Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı c) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e) Kalkınma Ajansları (Ahiler, Batı Akdeniz, Bursa Eskişehir Bilecik, Dicle, Doğu Anadolu, Kuzeydoğu Anadolu) f) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı g) Türk Standardları Enstitüsü ğ) Türk Patent ve Marka Kurumu h) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ı) Türkiye Bilimler Akademisi i) Türkiye Uzay Ajansı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 07 .11.2023 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Evet, teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, değerli Bakan Yardımcıları, bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, kapsamlı sunumunuz için teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Türkiye'nin sanayi ve teknolojide aldığı mesafeyi, kazanımlarını, bilimin ve bilimsel düşüncenin çıktılarının sanayiyle entegrasyonu sonucunda elde edilen yerli ve millî katkıyı dikkatle takip takdir ediyoruz. Kalkınma planlarıyla uyumlu olarak sanayiye yönelik politika önerileri ve stratejiler oluşturmak, sanayileşme politikaları çerçevesinde yerli üretimin ve teknolojik kabiliyetlerin geliştirilmesi amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarının faaliyetleri arasında eş güdümü tesis etmek, bilim, teknoloji ve yenilik politikalarını yönlendirmek, bölgesel gelişmelere yönelik politika önerileri ve stratejiler geliştirmek Bakanlığınızın birçok önemli görevinden bazılarıdır.
Türkiye'nin dünyanın 10 büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre ilk 5 ekonomisi arasında yer alması, imalat sanayisinin millî gelirdeki payının yüzde 30'un üzerine çıkarılması, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayisi ihracatındaki payının yüzde 17'ye yükseltilmesi gibi yüksek plan hedeflerine ulaşmada Bakanlığınızın belirleyeceği ve uygulamaya koyacağı strateji ve politikalar kilit role sahiptir.
Parti olarak yerel kaynakları harekete geçiren, çevre normlarına uygun ileri teknoloji kullanan ve yüksek katma değerli ürün üreten, özgün tasarım ve marka geliştiren, dijital çağa uyum sağlayan ve sanayi dönüşümünü sağlıklı bir şekilde gerçekleştiren, ara malı ithalat bağımlılığını azaltan, nitelikli iş gücü istihdam eden, uluslararası rekabet gücüne sahip bir sanayileşme öngörüyoruz. Bu süreçte teknoloji yatırımlarının yönlendirilmesini önemli ve gerekli görüyoruz.
Günümüz küresel güç mücadelesi teknolojik gelişim, dijital dönüşüm gibi parametreler üzerinden şekillenmektedir. Türkiye bu mücadelede yaşanan tüm zorluklara ve olumsuz etkenlere rağmen, güçlü sanayi altyapısı ve bu alanda uyguladığı politikalar sayesinde üretim çarklarını döndürmeye devam eden, büyümede gıpta edilecek bir performans ortaya koyabilen bir ülke olmuştur.
Ekonomide uzun dönemde istikrarlı bir büyümenin sağlanması, sürdürülebilir sanayi üretiminden geçmektedir. Son dönemde görece etkisi azalsa da Türkiye'nin üst üste on üç yıl ve kesintisiz on iki çeyrektir yakaladığı yüksek büyüme başarısının arkasındaki asıl itici güç sahip olduğumuz güçlü sanayi altyapımız olmuştur. Sanayi üretimi küresel salgın şoku sonrası toparlanmanın başladığı 2020 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren büyüme performansını sürdürmüş, 2020'de yüzde 2,2; 2021'de yüzde 16,5; 2022'de yüzde 6,2 büyümüştür. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş ortamının daha da derinleştirdiği küresel enerji krizi, girdi fiyatlarındaki yüksek seyir, tedarik zincirlerinde yaşanan aksamalar ve jeopolitik riskler sebebiyle dünya ekonomisindeki yavaşlama ülkemiz sanayisi üzerinde de olumsuz baskı oluşturmuştur. En büyük ihracat pazarımız Avrupa başta olmak üzere yaşanan ekonomik daralma, sanayinin dış talebini etkileme potansiyeli taşımaktadır. Bozulan dış talep sonucunda sanayi üretiminde 2023 yılının ilk çeyreğinde yüzde 1, ikinci çeyreğinde ise yüzde 2,6 daralma görülmüştür. Yılın ikinci yarısında toparlanan sanayi üretimi ağustos ayında yüksek teknoloji sektöründe yakalanan yüzde 28,6 oranındaki büyümenin desteğiyle yıllık yüzde 3,1 oranında artış göstermiştir. Olumsuz gelişmelere rağmen, sanayinin emek ve kaynak yoğun alanlarının rekabet gücü korunmaya devam edilmiş, teknoloji yoğun ve yüksek katma değerli bir sanayiye geçiş hedefi doğrultusunda yüksek teknoloji girişimlerinin desteklenmesi, AR-GE ekosisteminin oluşturulması ve planlı sanayi alanlarının genişletilmesi yaklaşımı sürdürülmüştür. Millî Teknoloji Hamlesi'yle atılan adımlar sonuç vermeye, sanayide üretim çarkları dönmeye devam etmiştir.
