KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Sayın Başkanım, Bakanım, milletvekillerim, kıymetli bürokratlar; hepinize saygılarımı sunuyorum.

1969 yılında öğrenci olarak sağlığa başladım Sayın Bakanım, 1975'te mezun oldum yani ortalama kırk sekiz yıllık bir hekimlik geçmişim var ve tabii, iyi anlar oldu, kötü anlar oldu ama ben ortalama olarak şunu söylemek istiyorum... Tabii, 2002 yılına kadar ben SSK'nin Urfa'da Başhekimliğini yaptım, bazı hastaneler gerçekten o zaman çok kötü durumdaydı. Bizim Urfa SSK Hastanesi hakikaten başarılıydı ve o başarıdan dolayı halk bizi belediye başkanı, daha sonra işte milletvekili yaptı ama benden daha başarılı, mesela Trabzon hatırımda, Eskişehir hatırımda, hastaneleri çok güzel yöneten liyakatli arkadaşlarım vardı ve onlara şimdiden yaptıkları çalışmalar için yürekten teşekkür ediyorum. 2002 yılına geldik, gerçekten -bu kardeşiniz objektif olarak ve hekim olarak objektif konuşmayı yeğleyen bir kardeşinizdir- 2002 yılından sonra "Sağlıkta Dönüşüm Projesi" adı altında güzel şeylere imza atıldı ve mesela o sevk zincirlerinde Urfa SSK Hastanesi Başhekimi olarak yani üniversite hastanelerine bir hasta göndermek çok büyük meseleydi, devlet hastanesine göndermek gerçekten meseleydi. Özellikle hastalar eczane kuyruklarında çok büyük zorluklar çekiyorlardı. İşte, çeşitli hastaneler vardı, yok öğretmen hastanesi, polis hastanesi, efendim, SSK hastanesi ve bunlar birleştirildi, kuyruklar kaldırıldı, teknolojik olarak gerçekten ilerlemiş aletler hastanelere gönderildi, hastanenin otelcilik hizmetleri düzeldi ve bana göre 2007 seçimlerinde ve 2011 seçimlerinde AK PARTİ'nin iktidarda olmasında sağlık hizmetlerinin büyük katkısı olduğuna inanıyorum, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ancak -muhalefet olarak ancak demiyorum Sayın Bakanım, yüzünüze bakarak konuşuyorum- 2014'ten sonra artık bozulmalar başladı, bozulmalar başladı.

Bakın, ben size şunu söyleyeyim, ne diyorsunuz: Planlanan temel amaç içerisinde başta doktorlar olmak üzere sağlık çalışanlarından çok az bahsedilmiş. Sağlık çalışanları mutlu değilse siz sağlıkta başarılı olamazsınız Sayın Bakanım ve biz şu anda arkadaşlar neyi tartışıyoruz? Benim şu anda sağlıkla ilgili bir problemim olabilir mi, sizlerin olabilir mi, zengin arkadaşların olabilir mi? Hiçbir problem olmaz, istediği zaman, istediği yere gidebilir, hiç sorun değil. İstediği yere gidebilir, Türkiye'yi beğenmediği zaman Londra'ya da gidebilir. Bizim burada tartıştığımız insanlar Sayın Başkanım, dar gelirli ve orta gelirli vatandaşlarımız için konuşuyoruz yani dar gelirli ve orta gelirli vatandaşlarımız için ne yapabiliriz, onlar için daha iyi şeyler nasıl üretebiliriz diye, onun için konuşuyoruz.

