KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Bakanım, öncelikle başarılar diliyorum çünkü Bakanlık olarak başarılı olmanızı gerçekten diliyoruz. Bakanlığınızı kısaca şöyle özetlersek: Bir taraftan işsizlerle uğraşmaktasınız; işsizlerin istihdamı, iş bulabilmesi, onların yeni iş alanlarıyla işe kavuşması Bakanlığınızı ilgilendiriyor. Yine, iş bulup çalışan işçinin, memurun yani kısacası çalışma hayatı içerisinde olan herkesin kaliteli bir yaşam içerisinde, kaliteli bir çalışma hayatı içerisinde, kaliteli bir çalışma hayatı içerisinde olabilmesi yine Bakanlığınızı ilgilendiriyor. Çalışıp emekli olmuş kişilerin yani emeklilerimizin, büyüklerimizin de yine emeklilik hayatı içerisinde hak ettikleri değerde yaşam koşullarına kavuşması da yine Bakanlığınızı ilgilendirmekte. Kısacası, iş hayatının her aşaması Bakanlığınızla bağlantılı.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum: Bakın, bir taraftan da Bakanlığınız hemen hemen her alanla irtibatlı. Ben önce eğitim alanıyla ilgili bahsetmek istiyorum. Sayın Bakan, bakın, bugün Bakanlığınızın oransal anlamda işsizlik oranları çok yüksek bir şekilde, işte, yüzde 10'lar seviyesinde ifade ediliyor şu an, ki bana göre daha da fazla. Çünkü bugün sokakta iş arayan... Bir resmî kurumun, özellikle belediyelerin veya işte, bakanlıkların, bırakın kadroyu, geçici işçi, mevsimlik işçi gibi işler için yani 100 kişilik bir iş ilanına belki de 10 bin kişinin müracaat ettiği bir dönemde yani böyle yüzde 10 işsizlikten bahsetmek de çok gerçekçi değil. Ancak bununla beraber şunu söyleyeyim: Bu işsizlik oranlarının hâlâ çok yüksek olmasının altında yatan en önemli sebeplerden bir tanesinin de eğitim sistemiyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Doğru bir eğitim planlaması, özellikle de "ara eleman" dediğimiz kesime yönlendirilmeyen ve herkesin bu iktidar döneminde işte, böyle "230'lara geçtik." diye övündükleri, maalesef ki içi boş üniversitelere yönlendirilen bir sistem içerisinde, gençlerin -kabiliyetlerine uygun bir meslek eğitimiyle- daha fazla eğitim alarak sanayide daha fazla yer alabileceğini, daha fazla iş alanlarında olabileceğini hepimiz biliyoruz ve öngörüyoruz. İşte bunun doğru planlanmasının da yine eğitimle alakalı olduğunu, Millî Eğitimle alakalı olduğunu ifade etmek istiyorum.

Bu konuya devam ederken Antalya Milletvekili olarak da şu konuyu, Sayın Bakan, sizlere hatırlatmak isterim bu konu hem sizi hem Turizm Bakanlığını yakından ilgilendiriyor: Başta Antalya'mızda ve Türkiye'de çok sayıda önemli turizm yatırımları var. Gerçekten özellikle Antalya'da bugün Türkiye'nin hatta dünyanın sayılı tesisleri var. Bu tesisler bir taraftan milyon dolarlarla yapılıyor ama bir taraftan da bu tesislerde çalışacak olan kalifiye personel açığı var. Buralarda çalışan gençlerimizin çoğunluğu mevsimlik çalışan ve bunlar bir dönem, bir mevsim gelip, bir sezonda çalışıp diğer sezona ayrılmak, memleketlerine geri gitmek zorunda kalan insanlar. İşte bu gençlerimize, bu arkadaşlarımıza eğer ara dönemlerde sahip çıkabilirsek, kalıcı bir eğitim ve o dönemlerde hayatlarını idame edebilecek şekilde gelir temin edersek özellikle turizm çalışanlarının daha kalifiye eleman olmalarını sağlayıp o tesislerle birlikte daha kaliteli hizmetler verilebileceğini ifade etmek istiyorum. Turizm çalışanlarının gerek sosyal gerekse iş hayatı içerisindeki hak ettikleri değere ulaşmaları gerçekten o arkadaşlarımız için çok önemli. Bu anlamda, size de görev düştüğünü ifade etmek istiyorum.

