KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli üyeler ve basın emekçileri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, Aydın'da Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtta bir kız öğrenci -okulun yurdunda- asansörün düşmesi sonucu hayatını kaybetti, arkadaşlar da ifade etti, Zeren Ertaş. Buradan, kendisine Allah'tan rahmet, ailesine de başsağlığı diliyorum. Yurtların fiziki koşullarının yetersizliğini acı bir şekilde ortaya koyan bir durum bu maalesef. Bu durumu protesto eden öğrencileri selamlıyorum, bu protestoları engellemeye çalışanları da buradan kınıyorum.

Gençleri ilgilendiren bir Bakanlığın bütçesini görüşürken gençlerin karar alma süreçlerinde ne kadar yer alabildiği bugün de tartışmalı bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sadece Türkiye'de değil aslında tüm dünyada gençliğe karşı "gerontokrasi" denilen bir tahakkümle karşı karşıyayız. Özellikle otoriter rejimlerde iktidarların, gençlerin dinamizminden fazlasıyla korktuğunu çok iyi bir şekilde biliyoruz çünkü bir ülkede temel dönüştürücü, dinamizmi ortaya çıkaran yenilik ve değişimin başaktörü gençlerdir. Bugün de üniversite öğrencileri başta olmak üzere, Kürt, muhalif, sosyalist gençler ve gençlerin bir araya geldiği sosyal ortamların, politik taleplerin bir tehdit olarak algılandığı açık bir şekilde karşımıza çıkmaktadır çünkü AKP iktidarı sesini çıkarmayan, belirtilen sınırları aşmayan bir makbul gençlik ideali kurmaya çalışıyor. Bu nedenle gençlerin sorunları çözülmüyor, gençler kendilerini özgür hissetmiyor, işsizlik ve geleceksizlik kaygısıyla çareyi, maalesef yurt dışında arıyorlar.

Bugün, Gençlik ve Spor Bakanlığının çözmesi gereken sorunların başında üniversite öğrencilerinin yurt, burs ve barınma sorunları gelmektedir. Her zaman olduğu gibi Sayın Bak da yıllar içindeki gelişmeleri, değişen rakamları sıralayarak çok güzel bir tablo açığa çıkardı ama durum aslında bu şekilde değildir. Her şeyden önce, 2024 bütçesinde gençliğe ayrılan bütçeyi yeterli bulmadığımızı buradan ifade etmek istiyoruz. Öngörülen bütçeyle gençlerin sorunları çözülmez, talepleri de karşılanamaz. Bu bütçeyle bunun karşılanması ve çözülmesi de mümkün değildir, dolayısıyla gençliğe kulak verilmek suretiyle bütçenin rasyonel bir şekilde kurgulanması mümkündür, bu çok zor bir iş değildir diye düşünüyoruz ama güvenlikçi politikalara, rant ekonomisine, politik şatafata ve itibara Türkiye'de bütçe var; ülkenin gençlerine maalesef bütçe yok. Bu, bir kaynak yokluğu veya darlığı değildir, bu tamamen politik bir tercihin sonucudur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada 2024 yılı kredi ve burslarının lisans öğrencileri için 2 bin TL'ye çıkarıldığını ifade etti, şunu söyledi: "Biz göreve geldiğimizde öğrencilerin aldığı burs 45 liracıktır." AKP iktidarı rakam akrobasisinde başarılı bir iktidar olarak karşımıza çıkıyor ama gerçek şu ki 2002'de bir öğrencinin bursu yaklaşık 1,5 çeyrek altına tekabül ederken bugün öğrencilerin aldıkları burs 1 çeyrek altın bile etmiyor.

Sayın Bakan, Bakanlığınızın 2021 yılında paylaştığı faaliyet raporunda burs alan öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısının sadece yüzde 6'sıyla sınırlı kaldığını görüyoruz. Bakanlığın, geçen yıla oranla 3 katına çıkan ortalama 66 milyar TL'lik bütçesinde tespit edilen harcamalar esas alınarak bir hesap yapıldığında sadece yüzde 2'sinin öğrencilere geri ödemesiz burs desteği için ayrıldığı ortaya çıkıyor. Aslında bursla ilgili alınan bu kararlar şunu da ifade ediyor: "Parası olmayan öğrenci okumasın." demenin bir başka yolu şeklinde karşımıza çıkıyor. Bugün de açıklanan rakamlara baktığımız üzere enflasyon artmaya devam ediyor, o yüzden bütçe daha yürürlüğe girmeden para eriyip gidecek, bir karşılığını alamayacağız gibi düşünüyoruz.

