Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Uganda Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/54), (TBMM İçtüzüğü'nün 77'nci maddesine göre) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 01 .11.2023 |
BAŞKAN FUAT OKTAY - Ben teşekkür ediyorum.
Burak Bey, söyleyecek herhangi bir şeyiniz var mı?
DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI BURAK AKÇAPAR - Sayın Başkanım, sayın vekilimin genel ifadelerinden bağımsız olarak bu anlaşma temelinde bunun bir ihracat anlaşması olmadığını, buna cevaz vermediğini, ortak toplantılar, AR-GE, modernizasyon gibi çalışmaları kapsadığını arz etmek istiyorum.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Teşekkür ediyorum.
Bu, yine, Sayın Çakırözer'in ifadeleri çerçevesinde de aslında Türkiye'nin hangi ülkelere savunma sanayisi alanında ihracat yaptığı zaten kayıtlı, gümrüklerde kayıtlı. Tüm görüşmeler, resmî yazışmalar zaten gizli yapılan şeyler değil, Dışişlerinden Millî Savunmaya ve ilgili kurumlara kadar bu satışları kim yapıyorsa tamamı hem kayıt altında hem de Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve Anayasası çerçevesi içerisinde olmak zorunda. Onunla ilgili bilgilendirme de olabilir, benim için onunla alakalı bir mahzur da yok. Sadece belki süreç içerisinde savunma sanayisi yeni gelişen bir sektör Türkiye'de, yeni yeni ayağa kalkmaya çalışan, belki henüz emekle aşamasında olan; hızla gelişiyor ama daha çok ciddi yol alması gereken bir sektör. Belki zaman içerisinde bu dediklerimiz de olacaktır ama ilk başta bu tür çok yoğun bir şeyin olması gelişmenin önünü tıkayabilir belki, bilmiyorum ama... Şeyde haklısınız; daha sağlıklı bir ilerlemenin sağlanması, kontrol mekanizması her zaman şıktır. Zaten bu kontrol mekanizması da mevcut yasalar çerçevesinde, Anayasa çerçevesinde ilgili, yetkili birimlerimiz tarafından sürdürülmekte.
Bir de şu konu var; ben bunu da yine hem kayıtlara geçmesi anlamında hem de sizleri bilgilendirme anlamında ifade etmek isterim: Yeni gelişen bir sektör olduğu için, diğer her sektörde olduğu gibi aslında ayrıca da bir rekabet var yani aynı dış politikanın da bir enstrümanı gibi değerlendirildiği için. Bu rekabette bir de ekonomik anlamda bir rekabet var; önünün kesilmesi, boğulmasıyla alakalı. Bu her alanda böyle, savunma sanayisinde inanın çok farklı değil. Birçok ülkede özellikle ön plana çıkan Türkiye Cumhuriyeti'ndeki savunma sanayisi alanında gelişmelerle ilgili o çok övücü ifadelerin arkasına baktığınızda aslında bir art niyetin de olabileceğini de dikkate almak gerekiyor yani tersinden okuduğunuzda. "Bakın, dikkat edin, ciddi gelişmeler var, engellemek gerekebilir." Aslında gizli veya açık ambargoların sebeplerinden biri de bu. Bizim de zaten Komisyon olarak da bugün ifade ettiğimiz, Türkiye Cumhuriyeti NATO üyesi bir ülkedir, Türkiye'nin gelişmesi bu alanda NATO'nun gelişmesi, NATO'nun güvenliğine katkıdır dolayısıyla herhangi bir NATO müttefiki başka bir müttefike şey olamaz, ambargo da koyamaz, gelişmesini de engellememeli, engelleyemez çünkü gelişme NATO'ya katkı verecektir.
Şu tür açıklamalar oluyordu zamanla: Atıyorum, işte "Rusya-Ukrayna arasında Türk SİHA'ları kullanıldı, şurada şuna karşı Türk SİHA'ları kullanıldı." Ama hiçbir yerde biz "Amerikan F-16 kullanıldı." diye bir şey görmüyoruz, ne bileyim ben "Rus Su bilmem nesi kullanıldı." diye hiçbir yazı görmüyoruz. "İsrail bilmem nesi kullanıldı, Fransız bilmem nesi kullanıldı." diye hiçbir ülkenin böyle bir şeyini görmüyoruz ama Türk SİHA'ları kullanıldı, Türk bilmem neleri kullanıldı..." Aslında bunun tamamen dezenformasyon çerçevesinde ve Türkiye'nin farklı şekillerde hem sektörün gelişmesi hem Türk dış politikası anlamında zor durumda bırakılmasıyla ilgili yapılan çalışma olduğunun biz farkındayız ve bununla ilgili de aslında iletişim boyutu da başta olmak üzere çok ciddi faaliyet gösteriyoruz, Dışişlerimiz de başta olmak üzere. Buradaki bizim yaklaşımımız şudur: Uluslararası anlaşmalar çerçevesinde herhangi bir ülkenin yaptığı satış veya ticari anlaşmalar her neyse Türkiye de aynısını yapmaktadır, şeffaftır dolayısıyla Türk SİHA'sı veya Türk bilmem şu ürünü diye bir şey söz konusu değildir. Anlaşma yapıldıktan sonra onun ilgili ülke tarafından farklı şekilde kullanılması söz konusu olursa o, ilgili ülkenin sorumluluğudur, Türkiye'nin sorumluluğu olamaz şeklinde de bir duruşumuz, yaklaşımımız var; ben bunun son derece geçerli bir yaklaşım olduğuna da inanıyorum. Bu konudaki tutumumuzla ilgili Komisyon üyelerimizin de bilgisinin olmasında fayda var diye düşünüyorum.
Ben teşekkür ediyorum tekrar.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Başkanım, ben de küçük bir şey ekleyebilir miyim?
BAŞKAN FUAT OKTAY - Buyurun Asuman Hanım.