Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a)Tarım ve Orman Bakanlığı b)Orman Genel Müdürlüğü c)Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç)Türkiye Su Enstitüsü d)Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 13 .11.2023 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli Bakan, değerli bürokratlar; öncelikle bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.
Benim değinmek istediğim birkaç konu var. Tarımla ilgili konuşmamız gereken konu başlıklarından bir tanesi, mevsimlik işçilerin durumu. Bu insanlarımız Türkiye'nin dört bir yanında gezip ekmeklerini kazanıyorlar; fındık toplamaya Ordu'ya, Giresun'a, çay toplamaya Rize'ye, kayısı toplamaya Malatya'ya, pamuk toplamaya Çukurova'ya gidiyorlar, tam anlamıyla ekmeklerini taştan çıkarıyorlar. Çoğu zaman bu mevsimlik işçiler iş kazalarında, yollarda, traktörlerin üzerinde hayatlarını kaybediyorlar. Sigortaları yok, kayıt dışı çalışıyorlar, emeklilikleri yok; yarına dair güvenceleri yok. Yedinden yetmişe bütün aile aynı anda karın tokluğuna çalışıyor, bunun karşılığında aldıkları ücretler ancak günlük sofralarını kurabilecekleri düzeyde. Mevsimlik tarım işçilerinin sorunları yeterince gündeme getirilmiyor. Mevsimlik tarım işçisi vatandaşlarımızın sorunlarının kapsamlı bir şekilde ele alınması, sorunlarının tespit edilmesi ve çözüm geliştirilmesi gerekiyor. Umarım bu dönemde mevsimlik tarım işçileriyle ilgili bir komisyon kurulur. Ayrıca, bunların da güvenceye alınması en önemli sorunlardan biri.
Yine, tarımda istihdam edilenler yaşlanıyor. Tarımda istihdam edilenlerin yüzde 57'si 45 yaşın üzerinde, tarım dışı istihdamda bu oran yüzde 28; dolayısıyla Türkiye'nin önündeki önemli sorunlardan biri de tarımda çalışanların yaşlanması, bu konuda önlemlerin alınması gerekiyor.
Tarımda çözülmesi gereken diğer bir sorun da son yıllarda gıda fiyatlarındaki olağanüstü artışlar. Türkiye'de 2021 yılı Ocak ayından 2023 yılı Haziran ayına kadar gıda fiyatlarının anormal artışını görüyoruz. Ortalama fiyat yüzde 219 artmış durumda, aynı dönemde dünyadaki ortalama artış yüzde 60 yani "Enflasyon küresel." deniliyor ama maalesef dünyadaki enflasyonun 4 katı.
Yine, gıda krizi ve açlık konusu da önemli bir noktada. 2021 yılının Ocak ayından bugüne Türkiye'de dana etinin fiyatı yüzde 473 artmış, taze süt fiyatındaki artış yüzde 342, sebzedeki artış yüzde 219, meyvedeki artış yüzde 288. TÜİK'in yaptığı araştırmalara göre Türkiye'de her gün et tüketebilen çocukların toplam çocuklar içindeki payı sadece yüzde 12,7; her gün sebze tüketen çocukların oranı yüzde 33; her gün meyve tüketen çocukların oranı yüzde 50; maalesef gıda fiyatı artıkça çocuklarımız da yoksulluğa sürükleniyor.
Bir diğer konu, 2018 yılında birçok ili gezdik, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı çıktık. 2018 yılında 10 şeker fabrikası özelleştirildi. Bakalım sonra ne oldu? TÜİK verilerine göre 2020'de 23 milyon ton olan şeker pancarı üretimi 2022 yılında 19 milyon tona düşmüş, 2019 yılında şeker ve bağlı ürünlerde ithalatımız 213 milyon dolar olmuş, 2022 yılında ise 626 milyon dolara kadar çıkmış, ithalat neredeyse 3 katına çıkmış. Maalesef, bu uygulanan politikalar neticesinde bu duruma geldik, bugünleri gördük. O yüzden "Şeker fabrikaları vatandır, satılamaz!" eylemleri yaptık ama maalesef olan ülkenin durumuna oldu.