Üniversite öğrencileri hem öncesinde hem sonrasında ciddi bir işsizlikle boğuşuyorlar. Bu öğrencileri, öğrenim kredisi ödemekten kurtarmak zor bir şey değil Sayın Bakan. Bütçenizin yalnızca yüzde 3'üyle bile bütün öğrenim kredilerini bursa dönüştürebilirsiniz, borçlanmaları sonlandırabilirsiniz.

Ekonomik krizle birlikte derinleşen önemli bir sorun da öğrencilerin barınma sorunudur, arkadaşlar da bunu ifade ettiler ama tekrar ifade etmekte fayda var diye düşünüyoruz. Bunu en ağır şekilde hisseden kesim maalesef üniversite öğrencileridir. Sayın Bakan, devlet yurdu çıkmadığı için kiralık eve vereceği parası olmadığı için çaresizlikten eğitimin uzaktan olmasını dahi talep eden öğrenciler var maalesef bugün. Zaten AKP iktidar çaresizliği bilinçli bir şekilde yaratarak, devlet yurtlarını birincil amaç yapmayarak öğrencileri tarikat ve cemaat yurtlarına mahkûm etmeye çalışıyor; bunu birçok pratikte gördük. Bu, şu anlama geliyor: Ülkenin aydınlık geleceği karanlık oluşumlara bırakılıyor ve bu politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini burada, bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

Yüzde 87'lik bir yerleştirme oranından bahsediyorsunuz ama bunun gerçeğe denk düşen oranı ortada yok, öğrencilerin yurtlarda hangi koşullarda barındığı ortada yok. Sürekli 2002'yi referans alma durumu söz konusu. Yatak kapasitesinin 182 binden 950 bine çıktığını söylüyorsunuz ama kapasitenin 1 milyon 800 binden 7 milyonu aşan üniversite öğrenci sayısına olan oranını es geçiyorsunuz. Buna da dikkatinizi çekiyorum.

Sayın Bakan, şehirler bazında baktığımızda, İstanbul'da 2022 YÖK verilerine göre üniversite öğrencisi sayısı 1 milyon 453 bin 543 iken devlet yurtlarının toplam kapasitesi 24.651'di. Ankara'daki üniversite öğrenci sayısı ise 355.048 iken devlet yurtlarının kapasitesi 27.225 olarak karşımıza çıkıyor. İstanbul'da yatak başına düşen öğrenci sayısı 59, Ankara'da ise yatak başına 13 öğrenci düşmektedir. Öğrenciler mecburen ev kiralamak zorunda kalıyorlar ama bu barınma krizinin olduğu bir yerde ev kiralamak da oldukça zor bir şekilde karşımıza çıkıyor. 2019-2023 yılları arasında İstanbul'da kira oranlarına yüzde 713, Ankara'da yüzde 833 oranında bir zam yapıldı ama siz bu tabloya göre bursları güncellemiyorsunuz; hiç olmazsa ev kirası ödeyen öğrencilere kira yardımı yapılabilir, mevcut bursa kira bursu ekleme şeklinde bir çalışma yürütülebilir diye düşünüyoruz. Ama gençler söz konusu olduğunda sosyal devletin "sosyal"i ortadan kalkıyor, devlet için gençlik oluyor; hayır, biraz da gençlik için devlet olsa sizce de daha iyi olmaz mı diye bu soruyu size sormak istiyoruz.

