İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Teşekkür ederim Başkanım.

Öncelikle, Sayın Bakanım, sabahki atışmayla ilgili açıklama yapmak isterim. Sizi çok seviyoruz, biliyorsunuz; Meclisimizin renkli simalarından birisi ve değer verdiğimiz bir milletvekili ve yol arkadaşımızsınız. Sizin iyi niyetinizi biliyoruz, o konuda hemfikiriz ama maalesef, alt kademelerde, bürokraside işgüzarlık sahibi arkadaşların sıkıntısını biz burada sizlerle paylaşıyoruz. Şunu unutmayın sakın: Benim de bir veli olarak, bir baba olarak -2 evladından biri üniversiteden mezun, diğeri de üniversitede olan bir arkadaşınızım- üzüldüğüm konu şu: Sizler de biliyorsunuz, maalesef, bürokrat arkadaşlarımız neme lazımcılık yapıyorlar. Sizler de yaşadınız, basında gördük; Çorum'daki Kredi Yurtlar Kurumunun Müdürü "Asansöre binmeyin..." Ya, ne demek bu böyle? Bu insanlara buradan bizim bir ses vermemiz gerekiyor. Sizi anlıyorum, sizi tanıyorum ve iyi niyetinizi biliyorum ama bizim çıkışımız siyasi rant sağlamak değil, bir baba olarak, bir veli olarak bu çocuklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. İşte, Aydın Efeler'deki olayı gördük; "Yirmi beş gün çocuğumuza bakamadınız." dedi çünkü devlete teslim etmişti. Bundan hepimizin ders alması gerekiyor, ona göre şekil almamız gerekiyor.

Bakınız, diğer bir konu da -sabah söylemiştiniz- yaklaşık olarak 830 tane asansörün bakımının yapıldığını söylediniz. O zaman bakım yapıldıysa... Ya, her gün bir arıza çıkıyor, her gün bir sorun çıkıyor. Sayın Bakanım, burada o zaman bir yerde bir problem var. Sizlerden istirhamımız -sabah da arkadaşlar ifade ettiler- Makine Mühendisleri Odasını da bizzat bu işin içine katalım diyorum çünkü iş, iş bilenlerle, liyakatli kadrolarla oluyor. Maalesef geçmişte de yaşadık, sizler de biliyorsunuz, yandaşlar işi kurtarma, günü kurtarma konusunda... Fatura sonra size çıkıyor. Onlar günü kurtarıyorlar, işlerini hallediyorlar ama oradaki kaybolan çocuğumuz bize emanetti, devlete emanetti; bunun bilinmesi konusunda açıklamamı yapmak istiyorum.

Sizlerden istirhamımız... Sabah söylediniz, bütçenizde 5 milyar 362 milyon 714 bin 248 lira düzeyinde yurt yapımı için para ayırmışsınız. Yetmez Sayın Bakanım, yetmez. Eğer yetki istiyorsanız işte yetki burası, biz burada sizin yurt yapmakla ilgili ihtiyacınız varsa bütçeye bunu koyalım, verelim çünkü çocuklarımızı açıkta bırakmayalım. Sizler de yaşadınız, bizler de yaşadık, dönem öncesi barınmayla ilgili hepimiz sıkıntı yaşıyoruz, bütün milletvekili arkadaşlarım aynı derdi yaşadılar, bütün aileler çocukları için yurt bulmayla ilgili sıkıntı yaşadı. Sizin Özel Kaleminize de yazdık çizdik. Elimizden geliyorsa sayısını artıralım, çocuklarımızı vakıf yurtlarına, tarikat yurtlarına bırakmayalım çünkü orada da karşılaştığımız sorunları sizler de biliyorsunuz; söylemek istemiyorum, kadın arkadaşlarımız olduğu için söylemek istemiyorum, içim acıyor.

Başka bir sorun, beslenme. Evet, birçok yurtta sıkıntı yaşıyoruz. Her gün bir şikâyet var, her gün bir sorun var, zehirlenmeler var. Tekirdağ'da da yaşadık ve yaşıyoruz ve ona rağmen aynı firmanın sahipleri -sadece- kardeşler yeni şirket kuruyor, yine aynı şirketlere ve aynı insanlara bu işi veriyoruz. Ya, bu artık mimlenmiş, mimlenmiş insanları uzaklaştıralım, bunları ihalelere almayalım diyorum.

Yine, Sayın Bakanım, ben isterdim ki sizden... Siz de gittiniz Filenin Sultanlarının şampiyonluk maçına. Şampiyon olacak, olmayacak önemli değil, o maç artık son maç, dönüm maçı. Ve Türk Hava Yolları da birçok şeye sponsor oldu, ben isterdim ki bütün Filenin Sultanlarını uçağımıza kaplayarak... Bizim ulusal hava yolları şirketimiz veya Cumhurbaşkanlığının bir sürü uçağı var sözde. Diyorsunuz ya "İtibardan tasarruf olmaz." işte, itibardan tasarruf olmayacak yer o Filenin Sultanlarını oradan tarifeli uçakla getirmek değildi. Sizin gibi arkadaşlarımız özel uçaklarla gitti, birçok bakanımız her tarafı geziyor ama ben bunu size aktarmayan bürokrat arkadaşları buradan kınıyorum. Siz belki o anda atlamış olabilirsiniz ama liyakatli kadrolar olsaydı sizi uyarıp size onu yaptırabilirlerdi diye düşünüyorum.

