| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Emniyet Genel Müdürlüğü c) Jandarma Genel Komutanlığı ç) Sahil Güvenlik Komutanlığı d) Göç İdaresi Başkanlığı e) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 08 .11.2023 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, saygıdeğer Komisyon üyeleri, değerli Bakan Yardımcıları, bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, kapsamlı sunumunuz için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.
Milletimizin huzuru ve güvenliği için gösterdiğiniz çaba, suç örgütleriyle ve terörle mücadelede sağlanan başarı için şahsınızda tüm güvenlik personelini ve Bakanlık çalışanlarını tebrik ediyorum.
Konuşmamın başında, görevleri başında şehit edilen Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatındaki kahraman güvenlik güçlerimize, mülki idare personelimize Allah'tan rahmet, gazilerimize şifa ve sağlıklı ömür niyaz ediyorum.
Vatanın her yerinde ve sınırlarımız dışında milletimizin huzur ve güvenliği için görev yapan, terörle mücadele eden polisimize, jandarmamıza ve tüm güvenlik güçlerimize başarılar diliyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, destan yazan bu kahramanlarımızın her daim yanlarında olduğumuzu ifade ederek onlara selamlarımızı iletiyorum.
Her bir vatandaşımızın doğumdan ölüme tüm süreçleriyle ilgili geniş bir hizmet alanına sahip olmakla birlikte, esasen, Türkiye'nin güvenlik çemberi içinde yer alması, milletimizin huzur ve güvenliğinin temin edilmesinde İçişleri Bakanlığına büyük bir sorumluluk düştüğü tartışmasızdır.
Toplumsal ihtiyaçların başında hiç kuşkusuz huzur ve güvenlik gelmektedir. Güvenliğin olmadığı bir yerde özgürlükten, demokrasiden ve insan haklarından söz etmek de mümkün değildir. Türkiye bölgesel ve uluslararası alanda artan güvenlik riskleri ve tehditleriyle karşı karşıyadır. Sınırlarımızdaki terör tehdidinin yanı sıra çatışma ve istikrarsızlık kaynaklı düzensiz göç riski, egemenlik haklarımızı ihlal girişimleri, çatışma potansiyeli taşıyan diğer bölgesel gelişmeler Türkiye'nin güvenliği için teyakkuz hâlinde olunmasını gerekli kılmaktadır.
Terör bir insanlık suçudur ve demokrasinin en büyük düşmanıdır. Terörü ve şiddeti bir yöntem olarak benimseyen ve amaçlarına ulaşmak için bunları meşru gören anlayışı devletimizin bekasına, milletimizin huzuruna, güvenliğine ve insanlığa tehdit olarak görüyor; millî birliğimizi, demokrasimizi ve ekonomik gelişmemizi tehdit eden terörle mücadeleyi hiçbir şartta ihmal edilmemesi gereken millî bir politika olarak değerlendiriyoruz.
Türkiye'nin uzun yıllardan bu yana başta PKK-YPG, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadele ettiği, bu süreçte yüzlerce vatandaşımızın hain terör eylemleri yüzünden hayatını kaybettiği tüm dünyanın malumudur. Terörizm bir taraftan Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasını ve Türk milletinin birliğini tehdit ederken diğer yandan da Türkiye'ye yönelik düşmanlığın en etkili aracı hâline getirilmiştir.
Bu arada kayyum meselesiyle ilgili ben de birkaç şey söylemek istiyorum. Kayyum yani idari tedbir, İçişleri Bakanlığına Anayasa'nın 127'nci maddesinin verdiği bir görevdir. Görevleriyle ilgili bir suç sebebiyle hakkında soruşturma veya kovuşturma açılanlar hakkında bu idari tedbir uygulanır. Bu tedbirlerin uygulandığı yerlerdeki suç iddiaları kabul edilebilir şeyler değildir; belediye araçlarını terör eylemlerinde kullanmak, PKK'ya lojistik ve finansal destek sağlamak, öz yönetim ilan etmek gibi birçok suç bu kapsamdadır. Seçilmiş olmak kuşkusuz kimseye suç işleme özgürlüğü tanımaz. Millet teröre destek versin diye belediye başkanlarına oy vermiyor. Bu durumun demokrasiyle ilişkilendirilmesi de son derece yanlıştır, zira terör ile demokrasi taban tabana birbirine zıt şeylerdir. Yapılan yargılamaların sonucunda son iki dönemde görevden alınan belediye başkanları hakkında dokuz yüz yıldan fazla hapis cezası verilmiştir. Demek ki iddialar asılsız değil, kayyum ataması da yersiz değil.