Bakın, Sayın Bakanım, planınızda 706/1'de ne diyorsunuz biliyor musunuz? Sağlıklı yaşam tarzının teşvik edilmesine yönelik sağlıklı beslenmeden bahsetmişsiniz. Sağlıklı beslenme olmazsa sağlık olmaz. Sayın Bakanım, size bunu yalnız, tek göstermek istiyorum; şuraya bakın, şu çocuğumuza bakın, bu çocuğumuzu nasıl tedavi edeceksiniz? Yani böyle çocuklar olduğu müddetçe sağlıklı beslenmeden... Bir anne ve anne çöp kutusundan, efendim, gıda maddelerini çıkarıyor ve çocuğun önüne atıyor. Sayın Bakanım, bu bir gerçek, billahi gerçek yani öyle şov olsun falan filan diye konuşmuyorum.

Seçim öncesi öğrencilere "Yemek verilecek." diye söz verdiniz, o sözünüzü bekliyoruz, hâlâ bekliyoruz Sayın Bakanım, var mı? Hükûmet olarak söz verildi, değil mi?

Planın 706/4'ünde, ilgili bölümünde "Erken teşhis oranları artacaktır." demişsiniz, erken teşhis... Bakın, bırakın hastanın ayağına gitmeyi, ayağınıza gelen, kanser şüphesi olan hastaya bile gerekli ilgiyi göstermiyor ve gerekli taramayı yapamıyorsunuz; bir hekim olarak, bir kardeşiniz olarak konuşuyorum. Bakın, örnek veriyorum; memede şüpheli bir kitle, ultrason için yedi ay sonraya gün verilmiş. Sayın Bakanım, benden daha iyi biliyorsunuz "şüpheli bir kitle demek" kanser şüphesi de olabilir yani bu hastada... Bakın, arkadaşlar, biraz önce ne dedim, bizim için hiçbir şey sorun değil, biz anında her şeyimizi hallediyoruz ama orta ve dar gelirli bir vatandaş için yedi ay süreyle beklemek ne demektir acaba, yedi ay!

Bakın, yine bir istem, bu da sekiz ay. Yani, hekim olarak "şüpheli bir tümör" diyorsunuz veya "kitle" diyorsunuz. Bu neyi gösteriyor Sayın Bakanım? "Git, ceketini sat, özel hastaneme gel." diyorsunuz, bana göre bunun Türkçe açıklaması budur diye düşünüyorum.

Bir arkadaşım aradı, dedi ki: "Ya, Sayın Fakıbaba..." Karnında çok büyük, şiddetli ağrı vardı. Yani, ben pratikten konuşmak istiyorum çünkü hasta bunu istiyor, akademik şeyler falanlar filanlar değil, hasta bunları istiyor. Diyor ki: "Bana dediler ki: 'Kanser olabilir.' Ve iki buçuk aya gün verdiler." Ya, şimdi, hakikaten ben kanser şüphesi içerisinde olmuş olsam o iki buçuk ayı nasıl bekleyeceğim?

Planın 706/5'inde ne diyorsunuz? İlgili bölümünde "Anne ve bebek ölümlerinin azaltılması sağlanacaktır." demişsiniz. Sayın Bakanım, Onuncu Kalkınma Planı'nda ne demişsiniz biliyor musunuz? 2018 yılı için binde 6 olarak belirlemişsiniz ve bu belirlenen bebek ölüm hızı 2022'de 9,1'e çıkmış. Bakın, 2018'de yüzde 6 belirlemişsiniz; 2022'de 9,1; 2023'te 9,3 olarak tespit edilmiş. Sayın Bakanım, 2028 için ne belirlemişsiniz biliyor musunuz? 8,5 yani 2018'de 6 olarak belirlediğiniz bir şeyi 2028'de 8,5'a çıkarmışsınız. Yani, buna inanmak biraz zor değil mi? Çünkü 2022 ve 2023 yıllarında artmış bu; 9,1'den 9,3'e çıkarmışsınız.

