KOMİSYON KONUŞMASI

SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakanlar, heyetlerimiz ve Komisyon üyelerimiz; elbette zor bir Komisyon, memleketin belki de yarı problemini içinde barındırıyor. Birçok konuda çalışmalar yapıldığının hepimiz bu yıllar içerisinde farkındayız ama bu, iş gücüne katılımda, istihdamda, işsizlikte, iş-yaşam dengesinin sağlanmasında, insana yakışır işin sağlanmasında, çalışma saatlerinin yüksekliğinde, ölümlü iş kazaları oranında, eğitim-iş uyuşmazlığı konularında maalesef yerimizin hâlâ OECD ülkelerinin çok gerisinde olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bakanlığın zorlu pozisyonunu benden önceki konuşmacılar da ifade ettiler, emek ve sermaye arasına sıkışmış bir Bakanlık. Burada, tabii, her zaman kantarın topuzunun terazide emekten yana olmasını arzu ettiğimizi söyledik ama maalesef öyle şeyler yaşıyoruz ki işte, gelir dağılımı mesela, evet, bir büyüme yaşıyoruz ama bu büyümede son birkaç yılda gayrisafi hasılamızda emeğin payı birkaç yıl içerisinde yüzde 40'lardan yüzde 25'lere düşerken, sermayenin payı yüzde 40'lardan yüzde 55'lere çıkıyor. Bu maalesef, bu anlamdaki yaklaşımımızın -yani belki duygusal olarak farklı bir şey düşünülmüştür ama- sonuçta ortaya çıkan veri maalesef, daha fazla sermaye dostu bir politika olduğunu gösteriyor.

Bir diğer şey, işsizlik sigortası. Şimdi, herhangi bir mesele olduğunda hemen göz dikilen bir fon var, İşsizlik Sigortası Fonu. Elbette ülkenin mücbir sebeplerinin içinde bulunduğu durumu görüyoruz ama burada bu fon işsizler için kullanılmak üzere... İşsizlerin bu fondan faydalanma şartlarını esnetmek mesela akla gelmez ama sermaye ya da işverenler bir talepte bulunduğunda onlara bu fonun açılabilmesi için daha cömert davranılabilir; bunları bu süreçte yaşadık. Bu, bizim maalesef hem iş barışımızı hem de güven konusundaki hissiyatımızı örseliyor. İnşallah, bu dönemde bunların yaşanmamasını arzu ediyoruz.

Bir diğer mesele, şeffaflık. Şimdi, bu İşsizlik Fonu'nu çok net şekilde insanlar merak ediyorlar yani bu fon nereye harcanıyor, amacına uygun şekilde mi harcanıyor diye. Bir de çok gündem olmaz, belki küçük de bir meblağa da tekabül edebilir yani bunca büyük bir bütçenin içerisinde ama "işçi ceza fonu" diye bir fon vardır Bakanlığımızda. İşçilerden ayda maksimum 3 günü geçmemek şartıyla işledikleri kusurlar nedeniyle kesilen cezadır ve Bakanlık bünyesindedir, asla buna işverenler takdir yetkisine sahip değildir. Bu fon da yine sendikalarla görüşülerek, sendikaların projelerine karşılık gelecek şekilde işçilerin lehine yani işçilere verilen eğitimlerde, onların lehine yapılacak projelerde kullanılır. Ama biz görüyoruz ki bu süreçte bu fon da maalesef istismar edildi yani burada maksadı dışında ihaleler için kullanıldı. O ihalelerdeki yani yolsuzluk diyeyim, oraya artık hiç uzanmıyorum bile ama bunların üzerine gidilmesi gerekir Sayın Bakanım. Bu konudaki hassasiyetinize ben inanıyorum, burada siyasi baskının hiçbir şekilde sizin duruşunuza halel getirmemesini arzu ederim.

Şimdi, sürekli konuşuyoruz emekliler meselesini ve sürekli şeytanlaştırılan bir EYT meselesi var. Şimdi, sadece EYT için bakmayalım, emeklilerle ilgili birkaç veriye bakalım. Şimdi, 2009 yılında 9,1 milyon emeklimizin gayrisafi yurt içi hasıladan aldığı pay 6,82'ydi; 2023 yılının ilk altı ayındaki veriden bahsediyorum, 15,2 milyona çıktı emekli ama yurt içi hasıladan aldığı pay yüzde 5,99. Şimdi burada bütçeden aldığı pay sayı neredeyse 2'ye katlanırken, rakam bazında karşılık geldiği pay, geriye düşmüş, 1 puan geriye düşmüş. Demek ki şu an bütçenin gerçek anlamdaki yükü bu ücret seviyesiyle yani bu emekli maaşı seviyesiyle asla emeklilerin üzerine yüklenemez.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ün, süreniz doldu, size ilave süre veriyorum toparlamanız için.

Buyurun.

SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Ortalama emekli aylığı -dul ve yetimleri kastederek, içine alarak söylüyorum- bundan önceki yıllarda asgari ücretin yüzde 20 üzerinde seyrediyordu ama şimdi, asgari ücretin yüzde 20 altında seyrediyor. Burada bir vicdani durumumuz var.

TYP meselesi bizlerin, muhalefet partilerinin çok gündemine gelir, aktif istihdam politikalarının en önemlilerinden biridir. Buradaki amaç elbette bu haktan faydalananların bundan sonra bir an önce düzenli istihdama dâhil olabilmeleridir. Ama maalesef, burada öyle bir ilerleyiş göremiyoruz ve daha önce yirmi dört ay olan sürenin on aya indirilmesinden kaynaklı çok ciddi... Evet, şu anda bir kez faydalanabiliyorlar, on ay Sayın Bakanım, eğer yanlışsam düzeltin çünkü bu dernekler sürekli bizi ziyaret ediyorlar. Bu konuda bir düzenleme düşünüyor musun?

Bütçede -son, bununla bitireceğim, aslında başka maddeler de var ama- hane halklarından 1 kişinin mutlaka istihdamını hedefleyen bir politikanız var, bunu inşallah karşılayabilirsiniz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, toparlayalım, ilave süre vermeyeceğim, lütfen.

Soru-cevap işlemi yapacağız Sayın Ün, orada sorabilirsiniz.

SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Tamam, ben orada... Çok fazla şey yapmayayım.

25 milyon hanemiz var ve şu an 31 milyon istihdamımız var. Burada, hedeflediğimiz hanelerde mesela emeklileri kastediyor musunuz? Mesela emekli olan bir aileyi çalışan gibi görerek bu hedefin içine koymuş oluyor musunuz? Yoksa tamamen aktif bir çalışan olması mıdır buradaki hedef? Diğer konulara...