KOMİSYON KONUŞMASI

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli üyeler; herkesi saygıyla selamlıyorum,

Sayın Bakanım, size bir soruyla başlamak istiyorum. Beni duyabiliyorsunuz herhâlde, değil mi Sayın Bakanım?

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - Duyuyorum ama sesinizi duyuyorum.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Sizi selamlıyorum, evet selamlıyorum.

Evet, Sayın Bakanım, sizin elinizde 51 dönüm bir yer olsa, 51 bin metrekare bir yer olsa oraya bakabilir miydiniz tek başınıza? Başınızla bana "evet" ya da "hayır" demeniz yeterli olur. Zor bir soru değil.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ne yapacağınıza bağlı.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - Nasıl duymak istediğinize bağlı.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Zor değil mi? Tabii, ne yapacağınıza bağlı. Haklısınız, doğru, konumuzla ilişkili Sayın Bakanım, evet.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - Evet dememi mi bekliyorsunuz? Evet(!) Evet olsun.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Evet, şimdi şöyle: 51 bin dönüm bir yere normalde bakabilmemiz imkânsızdır yani öyle bir tarlayı diyelim ki düzenlememiz imkânsızdır. Niye bunu söyledim? Şimdi, kurumunuzda görevli olan denetlemeyle ilgili mühendislerin denetlediği alan bir mühendis için 51 bin metrekare yani kastettiğim şey, bir mühendise, bu kadar boşta ve açıkta inşaat mühendisi ya da mimarımız var iken denetleme yetkisinde bir kişiye 51 bin metrekarelik bir yük vermek büyük haksızlıktır. Demek ki denetlemelerde eksikliği belirtmek açısından da bu iyi bir örnekti diye bunu şimdi size onun için sordum özellikle.

Önce, soruyla, sizinle başladım ama tabii, ben de cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 85'inci yılında onu saygıyla özlemle anıyorum ve aynı zamanda şu anda Meclisimizde devam eden, özellikle yargı eliyle girişim yapılarak, âdeta bir darbe yapılmak istercesine, Anayasa'yı tanımayarak, Anayasa'nın kurallarını çiğneyerek yapılan bu çağrıyı kınıyorum. Bunun için Cumhuriyet Halk Partisinin Mecliste başlattığı mücadeleyi ve özellikle gece nöbetleriyle sokaklarda da insanlarımızın bu direnişe destek vermesini çok onurlu bir görev olarak addediyorum. Bunu da söylemem lazım.

Şimdi, Sayın Bakanım, 2017 yılında kullanılan cümleyi okuyacağım. Sayın Cumhurbaşkanı geldi, dedi ki: "Ayder'i kirlettik, rezil ettik. Ayder'i kentsel dönüşümle şanına yakışır bir hâle getireceğiz." Sonra, iki, üç gün evvel de orada fotoğraf verdi Sayın Cumhurbaşkanı ama yapılan inşaatların önünde değil, doğada, çimenin üstünde, bir kuzinenin başında işaret verdi. Bizim Ayder'de ya da yaylalarımızda, kentlerimizde, kentsel dönüşüme ihtiyacımız yok. Ayder gibi bir yerde niçin kentsel dönüşüm yapıyorsunuz? Oralarda yapılması gereken şey Sayın Bakan, yaylalardaki, meralardaki kaçak yapılanmaların önüne geçmektir. Bunu görebileceğiniz teknolojiler sizin önünüzde, her gün hava fotoğraflarıyla bunu yapabildiğiniz hâlde Fırtına Vadisi'nde 6 bin adet kaçak bungalov inşaatının yapılmasını müteakip şimdi bu işi yapan insanlara ceza verircesine, günübirlik kiralamalara ilişkin çıkarılan yasayla, oraların bu insanların kullanımından çıkartılıp A sınıfı seyahat acentelerine devredilmesini sağlamak üzere yeni bir kanun düzenlemesi yaptınız. Olmuyor, olmuyor yani vatandaşlara yol göstermemiz lazım.

Birincisi, kaçağı önlemek; ikincisi, onlara rehberlik edip yasalara uygun, ruhsatlı nasıl yapacaklarının proje hizmetlerini verebilmek, ondan sonra da onun takipçisi olmak gerekiyor. Bunu yapamadık. Bu kentsel dönüşüm planlaması içinde herkesin canını sıkan şey rezerv alanları; birçok hatibimiz de aslında değindi buna. Rezerv alanlarıyla ilgili "Evet, doksan günlük sürede istersem seni çıkartırım, bunun için yargı yoluna da başvuramazsın." düzenlemesi yapmak büyük bir haksızlıktır. Orada insanların iş yerinin, konutlarının nereye gideceğini bilmeden, yargı eliyle veya düzenleme yoluyla bu şekilde bu insanlara kapıyı göstermek büyük bir haksızlıktır.

