TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, kıymetli milletvekilleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın değerli bürokratları, kıymetli basın mensupları; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sözlerimin başında Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın bütçesi olan 2024 yılı bütçemizin hayırlara vesile olmasını dilerken Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bütün organlarıyla Türk asrını şekillendirmek için gösterdiği gayrete şahit olmaktan duyduğum mutluluğu ve gururu özellikle paylaşmak istiyorum.

Şüphe yok ki geride bıraktığımız üç yıl içinde dünya birçok badireyle karşılaşmış, karşılaşılan badireler alışılmış dengeleri bozmuş, var olan tedarik zincirlerini koparmış ve sanayi, teknoloji alanındaki etkilerini, küresel çapta hissedilen sonuçlarını da beraberinde getirmiştir. Bu süreçte, Türkiye'nin sanayi ve teknoloji alanlarında takdir toplayan atılımları gerçekleştirdiği vicdan sahibi herkesin kabul edebileceği de bir gerçektir.

Savunma sanayisindeki gelişmelerle alışılmış savaş standartlarını altüst eden eserlerin meydana getirilmesi, "sanayi" kavramını bilindik çemberlerin dışına çıkararak teknolojiyle harmanlanan üretim mekanizmasının kavrulması, bununla birlikte katma değeri yüksek eserlerin meydana getirilmesi önümüzdeki yüz yılın Türk asrı yapılması konusundaki kararlılığı göstermesi açısından da oldukça önemlidir. Elbette, bu gelişmelerin ekonomimiz için doğrudan ve dolaylı olarak katkısı olduğu tartışmaya mahal vermeyen de bir gerçektir. Türkiye'nin rekabetçi iş ortamında "Ben de varım." demesinin bir başka ifadesi olan bu gelişmeler, aynı rekabetçi ortamda Türkiye'nin cazip teşviklerle birlikte yatırımlar için de güvenli bir liman olmasının önünü açmıştır. Sert sınavlarla sınanan Türkiye ekonomisinin her sınamadan daha güçlü bir şekilde çıkması, güçlü finans sistemine ve makroekonomik yapıya sahip olduğunu ispat etmesi, nitelikli insan kaynağıyla bu güvenli limanın sadece kâr değil, umut vadettiği de gözlerden kaçmayacaktır. Şöyle ki: Türkiye, elektrikli otomotiv sanayisinde yerli ve millî markamız, iftihar kaynağımız Togg'la yerini güçlü bir şekilde alırken bir yandan da diğer otomotiv sektörü temsilcilerinin yeni yatırımlarının da adresi olmaya devam etmektedir. Gerçekleşen yatırımların yenilikçi ve teknolojik ürünler ile ülkemizin buluşturulmasını sağladığı da ortadadır ama bu yatırımların ülkemizin mobilite ekosistemine dönüşümüne katkı sunacağı da muhakkaktır. Türkiye'yi dünyaca ünlü markaların Avrupa operasyonlarının merkezi hâline getirecek girişimler Türk sanayisinin lokomotifi olan otomotiv sektörünün gelişimine de katkı sunmaktadır. Çarpanlarıyla birlikte ele alındığında, sektörlerin her birinde yaşanan ilerlemenin katbekat fazlasıyla Türkiye'ye döndüğü inkâr edilemeyecektir.

Biraz önce de ifade ettim, savunma sanayisi konusunda gerçekleşen gelişmeler bu coğrafyada varlığımızın idamesi için hayati önem arz etmektedir. Bu manada, karada, denizde ve havada görev icra etme kabiliyetine sahip son teknoloji ürünleri yerli ve millî imkânlarla kazandırmak herhâlde onurların en büyüğüdür. Geçmiş yıllardaki bütçe görüşmelerimizde bu ürünlerin isimlerini sayarak gururlanırdık ancak bugün bu salonda, bu eserlerin ismini saymaya kalksam sanıyorum ki zamanım yetmeyecektir. Birileri bu eserlerin hayalini bile kurmazken millî ülkülerle motivasyonunu sağlamış kadroların bu eserleri üretmesi ve üretmeye devam etmesi üzerine titrediğimiz bir süreçtir. Özellikle liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin isim babası olduğu millî muharip uçağımız KAAN'nın yıl sonunda ilk defa havalanacak olmasının heyecanını yaşadığımızı da ifade etmek isterim. Bu sebeple, teknikerlerinizi, teknisyenlerinizi, mühendislerinizi, kısaca emeği geçen herkesi tebrik etmeyi de bir görev biliyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun lütfen Sayın Osmanağaoğlu.

TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Bugün grup toplantısında Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin de değindiği, Astana'da gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı 10'uncu Zirvesi'nin sanayi ve teknoloji alanında Türk dünyasıyla iş birliğini güçlendireceği de ortadadır. 3 Kasımda Astana'da gerçekleştirilen toplantıda bizzat müşahede etme şansı bulduğum kenetlenme ruhunun, sadece Türkiye ve Türk dünyası için değil, tüm insanlık için umut vadettiğini de ifade etmek isterim. Bilmelisiniz ki bu emekler, aktarılan alın teri, fedakârlıklar ve gayretler boşa değildir. Önünüzde görüyorum, Türkiye'nin uzay programına dair gerçekleştirdiği girişimlere de değinmek isterdim ancak bu alanda çaba sarf eden bilim adamlarımıza da şükranlarımı sunmakla yetineceğim çünkü zamanım bitti.

Bu vesileyle bütçemizin Türk asrına, Türk milletine ve devletine hayırlara vesile olmasını diliyorum, hayırlı hizmetlerinizi bekliyorum.

Teşekkür ederim.