Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Kamu Denetçiliği Kurumu c) Sayıştay Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 27 .10.2023 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Kurtulmuş, size daha önceki Başkanlara da hatırlattığım bir hususu hatırlatayım ve 600 milletvekili mağdur olmaya devam etmesin lütfen çünkü biz soru önergeleri veriyoruz ve "Kaba ve yaralayıcı ifade var." diye geri çevriliyor fakat ben bunu ayrıntılı araştırdım. Geri çeviren hata yapıyor, biz yapmıyoruz çünkü bu maddenin ruhu, vekilin kaba ve yaralayıcı ifade kullanması fakat biz soru önergelerimizde mesela kötü muamele ve işkence gören vatandaşın durumunu iletiyoruz. Vatandaş işkenceyi nasıl kibarca ifade etsin yani makatına cop sokulmuş, işkence, darp, bunları anlatıyor "Kaba ve yaralayıcı ifade" deniliyor. Meclise yakışmıyor bu. Lütfen, bu maddeyi, Tüzük'ü araştırın ve bürokratlarınız bunları geri çevirmesin.
İkincisi, geçen seneki dönemde, Adalet Bakanlığıyla ilgili ve tüm bakanlıklarla ilgili verdiğim soru önergeme bir cevap vermiştiniz; bakanlıklar hangi oranda bize cevap vermiş? Cevabınızdan örnek veriyorum: Orada bir bakanlık çok dikkat çekiyor; en çok cevap vermeyen bakanlık kim biliyor musunuz? Adında "adalet" olan bakanlık; 9.931 soru önergesi sormuş vekiller -ya, el insaf- 8.235'ine cevap vermemiş. Ya, bırakın, "adalet" kelimesini Adalet Bakanlığı çöpe atmış. Siz, neden uyarmadınız Sayın Başkan veyahut da bundan sonra uyarılacak mı? Bunu soruyorum.
Yine, ben de aslında bütün bu... Ayrıca, İnsan Hakları ve Dilekçe Komisyonlarıyla ilgili de bir vurgu yapmak istiyorum: Niye bu komisyonları Meclis Başkanları denetlemiyor ve uyarmıyor? Yine, size sorduğum soru önergesindeki rakamlardan yola çıkarak bir uyarı yapacağım: 27'nci Dönemde, 26'ncı Döneme göre bu komisyonlara giden dilekçelerde 6 kat artış var, ihlal başvuruları var ve bu ihlallere müdahale hakkı var bu komisyonların ama inceledik -sizin de cevabınızı inceledim- bürokratlar ve komisyon başkanları sadece ilgili kuruma bir yazı göndermiş, onun dışında herhangi bir hak ihlali var mı, yok mu, araştırmamış, hiçbirinde; sıfır. Bakın, 20 bine yakın başvuru var, sıfır hak ihlali mi olur ya? Ya, 26'ncı Dönemde bile 6 kat az başvuru var, 20 civarında suç duyurusu yapılmış; 27'nci Dönemde, İnsan Hakları Komisyonu ve Dilekçe Komisyonundan sıfır suç duyurusu yapılmış. Yani güllük gülistanlık bir memleketteyiz arkadaşlar! Hayret ediyor insanlar. Burası Meclis, milletin hakkını biz savunuyoruz.
Yine, bakın, ben kendimle ilgili bir şey söyleyeyim Sayın Başkan: Kendimle ilgili bu husus hakkında sizinle 2 kez görüşmek istedim, sekretaryanıza görüşme talebimi ilettim, dönüş olmadı. Buna da üzülüyorum ve üçüncü kez burada bu talebimi de söylüyorum ve en azından yine sizden bir dönüş beklediğimi söyleyeyim. Şimdi, TÜRKPA komisyonu üyesiyim ve yurt dışı gezilerine gidemiyorum. Neden? Yurt dışı yasağım var. Neden var? Biliyorsunuz, ben haksız, hukuksuzca Meclisten çıkarılan bir milletvekiliyim, hukuksuzca verilen bir ceza geçen dönem Sayın Şentop tarafından, Anayasa Mahkemesi kararı beklenmeden okutuldu bu Mecliste. Meclis tarihine utanç verici bir sayfa açtı Sayın Şentop ve ardından ben Mecliste adalet nöbeti tutarak direndim ve beni Meclisten çıkarmak için yine ikinci bir utanç sayfası açarak, sahte bir tutanak düzenletti söylemediğim sözleri söylemişim gibi; hileyle, yalanla ve darbedilerek bu Meclisten çıkarıldım.