Türkiye nerede ve kim tarafından yapılırsa yapılsın terör karşısında ilkeli bir tavır almakta ve bu konuda küresel mücadeleye destek vermektedir. Buna karşın, maruz kaldığı terör tehdidi konusunda küresel güçlerin desteğini alamamaktadır. Aksine, başta ABD'nin PKK-YPG'ye silah desteği olmak üzere, Batılı ülkelerin terörle mücadele konusundaki samimiyetsizliğini ve ikiyüzlülüğünü örnek olarak göstermek mümkündür.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ve Cumhur İttifakı inisiyatifiyle etkin bir icra kabiliyeti kazanan Türkiye, terörle mücadelede daha sağlam adımlarla büyük başarılara imza atmaktadır. Güvenlik güçlerimizin çok yönlü kapasitesinin artması, yerli ve millî savunma sanayisi ürünlerinin kullanılması, ilgili kurumlar arasındaki koordinasyon kapasitesinin güçlenmesi, güvenlik politikalarının ekonomik ve sosyal programlarla desteklenmesi ve siyasi kararlılık terörle mücadelede Türkiye'nin elde ettiği başarıların temel nedeni olmuştur. Milletimizin büyük takdirine mazhar olan bu mücadeleye tepki gösterenler sadece terör unsurları ve onların işbirlikçileri ile terörün doğrudan ya da dolaylı destekçileridir. Ülkemizin kalkınmasının önündeki en büyük engel olan teröre darbe vurulması ülkemizin her yerinde ticari ve sosyal hayatın gelişmesini, ekonomik ve sosyal refahın artmasını da mümkün kılmaktadır.
Kahraman güvenlik güçlerimiz tarafından neredeyse her gün birçok kentimizde çetelere, uyuşturucu tacirlerine, suç örgütlerine ve terör yapılarına yönelik operasyonlar yapılmaktadır. Etkin takip, güçlü istihbarat ve sonuç alıcı hamlelerle suç örgütlerinin amaçlarına ulaşamadan yakalanıp adalete teslim edilmesi takdire şayandır. Özellikle uyuşturucu ve madde bağımlılığıyla mücadele etkinliğinin artırılarak sürdürülmesi, önleyici tedbirlere ağırlık verilmesi, ailelerle iş birliği içinde çocuklarımızın bu tehlikeye maruz kalmasının önüne geçilmesi hayati bir konudur. Kadın ve çocuğa yönelik şiddet ve istismar vakalarını Türkiye'nin gündeminden tamamen çıkaracak tedbirler teknolojinin imkânları da kullanılarak alınmaya devam edilmeli; etkin yöntemler, caydırıcı müeyyideler uygulanmalıdır.
Diğer yandan, küresel iklim değişikliği, bölgesel istikrarsızlık, savaşlar ve az gelişmiş ülkelerdeki yoksulluk düzeylerindeki artış gibi nedenlerle düzensiz göç sorunları, refah düzeyi yüksek toplumların yanı sıra gelişmekte olan ülkelerin de önemli sorunlarından biri hâline gelmiştir. Türkiye, Suriye ve Afganistan kriziyle birlikte ortaya çıkan düzensiz göçmen ve sığınmacı akınıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu çerçevede, Anadolu coğrafyasına mühür vuran aziz milletin varlığının demografik özelliklerinin, sosyal dokusunun ve kültürel müktesebatının korunması gerektiğine ve gelecek nesillere her anlamda güvenceye kavuşturulmuş bir vatan, bir millet, bir devlet emanet etme mecburiyetinde olduğumuza inanıyoruz.