Şimdi şunu söyleyeyim: 2022 Ağustos ayı itibarıyla yüzde 98 işsizlik oranından bahsedildi. İşsizlikte 2028 yılı sonuna kadar -yani önümüzde beş yıl var- beş yıl sonuna kadar yaklaşık 5 milyon ilave istihdamla hedefinizin yüzde 7,5'lara kadar ineceğini ifade ettiniz. İnanın, biz bunu sizden daha fazla isteriz çünkü bugün ifade ettiğim gibi, ülkemizin en önemli sorunu işsizlik konusu. Bu konuda doğru planlamalar yapılmalı ve bu işsizlik sayısının, oranının giderek azalmasının sağlanmasında fayda var.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz her dönemde çalışanımıza, işçimize, işsizimize, emeklimize her fırsatta onların durumlarının iyileştirilmesi için çok sayıda projemizi gündeme hep taşıdık. Bunlardan bir tanesi biraz önce burada da yer tuttu; asgari ücretliden ve asgari ücret kadar gelir elde edenden, asgari ücret seviyesindeki gelirden, gelir vergisinden ve damga vergisinden muafiyet. Bakın, bu, geçtiğimiz dönemlerde Cumhuriyet Halk Partisinin seçim vaatleri arasındaydı ve bu Komisyonda da bunun tartışmasını çok yaptık. En sonunda, bu Komisyonda asgari ücretten ve ücretlilerden asgari ücrete kadar olan kısmından vergi muafiyeti getirildi.

Yine, emeklilerimize 2 dinî bayramda bayram ikramiyesi verilmesi konusunun da ilk başlangıcı Cumhuriyet Halk Partisinin, Sayın Genel Başkanımızın bir projesiydi ve o gün, bin TL'yle 2018'de başlayan bu süreç, 2018'den bugüne 2 bin TL'ye çıkabildi. Bizim emeklilerimize sözümüz şuydu: İkramiyenin her bayramda bir asgari ücret seviyesinde olmasıydı.

Şimdi, Sayın Bakan, bu ülkede çalışma hayatında bazı sorunlar çözülürken o sorunların yeni sorunlar yarattığını bu süreçte, milletvekilliği sürecinde gerçekten yaşayarak gördük. Çok farklı sorunlar var; bu sorunları da, işte, konunun muhatapları zaman zaman bizlere gelip dertlerini anlattığı için biliyoruz. Örneğin, meslek kodu mağdurları diye bir mağdur grup var. Yani bu meslek kodu mağduru bir kurumda çalışıyor; iki tane masa var, birinde kurumun kadrolu personeli, birinde -atıyorum- temizlik personeli diye alınmış ama bir anlamda yan masadaki memurla aynı işi yapıyor. Kadrosu ne? Temizlik personeli ama yaptığı iş diğeriyle aynı. Yani burada, belki işsizlik sorunu nedeniyle, iş görülsün diye bir işe alma söz konusu olabilir ama bu arkadaşların üzerinde iki tane baskı var. Birinci baskı, siyasi baskı. Neden? "İktidar olarak sizi biz aldık. Eğer bizim istediğimiz şekilde hareket etmezseniz sonuçta kapı dışarı olabilirsiniz." baskısını üzerlerinde hissediyorlar. İkinci konu da idari baskı. Bu arkadaşlar yani kendi özlük haklarıyla ilgili, kendi çalışma haklarıyla ilgili taleplerini idareye iletseler idare diyor ki: "Ya, kardeşim, sen zaten temizlik görevlisi olarak işe girmişsin. Seni, eline bir paspas verir, temizliğe göndeririz." Böylelikle de sesini çıkaramayan ve ne denirse yapmak zorunda kalan meslek kodu mağdurları var. Bu süreçle ilgili, mutlaka, bu mağdur grubunun bu iyileştirme durumlarını güçlendirmek zorundayız.

Ülkemizin en önemli konusu -ki yine sizi Bakanlık olarak ilgilendiriyor- liyakat konusu. Bugün bu ülkede gençlerimizin gelecekle ilgili umutlarını azaltan en önemli konulardan biri liyakat konusu çünkü kendi kabiliyetleri, birikimleri ne olursa olsun, sonuçta iktidardan gelecek bir torpil yoksa işe girme konusunda gençlerimizin umudu artık kalmadı, maalesef iktidar sayesinde gençlerimiz umutsuzluğa düştü. Yani bu liyakat hemen hemen her alanda var ama sonucu Bakanlık olarak sizi daha çok ilgilendiriyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Arı, bir dakika ek süre...

