Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d)SBT Sağlık Bilim ve Teknolojileri Anonim Şirketi |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 09 .11.2023 |
MURAT ÇAN (Samsun) - Her iktidar uygulayacağı sağlık politikasını bir program üzerine inşa eder. Bu iktidarın sağlık politikalarının temelini ise 2003 yılında hazırlanan "Sağlıkta Dönüşüm" adını verdiğimiz program oluşturuyor. Program belgesinin sonuç bölümünde yazan ifadeyi aynen okuyorum: "Sağlıkta Dönüşüm Programı insanımızın duyduğu sağlık hizmetlerini hakkaniyetli, uygun, kaliteli, ulaşılabilir ve sürdürülebilir bir biçimde sunacak. Sağlık çalışanlarının da meslek onurunu zedelemeden performansa dayalı gelir düzeyinde artışı öngören bir sistem olacak." Program yirmi yıldır uygulanıyor, en az 10 defa değişti. Peki, nerede bu kaliteli, ulaşılabilir ve sürdürülebilir sağlık hizmeti?
MHRS'ye gelelim, felç durumda. Beyaz Reform uygulamasıyla hekimlerin bir kısmına verilen iyileştirme daha ATM'ye yansımadan, hekim ve sağlık çalışanlarının iş yükünü artırarak çözmeye çalıştığınız sistem hâlâ felç, çözülemedi. 2025 yılına verilen MR randevuları sosyal medyada alay konusu hâline geldi. Hekim kökenli bir milletvekiliyim, her gün 10'dan fazla hemşehrim hastaneden randevu alamadığı için beni arıyor, yardımcı olmamızı istiyor. Ulaşılabilir olan MHRS değil, sadece bizleriz. Bunu, birinci basamağı personel, sağlık çalışanı, tıbbi sekreterlerle destekleyerek çözmek çok zor değil. Akla uygun olan politikaları işletmek gerekiyor sadece.
Katkı payı konusunda, hesapta bu program uygulanınca vatandaşın sağlık harcamaları azalacaktı. Bugün bazen tek bir kutuda 500 lira, üç aylık tedavide 4-5 bin liralara varan ilaç fiyat farkları, bizatihi katkı payının kendisi vatandaşımıza yeni külfetler yükledi. Hele hele şu dönemde yaşadığımız büyük ekonomik buhran, vatandaşın sağlık giderlerini de katmerli hâle getirdi ne yazık ki. Bu itibarla OECD sağlık verilerinde en düşük payı ayıran ülke Türkiye'dir. Bu sonuç, geri ödeme kapsamında yer alan ilaçlarda kısıtlamalara gidilmesi, hastalarca ödenen katkı paylarında her geçen gün artış, yeni keşif, yeni nesil ilaçların ülkemizdeki erişimine açılamaması yarım kalan tedavilere ve bunun oluşturduğu komplikasyonların tedavisinde güçlüğe neden olmaktadır. Arkadaşlarım bahsetti -hepsi de sektörden geliyor, meslekten geliyor- şiddet her geçen gün artarak devam ediyor. Önceden meslektaşlarımız hedefti, bugün artık beraber çalıştığımız mesai arkadaşlarımız hedef. Hangi noktaya geldik? Meslek onurunu korumayı geçtik, can güvenliğini sağlayamıyoruz sağlık emekçilerimizin. Ali Menekşe, Doktor Fikret Hacıosman, Doktor Göksel Kalaycı, Doktor Kamil Furtun, Ersin Arslan, Aynur Dağdemir, Ömür Hemşire, Güvenlik Görevlisi Tuğrul Okudan ve daha yüzlerce emekçimizi pandemiyle birlikte şiddet içinde kurban verdik. Görev şehidi dahi saymadınız bu arkadaşlarımızı. Hepsini minnet ve rahmetle anıyorum.
Pandemi demişken, iki tane maske temin edemediğinizi, hastaneleri etkin kullanamadığınızı, TÜİK'le yarışır şekilde vaka sayısı ve kayıpları duyurmadaki dezenformasyonunuzu ve kaybettiğimiz meslektaşlarımızı ve mesai arkadaşlarımızı görev şehidi saymadığınızı unutmadık. Depremde kaybettiğimiz meslektaşlarımız ve mesai arkadaşlarımız şehit sayılmalı, bunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Yurt dışına kaçan meslektaşlarımız ve sağlık çalışanları, bu şiddet ortamında çalışmak istemediği için göç yoluyla kaybettiğimiz diğer arkadaşlarımız, "Giderlerse gitsinler." denilerek âdeta bu ülkeden kovulan sağlık emekçilerimiz işte bu yıkım programının kurbanı oldu ne yazık ki.
Sonuç olarak, idareye baskı yaparak hekimler ve sağlık çalışanları üzerinden sistemdeki sorunları çözmek yerine devlet aklını ve devlet olanaklarını kullanmayı deneyin. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük ve mali haklarını dolaylı yöntemlerle, 4-5 farklı kalemle değil, doğrudan düzeltmeyi deneyin. Birinci basamağı personel, sağlık çalışanı ve tıbbi sekreterlerle destekleyerek MHRS sorunlarının yönetimine katın. Eczanelerde vatandaşın sürpriz yaşamasına son verin. İlaç ödemelerini Türk Eczacıları Birliğine danışarak artırın, hasta katkı paylarını düşürün. İnsan gücünü verimli kullanma adına yurt dışına göç eğilimini azaltmaya dönük en tepeden uygun dil kullanın.
Teşekkür ediyorum.