Sayın Başkan, değerli üyeler; Sayın Bakan buradayken seçim bölgem Van'dan da bahsetmek istiyorum çünkü Sayın Bakanın Van'a bir borcu var ve tutmadığı bir sözü var, o sözünü buradan hatırlatmak isterim. Siz 2017'de bütçe görüşmelerinde Van'a yeni bir şehir stadyumu yapacağınızın sözünü verdiniz ama üzerinden altı yıl geçmesine rağmen maalesef bu sözü tutmadınız. Van bir Z kuşağı şehri yani buna karşın reel anlamda genç işsizliğin de çok yüksek olduğu bir şehir hatta tavan yaptığı bir şehir. Bu tablonun müsebbibi aslında Van'a verilen sözlerin tutulmaması çünkü Van'da kayyum darbesinden çevre yolu sorununa kadar, otogar sorunundan stadyum sorununa kadar, Van Gölü'nün kirliliğinden esnafın mağduriyetine kadar her sınıfta maalesef sınıfta kalmış bir iktidarla karşı karşıyayız.

Van'da 2011 yılında meydana gelen 2 büyük deprem var, hepimiz bunu çok iyi biliyoruz ama bu 2 büyük depremin üzerinden on iki yıl geçmiş olmasına rağmen depremin izleri hâlen silinmiş değil. Bugün depremin izlerini taşıyan yerlerden biri de Van Atatürk Şehir Stadyumu'dur. Çünkü raporlarda komple yıkılarak yenilenmesi gerektiği ifadesi yer almıştır ama bu hâliyle hâlen bu stadyum hizmet vermeye devam etmektedir. Biz bu stadyumla ilgili de bir makyajlama değil, yeni bir stadyum yapılmasını Van halkı adına burada sizden talep ediyoruz. Geçen yıl Bakanlığa ait 43 stat projesinin 38'inin tamamlandığı, 5 stadın yapım çalışmalarının da devam ettiği belirtilmişti. Özellikle son on yılda birçok şehirde eski stadyumlar yıkılıp yerine yenileri yapılmış ama maalesef söz vermenize rağmen Van'da hâlen yeni bir stadyum yapılmış değil.

Sayın Bakan, Van'ın nüfusu 1 milyon 200 bin; çevre illerin de çekim merkezi, biliyorsunuzdur; büyükşehir statüsünde olan bir yer, buna rağmen Van'a yakışır bir stadyum hâlen niye yok? Gerçekten bunu buradan tekrar size sorup sizden bunun cevabını almak istiyoruz. Van halkı yeni bir müjde vermenizi beklemiyor, yeni bir söz de istemiyor sizden; halkımız, sözünüzü tutmanızı istiyor. Ben de tüm Vanlılar adına, 2017'de oturduğunuz koltukta verdiğiniz sözü size tekrar tekrar hatırlatıyorum; en azından, Van'a neden stadyum yapılmadığını şeffaf bir şekilde açıklamanızı istiyorum; yapmayacaksanız da bunu niye yapmayacağınızı açıklamanızı istiyorum. 2024 Mart seçimlerinde de sakın seçim propagandası olarak bunu karşımıza çıkarmayın çünkü gerçekten Van halkının artık bu tarz şeylere karnı tok diyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave bir dakika süre veriyorum.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Tamam, teşekkür ederim.

Bir de Van'da "Mor Menekşeler" diye bir takım var, bilmiyorum duydunuz mu? Çoğu ortaokuldaki kız öğrencilerden oluşan bir takım. Mor Menekşelerin antrenörünün ve onları çalıştıran eğitim emekçilerinin bazı talepleri var, bunları size aktarmak istiyorum: Harcırah sorunu yaşadıklarını ifade ediyorlar. Yeme, içme, yatmaya ayrılan toplam ücretin 203 TL olduğunu, Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarında ücretsiz kalabildiklerini ancak -yemek buna dâhil değilmiş- yemek ücretli olduğu için bu konuda verilen ücretin yeterli olmadığını ifade ediyorlar. "Ulaşım için verilen ücret de güncel fiyat listesinin çok altında, özel araç tuttuğumuz zaman ciddi şekilde zorlanıyoruz." diyorlar. Mahallî maçlarda da ulaşım ve sportif malzeme desteği istiyorlar sizden; birçok zaman, bunu karşılamadıkları zaman eğitim emekçileri bunu kendi ceplerinden ödüyor. Saha kullanımı noktasında da sıkıntı yaşıyorlar. Az önce anlattığımız, problemsiz bir sahada çalışmak istiyorlar ama saha da genelde Vanspor ve amatör takımlara verildiği için Mor Menekşeler maalesef bu sahadan da yararlanamıyorlar. Bu konuya da ilginizi çekmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.