Sanayi sektörü içinde imalat sanayisi gerek üretim değeri gerekse istihdam hacmi bakımından en büyük paya sahip önemli ve dinamik alt sektördür. İmalat sanayisindeki dışa açık rekabetçi üretim yapısı emek piyasasına yön vermekte, verimlilik artışındaki kritik rolü nedeniyle ülkelerin kalkınmasında ve sürdürülebilir büyümesinde büyük önem arz etmekte, ihracat potansiyeli sayesinde döviz geliri ve teknoloji transferine imkân sağlamaktadır. Daha önceki yıllarda yüzde 20'nin altında seyreden imalat sanayisinin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı artarak 2021 ve 2022 yıllarında sırasıyla yüzde 22,2 ve yüzde 22,1 olmuştur. 2023 yılı ilk yarısında ise kısmi bir düşüş yaşansa da bu oran yüzde 20,3 olarak gerçekleşmiştir. Son verilerle imalat sanayisinin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı, gelişmiş ülkelerden ABD'de yüzde 10,7; İtalya'da 14,1; Almanya'da 18,5; Japonya'da 20,5; Çek Cumhuriyeti'nde 21,2; Malezya'da 23,5; Güney Kore'de 26,5; Çin'de ise yüzde 27,7'dir. Bu bağlamda, kalkınma planı hedefi olarak da konulduğu gibi Türkiye ekonomisinin sektörel yapısında sanayi lehine bir dönüşümün sürdürülmesi önemli görülmektedir. 2022 yılında ortalama yüzde 77,2 olarak gerçekleşen imalat sanayisi kapasite kullanım oranı 2023 yılının Ekim ayı itibarıyla yüzde 77,4 olmuştur. 2023 yılı ikinci çeyreğinde sanayi sektöründeki istihdam toplam istihdamın yüzde 21,7'sini oluşturmaktadır. 2022 yılında imalat sanayisi ihracatı yüzde 13 oranıyla toplam ihracat artışının üzerinde bir artış göstererek 240,4 milyar dolar, imalat sanayisinin toplam ihracat içindeki payı ise yüzde 94,7 olmuştur. 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde de imalat sanayisi, dış ticaret dengesindeki önemli yerini korumuş ve ihracattaki payı yüzde 94,5 olarak gerçekleşmiştir.
Diğer taraftan, Türkiye'nin ithalatında ara malı ithalatı büyük bir ağırlık teşkil etmektedir. TÜİK dış ticaret verilerine göre 2022 yılında madencilik dâhil ithalatın yüzde 11,1'i yatırım malları, yüzde 80,4'ü ara mallar, yüzde 8,4'ü tüketim mallarından oluşmuştur. TÜİK dış ticarette teknoloji sınıflamasına göre 2022 yılı imalat sanayisi ihracatında düşük teknoloji ürünlerinin payı yüzde 32,3; orta düşük teknoloji ürünlerinin payı yüzde 30,8; orta yüksek teknoloji ürünlerinin payı yüzde 33,8; yüksek teknoloji ürünlerin payı ise yüzde 3,1 olmuştur. Dünya Bankası verilerine göre yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ihracatındaki payı 2021 yılında OECD ülkelerinde ortalama yüzde 16,8'dir.
Türkiye'nin imalat sanayisi faaliyetlerinde KOBİ niteliğindeki işletmelerin önemli bir yeri vardır. KOBİ'lerin Türkiye imalat sanayisi içinde toplam işletme ve istihdam sayıları bakımından yüksek ağırlığına rağmen oluşturulan katma değer yönüyle görece daha az ağırlık teşkil etmektedir. Bu bağlamda, KOBİ'lerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması, üretim ve pazarlama faaliyetlerinin ve ölçek büyütmelerinin desteklenmesi yararlı olacaktır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, sanayi ve teknoloji alanında güçlü bir vizyon ortaya koyarak birçok yeniliğe imza atmış, atmaya da devam etmektedir. "Yapamazsınız." "Başaramazsınız." "Üretemezsiniz." "Yerli otomobil üretmek intihardır." diyenlere rağmen Türkiye, ilk yerli ve millî elektrikli otomobili olan Togg'u üretmeyi başarmış ve Togg yollara çıkmıştır. Fikrî ve sınai mülkiyet hakları Türkiye'ye ait olan millî ve yerli bir otomobil markasına sahip olmamız aynı zamanda Türkiye'nin elektrikli araçlar ve batarya teknolojilerinde bir üretim üssü hâline gelmesini temin edecek ekosistemin oluşmasını da sağlamıştır.
