Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Sosyal Güvenlik Kurumu d) Türkiye İş Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 02 .11.2023 |
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum.
Şimdi, kalan başvuruların çok hızlı bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Yine, aktif/pasif oranı SGK verilerine göre 1,7'ye düştü ve hızla düşecek, bizim hesabımıza göre daha da inecek. Siz bir hesap yaptınız mı? Bununla ilgili ideal olan denge 4 çalışana 1 emekliyken, işte o beğenmediğiniz eski Türkiye'de, örneğin 1999 ve 2000 yılında bu oran 2,5'un üzerindeydi, şimdi ise 1,7. Emekli olanların kaçı çalışmaya devam ediyor ve bu emekliler emekli olmadan önce hangi seviyede prim ödüyordu, şimdi ne prim ödüyor? Ayrıca emekli olmadan ayda tam çalışan sigortalı, emekli olduktan sonra kaç gün bildiriliyor? Yani emekli olduktan sonra çalışanların otuz gün prim gösterdiğini mi düşünüyorsunuz?
EYT kapsamında net kaç başvuru oldu, kaç aylık bağlandı, kaç tanesi devam ediyor? O zaman lütfen açıklayınız. Sürecin sonunda aktif/pasif oranı nereye gelecek? Bununla ilgili ne tedbir aldınız, bunların bir projeksiyonu yapıldı mı? En düşük emekli aylığını 7.500 lira yaptınız, burada en düşük aylığı temel emekli aylığı hâline getirdiniz. Bunu yaparken az çalışan, çok çalışan, az prim ödeyen, çok ödeyen ayrımı da yapmadınız, yine hesap kitap yapılmadı yani. Günün sonunda -şimdiden söylüyorum- kimse sisteme prim ödemeyecek, herkes asgari seviyede prim ödeyerek emeklilik olayını düşünecek, bu da takdir edersiniz sistemi bitirir. Bununla ilgili bir çalışma yapıldı mı ya da yapmayı düşünüyor musunuz?
Bir de 1 defaya mahsus ödediğiniz sadakaya değinelim. Emeklileri çalışan, çalışmayan diye böldünüz, hatta köyünde çiftçilik yapan emekliye bile bu parayı ödemiyorsunuz. Çalışan, prim ödeyen emekliyi cezalandırdınız. 7.500 lira alana da 65 bin lira alana da aynı parayı ödediniz; hem emekli çalışmasını teşvik ettiniz, 5 puan teşvik verdiniz hem de çalışan emekliyi cezalandırdınız. Size çok basit bir örnek vereyim: 1999 Aralık ayında en düşük emekli aylığı 79,50 TL'ydi, bu parayla emekli olan o dönemde yaklaşık 10 çeyrek altın alabiliyordu; bugün 7.500 liraya 2 çeyrek altın ancak alabiliyor, işte emeklinin geldiği nokta bu.
2022 yılı Aralık ayı sigortalı sayısına baktım SGK sayfasından Sayın Bakan, 20 milyon civarında; 2023 yılına baktım, 18,5 milyon. 2023 yılında çalışan sayısı hızla azalmış, hatta bir ara 1 milyondan fazla azalmış, sonra yaz aylarının etkisiyle bu rakam 700 binlere kadar gelmiş ama şimdi yaz bitti, sigortalı sayısı azalmaya devam ediyor.
Sayın Bakan, Sayın SGK Başkanı; bu rakamlardan haberiniz var mı, hiç bakıyor musunuz? İstihdamın korunması için aldığınız bir tedbir var mı ve bir çalışma yapıyor musunuz? Buradan açık açık uyarıyorum ve kayıtlara geçsin diye de tekraren söylüyorum: Rakamlar yalan söylemez, SGK batma noktasına geldi ve gereken tedbirlerin acilen alınması gerekiyor.
Buradan bir başka gerçekliği de dile getirelim, size bağlı İŞKUR diye bir kurum var, görevi iş arayanlar ile işçi arayanları bir araya getirmek. Şayet İŞKUR'u kapatsanız muhtemelen ülkede kimsenin haberi olmayacak çünkü İŞKUR işsizlere iş bulmuyor, sadece kanuni zorunluluklar nedeniyle insanlar önce İŞKUR'a başvuru ve kayıt yaptırıyor ve sistem sadece onun üzerinden yürüyor.
