KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Başkanım.

Öncelikle, liderimiz, önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmet ve şükranla anıyorum.

Sayın Bakan, daha önceki Bakanlığınız döneminde, Ekim 2017'de sorduğum bir sözlü soru önergesi üzerine, asbestli içme suyu borularıyla ilgili kürsüde yaptığınız konuşmada aynen şöyle demiştiniz: "Hâlen bir belediye başkanı beldesinde insanlara asbestli borulardan su veriyorsa o belediye başkanını Allah ıslah etsin." Aradan geçen sürede, bölgeye ben gittiğimde, özellikle belediye olup da köye dönen yerlerde bu asbestli içme suyu borularının değişmediğini öğrendim. Ayrıca, birkaç belediyeye de sizin sözleriniz üzerine müracaat ettirdik ama buralarda bir gelişme sağlanamadı, hatta şu anda da Türkiye genelinde yüzde 27 oranında asbestli içme suyu borusu olduğu verilen bir yazılı yanıtta yer alıyor; onu ifade edeyim.

Millî Emlakin hazine arazilerini sattığı köylerde sorunlar var, çok sayıda köyde bu satış gerçekleşmiş ve vatandaş diyor ki: "Benim evimin önündeki arsayı başka şehirdeki bir insana satmışlar; kapımın önüne çıkıyorum, yabancının arsasına girmiş oluyorum." O köyün içindeki kişilere...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hangi köy?

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Niğde'nin Obruk köyü.

Obruk köyünde yurttaşımızın evinin önündeki arazi dahi satılmış, burada büyük bir gerginlik oluşuyor; bununla ilgili, doğru olan şey o köy halkına bu arazilerin satılması. Onun için, yapılan çalışmada, köy dışındaki değil köy içindeki yurttaşların bunları alabileceği olanakların yaratılması gerekli. Tapu Kadastro da bölgede otuz kırk yıl önce gittiği yerlerde ölçüm yapmış, birilerinin üstüne yazmış. Şimdi, bizim bölgemizde yaşanan şu: Arazi değersizdi, başkasının üstüne yazılan araziyi bir insan otuz kırk yıl ekmiş ama arazi değerlenince gidip bakıyor ki arazinin tapusu başkasının üstüne; bu yönde, insanlar birbirini vuracak derecede gerginler. Onun için, Tapu Kadastro bölgeye gittiği zaman bazı değerlendirmeler içinde oluyor ama bu sorunları çözmek lazım. Çok köyde bu yönden önemli ölçüde sorun var, bununla ilgili çalışma yapılmalı.

Ayrıca, yabancılara ciddi arazi satılıyor, bunlar da verimli tarım arazileri. Bunlar araziyi aldığı zaman kuyu suyu filan sorun olmuyor, suyu da buluyorlar, her türlü olanağa da erişiyorlar ama bizim ülkemizin insanı, çiftçimiz araziye sahipken su sorunu, kuyu suyu sorunu devam ediyor. Soruyoruz, Tapu Kadastro verilerine göre bize yanıt veriyorsunuz ama bu yanıtlardaki rakamlar sürekli değişkenlik gösteriyor. Türkiye'de şu an toplamda ne kadar yabancıya arazi satıldı? Yani tümüne... Orada -işte, cevizdi, elmaydı, üzümdü- ayrılarak yanıtlar veriliyor ama bütünü yok, rakamsal olarak verileri bir görelim. Yabancılar niye bu kadar tarım arazisi alıyor ve de en verimli tarım arazileri niye yabancılara satılıyor? Neden kendi çiftçimizin buralarda varlığı sürdürülmüyor?

Bakınız, Anadolu'nun çoğu yerinde ruhsatsız kuyu suyu var, siz de biliyorsunuz ki İç Anadolu bunda başı çekiyor. Ruhsatsız kuyulardan çekilen sularla tarım yapılıyor. Daha önce önerdim, size de önereyim: Bunlara ruhsatı olmadığı için bankalar kredi vermediğinden vahşi sulama yapılıyor, modern sulamaya geçilemiyor; eğer burada yağmurlama ve damlama yöntemiyle tarım yapılırsa ruhsatı olmasa da bunlara kredi verilsin ki suyun lüzumsuz israfının önüne geçelim. Bu tür düzenlemeler Türkiye'nin genelinde ihtiyaç. Kuyu suları ruhsatlandırılmıyorsa dahi kuyu suyunu kullanana modern sulama için kapı aralayalım, böylece suyun israfı daha sınırlı olur. Biliyorsunuz, Konya başta olmak üzere oluşan obruklarla bir gün sabah kalktığımızda bir köy eğer ortadan kalkmış olursa ona da şaşırmamak lazım çünkü kuyu sularının derinliği giderek düşüyor.

Sayın Bakan, daha önceki Bakanlığınızda konuştuğumuz bir konu da bu çatı suları ile gri suların sitelerde değerlendirilerek bahçedeki sulama amaçlı kullanılmasına ve atık suyu olarak kullanılmasına yönelik projelerin geliştirilmesi yönündeydi. Şu anda Türkiye'de kaç sitede çatı suyu ya da gri su kullanılarak değerlendiriliyor? Bunun da yolunu açmak lazım. Su fakiri bir ülke olarak önümüzdeki dönemde suda ciddi problemler yaşayacağız; bugün göletlerin çoğu kurumuş durumda. Bunu açmanın bir yolu da elimizdeki olası olarak ortaya çıkacak su kaynaklarını doğru kullanabilmek; bunu da gerçekleştirmemiz lazım.

Niğde depremde büyük etkilenim içinde olmasa da bine yakın bağımsız bölümde sorun oluştu ve bunların bir bölümü yıkılıyor. Yıkılan yerdekilerle görüştüğümüz zaman "Birden çok yere gidiyoruz, bize bir açıklama yapılmıyor." diyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Toparlayın lütfen.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ayrıca, Sayın Bakan, bu KÖYDES'le ilgili güzel resim gördüm. Cumhuriyet Halk Partisine yüksek oy çıkan köylerimize ne yazık ki bu sıcak asfalt atılmıyor, örneğin Beyağıl köyü. Siz Niğdeli sayılırsınız, ne kadar Kayserili olsanız da hanım tarafından da Niğdelisiniz. Onun için, şu bizim köylerimizin asfaltlarını yapsınlar. Beyağıl köyü, adını da veriyorum köyümüzün.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - Başkanım, özelde sizinle görüşelim de gerçekten alayım, ben yardımcı olayım.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Tamam.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - Yani birtakım isimler verdiniz de aklımda tutamıyorum, özür dilerim. Onları ben sizden alayım, yardımcı olayım.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - KÖYDES'te yani oradaki köylü yurttaştan... CHP'nin yüksek oy aldığı yerde -İl Özel İdaresi Müdürünü kaç kere aradım, Vali Beyi arıyorum- diğer partilere oy veren insanlar da var. Burada da mağduriyetin ortadan kaldırılması için bir çalışma yapılmasını yararlı görüyorum.

Bütçeniz hayırlı olsun.

Teşekkür ederim.