KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkanım, az önce bir şey söyledim, çok fazla müdahil olmak istemem bazı şeylere ama burada üç dört gün önce de tartışma yaşandı, dün de yaşandı. Şu an itibarıyla saat 11.47. On beş dakikasını mola verdiniz. Yani biz ne yapıyoruz arkadaşlar? Ne konuşuyoruz burada? Bütçe görüşüyoruz. E her gün aynı usul, aynı usulsüzlük... Ya neyse oturun, konuşun. Genel Kurulda söylediğimde herkes ayağa kalkmıştı, ben bu kayıkçı kavgasından bıktım dedim Sayın Bakan. Ya neyse aranızda gidin, konuşun diye defalarca... Burası, bu platform, ne bütçe ne politika bir şey konuşulmuyor; her gün siyasi mülahazalar konuşuluyor. Ya kapatalım... Genel Kurulda da aynısı, saat yediye kadar aynı tantana. O sataştı, o sataşmadı, bu bunu dedi, o onu dedi, gidiyor. Bir kural koyun, bir şey yapın yani. Sayın Bekaroğlu'nun söylediği doğru, bu Parlamentonun bir itibarı kalmadı, milletvekilliğinin bu şeyle bir itibarı kalmıyor. Birileri burada bir şey söylüyor, öteki bir şey söylüyor, o bağırdı, bu çağırdı, gidiyor. Bizim burada esasa ilişkin söylediklerimiz gidiyor.

Kameralar şimdi çekiyor. Akşama kadar burada şey var. Kaç tanesini ajanslar yazıyor? İçeriğe ilişkin ne konuşuyoruz? Her gün aynı usul tantanası. Ya buna bir çözüm bulun veya bu işi bırakalım. Yani ben anlamadım, bütçe bitiyor, yarından sonra bir bütçemiz kaldı ama hâlâ daha aynı noktadayız. Her gün bu şekliyle olmasından biz bıktık. Sayın Başkan da tabii bıkan arkadaşların bazıları bir şey söylediği zaman da bu sefer tepki gösteriyor. Böyle suhuletle kapatarak bu iş olmaz. Neyse oturun, konuşun diyorum.

Sayın Bakan, siz de bu süreçteydiniz, daha önce görüşmelere katıldınız. Yani çok affedersiniz, Anadolu'da "Öküz öldü ortaklık bozuldu." derler. E ortaklık bozulunca bu sefer karşılıklı sitemlerle... E, bize yazık ya. Varsa bir şeyiniz oturun, konuşun diyorum. Yani ne konuştuydunuz, daha önce ne anlaşmıştınız, ne bozuldu, nasıl aldatıldınız, hangi konuda aldattılar? Ne yaptıysanız lütfen ya... Veya tavır koyacaksanız da gidin, konuşun. Ne bilgisi istiyorlarsa verin, neyi yapmadıysanız konuşun kardeşim. Ya, arada biz burada geliyoruz, sanki figüran gibi duruyoruz. Sayın Bekaroğlu haklı, vatandaş nezdinde Meclisin itibarı gidiyor. Kameralar da gidiyor, akşam rating, rating diye oradaki tartışmayı gösteriyor.

Peki, ne olacak şimdi? Burada bir hukuk devleti tartışılırken, 4 tane torba kanun görüşmüşken, geçtiğinde bitmeden önce 37 gün torba kanunu bizi burada görüştürüp aşağıya koymuşken... Şimdi, bunları düzeltmemiz lazım. "Hukuk devleti" diyorsunuz, "adalet duygusu" diyorsunuz. Hani nerede? Yok. Vallahi biz bıktık bu işten Sayın Başkanım, size söylüyorum, yani suhuletle onu yaptık, bunu yaptık, ona söyleyelim olmuyor. Bir şekilde... "Mesele sadece cevabın gelmemesi değil." dedim size. Yani Sayın Bakan soruşturma açması gereken bir şeyi "Bakanlığın yetkisindedir" deyip geçiştirirse ona artık diyecek bir şey kalmıyor ki. Hukuk da bittiyse -hani "Tuz koktuğu zaman ne yapacaksın?" diyor ya- adalet duygusu biterse, her gün bunları böyle yaparsak baş edemeyiz arkadaşlar. "Eğri oturup doğru konuşalım" dedikleri budur. Yani bir şekilde bunu çözüme kavuşturmadan, hadi bu bitti, aşağıda Genel Kurulda da konuşuldu, yeniden başlayacağız bütçeden sonra. Aynı mantalite devam ederse maalesef Parlamentonun da, devletin de, kurumların da saygınlığı biter.

Haa, bir pazarlığınız varsa, karşılıklı olarak başkanlık sistemini dayatabilmek için efendim "Parlamentoyu böyle yapalım, kayıkçı kavgası olsun, zaten bunlar kavga ediyor." diyecekseniz biz o tuzaklara düşmüyoruz. Doğru olanı söylemeye devam edeceğiz. Bir hesabınız varsa, başkanlık pazarlığınız varsa da onu gidin kapalı kapılar arkasında yapın ya, bizi burada yormayın kardeşim. Her gün her gün ben bunu istemiyorum. Varsa bir pazarlığınız, veriyorsanız başkanlığı, alıyorsanız bir şeyler, onun kavgasını başka yerde yapın. Anlaşamadıysanız da burada her gün bunu bize dayatmayın arkadaş. Bu Parlamento milletin seçtiği vekillerden oluşuyor. Hangi partiden olursa olsun, herkes hakkını söyler, herkes kurallara uyar, uymayan uyarılır, hakkı yenen de burada gelir söyler. Ama bunu bu şekliyle bu hâle getirirsek Parlamentodan bir şey çıkaramayız, tam tersine, Parlamentonun itibarını koruyoruz derken zedelemiş olursunuz diyorum. Tekrar herkesi sağduyuya davet ediyorum. Varsa bir şeyiniz de gidin arka planda tekrar İmralı'da mı, Oslo'da mı, Dolmabahçe'de mi, nerede görüşecekseniz görüşürsünüz.

Teşekkür ediyorum.