Şimdi, Can Atalay mevzusu var ve sizi aslında bu noktada takdir ediyorum çünkü bir aydır, Yargıtay kararı açıklanmasına rağmen siz bunu uygulamadınız, vekilliğini en azından düşürmediniz, Anayasa Mahkemesi kararını da beklediniz ama önceden, Sayın Şentop beklemedi ve bana ve bu halka, bu topluma bunu yaşattı. Milletvekili olarak gönderilen bana bunlar yaşatıldı ama sadece bana değil, tüm topluma bu yaşatıldı. Ben şunu söylemek istiyorum: Bakın, TÜRKPA üyesi olarak ne yaşadım biliyor musunuz? üçüncü bir ihlal daha yaşadım; Anayasa Mahkemesi hakkımda ihlal kararını ne zaman verdi? 1 Temmuz 2021'de. O gün ne oldu biliyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihat tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gergerlioğlu, bir dakika ilave süre vereceğim. Toparlayın lütfen.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, biraz daha isteyeceğim çünkü Sayıştaya da soracağım. Lütfen, çok önemli.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gergerlioğlu, toparlayın lütfen. İlave sürenizi vereceğim.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, Anayasa Mahkemesi hakkımda 1 Temmuz 2021'de ihlal kararı verdi. Ne oldu biliyor musunuz? Aynı gün, başka bir gün değil, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı hakkımda yurt dışı yasağı kararı aldı. Neden korkuyorlarsa, nedir, anlamak mümkün değil. Bundan dolayı, ben üyesi olduğum TÜRKPA'nın yurt dışı gezilerine gidemiyorum. Bu da bir utanç sayfasıdır. Lütfen bunları düzeltiniz, şu Ankara Başsavcılığının yaptığına bir müdahale edin. Ben, Anayasa Mahkemesindeyim, Ankara Başsavcılığının şu yaptığından dolayı ve hâlen Meclisinizin bir vekili olarak mağdurum.
Yine, Sayın Sayıştay Başkanımıza 3 sorum var: Ben dün bu soruları Sayın Cevdet Yılmaz'a da sordum Cumhurbaşkanlığı Sayıştay tetkikleriyle ilgili fakat tatminkâr cevap alamadım; Sayın Sayıştay Başkanımızdan en azından beklerim tatminkâr cevaplar. Üç yıldır bu, eleştiri konusu, yardım veren kurumlar açıklanıyor da yardım alan dernekler, vakıflar niye açıklanmıyor? Niye...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Bir dakika Sayın Başkan...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gergerlioğlu, herkese aynı uygulamayı yapıyorum, lütfen toparlayın.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Tamam, bitiriyordum zaten.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave bir dakika verdim herkese, tekrarlamayacağım bir daha.
Buyurun lütfen.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Tamam, olur.
Neden bu uyarıyı yapmadınız Cumhurbaşkanlığı faaliyet raporunda?
İkincisi, niye ikinci derece detay ekonomik yerine dördüncü detay ekonomik araştırma yapmadınız ve talep etmediniz ve uyarmadınız? Çünkü birçok harcamanın böyle üstü örtülüyor.
Üçüncüsü, yıllardır kadim bir gelenektir "görev zararı" ifadesi kullanılır faaliyet raporlarında ve birtakım şeylerin üstünü örtmek için "görevlendirme gideri" ifadesi kullanılmaya başlandı bu faaliyet raporlarında Bütçe Strateji Başkanlığı tarafından. Niye uyarmıyorsunuz Sayıştay olarak? Burada birçok harcama, devleti zarara uğratan birçok hususun üstü kapatılıyor. "Görev zararı" işte apaçık, niye "görevlendirme gideri" diyerek iş makyajlanıyor ve hafif kılınıyor, bunu sormak istiyorum.
Teşekkür ederim.