Bir diğer önemli konu, tarımda bankalara olan kredi borçları AKP iktidarı döneminde çığ gibi büyüdü. 2004 yılında 5,8 milyar olan kredi miktarı, bugün 549 milyara kadar çıkmış, çiftçinin borcu 100 kat artmış durumda. Çiftçinin borcu gün geçtikçe büyüyor, ipotekli tarım alanı 42,3 milyon dekara ulaştı. 2 milyon 230 bin çiftçinin tapusunun üzerinde ipotek bulunuyor. Kendi ilimden örnek vereyim: Dünyaca ünlü kayısımıza artık bakamayacağı için ağaçlarını söken insanlar var.
Bir de geçtiğimiz yıllarda çok gündeme geldi, Tarım Kredi Kooperatifleri de âdeta bir çiftliğe dönüşmüş durumda. Tarım Kredi Kooperatiflerinin de doğru yönetilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Bir diğer konu, sosyal medyada çok gündemde "Çiftçilere 5 bin lira ikramiye niye yok?" Çiftçi çalışıyor diye maalesef emekli ikramiyesi verilmiyor. 5 bin lira ikramiye verilmesi Cumhur İttifakı'nın oylarıyla kabul edildi ancak milyonlarca insanın emekli ikramiyesini almadığını görüyoruz, burada çiftçiler de emekli ikramiyesi almıyor.
Şimdi biraz da kendi ilimle ilgili konuşmak istiyorum. Malatya biliyorsunuz, dünyanın en güzel kentlerinden birisi ama dünyanın en güzel tarım ürünlerinin de üretildiği kentlerden birisi. Herhâlde burada herkes bilir, sadece kayısımız değil "dalbastı kirazımız" dediğimiz Yeşilyurt ve Gündüzbey bölgesinde olan kirazımız var, kavunumuz var, elmamız var, fasulyemiz var; belki dünyanın en güzel cevizi var Hekimhan'da, çilek var, nar var, pancar var ama olmayan bir şey var: Maalesef hâlâ sulama problemini çözebilmiş değiliz. Milletvekili olduğum günden beri gündeme getirmeye çalışıyorum, şehrin bazı bölgelerinde insanlar kanalizasyon borularını kırarak mahsullerini sulamaya çalışıyorlar, bu da bugüne kadar çözülmeyen bir sorun.
Bir diğer önemli konu Malatya'nın kayısısı. Malatya'da 8 milyon civarında kayısı ağacından yaklaşık 350 bin ton yaş, 110 bin ton kuru kayısı elde ediliyor. Dünyada kuru kayısı üretiminin yüzde 85'ini tek başına Malatya karşılıyor ve ülke ekonomisine yıllık yaklaşık 500 milyon dolar katkıda bulunuyor. Kayısıyla ilgili problemler de çözülebilmiş değil. Kuru kayısıda son dönemlerde iklim değişikliği ve ilkbahar erken yağmurları nedeniyle ortaya çıkan Monilya hastalığı var. Monilya hastalığı sonucu rekolte ve kalite kaybı yaşanıyor. Kayısı üreticileri Monilya ilacını zamanında ve kurallarına göre artırmalarına rağmen yağışların ara vermemesi nedeniyle meyvelerini kurtaramıyor. Her yıl başka bir sebeple altın değerindeki bu ürün göz göre göre yok oluyor. Maalesef kayısıdan memnun olmayan sadece bir kesim var; onlar da üreticiler. "TARSİM" diye bir durum var önümüzde. "Don, dolu, fizyolojik dökülme, Monilya hastalığı" derken kayısı üreticilerinin yüzü gülmez oldu. Kayısının tutmamasına bazen "fizyolojik" diyorlar, bazen "psikolojik" diyorlar; hakikaten ya, "psikolojik" diyorlar, "Kendi intihar etti." diyorlar falan ama TARSİM'in çiftçinin lehine düzenlemeleri yapması lazım. Bu TARSİM'den Malatyalılar memnun değil, yaptıran da memnun değil, yaptırmayan da memnun değil. Yani çok çeşitli bahaneler üretilerek TARSİM Malatya'nın kayısısına gereken değeri vermiyor. Sayın Bakan, bunu da sizin dikkatinize sunmak istiyorum.
