KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, değerli bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, sunumunuz için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.

2024 yılı bütçesinden 91,6 milyar tarımsal destek programları için; 100,6 milyar tarım sektörü yatırım ödenekleri için; 191,8 milyar tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT'lerin finansmanı ve ihracat destekleri için olmak üzere; tarıma toplam 384 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Bize göre Türkiye'nin stratejik ve mukayeseli üstünlüğü tarımdır; o sebeple, tarımsal üretimi ve çiftçimizin refahını artırıcı desteklerin etkin ve verimli bir şekilde sürdürülmesi şarttır. Bunların başında; gübre, ilaç, mazot, elektrik, su, tohum, yem, fide, damızlık gibi temel girdilerin maliyetlerinin üretimi teşvik edecek düzeye getirilmesi gelmektedir.

Eş zamanlı olarak tarım sektörünün; üretim, işletme ve pazarlama boyutlarıyla bütüncül bir yapıya kavuşturulması, üretici örgütlerinin güçlendirilmesi, tarımsal işletmelerin rekabet güçlerinin artırılması ve pazarlama ağlarının geliştirilmesine ağırlık verilmesi gerekmektedir. Teknoloji kullanabilen, yüksek verimlilikte ve kaliteli ürün üreten, doğal kaynakların dengeli kullanımını gözeten, büyümeye sürdürülebilir katkı sağlayan bir yapıyla tarım sektöründe çağdaş değişim ve dönüşümler sürdürülebilecektir. Kalkınma planıyla uyumlu olarak bütçe gerekçesinde yer alan tarıma ilişkin hedeflere ulaşılması; etkin tarım politikalarının yanında şehircilik, ticaret, sanayi ve istihdam politikalarıyla uyumlu entegre programların uygulanmasıyla mümkün olabilecektir.

Kalkınma planında ve bütçenin gerekçesinde de ifade edilen "şehre yakın yerlerde tarım kentlerinin oluşturulması" diye bir hedef var. İstanbul Silivri'de, Silivri Belediyemiz, hem kendisi ekerek hem de tohum vermek suretiyle üreticimizi, köylümüzü destekleyerek bunu yapmaya çalışıyor. Silivri'nin, Çatalca'nın, o bölgenin bu şekliyle desteklenmesi suretiyle İstanbul'un gıda ihtiyacının, beslenme ihtiyacının karşılanabileceğini düşünüyoruz dolayısıyla bu projeyi önemli buluyoruz.

Covid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşından bu yana tarımın esasında bilinen önemi küresel düzeyde ön plana çıkmış, daha da görünür olmuştur. Tüm dünya için zorlu geçen bu süreçte enerjiyle birlikte gıda arz güvenliği, ülkelerin başat sorunu hâline gelmiştir. Savaş nedeniyle sevk edilemeyen büyük miktarlardaki tahıl, gıda krizini tetikleyen, belirsizliği derinleştiren önemli bir sorun olmuştur. Türkiye'nin başlattığı diplomatik girişimler sonucunda oluşturulan Tahıl Koridoru Anlaşması'yla gıdaya erişimin insani boyutta ve tahıl ticaretinin kolaylaştırılması adına önemli bir adım atılmıştır.

Güçlü altyapısı sayesinde gıda tedarikinde sorun yaşamayan, kendi kendine yetebilen bir ülke durumunda olan Türkiye, aynı zamanda tarımda net ihracatçıdır. Türkiye'de tarım ve gıda ürünleri ihracatı 2022 yılında 29,9 milyar dolara ulaşmıştır. Tarım ve gıda ürünleri ithalatı ise 23,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiş; 6,7 milyar dolar dış ticaret fazlası verilmiştir. 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat yüzde 4 artarak 22,1 milyar dolar olmuştur. 2022 yılında yüzde 1,3 oranında artan tarımsal üretimin 2023 yılında yüzde 1,1 büyüyeceği tahmin edilmektedir. Tarımsal katma değerin millî gelir içerisindeki ağırlığı 2022 yılında yüzde 6,5 seviyesinde gerçekleşmiş; 2023 yılında ise yüzde 6,9'a yükselmesi beklenmektedir. Türkiye, önemli bir tarım ülkesi olmasının yanında, gıda yoksulluğu çeken Afrika ile Orta Doğu, Asya ve Avrupa'nın kesiştiği kilit noktadır.

