ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, üç ay önce Kocaeli'de Toprak Mahsulleri Ofisinde bir patlama yaşandı. Bir buğday silosunda patlama yaşandı -olmayacak bir şey- ve gariban 2 işçi öldü ve bir sürü yaralı. Hemen işte "Gerekenler yapılacak, mağduriyetler giderilecek." falan dedi iktidar, aradan üç ay geçti, bilirkişi raporu bile açıklanmadı. Biz Bakanlığa soru önergesiyle bu durumu sorduk ve standart bir cevap aldık "Programlı teftişler ve program dışı teftişler yapılmaktadır." diye. Zaten hani bu tür hadiselerle ilgili ne zaman bir soru önergesiyle soru sorsam şurada gördüğünüz gibi standart, iki paragraflık bir cevap geliyor. Yani "Olayı araştırın." diyoruz, Kocaeli TMO'da ne oldu ne bitti; üç ay geçmiş, sözler verildi; bana verilen cevap bu, beş gün önce verilen cevap bu. Allah aşkına arkadaşlar yani böyle cevaplar gönderecekseniz boşuna bir kâğıt israfı olur, buna lütfen dikkat edin diye söylüyorum.

Bakın, şu anda Türkiye'de işçilerin yüzde 85'i sendikasız ve ölen işçilerin sendika durumuna bakıyoruz yüzde 96; vahim tablo bu. "Çalışma Bakanlığı" diyoruz, niye kurumları denetlemiyorsunuz? Burada büyük bir vebal var.

BAĞ-KUR tescil mağdurları resen kayıt olmalıydı, olmadılar ve 1999 öncesi vergi ve oda kayıtları da olmalıydı fakat şu anda büyük mağduriyet yaşıyorlar BAĞ-KUR tescil mağdurları, binlerce vatandaşımız bize sürekli başvuruyor.

Staj çıraklık mağdurları hakeza yine başvuruyorlar. SGK kayıtlarında yoklar ama stajlarını yapmış durumdalar. 8 Eylül 1999 sonrası için bir formül bulunmalı, kademeli emeklilik formülü bulunmalı.

Siz Bakanlıksınız, denetlemeleri yapmanız lazım. Mesela Migros 70 işçisini 46 koddan çıkardı, bir sürü işçi bize başvurdu ve biz de size sorduk ama bir cevap alamadık. İşsizlik ödeneği, tazminat alamıyorlar, adına "hırsızlık" deyip bu işçileri çıkarmış Migros ve böylece mağduriyet oluyor. Bunu denetleyecek sizsiniz; soruyoruz, cevap yok.

Yine, bakın, sizin kayıtlarınızdan söylüyorum: Yaklaşık 45 milyar lirayı teşvikler için vermişsiniz. Çalışma Bakanlığınca SGK'ye bu teşvikler için para ödendiği tespit edilmiş. Bu teşvikleri denetlediniz mi, kontrol ettiniz mi, kimlere verildi, uygun kullanıldı mı, kullanılmadı mı, yandaşa mı verildi? SGK'ye borcu olana, olmayana mı, kimlere verildi, bu denetlemeler yapıldı mı, bu da bir soru işareti.

Yine, SGK memurları bize başvuruyor. Bakın, SGK Genel Müdürü buradadır mutlaka, memurları bana başvuruyor. "Ya, canımız çıkıyor, en az para alan, maaş alan memurlar biziz." EYT'yle ilgili az evvel iktidar vekilleri övünüyordu "Memurlar canla başla çalışıyor." Ama onlar "Biz en az parayı alıyoruz, en çok canı çıkan memurlar biziz." diyorlar. Onlar adına da memurlarınız adına da size bir şikâyette bulunmuş olalım.

Yine, FMF hastaları: Bakın, 2 milyondan fazla FMF hastası var ve kineret iğnesini ödemiyorsunuz yani hastalar ağrı kesiciler kullanıyorlar altı ay boyunca, işte "Birtakım kontrollerden geçin, öyle gelin." diyorsunuz ve FMF hastasının böbrekleri mahvoluyor, ondan sonra "E, tamam, kineret iğnesini verebiliriz." demeye başlanıyor. Bu olacak bir şey değil. 2 milyondan fazla hastadan bahsediyoruz.

Yine, Sputnik'teki çalışan arkadaşlarımız yetmiş sekiz gündür grevdeler ve sizin müdahil olmanız gerekiyor.

Yine, Kocaeli'de Corning işçileri yüz on üç gündür sefalet ücretine karşı bir mücadele veriyorlar ve bir müdahale olmuyor. Taşeronlar binlercesi bize başvuruyor, kadro verilmiyor.

Zabıta destek personelleri, zabıta memuru gibi çalışmasına rağmen maalesef onlara da kadro verilmiyor.

Doğum borçlanması ne zaman gerçekleştirilecek, bunu soruyoruz.

MS hastaları ocrevus ilacını alamıyorlar, bize başvuruyorlar.

Yirmi yıllık AK PARTİ iktidarı döneminde 888 çocuk işçi ölümü olduğunu görüyoruz, ne yapıyorsunuz bu işçiler için?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gergerlioğlu, ilave bir dakika vereceğim, lütfen bitirin sözlerinizi.

Buyurun.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Mesela, bakın -yine biz sahadan konuşuyoruz- bir firma, Viking International firması çalışanları maaşlarının çok düşük olduğunu söylüyor. Yani patron maaşı düşük verir arkadaşlar ama Bakanlık oraları denetlemeli. "Sefalet ücretine çalışıyoruz." diyor, yüz binlerce işçi bunu söylüyor. Bakanlık ne güne duruyor?

Bir de KHK'yle ihraç edilen insanlar iş yeri hekimliği veya iş güvenliği belgesi almak istiyor "Adli sürecin devam ediyor." denilerek verilmiyor. Ya, masumiyet karinesi var, kesinleşmiş bir cezası yok, HAGB almış "Sana iş yeri hekimliği belgesi vermem." diyor. Sınava girmiş, sınavı kazanmış "Sana iş yeri hekimliği belgesi vermem." diyor. Biz burada başka Bakanlar da varken bunları hem gündem ettik. En son da Anayasa Mahkemesi ihlal kararı verdi ve hâlen bu mağduriyetler devam ediyor.

Yine, İŞKUR; İŞKUR Müdürü de buradadır. KHK'yle ihraç edilen insanlar gidiyor "Ya, sen ihraç edilmişsin, seni işe almayız." deniliyor. Böyle onlarca vatandaşımız bize başvurdu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gergerlioğlu, teşekkür ediyorum, sağ olun.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Son bir cümlemi söyleyeyim.

Efendim, LCW işçileri de, bakın, böyle birçok firma var. "Depremde bölgeye yardım ettik." dediler bunun gibi birçok firma, sonra işçiler bize başvuruyor "Ya, depremde firma bölgeye yardım etti, ondan sonra bizim maaşlarımızdan kesti." Bunun gibi durumlarda Bakanlığın mutlak surette takibi yapması gerekiyor.

Teşekkür ediyorum.