılması verimliliği artıracak, hakkaniyet sağlayacaktır.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesi, sistemin tamamlayıcı unsurlarını gerçekleştirmesi için atılması gereken başka adımlar da bulunmaktadır. Bu kapsamda, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yeni ve demokratik bir anayasayla taçlandırılmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, Anayasa teklifini cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümünü esas alarak 100 maddeyle hazırlamıştır. Demokratik ve sivil nitelikli bir anayasa hazırlayıp Türkiye'yi ayak bağlarından tümüyle kurtarmak, bu suretle önümüzdeki yüzyıla Türk milletinin mührünü vurmak en temel gündem konusudur.

Seçim sistemlerinde temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkeleri arasında denge sağlamak esas olup seçim kanunları bu ilkeleri dikkate alacak şekilde yeniden düzenlenmeli, darbe dönemi ürünü olan Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmeli, siyaset kurumu demokratikleştirilmelidir. Amacı ülkeye ve millete hizmet olan siyasetin ahlaki değerlerle bezenmesi bize göre bir mecburiyettir. Siyasetin, siyasetçinin ve tüm devlet düzeninin saygınlığını geliştirmek için her şeyden önce siyasi etik kurallarına uygun davranan bir parlamentonun varlığı tesis edilmelidir. Temiz siyasetin temiz toplum için ön şart olduğu düşüncesinden hareketle Mecliste siyasi etik komisyonu kurularak yasama faaliyetlerinin ve milletvekillerinin etik kurallar çerçevesinde hareket etmesi temin edilmelidir.

Milletvekili dokunulmazlığı kamu vicdanının kabul edeceği makul esaslara bağlanarak belli durumlar dışında kaldırılmalıdır. İşlenmiş suçlar hiç kimsenin yanına bırakılmamalıdır. Türk siyaseti ahlaki ve hukuki bir arınma dönemi yaşamalıdır. Bu ihtiyaç herkes için geçerlidir. 1961 Anayasası'yla Türk hukukuna giren Anayasa Mahkemesi yeni hükûmet sisteminin doğasına uygun şekilde yeni baştan yapılandırılmalıdır.

Sayın Başkan, bütçe, yasama organınca yürütme organına izin ve yetki verilmesini düzenleyen bir kanun olup bu izin ve yetkinin mevzuata ve bütçeye uygun şekilde kullanılıp kullanılmadığının izlenmesi ve belirlenmesi gerekir. Bütçe hakkı Parlamentoya vatandaşlar adına gelir toplama ve bu gelirleri belli alanlara ve amaçlara tahsis etme yetkisini vermektedir. Bu hakkın kullanılması, kamu mali yönetim sisteminin belirlenen usullere uygun şekilde denetlenmesi sorumluluğunu da beraberinde getirmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkının kullanımına ve denetim görevini yerine getirmesine katkı sunan Sayıştay çok önemli anayasal bir kurumumuzdur. Türkiye Büyük Millet Meclisinin önemli fonksiyonlarından biri olan denetim yetkisini daha etkin bir şekilde kullanmasını teminen Meclis İçtüzüğü'nde yapılacak bir düzenlemeyle kesin hesap kanun teklifi ve Sayıştay denetim raporlarının oluşturulacak ayrı bir komisyon tarafından görüşülmesi yerinde olacaktır. Sayıştay denetimleri saydamlığın ve hesap verme kültürünün kamu yönetimine iyice yerleşmesi bakımından büyük önem arz etmektedir. Sayıştay denetim raporlarının detaylı incelemelere dayandığı, yapılan denetimlerin idarelerin mevzuata uygunluk ve kamu kaynaklarının rasyonel kullanımına katkıda bulunması bakımından yararlı olduğu anlaşılmaktadır. Sayıştay denetim raporlarında yer alan önerilere titizlikle riayet edilmesi büyük önem arz etmektedir. Esasen idareler tarafından Sayıştay bulgularına önceki yıllara göre daha çok dikkat edildiği ve uygun düzenlemelerin yapıldığı denetim raporlarında görülmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak tarihimizden ve geleneğimizden gelen kamu denetçiliği sisteminin sağlıklı işlemesini, vatandaşlarımızın idareden kaynaklanan mağduriyetlerinin süratle giderilmesi bakımından önemli görüyoruz ve takip ediyoruz. Kurum, verdiği kararlarla kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılmasını temin etmekte, diğer taraftan mahkemelerin yükünü hafifletmekte, on binlerce davanın idari veya adli yargıda açılmasının önüne geçmektedir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumunun 2024 yılı bütçelerinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini ve bereketli olmasını diliyorum.