(Uğultular)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, salonda bir uğultu var, sayın hatibi duymakta zorlanıyoruz. Ve pek çok hatip var konuşmak isteyen, söz talebi olan.

Lütfen, sükûneti tesis edelim yoksa bizim için daha yorucu olacak.

Çok teşekkür ediyorum.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Evet, bu konu ülkemizi gıda lojistik merkezi ve gıda ticaretinde uluslararası bir koridor olarak öne çıkarmaktadır. Ülkemiz önemli ulaştırma altyapısına, bitkisel ve hayvansal ürünler için lisanslı depolara ve finansal merkezlere de sahiptir. Depolama ve dağıtım altyapısının zenginliği çerçevesinde ulaşım kolaylığı olan merkezlerde oluşturulacak gıda lojistik merkezleri aracılığıyla sağlanacak üretimin tarımsal ihracatımıza önemli katkı sağlayacağını ve dünya gıda ihtiyacının karşılanmasında önemli bir işlev göreceğini de öngörmekteyiz.

Konjonktürel gelişmeler ne yönde olursa olsun her durumda çiftçinin üretime devam etmesi için önündeki engellerin kaldırılması, faaliyetlerini yürütmesini mümkün kılacak destek ve teşviklerin verilmesi hayati önemdedir. Türkiye tarıma ve çiftçilerimize bu anlamda önemli teşvik ve destek tedbirleri de uygulamaktadır. Tarımsal destekleme tutarı 2023 yılında 63,4 milyar TL'ye ulaşacaktır. Ekim itibarıyla çiftçimize 48,4 milyar lira ödeme yapılmıştır. 2024 yılı tarımsal destek programları için ise 91,6 milyar lira ödenek öngörülmüştür. Bu kapsamda gübre, ilaç, mazot desteği yanında hibe desteği, tarımsal girdilerde KDV indirimi, prim desteği, don ve kuraklık desteği, çiftçi borçlarının yapılandırılması, desteklerden yapılan kesintilerin kaldırılması gibi önemli düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Elektrik faturalarını aylık ödemek yerine hasat sonunda ödeyebilme imkânı getirilmiş, geçmiş dönem elektrik borçlarının beş yıla varan vadeli ve faizsiz geri ödemeli kredi imkânıyla kapatılabilmesi sağlanmıştır. Hayvansal üretime yönelik olarak da damızlık, yem bitkileri, süt, buzağı, koyun, keçi, arıcılık gibi birçok kalemde destek verilmiş, verilmeye de devam edilmektedir. Ayrıca 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerdeki üreticilere 1,5 milyar lira yem desteği, 850 milyon canlı hayvan alım desteği, 150 milyon lira arıcılara şeker yardımı desteği olmak üzere 2,5 milyar lira tutarında destek sağlanmış, ek bütçe kapsamında bu çiftçilerin tarımsal sulama amaçlı su kullanım hizmet bedellerinin desteklenmesi amacıyla da 4,5 milyar lira ödenek tahsis edilmiştir.

(Uğultular)

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, bir uyarı daha lazım herhâlde.