Planın 410/1 paragrafında yer alan tamamlayıcı sağlık sigortacılığının teşvik edilecek olması... Bakın, bu çok önemli. Genel sigorta sisteminin vatandaşlarımıza gerekli sağlık hizmetlerinin devlet tarafından tam karşılanmadığı anlamına gelmektedir. Yani "Dar ve orta gelirli vatandaşlarım, ben sizin sağlık hizmetlerinizi tam olarak karşılayamıyorum, siz özel sağlık sigortası yaptırın." Oysa, sağlık en temel haklardan biridir. Sağlık, eğitim, barınma ve yeme-içme; bunun dışında... Devletin en önemli görevlerinden biri budur. On İkinci Kalkınma Planı'nda vatandaşlarımızdan yeni bir sağlık vergisi anlamına gelecek yeni bir sağlık sigortası teşvik etmek yerine vatandaşların sağlık ihtiyaçlarını karşılayacak bir sağlık sistemi hedeflemeniz gerekir Sayın Bakanım.

Planın 711/1'inde, "Başta tıp, diş hekimliği, eczacılık olmak üzere sağlık meslek gruplarında eğitimin kalitesi arttırılacak ve uzmanlık eğitimindeki müfredatlar bilişim altyapısıyla desteklenerek ülke genelinde standart sağlanacak, sağlık alanında geleceğin ihtiyaç ve şartlarına uygun bir şekilde ve ülke ihtiyaçları göz önünde bulundurularak her alanda yeterli ve nitelikli iş gücü oluşturulacaktır."

Sayın Bakanım, 3 bin eczacı fazlalığımız var. Fakülteler açılmasın demiyorum ama açtığınız bir fakültede dekan da dâhil 7 öğretim görevlisinin hiçbirisi eczacılık fakültesinden mezun olmamış. Sayın Bakanım, liyakati böyle mi sağlayacağız Allah aşkına? Hiçbirisi eczacılık fakültesinden mezun olmamış. Nasıl sağlayacaksınız? Bakın, 1.400 kişi geçen sene gitmiş, çok değerli arkadaşlarımız, sizin, benim arkadaşlarım. Bu sene bu aya kadar 2.300 kişi gitmiş ve yıl sonuna kadar bu 3 bin olacak ve Türk doktorları gittikten sonra, biliyor musunuz, Almanya'da sağlıkta yapılan anketlerde memnuniyet oranı artmış. Bir Türk olarak gerçekten çok övünç verici bir olay ama...

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Sayılar öyle değil.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Ya, Sayın Bakan, ben konuşayım. Ben size...

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Anlatacağım, sayılarla cevap vereceğim.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Tabii, biriktirin, ben cevaplarınızı alacağım.

Ama yok, Hocam, bakın, ben size... 1.400 kişi geçen sene gitmiş, bu sene 2.300 kişi...

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Bakan, şu anda sadece Londra'da doktor olmak için bekleyen 400 kişi var; ben de sayılarla size anlatacağım sıra bana geldiği zaman.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen Sayın Çömez. Konuşmacı devam etsin, bitirince cevapları verelim.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Hocam, bakın, böyle, hekime de değer vermezseniz bu gidiş daha hızlanacaktır.

Bakın, eğer böyle gidecek olursa kalp damar cerrahisi, göğüs cerrahisi, beyin cerrahisi gibi branşlarda öğrenciyi yetiştirecek hoca bulamayacağız, inanın bulamayacağız; uyarıyorum.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Yüzde 100 doldu, farkında değilsiniz.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Vallahi o zaman siz şehirleri dolaşmıyor... Sayın Bakanım, siz dolaşmıyorsunuz, biz dolaşıyoruz tek tek.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Ben rakam veriyorum.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Ya, ben de rakam söylüyorum Sayın Bakanım, beni dinleyin lütfen.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Dinliyoruz ama aka "kara" diyorsun, karaya "ak" diyorsun.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Vallahi demiyorum. Bakın, ben güzel olan şeyleri...

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım, lütfen... Zaten hepsini cevaplayacaksınız.

Buyurun.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Vallahi ben orada veya burada değil, halkın yanında olan bir kişiyim, hiç bunun şeyi yok.