Türkiye sahip olduğu ileri teknoloji kapasitesiyle yerli ve millî savunma sanayisinde zirvededir. Ülkemiz için güvenlik ve ekonomik açıdan büyük öneme sahip olan savunma sanayisi alanında her biri milletimizi gururlandıran ürünlerimiz dış pazarlarda da artan bir ilgi görmektedir. Savunma sanayisi, faaliyette olan yaklaşık 2.500 firma ve 80 binden fazla çalışanıyla ülke sanayisinin lokomotifi olmuştur, sanayinin odak sektörü olarak diğer alt sektörlerin gelişmesine de önemli katkı sağlamaktadır. 2022 yılında savunma sanayisi cirosu 12 milyar doları, araştırma geliştirme harcamaları 2 milyar doları aşmış, ihracat 4,5 milyar dolarla rekor kırmış, 2023 yılı ihracat hedefinin 6 milyar dolar olması da sektördeki yükselişin devam ettiğini göstermesi bakımından oldukça önemli olmuştur. Savunma sanayisi ürünlerinin ihraç edildiği ülke sayısı 170'e; İHA ve SİHA'lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi yaklaşık 230'a çıkmıştır. Türk savunma sanayisi ürünleri küresel ligde ön planda yer almaya başlamış, sektörde yüzde 80'e varan yerlilik oranına ulaşılmıştır. İlk millî helikopter motorumuz, İHA'lar, SİHA'lar, uçak, gemi, zırhlı araçlar, ATAK, AKINCI ve AKSUNGUR, KIZILELMA ve diğer ürünler hayranlık uyandırmaktadır. İnsansız savaş uçağımız KIZILELMA 2022 yılı Aralık ayında ilk kez uçarak Türk milletine büyük bir gurur yaşatmıştır. İsmini Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin önerdiği 5'inci nesil Millî Muharip Uçağımız KAAN 2023 Mayıs ayında hangardan çıkmış, dünyanın ilk SİHA gemisi TCG ANADOLU, Türkiye'nin ilk istihbarat gemisi TCG Ufuk donanma envanterine girmiştir. ALTAY tankı, yeni nesil FIRTINA obüsleri gibi hava, kara ve denizde tarihî nitelikte birçok proje başarıyla yürütülmektedir.
Önümüzdeki dönemde savunma sanayisinde kullanılan ileri teknolojinin sanayinin diğer alanlarına da aktarılması, teknoloji transferi sağlayacak mekanizmaların kurulması sanayimiz için önemli bir kazanım olacaktır. Artan sanayi kapasitesi yatırım için uygun ve yeterli yeni alanlar oluşturulması zaruretini de ortaya çıkarmaktadır. Özellikle İstanbul, Marmara Bölgesi ve büyük kentlerdekiler başta olmak üzere organize sanayi ve endüstri bölgelerinin genişleme taleplerini dikkate alan altyapılı, yeni uygun endüstri ve teknoloji bölgelerinin oluşturulması Türkiye'nin büyüme ve kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi bakımından zorunlu bulunmaktadır. Bu sürecin kentleşme politikalarıyla birlikte yönetilmesi, ileri teknoloji yoğun yatırımlara ve sektörlere öncelik veren bir yaklaşımın benimsenmesi, bununla birlikte uygun yatırım yeri taleplerinin bütünüyle karşılanmasını mümkün kılan bir planlamanın yapılması da gereklidir.
Türkiye'nin yakaladığı bu gelişmede stratejik adımlardan biri olan Millî Teknoloji Hamlesi'nin başlatılmasının önemli bir rolü olmuştur. Millî Teknoloji Hamlesi Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını temin edecek, kritik teknolojilerde atılım sağlayacak bir yaklaşımla yapılandırılmıştır. Yerli ve millî üretimi artırma ve stratejik alanlarda dışa bağımlılığı azaltma yönünde politikaların etkin bir şekilde uygulanmasıyla başta savunma sanayisi olmak üzere enerji, yazılım, ilaç ve tıbbi malzeme gibi birçok alanda yerli ve millî üretim artmıştır. Bununla birlikte yerli üreticilerimizin rekabet gücünün artırılması, ana ve yan sanayi entegrasyonunun güçlendirilmesi, tasarım ve üretimde yurt içi katkı payının yükseltilmesi ve marka geliştirilmesi, oluşacak yeni sanayi süreci için yönlendirilmiş politikalara hız verilmesi önemli olacaktır.