Bu arada, altı yıllık işi -biraz önceki konu- gerçekten altı ayda yaptırdığınız ve yalnızca üç ay fazla mesai ödediğiniz, sizden alacağı olan kurum personelinizin emeklerinin karşılığını ödeyecek misiniz? SGK denetmenleri bir iş yerinde fazla mesai ödemesi yapmayan işverene ne ceza uyguluyorsa herhâlde o cezayı kendinize de uygulamanız gerekecek.
Benzer kurumlara göre çok düşük personelle hizmet veren SGK çalışanlarının kadrolarını ne zaman artıracaksınız?
Gelelim 2024 yılı için hazırladığınız Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nize. Bir kere öncelikle bir maharetinizin hakkını teslim etmemiz gerekiyor, denk bütçe yapmamakta pek mahirsiniz; bunun altını çizelim. Mesela, 2022 bütçesi için 83 trilyon 851 milyon lira başlangıç ödeneği öngörmüştünüz. Ne gerçekleşmiş? 123 trilyon 209 milyon lira, yüzde 51 sapma oluşmuş. Gelelim 2023 yılına, başlangıç ödeneği için 160 trilyon 348 milyon öngörmüşsünüz, sadece altı ayın sonunda yani haziran sonu itibarıyla 113 trilyon 492 milyon harcanmış bile. Önümüzdeki altı ay içinde en iyi ihtimalle bir o kadar daha harcanacağını varsaysak bu yıl 230 trilyon TL'ye ulaşacak, bu da öngörünüzün yüzde 70'ten fazlası demek oluyor. 2024 yılı için teklifiniz ne? 625 trilyon 780 milyon 424 TL, Türkçesi 2023 için öngördüğünüz bütçenin yani 160 trilyonun tam yüzde 400 katı. İşte memleketi...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Orada bir şeyi düzelteyim.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sonra düzeltin.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Türkiye'nin bütçesi 11 trilyon, nasıl 160 trilyon...
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - İşte, memleketi getirdiğiniz nokta yani vatandaşın bir yılı...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, hayır, sadece düzeltme...
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Söyleyeyim.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Eski parayla mı, yeni parayla mı?
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Vatandaş 6 sıfır atmayı biliyor rahat olun.
Yani vatandaşın bir yıl içinde 400 oranında fakirleştiğini bütçe teklifinizle itiraf etmiş oluyorsunuz. Aynı zamanda devletin de bir yıl içinde aynı oranda yoksullaştığını ortaya koymuş oldunuz.
Mesleki Yeterlilik Kurumuyla ilgili teklifinizde de durum aynı, tablo farklı değil; 2022'deki 43 milyonluk bütçe teklifiniz 172 milyon lira olmuş. Beyler, devriiktidarınızda ülke ekonomimiz hızla irtifa kaybediyor.