Bakınız, bir de Tekirdağ'a gelelim. Tekirdağ'la ilgili buz pisti yaptınız. Geçmiş dönemde bizim AKP'li belediye başkanlığına tahsis edildi ama buz pisti ne hâlde, onu ben merak ediyorum, ne hâlde. Bakınız, Cumhurbaşkanımız 2014'te, 2015'te Tekirdağ'a geldi, Cumhuriyet Meydanı'nda ifade etti, 20 bin kişilik stadyum... Sayın Bakanım, stadyum yok Tekirdağ'da. Burada oynayacak, 3. Lig'de oynayan profesyonel takımlarımız var. Cumhurbaşkanının 20 bin kişilik stadyum sözü hâlâ havada kaldı, söz havada kaldı; 2014'ten beri hayal peşinde gidiyoruz. Bakınız, geçen dönemde, Kasapoğlu'nun döneminde de ifade ettim, İddaa ve Spor Toto'dan AKP'li belediyelerimizin olduğu yerlere ufak halı sahalar yapıldı ama orada yine kontrolsüzlükten Aydoğdu Mahallesi'nde bir çocuğumuz hayatını yitirdi. Kontrol edilmemiş o yapılan halı saha ama hesabı sorulmadı, açıkta duruyor; bu konuda da sizden destek istiyorum.

Bakınız, yeri geldiğinde biz takdir etmesini de biliyoruz Sayın Bakanım. Geçtiğimiz dönemlerde Tekirdağ'da uyuşturucu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayalım Sayın Aygun.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sayın Başkanım, önemli bir konu olduğu için...

Şimdi, bakın, takdir kısmına geliyoruz, takdir etmesini de biliyoruz muhalefet olarak.

Bakınız, Tekirdağ uyuşturucu konusunda şu anda çok iyi mücadele ediyor. Bir Emniyet Müdürümüz, yine bununla beraber İl Jandarmamız şu anda uyuşturucuyla mücadele ediyor. İşte bakın, takdir ediyoruz, demek ki doğru işler yapıldığı zaman muhalefet de takdir ediyor. Bu anlamda uyuşturucu açısından en önemli konu sizlerde. Gençlerimizi kurtarmamız lazım, sporla buluşturmamız lazım ama benim kendi ilimde maalesef spor tesisleri konusunda sınıfta kaldık Sayın Bakanım. Tekirdağ'a el atılmasını özellikle istirham ediyorum. Bakınız, yine, çocuklarımızı uyuşturucudan ayırmanın en önemli yolu spordur. Okullarda sporu arttırmamız gerekiyor.

Tarımla ilgili konuşmak isterdim ama aslında tarımı şu anda yaşlılar yapıyor, inşallah o proje iyi olur diye temenni ediyorum.

Ama bakınız, bir şey daha soracağım. Evlenecek gençlerle ilgili proje açıkladınız yeni. Ya, üniversiteye giden...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sayın Başkanım, son bir cümlem.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Evlenecek gençlerle ilgili yaş sınırı geldi. Ya, üniversitede okuyan gençlerimiz var, yaş 27'yi geçerse nasıl olacak Sayın Bakanım? Bu konuda da hassasiyetinizi bekliyorum, bu konuda düzeltme bekliyoruz sizlerden.

Bakınız, bizim önemli bir kurucu liderimiz var, Atatürk. Atatürk'le ilgili projeler yaptığınızı, bayramları söylediniz sabahki sunumunuzda ama 29 Ekimde de o gençlerimizle birlikte Anıtkabir'e yürüseydiniz ne kadar güzel olurdu diye düşünüyorum Sayın Bakanım, herhâlde o da atlanmış, inşallah bir dahaki 29 Ekimlerde atlamazsınız. Nasıl ki "Sarıkamış'ta yürüdük." dediniz, "57'nci Alaya vefa." dediniz -57'nci Alay Tekirdağ'da biliyorsunuz- "Vefa yürüyüşü yaptık." dediniz, Anıtkabir'e de en önemli yılında, cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümünde yürümüş olsaydınız o zaman size teşekkür ederdim ama işte yine burada liyakatli kadrolar ortaya çıkıyor Sayın Bakanım, inşallah gelecek yıllarda size böyle hatalar yaptırmaz arkadaşlarımız diyorum.

Bakanlığınızın bütçesi hayırlı olsun.

Bize düşen görev varsa sonuna kadar destekliyoruz ama yanlış bir şey varsa da biz muhalefet olarak size aktarmak zorundayız diyor, saygılar sunuyorum.