Sanayi ve ticaret sayısal bilgi sistemlerine dayanılan karar destek sistemleri geliştirilmeli, yönlendirmeler yapılmalıdır. Sermayenin yeşil dönüşüm süreci riskleri ortadan kaldırılarak ekonomik fırsata çevrilmelidir. Sermayenin kullandığı girdilerin fiyatlarını yükselten maliyet dışı unsurlar kaldırılmalıdır. Katma değeri yüksek ürünlere geçilmesine, moda marka yaratmaya, patente, yenilikçiliğe ve özgün tasarıma ilave destek sunmak için mekanizmalar oluşturulmalıdır. Malzeme bilimi ve mühendisliğine önem verilmeli, teşvik edilmelidir. KOBİ'lerimiz için stratejik ürün destek programları etkinleştirilmeli, dijital dönüşüme ve inovasyona yönelik teşviklerle KOBİ'lerimizin yeni pazarlara açılması sağlanmalıdır. Küresel ekonomik gelişmelerden olumsuz etkilenmemesi için KOBİ'lerimizin rekabet gücünü koruyacak finansal destek mekanizmaları güçlendirilmelidir. Ayrıca KOBİ kaynaklarının hak sahiplerine dağıtılmasında objektif ölçütler esas alınmalı, bu yöndeki şikâyetler dikkate alınmalıdır. Sanayi destek ve teşvikleri sadeleştirilerek etkinliği artırılmalı, teşvik sisteminin özü yerli ve millî üretimi, ileri teknolojiyi desteklemeye, istihdamı artırmaya ve dış bağımlılığı azaltmaya dönük ve mümkünse tek kalemde ödenecek şekilde olmalıdır. AR-GE ve yenilik faaliyetleri son yıllarda artış göstermiş olsa da Cumhurbaşkanlığı yıllık programında da belirtildiği gibi bu faaliyetlerle insan gücünün sayı ve niteliğinin artırılması ihtiyacı devam etmektedir. Ayrıca AR-GE için kaynakları stratejik öncelikleri dikkate alarak yönlendirecek merkezî bir yapı, desteklerin daha etkin kullanımını mümkün kılacaktır.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bilim ve teknoloji politikamızın esasını bilime, bilim insanına, bilimsel düşünceye, yenilikçiliğe, teknoloji üretimine ve teknolojinin üretimde kullanımına önem verilmesi ve bilgi toplumuna geçişin sağlanması oluşturmaktadır. Türkiye'nin küresel bir güç hâline gelmesinin yolu millî yenilik sistemini kurmuş, bilim ve teknoloji üretmekle yetkinleşmiş, bunları ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürme becerisini kazanmış, dünya bilim ve teknolojisine katkıda bulunan ülkeler arasında yer alan bir ülke konumuna gelmesinden geçmektedir. Bu doğrultuda, ülkemizde bilimin ve bilimsel düşüncenin hayat bulacağı ve itibar göreceği bir iklimin oluşturulması önemlidir. Kuşkusuz, Türkiye nitelikli adımlarla bu alanda önemli bir aşama kaydetmiş, teknoloji kapasitesi yüksek önemli bir altyapı teşekkül ettirilmiş, bilgi teknolojilerinde eğitilmiş insan gücü yetiştirilmesine de önem verilmiştir. Bununla birlikte, yeni nesil teknolojilere ilişkin insan gücü yetiştirilmesi, Bilişim Vadisi Projesi'nin yaygınlaştırılması, sektörde faaliyet gösteren firmalar için altyapısı hazır alanlar tahsis edilmesi gelişmeleri destekleyecek ve itici güç olacaktır. Yapay zekâ teknolojilerindeki gelişmelerin yakalanabilmesi ve gelişmiş ülkeler arasında yaşanan rekabete dâhil olunabilmesi için yapay zekâ çalışmaları merkezi oluşturulması da bu kapsamdadır. Bilimsel araştırmalara hem kamudan hem de özel sektörden daha fazla kaynak ayrılmasına ilişkin programlar uygulanmalı, ileri teknoloji üretimine dönük yatırımlar hem yönlendirilmeli hem de desteklenmelidir.