Yine bir diğer konu, mutlaka sizin sahip çıkmanız lazım. Bir dedikodu var: 6 Şubat depremini yaşadık biliyorsunuz. Defalarca Toprak Mahsulleri Ofisine ulaşmaya çalıştım, herkes destek veriyor, Tarım Bakanlığı maalesef Malatya çiftçisinin sesini duymazdan geldi. O, toprak altında kalan, enkaz altında kalan insanların kayısısı alınmalıydı. Toprak Mahsulleri Ofisini aramama rağmen bir çözüm olmadı. Zaman geçti ama keşke bunun da bir değerlendirilmesi yapılsaydı.
Yine kayısıyla ilgili bir dedikodu var: Bazen rekolte düşünce İran'dan, Özbekistan'dan, Kırgızistan'dan kayısının getirilip iç ve dış piyasada "Malatya kayısısı" adı altında satıldığı iddia ediliyor. Sayın Bakan, tabii ki bu tarım alanları en çok sizi ilgilendiriyor, mutlaka sizin sahip çıkmanız lazım, kayısı da en çok sizi ilgilendiriyor. Kayısı sonuçta tabii ki Malatyalıların ama sonuçta Tarım Bakanı olarak sizin de kıymet vermeniz gereken bir alan. Lütfen bu konuda bu dedikodularla ilgili önlemlerin alınmasını sizden rica ediyoruz. Yani kayısımızı Özbekistan, Kırgızistan, Cezayir, İran kayısılarına kurban etmemenizi sizden rica ediyoruz.
Bir başka önemli mesele. 2017 yılından beri uğraşıyoruz, bu sarmalık tütün üreticilerinin mağduriyeti. Arkamda birazdan konuşacak, Adıyaman Milletvekilimiz Abdurrahman Tutdere'de var, o da çok uğraşıyor ama maalesef, defalarca dile getirdik, Adıyaman ve Malatya tütününün satımı konusunda bir çözüme ulaşamadık. Değerli arkadaşlar, mevcut yasaya göre 1 kilogram tütün satan Doğanşehirli, Çelikhanlı çiftçi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya. Eroin satmak, kokain satmak gibi bir şey bu yani bunu da dikkatinize sunmak istiyorum. Amerikan tütünü serbest, Amerikan sigarası serbest ama Doğanşehirli, Kurucaovalı, Çelikhanlı üreticinin tütün satması yasak. Bu sadece bu bölgede var yani sarmalık tütün bir sefer de kırmayla sarılıp içilebiliyor. Lütfen bu konunun da gündeme gelmesi lazım. Gelin, hep beraber burada bu hapis cezasını kaldıralım. Sayın Bakan, belki biliyorsunuz, bu tütün ekenler öyle 10 dönüm, 15 dönem ekmiyorlar; 1 dönümle, 2 dönümle bir evi geçindiriyorlar. Bu konuda da sizin çiftçilerin tarafında olmanız lazım, Tarım Bakanısınız yani vergiler çok yüksek o nedenle tütüne de sahip çıkmanız lazım.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Resul Bey memnundu hayatından.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Resul Bey memnun olabilir ama Adıyamanlı memnun değil. Bu tütünden... Resul Bey'in de seçmeni bakın Adıyamanlı.
RESUL KURT (Adıyaman) - Benim kadar uğraşmadın.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen nerede uğraştın? Sen nerede uğraştın?
Resul Bey, bakın, bu tütünle ilgili bir eylem oldu, malum iktidar...
RESUL KURT (Adıyaman) - Yıllardır uğraşıyoruz, nasıl çözümler üretmişiz bakın.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Nerede konuştun? Çözsene iktidarsın, elinden tutan mı var, çöz.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Çöz.
