KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, kıymetli milletvekilleri ve kıymetli hazırun; herkesi saygıyla selamlıyorum.

Bu Mecliste sanırım sorunlarını en fazla konuştuğumuz, en fazla sorunlarını dile getirdiğimiz ancak sorunlarını çözme anlamında ortaklaşamadığımız en geniş kesim emekliler. Emekliler, toplumun diğer kesimleri gibi AKP iktidarı döneminde mağdur edildi. Yani emeklilerin yaşadığı sıkıntıları, sorunları artık anlatmaktan biz hicap duyar durumda olduk.

Eminim şu an bu salonda bulunan bürokratların, vekillerin, danışmanların, basın çalışanlarının yakınları dahi bugün burayı yakinen takip ediyor, bundan kesinlikle şüphem yok. Sanırım Meclis TV'nin en fazla izlendiği bir dönem ve Meclis TV'yi en fazla takip eden kesim de emekliler.

Emekliler artık bu ülkede öyle bir hâle geldi ki şu Plan ve Bütçe tartışmalarını takip ediyorlar, Komisyon çalışmalarını takip ediyorlar. Neden? Nedeni şu Sayın Bakan: Konuşmanızda dediniz ki "Çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz." şimdi, "ezdirmedik" kısmında "ezdirdiniz" Sayın Bakan; "ezdirmeyeceğiz" kısmında bence ortaklaşalım. Neden? Yani çok fazla rakamlar var; evet, rakamsal anlamda 3.500 lira olan en düşük emekli aylığının yüzde 114,3 artışı var; evet, yüzdelik anlamında çok yüksek, kulağa çok tatlı geliyor, çok güzel geliyor ama 7.500 lira. Şimdi, 7.500 lirayı nasıl anlatalım? İkramiyeyle ilgili 1.100 liradan 2 bin liraya; evet, kulağa neredeyse yüzde 100 gibi geliyor ama artan rakam 900 TL. O 900 TL'yle o emekli kaç kilo et alabiliyor, kaç litre süt alabiliyor, bunun hesabını yapmak gerekiyor bence.

Sayın Bakan, sanırım Bakanlığınızdan çok kısa bir süre sonraydı; basında, sosyal medyada epey bir tartışıldı, bir yere yemek yemeye gitmiştiniz Sayın Bakan, epey bir konuşuldu. Şimdi, normalde bir ülkede bir bakanın yani gidip tek başına bir yerde oturması, yemek yemesi çok normal, çok olağan bir şey ama sizin oraya gidişiniz, gerçekten kamuoyunda çok tartışıldı; toplumun belli kesimleri de takdir etti, "Ya, Bakan tek başına gidiyor, bir yerde oturuyor." Ama esas mesele şu: Neden bir bakanın tek başına gidip bir yerde yemek yemesi bir ülkede bu kadar gündem olur? Bunun sebebi ne? Bunun sebebi şu: Bu ülkede yaşayan yurttaşların sorunlarıyla ilgili karar verenler, bugün bakanlar gitmiyor ki halkın içine gitmiyor, tek başına gidip yemek yemiyor ki sizin tek başınıza oraya gidip yemek yemeniz haber değeri taşıyor. İşte, tam da bu sebeple diyoruz ki: Bu bütçeyi yapanların, bu bütçeyle ilgili karar vericilerin, gerçek anlamda, gerçek anlamda insanların mutfağında, insanların sofrasında neler yaşandığından ben bihaber olduğunu düşünüyorum. Örnek, sizin tek başınıza bir yere yemeğe gitmenizin haber olması çünkü toplum bu şekilde bakıyor, alışkın değil buna.

Şimdi, 7.500 TL meselesini Mecliste anlattık, herkes anlatıyor. Yani 7.500 lirayı nasıl anlatayım; 7.500 liraya ne alınır, ne satılır, nasıl anlatayım? Eminim, burada bulunan bürokrat arkadaşların tamamı; eminim, vekil arkadaşların tamamı bana hak veriyor. Eğer hepimiz bu konuda hemfikirsek yani en az 9 milyon emekliyle ilgili gelin ortaklaşalım. Gelin, ne yapalım; şimdilik diyorum, şimdilik emekli yurttaşların maaşlarını en az yoksulluk sınırının yarısı noktasına getirelim. Sayın Bakan, bürokrat arkadaşlar şunu diyebilir: "Ya, ne diyorsunuz; 7.500 TL'den birden yüzde 300 artış, 23 bin lira civarında bir artışı nasıl yaparız?" İstenirse yapılır. Bu ülkede, şu anda, biz 9 milyon yurttaşın hayır duasını alalım ya; 9 milyon yurttaşın, 9 milyon emeklinin hayır duasını alalım; gelin bu konuda ortaklaşalım, bence bu mümkün.

Sayın Bakan, mesela, önceden konuşan arkadaşların çoğunun beklentisi büyük sizden; ekonomi yönetimiyle ilgili beklenti büyük, yapılacaklarla ilgili beklenti büyük; ben de diyorum ki: Sayın Bakan, Hazine ve Maliye Bakanlığı bürokrasisi şu an burada, eğer gerçekten isterse en az 9 milyon emeklimizle ilgili olarak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın lütfen sözlerinizi.

ALİ BOZAN (Mersin) - Gerçekten artık kimisi için "yaşamlarının ikinci baharı" denilen yaşamlarını, yaşanabilir koşullarda geçirebilecekleri şekilde bir ücrete dair bugün burada bir karar çıkabileceği kanaatindeyim.

Teşekkür ediyorum.