Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Sosyal Güvenlik Kurumu d) Türkiye İş Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 02 .11.2023 |
TALAT DİNÇER (Mersin) - Çok Değerli Başkanım, Değerli Bakanım; tabii, öncelikle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş yükü bakımından ve toplumun her yönünü ilgilendiren bir bakanlık olduğu için epey söyleyeceklerimiz de var. Ben Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığından geliyorum. Burada, KOBİ'lere biraz dikkatinizi çekmek istiyorum.
Ülkemiz genelinde çalışan KOBİ'lerin sayısı ortalama 3,5 milyon civarında; özellikle 2,5 milyon civarında küçük esnaf ve sanatkârımız mevcut. Bu insanlar kendi öz sermayesiyle, alın teriyle ve el emeğiyle iş yerlerini kuruyorlar. Sayın Bakanım, bu insanlar her şeyden önce kendini çalıştırıyor yani 1 kişi de olsa iş yeri sahibi öncelikle kendisini istihdam ediyor ve ülkemizdeki istihdamın da yüzde 77 civarındaki bir kısmını bizim KOBİ'lerimiz üstleniyor. Şimdi, hâl böyleyken KOBİ'lerle alakalı bazı tedbirlerin alınması gerek Sayın Bakanım.
Şimdi, şu son beş yıl içerisinde ortalama 540 binin üzerinde esnaf iş yerini kapattı, bu kadar insan da istihdamın içerisinden ayrılmış oldu. Bunların nedenlerinden bir tanesi BAĞ-KUR primleri. Biliyorsunuz, BAĞ-KUR primleri genelde asgari ücrete göre belirlenir ve insanların ödeyemeyeceği miktarda kendini gösteriyor. Küçük esnaf ve sanatkâr yanında insan çalıştıramaz hâle geldi, bunun tek nedeni prim yükünün çok fazla olması, insanlara ağır gelmesi ve dolayısıyla primlerini ödeyememeleri. Zaten kayıtlarınıza da bakacak olursanız BAĞ-KUR primini ödemeyen esnaf sayısı da gayet net bir şekilde ortaya çıkar.
Sayın Bakanım, bu primlerin yüksekliği demek, kayıt dışılığın artması demek. Bizim yanımızda çalışan yani esnaf ve sanatkârın yanında çalışan insanların büyük bir bölümü sigortasız çalışmakta, o da küçük esnafın bu yükü kaldıramamasından kaynaklandığı için. Dolayısıyla istihdamı artırmak için -en önemli koşullardan bir tanesi de- KOBİ'lerin üstündeki prim yükünün biraz azaltmamız gerekiyor. KOBİ'ler hem kendini çalıştırır hem yanında çalışan işçinin sigorta primlerini öderler. Dolayısıyla burada iki yönlü bir prim ödemesi söz konusu ancak iş emekliliğe geldiğinde, yanımızda çalışan yani esnaf ve sanatkârın yanında çalışan bir işçi 7200 iş gününden emekli oluyor malum ama hem onun primini ödeyen ve hem kendi BAĞ-KUR'unu ödeyen işveren 9000 iş gününden emekli oluyor Sayın Bakanım.
Burada bir haksızlık da emeklilik katsayısında, çarpanda. Biliyorsunuz, işçiler emekli olduğunda patrondan daha yüksek maaş alıyor, işverenden daha yüksek maaş alıyor yani bu katsayının yüzde 70'lerden yüzde 30'lara kadar düşürülmesi de BAĞ-KUR emeklilerinin en düşük maaşı almasına sebep oluyor. Bunun bir düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sayın Bakanım, bir EYT çıkardık, EYT'den tüm kesimler belli bir oranda faydalandı ancak esnaf sanatkâr ihya çıkarılmadığı için yani geriye dönük borçlanma çıkarılmadığı için bundan faydalanamadı. Dolayısıyla burada esnaf sanatkâr, ülke genelindeki 2,5 milyonun üstündeki esnaf, hatta KOBİ'lerle beraber 3,5 milyonun üstündeki insanımız bu geriye dönük borçlanma hakkını istemekteler.
Ayrıca, bir de bizim çıraklarımız var. Bakın, çıraklık müessesesi gittikçe zayıfladı Sayın Bakanım. Şimdi rakamlar veriliyor ama o meslek liselerine tanınan haktan dolayı bu çıraklık sayılarında bir yükselme var ama daha önceki çıraklık eğitim merkezlerimizde bizim sınıflarımız ağzına kadar doluyken şu an berber, kuaför ve güzellik uzmanlığı dışında hiçbir meslekte insanlar gelmiyor. Bunu yeniden bir gündeme getirip en azından bu çıraklık sisteminde ortaokul düzeyinin açılması gerektiğini düşünüyorum ve burada da gençlerimizi biraz teşvik etmemiz gerekiyor, yoksa yarınlarda evimizde bir priz değiştirecek usta bulamayacağız Sayın Bakanım.
Sayın Bakanım, ayrıyeten bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum, çok kısa. Halkımızın arasında şöyle bir izlenim var...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TALAT DİNÇER (Mersin) - Bir dakikanızı daha rica edeceğim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun lütfen
TALAT DİNÇER (Mersin) - Şimdi, bizim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hastaneye gittiğinde, biliyorsunuz çalışanlarımız yüzde 20 katkı payı sunar; reçete bedeli, muayene bedeli vesaire veya ilaç fiyat farkı varsa öderler. Bizim emeklilerimiz de yüzde 10 katkı sunarlar, yine reçete bedelini öderler. Ancak bu Suriyeli sığınmacılar hastanelere gittiklerinde ilaç farkı dışında hiçbir bedel ödememektedirler, bu da bizim vatandaşlarımız arasında huzursuzluk yaratıyor. Şu an şehir hastanelerinde sanki hastaneler Suriyeli sığınmacıların gibi bir izlenim var, halk arasında böyle bir sıkıntı var, bu serzeniş gitgide yükseliyor, bu konuya da bir dikkat çekmenizi istiyorum.
Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. İnşallah bütçemiz ülkemize hayırlı ve uğurlu olur.