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Bakan, kamu görevlilerimiz ve emeklilerimiz için 2024 yılında yüzde 15 artı yüzde 10, 2025 yılında da yüzde 6 artı yüzde 5 zam hedefiniz var ve bununla birlikte enflasyon farkı verilmeye de devam edileceğini zaten ifade ediyorsunuz. Şimdi, burada esas mesele sizin bu açıkladığınız oranlar değil, bu oranlar gerçekçi değil zaten. Eğer bu oranlardan, örneğin, 2024 yılında yüzde 15 artı yüzde 10 üzerinden çalışana, emekliye bir maaş verirseniz zaten zor durumda olan emekli veya çalışan iyice zor duruma düşecek. Burada esas olan enflasyon farkı ancak bu ülkede öyle bir enflasyon farkı var ki ne zaman ki memur maaşına veya emekli maaşına zam yapılacak, TÜİK devreye giriyor; bir anda enflasyon aşağıya doğru, düşük açıklanıyor ve o arada çalışanların maaşı açıklanıyor ama gerçek enflasyonun kat kat daha yukarıda olduğunu hepimiz biliyoruz ve sizin sayenizde de hem çalışan hem de emekli mağdur oluyor.

Son olarak, en düşük emekli maaşını 7.500 TL yaptık, seçim öncesinde iktidarın aklına emekli geldi, 7.500 TL yaptık. Burada bir iyileştirme söz konusu, en azından işte düşük maaş alan kesimde 7.500 TL'ye yükseltilme belli bir sorunun, belli bir kısmın, bu anlamdaki sorunun bir kısmını çözdü ama başka sorun yarattı Sayın Bakan. Bu artışın kök maaş üzerinden yapılmayışı kamuoyunda, inanın, çok büyük rahatsızlık yarattı yani bunu siz de biliyorsunuz. Biz emekliler adına bunu bir kez daha dile getirmek durumundayız çünkü örneğin 7.200 lira maaş alan ile 5.500 lira maaş alan arasında hiçbir fark kalmadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ederim.

CAVİT ARI (Antalya) - Eğer adilane bile artış yaşanmış olsaydı kök maaş üzerinden yapılacak zamla emeklimizin bir kısmı hak ettiği şekilde maaş artışından yararlanacaktı. Kısacası, sorunların bitmediği bir Bakanlığınız var.

Son olarak, Sayın Başkanım, müsaadenizle şunu söylemek zorundayım: Dün de gündeme taşıdım, burada Sayın Bakana da söylemiştim dün ama konunun esas muhatabı Sayın Bakan sizsiniz. Şimdi, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Başkanı mayıs ayında sizden önceki Sayın Bakanla birlikte, ülkede esnaf üzerinden siyaseti şekillendirmeye dönük bir hamle yaptı tam böyle Cumhurbaşkanlığı seçim süreci arifesinde; 8 Mayıs tarihinde ve Meclis kapalı, kanun çıkması mümkün değil, ortada yasalaştırmak adına hiçbir imkân yok ama Sayın Bendevi Palandöken, Cumhurbaşkanının da açıklamasından yola çıkarak Sayın Bakanla birlikte esnafın prim gün sayısının 7200 güne düşürmesiyle ilgili bir açıklama yaptı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen...

CAVİT ARI (Antalya) - Bu açıklama 8 Mayıs tarihinde, tam da seçimlere bir hafta kala.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Arı, lütfen, bu şekilde Komisyonu sürdürmemiz zor olacak.

CAVİT ARI (Antalya) - Ama üzerinden beş ay geçti, hâlâ bir sonuç yok. Esnaf bu konuyla ilgili sizden cevap bekliyor çünkü bu çalışma seçim arifesinde yapılan bir çalışmaydı, "esnafımızın seçime dönük kandırılması" anlamına gelen bir durumdu diyorum.

Sizlere de başarılar diliyorum.

Teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Komisyon üyesi arkadaşlara, konuşmacılara rica ediyorum, ek süre bir dakika veriyoruz; aştığı takdirde bunu sürdürmekte çok zorlanırız, hepimizi geç saatlere kadar burada tutar.

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, genelde uyuyoruz, merak etmeyin.