KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, cumhuriyetin ilan edildiği yıllarda Diyarbakır'ın 3'üncü büyük ticaret kenti olduğunu ifade etmiştik; yine, tek başına Mardin'de yılda 130 bin ton kumaşın işlendiği ifade ediliyor süreç için çünkü insanlar sınırın öte tarafıyla yüzlerce yıldır ticaret yapmaktaydılar ama zamanla sınır ticareti yasaklanırken bölgeyi kalkındıracak hiçbir tedbir de maalesef alınmadı. Bunun nedeni orada yaşayan Kürtlerin ve Arapların ticari rekabet gücü devam ettikçe aslında asimilasyonunun başarılı olamayacağı düşüncesiydi. Hatta dönemin Mardin Delegesi Doktor Cevdet Şakir yaşadığı bölgede Arapçanın yaygın olmasının sebebini "Çölün sınırında yer alan Mardin, Türk ekonomisiyle değil Orta Doğu-Arap ekonomisiyle bütünleşmiştir." sözleriyle ifade etmişti. Dolayısıyla bölgemizde sınır ticareti kentleri zenginleştirmiyorsa, büyük ölçekli işletmelerin sayısı azsa, kentlerimiz sosyoekonomik gelişim endekslerinde son sıralarda yer alıyorsa bunun en önemli sebebinin geri bıraktırma politikaları olduğunu düşünüyoruz.

Sayın Başkan, değerli üyeler; elbette Ardahan'dan Hatay'a farklı ülkelerle geniş bir kara sınırına sahip bir ülkeyiz. Her yerde tüccarın, esnafın ve halkın sorunları söz konusu. Süremiz az olduğu için konuşmamın çerçevesini biraz daha daraltarak Van ve Hakkâri özelinde birkaç noktayı ifade etmek istiyorum çünkü bu iki kent hiçbir zaman sınır kenti olmanın avantajını kullanma imkânına sahip olmamıştır. Bugün Derecik, Nusaybin, Şenyurt, Gülyazı gibi sınır kapıları aktif durumda değil, aktif sınır kapılarında ise ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Ticari ve insani ilişkileri geliştirmek bir yana Van-Ağrı-Hakkâri'yi kapsayan sınır hattında maalesef 560 kilometrelik bir duvar örülmektedir. İran'a açılan Esendere Sınır Kapısı "A" kategorisinde olmasına rağmen uygulanan kota nedeniyle halk bundan faydalanamamaktadır. İlin yıllardır açıldığı söylenen Üzümlü Sınır Kapısı'nda ise sadece yolcu geçişleri yapılabilmektedir. Esendere Sınır Kapısı'ndan daha önce her bir kişi İran'dan 2,5 kilogram çay, 10 kilogram şeker, 10 kilogram pirinç ve 4 karton sigara getirebiliyorken son uygulamayla birlikte çayın kotasının 1 kilograma, şekerin ise 5 kilograma düşürüldüğü ifade edilmektedir. Yine, daha önce günlük 100 araç geçebiliyorken şu an kotanın 30 araca düşürüldüğü aktarılmaktadır. Seçim bölgem Van, İran'la 295 kilometre kara sınırına sahip olmasına rağmen bunun avantajlarını maalesef kullanamayan bir kent durumundadır. Çaldıran, Özalp, Saray ve Başkale ilçelerimizin İran sınırında yer almasına rağmen sadece Saray'da Kapıköy Sınır Kapısı aktif bir şekilde çalışmaktadır. Bugün Van'ın ekonomisinin can damarı Kapıköy Sınır Kapısı olmuştur çünkü en verimli dönemlerde yılda 500 bini aşkın İranlı turistin Van'a gelmesi, otellerde doluluk oranını arttırdığı gibi, esnafın da iş yapabilmesini sağlamaktadır. İfade etmek gerekirse bunun daha da büyümesi, daha çok turistin Van'a gelmesi için iktidarın ekstra bir gayretini maalesef göremiyoruz çünkü Vanlı tacirin, esnafın ve halkın yıllardır dile getirdiği talepler ısrarla görmezden geliniyor. Yakın geçmişte Van ülkenin batısından, Avrupa ülkelerinden hatırı sayılır bir turist ağırlarken bugün sadece İranlı turistleri bekler bir duruma gelmiştir. En temelde siyasi iktidara düşen görev, 1 milyonu aşan nüfusuyla Van'ın batı illerine ulaşım ağını geliştirmektir; Van'ın Diyarbakır'a, oradan Urfa'ya ve batıya bağlanacağı otoban ve hızlı tren projeleri hayata geçirilmelidir; kısacası, öncelikle Van'ın batıyla kapısının açılması gerekmektedir ama bunu AKP iktidarı yapacak niyette değil, vizyona da sahip değildir. Bu nedenle, İran'la turizm ve ticaret ilişkileri hayati önem taşımaktadır. Kapıköy'ün dışında Başkale Gelincik Sınır Kapısı ile Çaldıran Çilli Sınır Kapısı'nın açılması hem ilçe hem de il ekonomisi için atılacak öncelikli adımların içerisinde yer almalıdır. Bunun yanında, Kapıköy Gümrük Kapısı'nın transit geçişlerde kullanılması, burada tam donanımlı laboratuvar yapılması en önemli taleplerdendir.

Şunu da ifade etmek istiyorum: İranlı turistler Van'a geliyor ama İran Konsolosluğu Erzurum'da. Açıkçası bunun cevabını da istiyorum Sayın Bakandan. İran kentleri ile Van arasında karşılıklı uçak seyahatleri mümkün hâle getirilmeli, Türkiye-İran ortak organize sanayi bölgesinin kurulması için çalışmalar başlatılmalıdır. Van-Şırnak kara yolu da kısa sürede bitirilebilirse kürdistan bölgesiyle de ciddi ticari ilişkiler geliştirilebilir diye düşünüyorum.

Taleplerimiz bir yana, Kapıköy Gümrük Kapısı'nda kronikleşen sorunlar söz konusu. Bugün de fiziki eksiklikler ve sorunlar, idari yetersizlikler devam ediyor. Uzun bekleme sürelerinin de olabileceği Kapıköy'de tuvalet, kantin, lavabo, bekleme alanı gibi sosyal tesisler maalesef bulunmuyor. İnsanlar bazen temel ihtiyaçlarını karşılayacak imkân bulamadan saatlerce güneşin altında bekleyebiliyorlar. Bununla birlikte ortaya çıkan bir çevre kirliliği de söz konusu. Sayın Bakan, eğer ticareti geliştirmek istiyorsanız biraz da Van'a bakmalısınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave bir dakika veriyorum, toparlayın lütfen.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Teşekkür ederim.

Hatta sizi Van'a değil doğrudan Kapıköy Gümrük Kapısı'na davet ediyorum. Kapıköy'ün bugün de ne durumda olduğunu, ticaretin ve turistlerin Van'ın ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu, buyurun, yerinde birlikte inceleyelim.

Bu vesileyle, belirtilen sorunların çözülmesi çağrımızı yineliyor, sizlere teşekkür ediyorum.

Sağ olun.