MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sadece onlardan önce değil Sayın Cora'dan da önceydi benim usul talebim.

BAŞKAN - Sayın Cora araya girdi. Kusura bakmayın.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kusura bakıyorum çünkü her seferinde böyle biz dışlanmış durumda kalıyoruz. Yani Sayın Paylan'a gösterdiğiniz müsamahayı hiçbirimize göstermiyorsunuz Sayın Cora da dâhil olmak üzere.

Açıkçası ben bazen şaşırıyorum. Evet, siz bazen çok hoşgörülü oluyorsunuz ama "siz" derken sadece zatıaliniz değil önceki gün de yaşadık. Gecenin köründe teknik bir konuyu açıklayan Erhan Usta'ya "Sesini kes." deyip mikrofonu kesiyorsunuz, şimdi her gün aynı şeyleri konuşuyoruz, bir de protesto ettiğini de söylüyor Sayın Paylan. İçerik kısmı ayrı, hakaret varsa onları takip edecek bakacak ama. Aynı müsamahayı bize de göstermenizi bekliyoruz.

Biz burada basıyoruz, bekliyoruz, o arada oraya söz veriyorsunuz. Bir taraftan diyorsunuz ki: "Sıraya göre söz veriyorum." Sonra biz konuşmadan kalkıp gidiyorsunuz, anlamadım. Sayın Bakan buradayken -adaletimizi onlar zaten koruyamıyor ama- en azından Adalet Bakanı buradayken bari adaletli olun diye söylemek durumundayım.

Açıkçası, burada, tabii ki milletvekillerinin hakları korunacak ama hepimiz İç Tüzük'e de teamüle de -siz de dâhil, Sayın Paylan da dâhil- uyacağız. Ha, yapmıyorsanız, yine, burada çıkan şeyleri daha önce söyledik... Yani sadece cevap vererek milletvekilinin buradaki haklarımızı korumuş olmuyorsunuz.

Buradan çıkan torba kanunlardan 4 tanesini daha yeni çıkardık. Adalet Bakanımız burada. Geçtiğimiz Adalet Bakanı sırasında da yine kendisi oralarda oturdu. O süreçte de biz onlarca torba kanun çıkardık. Burada sadece bize sorularımıza cevap verilmesi ki verilen cevapların hiçbirinin bizim sorduğumuz soruyla doğrudan alakası yok. Sadece mevzuatını gösterip arkadaşlarımız bize yazı gönderiyorlar.

Dolayısıyla, başta Sayın Bakanın bana verdiği cevapları size bir getirsem gülersiniz. Kendisine daha önce iki üç sefer söyledim artık bir daha söylemekten de vazgeçtim.

Onun için, Sayın Başkan, bu hususlarda lütfen adaletli olun. Söz isteyenlere ona göre bakın. Eğer varsa bir şey... Anlıyorum sizi, suhuletle yatıştırayım diyorsunuz ama o zaman yol oluyor. Dün İçişleri ve Millî Savunma Bakanlığı bütçelerinde konuştuk, yol etmeye başladığınız zaman da geri döndüremiyorsunuz.

Onun için, her konuda tutarlı ve adaletli olmak lazım. Bizim hakkımızın korunması da sadece bize cevap verilmesiyle ilgili değildir. Bize sadece söz verilip burada birtakım şeyleri geçiştirmekle ilgili değildir. Bunların takibinin yapılması lazım. Önce bizim Sayıştayla ilgili hesaplarımızın buraya gelmesi lazım. Kuşa çevrilmeden gelmesi lazım.

Adalet Bakanı da burada hukuku temsil ettiği için, devlet adına hukuku temsil eden bir bakanlık, yargı erkini en azından yürütmede temsil eden bir bakanlık olduğu için de en çok Hükûmet içerisinde de buna dikkat etmesi gerekenin bu kurum olduğunu düşünüyorum. Bizim adımıza da Sayın Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı olması gerektiğini düşünüyorum.

Herkesi kurallara uymaya ve hakkaniyetli olmaya davet ediyor, saygılar sunuyorum.