Bakın, o da halkın nasıl yanında? Dar gelirli ve gerçekten orta gelirli insanların yanındayız. Şu anda konuştuğumuz zaten bu insanlar. Bizim için, vekiller için bir problem var mı, zenginler için bir problem var mı? bizim bir sıra bekleme falan etme diye bir problemimiz var mı?

Planın 717/3 günde, ilgili bölümünüzde "Üniversite hastanelerinin yönetim modeli -bakın, bu önemli- eğitim, araştırma ve hizmet sunum fonksiyonları itibarıyla etkin ve sürdürülebilir yapıya kavuşturulacaktır." Sayın Bakanım, ya, kavuşturun. Niye bekliyorsunuz? İktidara gelmeyi mi bekliyorsunuz? İktidarsınız. Yirmi bir yıldan beri bunları değiştirmeniz lazım sizin.

Yine, bakın, 718'de ne diyorsunuz, paragrafta: "İlaç ve tıbbi cihaza erişimin kolaylaştırılması sağlanacaktır." Sayın Bakanım, ilaçların yüzde 20'si eczanede yok. Millî ve yerli diyoruz ya, Allah aşkına, biz Türkiye olarak, millî ve yerli olarak parasetamolün dışında bir şey üretmiyoruz. Ham maddeler dışarıdan geliyor -ağabey, bak ya, ben de size söylüyorum- biz ilaç üretiyoruz. Yani Allah korusun, yarın bir savaşta kan durdurucu ham madde gelmemiş olsa ve savaştığımız o ülkeler olmuş olsa, ya, ameliyat yapamayacağız Sayın Bakanım. Bakın, en düşük grip reçetesi, bir burun spreyi, bir gargara, bir antibiyotik, bir ateş düşürücü; hasta katkı payı olarak ne kadar veriyor, biliyor musunuz Sayın Bakanım? 71 lira. Sayın Bakanım, ya, biz doktorluk yaptığımız sıralarda, o zaman çok özel hastaneler yoktu, doktorlar saat beşten sonra da çalışırlardı. Doktorun çalışması ayıp bir şey midir ya, doktor kolay mı yetişiyor? Özel hastane yerine muayenehaneye giderdi; 50 lira muayene ücreti alırdık, hasta da memnundu, biz de memnunduk. Şimdi ne oluyor? Şimdi birkaç hastane patronu çok mutlu fakat çalışan hekimler, bırakın ev almayı, maalesef araba alacak durumda değil. Çünkü 60-70 bin lirayla sizi şehir hastanelerinde profesör çalıştırıyorsunuz; 60-70 bin lira. Ya, şimdi soruyorum arkadaşlar: Yani gerçeği konuşmamız lazım, 60-70 bin, 80 bin lira alan bir profesör hocamız, ya, Allah aşkına, nasıl araba alacak, nasıl ev kirası verecek, nasıl konferanslara gidecek, yurt dışına konferanslara nasıl gidecek bu arkadaş? Hekim öyle bir hâle geldi ki yani nereden nereye diyoruz ya; hekim nereden nereye geldi.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Özelden kamuya geldi.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Özelden kamuya geldi...

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Ben anlatacağım size, rakamları vereceğim.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Hocam, siz anlatıyorsunuz ya, biz de...

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Özelden kamuya geldi.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Bakın, Bakan olarak, baştan Sayın Bakanım dedim.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - 8.800 rakamını verdim ya, kamuya gelen hekim...

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Bakın, ben size bir şey söyleyeyim...

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Bakmıyorsunuz ki ama.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Hocam, ben size şu hasta... Allah aşkına...

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Ya, Sayın Bakan "Bakmıyorsunuz." diyorsunuz, dünya kadar soru önergesi verdik burada.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Sayın Bakanın konuşuyor.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bir müsaade edin ama...

Onlara cevap bile vermiyorsunuz.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen, konuşmacı bitirsin, sonra Bakanımız cevap verecek zaten, cevap süresi olacak.