İstihdam ve iş gücü piyasalarındaki duruma bakalım. Göreve geldiğiniz 2002'den itibaren ülkenin bazı ekonomik sorunlarına belirli bir süre boyunca çözüm getirilmiş olmasına ve yüksek büyüme oranları yakalanmasına rağmen işsizlik sorununa bir türlü çare bulunamadı. Birçok makro gösterge, özellikle 2013-2014 yılına kadar olumlu seyretse de istihdam verileri gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler ortalamasının çok uzağında kaldı. Yeni sistemin henüz başlarında yaşanan kur şoku nedeniyle talep ve arz tarafındaki çöküşler iflas ve konkordato dalgasını beraberinde getirmiş ve işsizlik oranını hızlı şekilde yukarı çekmiştir. 2018 yılının Temmuz ayındaki iş gücü istatistiklerine göre resmî işsiz sayısı da 4,6 milyona ulaşmış, 2023 Eylül itibarıyla dar tanımlı resmî işsiz sayısı 3,2 milyon olarak görünüyor. Bu rakam oran olarak yüzde 9,2'ye tekabül ediyor. Gerçek işsizlik olarak bilinen geniş işsizlik hesaplamaları ümidini kaybettiği için iş aramaktan vazgeçen kesimi de içine aldığından bu rakamların çok üzerinde olduğu ise ortada. Temmuz 2018'de geniş tanımlı işsiz sayısı 6 milyon kişiyle yüzde 16,9 oranında gerçekleşmişken bir sonraki sene bu sayı 7 milyona yükselerek geniş işsizlik oranı yüzde 19,8'e tırmanmıştır. Temmuz 2020'de ise geniş tanımlı işsizlik sayısı 8,5 milyona ulaşarak oran yüzde 23,8 seviyesinde gerçekleşmiştir. Son açıklanan rakamlara göre geniş işsizlik 8,8 milyon kişiyle yüzde 23 olmuştur. Bugün 62 milyondan fazla çalışma çağında nüfusa sahip bir ülke konumundayız. Buna rağmen istihdam edilen sayısı 32 milyonda kalmaktadır. Benzer nüfusa sahip olduğumuz örneğin Almanya'da istihdam edilenlerin sayısı 45 milyondur. 2014 yılının Ocak ayında yüzde 45 olan istihdam oranı aradan geçen bunca zamana rağmen 2022'nin Eylül ayında yüzde 49 seviyesindedir. Diğer bir deyişle, ülkeyi yönetenler çalışma çağındaki nüfusumuzun sadece yüzde 49'una iş sağlayabilmektedir. Bu oran kadınlar için çok daha kötü bir durumdadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özetle, 2023 yılındayız ve bize yaklaşık on dokuz yıldır, yirmi yıldır sürekli 2023 hedefi gösteren iktidarın en önemli 4 tane kalemd 1'inin, kişi başına düşen gelirin 25 bin dolar olacağı, işsizlik oranlarının tek haneli olacağı, enflasyonun tek haneli, faizin tek haneli olacağı vaatlerinin tamamının bir hayal olduğunu rakamlar bize açıkça ortaya koymuştur.
Ve bir de demin teşekkür ettiğiniz Sayıştay raporundaki tespitlere gelmek isterim. Mesela, prim teşvik ödemeleri kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan transfer ödemelerine kanıtlayıcı belgelerin eklenmemesi tespit edilmiş ve bu konuda bir açıklama vermişsiniz. Kamu idaresi bu bulgu doğrultusunda SGK'den görüş istemiş, SGK tarafından verilen cevapta bulguda belirtiler hususlara katıldıkları ifade edilmiş yani bu tespiti itiraf etmişlerdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Size ilave süre vereceğim.
Buyurun lütfen.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Mesela, işçilerin kanunda belirtilen yıllık izinlerinin kullandırılmaması usulsüzlüğü tespit edilmiş. Örneğin, Kurum tarafından yapılan alımlarda hatalı uygulamaların bulunduğu yine bulgular içerisinde var. Mesela, doğrudan temin yoluyla yapılan alımların EKAP'a kaydedilmediği belirtilmiş. Mesela, hizmet alımı ihalelerinde hatalı yaklaşık maliyet hesaplanması yapıldığı bulgusu ortaya konulmuş. Örneğin, hizmet alımlarına ilişkin hak ediş raporları hizmet işleri genel şartnamesine aykırı düzenlenmiş. Söz gelimi, hizmet alımı işleri sözleşmelerinde kısmi kabul yapılmayacağı belirtilmesine rağmen kısmi kabul yapıldığı anlaşılmış. Mesela, yapım işlerine ait "all risk" sigorta poliçelerinde yapım işleri genel şartnamesinde belirtilen azami oranların üzerinde muafiyet oranlarına yer verilmemiş. Örneğin, Kurumun belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile şirketlerinden olan prim alacaklarını tahsil edemediği kayıtlara girmiş.
Sözün özü, nereden bakarsak bakalım, 2024 bütçe teklifiyle ilgili ileri sürdüğünüz argümanlar geçmişteki denk olmayan bütçe konusundaki maharetinizi de dikkate aldığımızda maalesef tarafımızın kabulüne mazhar olamıyor.
Saygılarımı sunuyorum.