Sayın Bakanım, Bakanlığınızın önemli görevlerinden biri de bölgesel gelişmeye ilişkin politikalardır. Bölgesel gelişme, ülke kalkınma politikalarının bölge ve iller düzeyinde yapı taşlarını oluşturan bölgesel düzeyde kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplumun karar alma süreçlerine katılmasını ve kaynaklarının kalkınma yönünde birlikte harekete geçirilmesiyle bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılmasını esas alan politika setidir. Çağdaş dünya nimetlerinden bütün vatandaşlarımızın hakça yararlanması, kamu hizmetlerinin ülkemizin her yerinde, her vatandaşımız bakımından erişilebilir olması ve refah düzeyinin yükseltilmesi bölgesel kalkınma politikamızın esasını oluşturmaktadır. Bu amaçla, öncelikle her il ve ilçe için hedef sektörler belirlenmesini, özellikle küçük ölçekli iller ve ilçeler için bir il, bir ilçe, bir sektör prensibinden hareketle hedef alt sektörlerinin oluşturulmasını öngörüyoruz. Sanayi ve hizmetler alanında potansiyel arz eden orta büyüklükteki iller belirlenerek, kırsal alandan büyük kentlere doğru olan göçün bu merkezlerde tutularak yerinde istihdam sağlayacak kırsal kalkınma modellerinin yaygınlaştırılmasını gerekli görüyoruz. Üniversitelerin bulundukları yerlerin sahip olduğu potansiyeli dikkate alarak ekonomik ve sosyal kalkınmalarına katkı sağlamasını, girişimci ile üniversite arasında etkin iş birliği geliştirilmesini, bu amaçla üniversitelerin harekete geçirilmesini önemsiyoruz. GAP, DAP, DOKAP, KOP gibi kalkınma projelerine hız kazandırılarak tamamlanmasını, üretim ve istihdam artışıyla elde edilen çıktının tüm vatandaşlarımızın istifadesine sunulmasını bölgesel kalkınma için önemli bir unsur olarak değerlendiriyoruz.
Şüphesiz, terörle mücadelede elde edilen başarı ülkemizin her yerindeki zenginliklerin ekonomik değere dönüşme imkânını arttırarak bölgesel kalkınma hedeflerine ulaşmayı daha kolay hâle getirmiştir.
Sonuç olarak, cumhuriyetimizin 100'üncü yılında, bugün, imalat sanayisi geneli ve temel sektörleri itibarıyla uluslararası rekabette önemli bir konum elde edilmiştir. Türkiye ekonomisinde yatırımların dörtte 1'i özel sektör kararlarıyla imalat sanayisinde gerçekleştirilir hâle gelmiştir. İstihdamın beşte 1'inden fazlasını imalat sanayisi oluşturmaktadır; toplam ihracatın yüzde 90'ından fazlası imalat sanayisinde gerçekleşmektedir. Türkiye imalat sanayisinin geneli çelik üretimi, beyaz eşya ve otomotiv sanayisi gibi temel sektörlerde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Aksu, buyurun, toparlayın lütfen.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) ¬- Toparlıyorum.
İmalat sanayisi sektörlerinin teknolojik gelişiminde ve nitelikli beşerî sermaye oluşumunda sürükleyici konumda olan savunma sanayisinin üretim, ihracat ve teknoloji yetkinliklerinde önemli gelişmeler sağlanmış ve üretimde yerlilik oranı yüzde 80'lere çıkmıştır. Odak sektörlerde yakalanan ivme, ilgili birçok alt sektörün gelişmesini sağlamıştır.
Ülkemizin her yerinde yapılan sanayi, teknoloji, ulaştırma, enerji ve benzeri altyapı yatırımlarıyla bölgeler arası gelişme farkını azaltma yolunda tarihî adımlar atılmış, terörle mücadelede elde edilen başarılarla da ülkemizin her yerinde ekonomik ve sosyal hayatı canlandıran yatırımların önü açılmıştır. Türkiye, bilimle ve bilimsel düşünceyle desteklenen bir kavrayışla rekabet gücünü artırmaya, küresel önemli bir aktör olarak öne çıkmaya devam etmektedir. Elde edilen bu kazanımların Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ve Cumhur İttifakı'nın sağladığı demokratik siyasi istikrar ve yönetim istikrarıyla daha ileriye taşınarak Türkiye'nin lider ülke olma hedefine ulaşacağına inanıyor, bu yöndeki çalışmalarınıza destek olacağımızı ifade etmek istiyorum.
Bu düşüncelerle bütçenizin ülkemize, milletimize ve kurumlarımıza hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.