Buyurun.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Şöyle konuşalım: Şu hasta eskiden muayenehanesi olan bir hekime giderken şimdi nereye gidecek?

CAVİT ARI (Antalya) - Geçen yıl hiç böyle değildiniz Sayın Bakanım, geçen dönemlerde daha sakindiniz.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Böyleydi, böyleydi.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Bir dakika bana müsaade edin efendim ya.

Şimdi özel hastaneye gidecek arkadaşım, özel hastaneye gidecek. Yani doktor kazanmayacak, bir muhasebeci kazanacak; eğer hastane sahibi muhasebeciyse muhasebeci kazanacak. Eskiden doktor kazanırken doktorun elinden aldınız bunu, siz belirli insanların eline verdiniz; bunun hiç lâmı cimi yok. Şimdi, en düşük grip reçetesinde, ne dedim, katkı payı 71 lira; 4 tane ilaç saydım. Ya, 4 tane ilaç, emekli adam o emekli maaşından 71 lira kesilmesini ister mi? 7.500 lira emekli maaşı alan bir insan o 71 lira için gidip doktora muayene olur mu hiç? Mecburen gidiyor, eczaneden bir Parol alıp işini halletmeye çalışıyor.

Şimdi, gelelim şehir hastanelerine...

Sayın Başkanım, kaç dakikam var acaba?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - İki dakikanız var, iki dakika da ilave veririz.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - İki dakika, aman aman...

Bakın, şehir hastanelerinin avantajları... Müthiş otelcilik hizmeti var, tebrik ediyorum. Özveriyle çalışan, başta doktor arkadaşlar olmak üzere, sağlık çalışanlarını tebrik ediyorum. Yeni ve modern cihazlar gibi önemli avantajlar sağladınız tebrik ediyorum.

Dezavantajlarına geliyorum. Randevu sistemi çökmüştür Hocam, hiç bunun şeyi yok. Sizinle 2 hekim olarak gidelim, telefonu çevirelim, randevu alalım. Bunun amacı nedir? "Arkadaş, devlet hastanesinde, şehir hastanelerinde kuyruklar olmasın." Bakın, kuyruklar olmasın diye... Ben AK PARTİ'deyken de bakın, size şu fotoğrafları göstermiştim ve 2 kez geldim ben sizin yanınıza "Ya, Sayın Bakanım, sağlık kötüye gidiyor." dedim. Bakın, yani şimdi İYİ Partide olduğum için söylemiyorum, billahi "Kötüye gidiyor." dedim; işte, kötü. Ya, bundan daha önemli bir şey olabilir mi? Yani bu ne demektir? "Arkadaşlar, özel hastaneye gidin, ben sana hizmet vermiyorum." demektir. Hocam, ulaşımı size anlattım yani merkezde olan hastanelerin, kapattığınız hastanelerin etrafında özellikle dar gelirli ve asgari ücretli insanlar yaşıyor.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Kapatmıyoruz.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Efendim, ya "Kapatmıyoruz." dediniz, Ankara'da 10 tane hastane kapattınız.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Ankara'da...

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Sayın Hocam, ben söyleyeyim, ondan sonra.

Bakın, şunu söyleyeyim: 10 tane hastane kapatıldı...

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Daha büyüğünü yapıyoruz, Dışkapı'da...

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Urfa'da 2013 yılından beri -arkadaşlar, inanın, siyaset yapmıyorum- 2 tane çocuk ve kadın doğum hastanesi kapatıldı, devlet hastanesi kapatıldı; toplam yatak sayısı 500'dü. Bir hastane açtınız -teşekkür ederim- yatak sayısı 800, o zaman Urfa'nın nüfusu 1 milyondu, şimdi 2 milyon. Yani şimdi, Allah aşkına... Ha, yeni hastane yapıyorsunuz, eyvallah, 4'üncü sefer temel attığınız hastane açılacak ama...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Görmüyor muyuz?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Süreniz doldu, tekrar iki dakikalık süre veriyorum.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Sayın Bakanım, on yılda 300 yatak artırmışsınız, bu yatak artırma değildir. On yılda...