RESUL KURT (Adıyaman) - Çözüyoruz zaten.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hadi bu yasağı kaldır, gelip senin önünde önümü ilikleyeyim. Hadi hodri meydan!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RESUL KURT (Adıyaman) - Kooperatif üzerinden satıyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Gel senin önünde önümü ilikleyeceğim; gel, hadi bakalım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, Sayın Kurt, büyük laflar ediliyor, lütfen.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Adıyaman'da mı yaşadın sen? Adıyaman'ı ben biliyorum, Çelikhan'ı ben biliyorum, sen ne bileceksin? Milletvekili olunca Adıyaman'a gittin sen, tayinle gittin Adıyaman'a Resul Bey.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, ne kadar söz vereyim?
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Sen hiç tütün ektin mi?
RESUL KURT (Adıyaman) - Ben çiftçiydim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kurt, oradan laf atmakla olmaz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Resul Bey tayinle milletvekili olmuş Adıyaman'a, bilmezsin sen. Veli Ağbaba kadar, Abdurrahman Tutdere kadar tütünü bilir misin sen?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, laf atıp kaçıyor.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ne yapabilirim değerli arkadaşlar? Milletvekilini tutamam ki, dışarı çıkıyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başka bir şey demeyeyim, tütünün vebali, günahı sizin boynunuza olsun Sayın Bakan çünkü siz Tarım Bakanısınız, vallahi destek olmanız lazım.
TARIM VE ORMAN BAKANI İBRAHİM YUMAKLI - Oluyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Olmuyor ama millet memnun değil. Hiç olmazsa yüzde 70'lere yakın o vergi oranının düşürülmesi lazım; millet memnun değil, kooperatif de kurmak çok zor hakikaten. Bu konuda, siz Tarım Bakanısınız biz bu vebali, günahı sizin boynunuza atalım; Adıyamanlının, Malatyalının artık şeyi sizin.
Şimdi, biraz önce söyledim ya, bu sulama sorunu çözülebilmiş değil. Lütfen, sizden rica ediyorum, Malatya'da Yoncalı Barajı diye bir baraj var, 1994'te yapımına başlanmış, baraj bitmek üzere ama sulama kanalı yok, sulama...
TARIM VE ORMAN BAKANI İBRAHİM YUMAKLI - Yapacağız.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yapılmıyor ki. Ama daha yeni ihale yapıldı, biraz para vermeniz lazım, biraz destek olmanız lazım.
Bu Yoncalı Barajı hakikaten Malatya'yı, Arguvan bölgesini kurtaracak bir proje, yapanların ellerine sağlık, sizin de katkınız varsa sizin de elinize sağlık. Hakikaten 174 bin dekar araziyi suyla bulaştıracak bu Yoncalı Barajı yirmi yedi yıldır bitirilmeye çalışılıyor. Şimdi, baraj var, barajın içinde su var ama Arguvanlı suya bakıyor, su Arguvanlıya bakıyor, bunun da çözülmesi lazım.
Bir başka şey, Sayın Bakan, hakikaten bu para hepimizin, millî servet. Bizim Malatya Erkenek Göletimiz var, Söğüt Göletimiz var. Bu göletler yapılmış ama -defalarca gölet yapılıyor- su tutmuyor, hiçbir anlamı yok. Bunu da sizin dikkatinize sunmak istiyorum.
Bir başka mesele de gittiğimiz her yerde söylenen bir mesele. Bu sulama birlikleri Devlet Su İşlerine devredildi, kapsam dışı olunca fiyat 2 kat artıyor. Tarlanın üstü kapsam içi, altı kapsam dışı. Bu konuda da sizi bilgilendirmek istiyoruz. Mutlaka bu sorunların çözülmesi lazım.
Bir de sulama suyunda kullanılan elektrik faturaları var, milleti canından bezdirmiş durumda. Bu konuda sizin tarafınız tabii ki çiftçinin yanı, Tarım Bakanısınız, bu konuyu da sizin dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Umarım gelecek yıllarda tarımın tekrar değer gördüğü, çiftçinin tekrar değer gördüğü, baş tacı edildiği bir dönemi hep beraber yaşarız. Ben başta Komisyon Başkanımız Sayın Bakanımıza çok teşekkür ediyorum.
Bütçenizin de hayırlı olmasını diliyorum.