Partimiz, Suriye'de savaşın zulmüne maruz kalan ve kimliği, aidiyeti ne olursa olsun, her insana Türkiye'nin yardım elini uzatmasını insani bir görev olarak görmekte; Suriyeli sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde vatanlarına kavuşturulmaları bu konudaki politikamızın esasını oluşturmaktadır. Geri dönüş için özellikle güvenli bölge stratejisi önemle korunmalı, alan genişletilmeli, Türkiye'deki geri dönmeye hazır sığınmacılara uluslararası destekle yeni alanlar açılmalıdır. Bunun yanı sıra, göç nedeniyle oluşan sağlıksız yapı ve kentleşmeden kaynaklanan güvenlik sorunları da göz ardı edilmemelidir.
Değerli milletvekilleri, iklim değişikliğinin de etkisi ile afetlerin sayısıyla birlikte tahrip gücü ve yıkıcı etkisi de artmaktadır. Türkiye, başta deprem olmak üzere, sel, çığ düşmesi, heyelan gibi afetlere sıklıkla maruz kalan bir ülkedir. 6 Şubatta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler büyüklüğü, şiddeti, kapsadığı alan ve nüfus itibarıyla yıkıcı etkisi en fazla olan dünyanın sayılı depremlerinden biri olarak kayıtlara geçmiştir. Devletimiz, başta AFAD olmak üzere, bütün kurumları ve imkânlarıyla deprem anından itibaren bölgede arama kurtarma çalışmalarına başlamış, binlerce vatandaşımız enkazdan kurtarılmıştır. Ardından da beslenme ve barınma başta olmak üzere depremzede vatandaşlarımızın tüm ihtiyaçları karşılanmıştır.
Afet öncesi hazırlık, afet anı müdahale ve afet sonrası iyileştirme olarak üç aşamada ele alınan afet yönetimi AFAD idaresinde başarıyla yürütülmektedir. AFAD, her geçen gün artan kapasitesiyle artık bir marka hâline gelmiştir. Yaşadığımız afetlere seri ve profesyonel müdahalesiyle gıpta edilecek işler yapmakta, başarılar elde etmektedir. Bununla birlikte, yaşanan depremler, afet risklerine karşı dirençli yerleşim alanları ve altyapılar oluşturulmasının, aynı zamanda da eş güdüm içinde etkin müdahalenin önemini göstermiştir.
Bakanlığınızın görev alanında yer alan ve...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave bir dakika veriyorum.
Buyurun.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Toparlıyorum.
...başarıyla yerine getirilen hizmetlerden biri de nüfus ve vatandaşlık hizmetleridir. Odağına insanı alan nüfus ve vatandaşlık hizmetlerinde otomasyona geçilerek çok kısa sürede kimlik, pasaport temini mümkün hâle gelmiş, e-devlet kapısı üzerinden sunulan hizmet sayısı giderek artmıştır.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak, güvenlik güçlerimizin yürüttüğü çalışmaları desteklediğimizi, atılan adımları yerinde bulduğumuzu, terörle ve suçla mücadelenin aynı kararlılık ve inançla devam etmesi gerektiğini; devletimizin, tüm Türk milletinin başına musallat edilen terör belasından milletimizi kurtarmaya muktedir olduğuna inandığımızı bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum. Amacımız, ülkemizin her yerinde toplumsal huzur ve güven ortamının sağlanması ve Türkiye'nin huzur ülkesi olmasıdır. Bu kapsamda, terörün dış kaynaklarıyla mücadelede...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayalım Sayın Aksu.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - ...sınır ötesi askerî harekât dâhil gereken tüm siyasi ve askerî tedbirler tereddütsüz alınmak durumundadır. Millet olarak cumhuriyetimizin yeni yüzyılında terörü bitirmiş, bölücülüğü yenmiş olarak millî birlik ve kardeşlik bağlarını güçlendireceğimize inanıyoruz.
Son olarak başta 3600 ek gösterge olmak üzere, mali ve sosyal haklara ilişkin bazı beklentileri karşılanmış bulunan güvenlik personelinin niceliksel yeterlilikle birlikte çalışma saatlerinin kısaltılması ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi suretiyle çalışma verimliliğinin artacağını da değerlendiriyoruz.
Bu düşüncelerle Bakanlığınız ve kurum bütçelerinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.