KOMİSYON KONUŞMASI

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, Değerli Komisyon üyeleri; bölgemizdeki pek çok kentte zırhlı araçlar sokaklarda cirit atıyor. Şehir merkezlerinde herhangi bir çatışma olmamasına rağmen zırhlı araçlar insanların yaşam alanlarında, sokaklarında, şehir merkezlerinde cirit atıyor. Polis gücü baskısı oluşturulmak için özellikle dolaştırılıyor, âdeta halka karşı gösteri yapılıyor. Size sormak istiyorum Sayın Bakan: Şehir merkezlerinde, sokaklarda, insanların yaşam alanlarında zırhlı araçların ne işi var? Bu zırhlı araçlar gençlerimizin, çocuklarımızın ölümüne neden oldu, olmaya da devam ediyor. Bakın, 2008-2022 yılları arasında yaşanan 92 kazada en az 25 çocuk olmak üzere 58 kişi hayatını kaybetti; en az 27 çocuk olmak üzere 165 kişi yaralandı.

Bakın, 2019'da Diyarbakır'da zırhlı aracın çarptığı Efe Tektekin, 5 yaşındaydı, zırhlı araç tarafından öldürüldü; sanığı yargılandı, beraat etti. Ne acı ki aynı zamanda, Efe Tektekin'in dedesi de zırhlı araç tarafından öldürüldü Sayın Bakan.

Bakın, 2019 yılında Diyarbakır'da zırhlı aracın çarptığı Cihan Can, gencecik bir delikanlıydı, inşaat mühendisiydi; sanığı yargılandı, 21 bin 200 TL para cezasına hükmedildi. Yine, Şırnak'ta zırhlı aracın çarptığı Miraç Miroğlu, henüz 7 yaşındaydı, bisikletiyle fırına ekmek almak için gitmişti, zırhlı araç tarafından öldürüldü Sayın Bakan. Yine, Cizre'de zırhlı aracın çarptığı 23 yaşındaki Abdulgaffar Dayan dershane öğrencisiydi, dershaneye giderken zırhlı araç tarafından katledildi. Ne oldu biliyor musunuz? Orada insanlar bu duruma tepki gösterince polis memuru ne dedi biliyor musunuz? "Abartmayın canım!" E, tabii, ölen bir Kürt, ne olmuş yani? Bir Kürt ölmüş, neyi abartıyorsunuz? Tam da bunu gösterme haddini ve cüretini göstermişti.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Ne alakası var!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bu şık bir şey değil ama.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Söylenen şeyi aktarıyor, uydurmuyor ki.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Aynen bu yaşandı.

Bakın, geçtiğimiz haziran ayında Yüksekova'da zırhlı aracın çarptığı 5 yaşındaki Erdem Aşkan yaşamını yitirdi. Sayın Başkan, siz hiç Eskişehir'de, Aydın'da, Manisa'da, Ankara'da zırhlı aracın çarptığı insan duydunuz mu? Allah korusun, duymayın, biz de duymayalım. Anlatacak onlarca hikâye var, zamanım yetmiyor ama, anlatamıyorum. Bunlar basit kazalar değil Sayın Bakan, bunlar cinayettir. Peki, bu cinayetler soruşturuluyor mu? Hayır, Bakanlığınız soruşturma izni vermiyor. Bakın, dershane öğrencisi Abdulgaffar Dayan 23 yaşındaydı, Bakanlığınız soruşturma izni vermedi, bununla ilgili tek bir soruşturma yürütülmedi. Bakın, bu kazalarla ilgili, bu ölüm olaylarıyla ilgili bazen soruşturma izinleri verilmiyor, soruşturma izinleri verilenlerle ilgili de yargı ya beraat kararı veriyor ya da para cezaları vererek erteliyor Sayın Başkan, Sayın Bakan. Bu ölümlere neden olan polisler zırhlı araçların başına geçerek ölüm saçmaya devam ediyor. Zırhlı araçlarla çocuklarımızı öldürenler cezasızlık zırhıyla korunmaya devam ediliyorlar.

Bakın, Sayın Bakan, 1990'larda faili meçhul cinayetlerin sembolü olan beyaz Torosların yerini ne aldı biliyor musunuz? Zırhlı araçlar almaya başladı. "Ne de olsa bir şey olmaz." diyor güvenlik görevlileri, her gün yeni ölümlere yol açıyorlar. Bakın, Efe'nin dosyasında polis memuru ne diyordu biliyor musunuz? "Biz devletin adına görev yapıyoruz, önce kendi güvenliğimizi alırız." dedi. Kendi güvenlikleri nedir Sayın Bakan? 7 yaşında fırına ekmek almaya giden bir çocuk mu güvenlik sorunu? Yine, evinin önünde bilye oynayan çocuğa karşı gösterilen mesele midir güvenlik meseli, güvenlik önlemi? Sayın Bakan, bu ibareler, bu ifadeler şunu gösteriyor: Devlet adına mı öldürülüyor bu Kürt çocukları? Bu ifadeler bu anlama geliyor.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ayıp ama ya!

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ayıp bir şey ya! Böyle bir şey olabilir mi?

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, Kürtlerin yaşadığı coğrafyada insanların temel yaşam alanlarından, mahallelerinden, sokaklarından zırhlı araçları çekin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Temelli, tam da bahsettiğimiz şey bu. Siz de ona müsaade ettiğiniz müddetçe siz de onu istiyorsunuz demektir.

ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Bu kadar çocuğun zırhlı araçla ezilmesi normal mi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Eren, sözlerinizi toparlayın.

Buyurun.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, bakın, savaşı, silahı hatırlatan, çocuklarımızı öldüren, halkımızın günlük yaşamının üzerinde daimî bir baskıya ve politik travmaya sebep olan zırhlı araçları sokaklarımızdan çekin; bu suçları işleyenleri görevden alın, yargılayın, cezalandırın; bütçenizi zırhlı araçlar için değil, savaş için değil, ölüm için değil çocukların yaşamına ve geleceğine ayırın.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.