Tarım sektörü yaşamın idamesini sağlayan beslenmenin temincisidir. Bu durum tarımın önemini, gıda güvenliğinin stratejik önceliğini ve çiftçimize bu anlayışa dayalı kıymetle bakmak gerektiğini ortaya koymaktadır. Çiftçilerimize sağlanacak devlet desteği, ürünün arz ve talebini dikkate alan, üreticimize refah artışı sağlayan, girdi maliyetlerini azaltan, üretim maliyeti ve ürün fiyatı dengesini gözeten, afetlere karşı koruyan bir anlayışla yapılandırılmalıdır. Tarımsal işletme, pazarlama ve depolamayla ilgili yatırımlar için uygun finansman sağlanması yanında bu yatırımlarla sözleşmeli üretim ilişkilendirilerek teşvik edilmelidir. Gıda sevk zincirinde fiyatların maliyet kaynaklı olmayan kontrolsüz yükselişinin önüne geçecek mekanizmalar oluşturulmalı, tarladan sofraya tüm süreçler ilgili kurumlarla eş güdüm içinde kontrol edilmelidir. Gıda arz güvenliği ve güvenilirliğiyle tüketicinin korunması sağlanmalıdır.

Tohum tarımın en önemli konularından biridir. Türkiye bu konuda önemli adımlar atmıştır. Bununla beraber gelecek yıllara ve nesillere aktarabileceğimiz millî tohum politikasına ilişkin yapıların etkinleştirilmesi ve çeşit ıslahı konusunda daha fazla AR-GE desteği sağlanması bu süreci destekleyecektir. Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi, verim ve kalitenin yükseltilmesi, yerinde işlenerek katma değer elde edilmesi ve marka olarak pazarlanmasına dayalı sürdürülebilir bir tarımsal yapının inşası sağlanmalıdır.

Kentleşme ve sanayileşme gibi nedenlerle, arazi ihtiyacı nedeniyle tarımsal alanların koruma, kullanma planları önemli bir hâle gelmiştir. Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı veya parçalı yapısı nedeniyle ekilip dikilememesi tarımsal üretimin önemli bir sorunudur ve üretim yapılmayan arazilerin üretime kazandırılması sizin de sunumunuzda belirttiğiniz gibi gereklidir.

Sayın Bakanım, yine, sunumunuzda mülkiyet ve mirasçılık sorunları sebebiyle desteklerden faydalanamayan üreticilerimizin bundan sonra tarımsal desteklerden istifade edeceğini ifade ettiniz. Bunu çok önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Aynı nedenler tarımsal arazilerin kullanımı, ekim dikimiyle ilgili sıkıntılarda da başat rol oynamaktadır, bunu da ifade etmek isterim.

Ormanlar millî servetimizdir. Orman köylümüzün korunmasını ve refahının artırılmasını, ormanların koruma, kullanma sürecinde orman köylümüzle iş birliği içinde hareket edilmesini gerekli görüyoruz. Orman köylüsünün gelirini artıran iş birliği içinde bir orman politikasıyla ormanlarımız korunurken orman endüstrisini de dikkate alan bir sistem oluşturulmalıdır.

Su ve su yönetimi stratejik önemdedir. Türkiye, mukayeseli olarak su zengini bir ülke değildir; o sebeple su varlığının rasyonel kullanımı, sınır aşan suların millî hedefler doğrultusunda yönetilmesi, suyun korunması gereklidir. Bakanlığınız Türkiye Su Enstitüsü ve Devlet Su İşleri aracılığıyla su yönetimi konusunda önemli bir görev ve sorumluluğa sahiptir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayalım Sayın Aksu.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Toparlıyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun, ilave bir dakika daha süre veriyorum.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sağ olun.

Su kullanımı, millî su politikası doğrultusunda, arz güvenliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde, suya göre üretimi ve çeşitliliği esas alan, alternatif finansman modelleriyle desteklenen, suyun tamamından istifadeye dayanan bir anlayışla gerçekleştirilmelidir.

Tarımın önemine, sürdürülebilirliğine uygun politikalar, teşvik ve desteklerle Türk çiftçisi daha ileri seviyelere ulaşacak, refahı artacak, rekabet üstünlüğü kazanacak, milletimizin ihtiyacını karşılamakla kalmayıp inşallah, tarımsal ihracatımızın daha da artmasını mümkün kılacaktır. Bu doğrultuda yapacağınız çalışmalara MHP olarak her desteği vereceğimizi ifade ediyor, bütçenizin çiftçilerimize, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.