Şimdi deprem, tabii, bizim için en önemli şey ama depremlere neden olan gerekçeleri sıraladığımızda burada Bakanlığınızın sorumluluğu var. Tam 8 defa Hükûmetiniz döneminde imar barışı çıkmış ve bu imar barışıyla birlikte kaçak ve oturulamaz konutlara ruhsatlar verilmiş. Yine, sizin denetiminizde olup kolayca kontrol edebileceğiniz balıkçı barınaklarına ya da yaylalarda olan kaçak yapılara beyana tabi olduğu gerekçesiyle izin verdiniz. Yani, imar barışında birinci taksitlerini aldınız. Oysa biliyordunuz, örneğin balıkçı barınaklarının yerlerinin hazineye ait yer olduğunu biliyordunuz. Yaylalardaki, meralardaki yerlerin hazineye ait olduğu ve bunlara ait yerlerde imar barışına müracaat edilemeyeceği yasalarda belliydi ama bunu bilmeyen vatandaşlar kendilerine iskân verileceğini zannederek buralarda bu harçları ödediler. Aslında sizin yetkinizde olan ve görebileceğiniz bu yetkiyi düzgün kullanıp bu harçları hiç almamanız gerekiyordu.

2019'da "Kahramanmaraş'ta imar barışıyla 144.556 Maraşlı vatandaşımızın sorununu çözdük." dedi Sayın Cumhurbaşkanı. 24 Şubat 2019 Hatay mitinginde "İmar barışıyla 205 bin Hataylının sorununu çözdük." 6 Mart 2019'da "İmar barışıyla 88 bin vatandaşımızın sorununu çözdük." diyerek yaklaşan depremlerle ilgili hiçbir önlem alınmadan ne yazık ki yaşadığımız acı ve drama sebep oldunuz.

Çay fabrikalarının baca filtreleriyle ilgili ben uzun zamandır burada feryat ettim. İnsanlarımız zehirleniyor, bu fabrikalarla ilgili soru önergeleri verdim, araştırma önergeleri verdim ama bu fabrikalara baca takılmasıyla ilgili herhangi bir girişiminiz ne yazık ki olmadı.

Şimdi, Sayın Bakan, bu deprem nedeniyle zarar gören, yıkılan binalardaki kusur zincirini bulabilmek çok kolaydır. Bir inşaat mühendisi olarak söylüyorum bunu, denetimin hangi halkasında kusurun var olduğunu bilmek, yani bunun yer bilimleri raporundan mı kaynaklandığı ya da yapının statiğinden mi, projelendirme aşamasından mı veya kontrol ve denetim yetkisi olan denetim firmalarının veya ilgili belediyelerin yetkililerinin denetim eksikliğinden mi olduğunu belirlemek kolaydır. Biliyorsunuz bütün karot numuneleri alınabiliyor, basınç deneyleriyle demirlerdeki kesitler belirlenip o binanın taşıyıcılığının var olup olmadığını artık bugünkü teknolojiyle belli edebiliyoruz. Şimdi, bunu yapabiliyorsak neden beklenen İstanbul depremi için bu çözümlemeler hazır değil, hâlâ bunlar hazır değil?

Bakın, Vedat Bey biliyor, Sayın Bakan Yardımcımız Vedat Bey'i ben bilgilendirmiştim; hatırlarsanız Vedat Bey; İstanbul Çamlıca'da bir yer söyledim size. Ayakta durması mümkün olmayan, yüzde yüz yıkılacak olan bir siteyi işaret ettim. Hazır bir yer, bir ada. E, dönüşüme buradan başlayabilirsiniz. Kaldı ki buranın insanları "Ya, biz bedelini ödeyelim, yeter ki can güvenliğimiz olsun, bedelini de biz ödeyelim." diyerek sizden bu ricada bulundular ama hâlâ bu durum çözülmedi. İstanbul'un birçok yerinde benzer olan durumlar var. Onun için Bakanlığınızdan bu hususta biraz daha destek istiyoruz.

Şimdilik benim notlarım bu kadar, söyleyeceğim budur. Bakayım, başka da notum varsa onu da söyleyeyim.

Teşekkür ederim, şimdilik bu kadar, zaten süremi de doldurdum.