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Şimdi, 1.757 gelecek.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Bakın, insanlar özel hastaneye teşvik ediliyor. Hastane içerisinde bir poliklinikten bir polikliniğe gidiş çok zor. Bir vatandaş bana Etlik Hastanesinden örnek verdi, dedi ki: "Emekliyim, vallahi, ben taksiyle başka bir kuleye gittim." Bakın, hastane içerisinde bir hasta taksi tutup başka bir kuleye gitmek zorunda kalıyor; ya, Sayın Bakanım, vallahi doğru ya!

Bakın, şehir hastanesinde bir profesör arkadaşımız 70 bin veya 80 bin maaş alırken Avrupa'da bunun 4 veya 5 misli para alıyor arkadaşım, 4 veya 5. Hekimi bu duruma niye düşürdük? Hekim ev alamaz, hekim araba alamaz. Ya, hekimin böyle bir maddi problemi varsa bu hekim nasıl çalışacak ya?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hekim alamazsa kim alabilir Hocam?

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Vallahi kimse alamaz. Zaten sorun orada.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen, toparlayalım.

CAVİT ARI (Antalya) - Almasın mı bir araba ya? Çok mu gördünüz doktora bir arabayı?

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Emekliler alır emekliler, 7.500 lirayla alırlar(!)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Fakıbaba, bir dakikanız kaldı.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Şehir hastanelerinin açıldığı yerlerde... Bakın, şehir hastanelerinin açılmasına karşı değiliz, açılsın ama mevcuttaki hizmet veren kamu hastanelerimiz neden kapatıldı? Bunu gerçekten merak ediyorum. Şehir hastanelerine gidilmesi için mi kapatıldı? Burada soru işareti var, bunu özel görüşmemiz lazım. Acilen hem şehir hastanelerinin rahatlaması ve vatandaşların daha iyi sağlık hizmeti alabilmeleri için kapatılan hastanelerin derhâl açılması gerekir. Bir kardeşiniz olarak, bir arkadaşınız olarak söylüyorum, insanlara zulmetmememiz lazım.

Hocam, hemen sonuçlara bir geleyim diye düşünüyorum ama süremiz çok kısa...

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Süremiz doldu, uzattım Sayın Fakıbaba.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Ya, üç dakika daha...

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Yok, ama öyle bir imkân yok.

CAVİT ARI (Antalya) - Konuşsun Başkanım, her zaman mı geliyor?

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Sayın Bakanım, iyi konuşuyor.

CAVİT ARI (Antalya) - Her zaman gelmiyor, buraya gelmişken konuşsun.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Sonuç vallahi çok önemli.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Hemen toparlayın, lütfen.

AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Türk sağlık çalışanlarının özlük hakları sosyal ve ekonomik koşullarla örtüşen içi dolu ve gerçekçi kanunlarla desteklenmelidir. Temel ücretlerin emekliliklerine yansıyacak şekilde düzenlemesi ivedilikle sağlanmalıdır. Sağlıkta şiddeti durduracak göstermelik değil, etkin ve caydırıcı yasal düzenlemeler hemen yapılmalıdır. Çok önemli, birinci basamak sağlık hizmetleri halkımız için daha cazip hâle getirilmeli ve Aile Sağlık Merkezleri (ASM) hizmetleri kesinlikle devlet tarafından yapılmalıdır. Bakın, orada hemen şunu söyleyeyim: Gittim, kırk senelik bir doktor arkadaşımızın aldığı maaş Sayın Vekilim, billahi "50 bin lira" dedi. Ya, 50 bin lirayla, elinizi vicdanınıza koyun, ev kirası veriyorsunuz, çocuğunuza harçlık veriyorsunuz; hekimi bu şeyden kurtarın.

Teşekkür ederim.